Şike davasında sıra dışı yalanlar
Trabzonspor şike davasında 3 madde ile UEFA’ya başvurdu. Bu başvurusu sonrası aradan aylar geçti ve UEFA’dan bir türlü resmi açıklama gelmedi. Arada bir boşluk oluşunca İstanbul’un Aziz Yıldırım’cı tetikçi medya harekete geçti. Bir haftadır çok yoğun habe
Trabzonspor şike davasında 3 madde ile UEFA’ya başvurdu. Bu başvurusu sonrası aradan aylar geçti ve UEFA’dan bir türlü resmi açıklama gelmedi. Arada bir boşluk oluşunca İstanbul’un Aziz Yıldırım’cı tetikçi medya harekete geçti. Bir haftadır çok yoğun haberler yaparak gündemi meşgul eden tetikçi medyaya bugün başka bir gazete daha eklendi. Gazetenin iddiasına göre; Trabzonspor’un 3 başvurusunun da UEFA’nın yetkisi yok muş.
Gazetenin asılsız iddiaları
TRABZON'UN TALEBİ 1
“İlgili tüzük, yönetmelik ve kararlar ile şikeye karşı sıfır tolerans politikası kapsamında Türkiye Futbol Ligi’ne doğrudan müdahale edilmesi.”
MÜFETTİŞİN RAPORU“Bu nedenle UEFA Kontrol, Etik ve Disiplin Kurulu’ndan Türkiye Futbol Ligi’nin olaylarına doğrudan müdahale etmesi talep edilmiştir. Bu talep, Kontrol, Etik ve Disiplin Kurulu tarafından UEFA Disiplin Yönetmeliği (Özellikle bkz. 2014 sürümü Madde 6 ve 7) hükümleri kapsamında alınabilecek herhangi bir önleme karşılık gelmediği için kendi başına bir amaca sahip olduğu düşünülemez. Nitekim, bu talep disiplin kovuşturmasının sonucu yerine bir parçası olarak atılması gereken adımlar ile ilişkilidir. Bu bakımdan, kendi başına bir etkiye sahip değildir ve usul açısından bakıldığında izin verilemeyeceği görülmektedir. Ayrıca, Disiplin Yönetmeliği’nin hiçbir hükmü UEFA’ya, özellikle onun disiplin kurullarına bir yerel futbol liginin olaylarına doğrudan müdahale etme yetkisini vermemektedir. Bu nedenle birinci talep reddedilmelidir.”
TRABZON'UN TALEBİ 2
“Türkiye Futbol Ligi 2010-2011 sezonunda şike faaliyetlerinden sorumlu kulüplerin ve şahısların cezalandırılması.”
MÜFETTİŞİN RAPORU
“Trabzonspor, Disiplin Yönetmeliği’nin 2 (4). maddesine atıfta bulunmaktadır. (2013 ve 2014 sürümleri) Bu hüküm 2008 sürümünde yer almamıştır. UEFA Disiplin Kurulları bu nedenle yerel müsabakalar ile ilgili şike suçları için kulüpleri ve şahısları cezalandırmaya yönelik genel bir yargı yetkisine sahip olmamıştır. UEFA, gelecekte, doğruca disiplin yönetmeliğinin 2 (4). maddesine dayanarak disiplin cezaları düzenleyebilecektir. Ancak 2010-11 sezonunda, yani disiplin yönetmeliğinin 2 (4). maddesi yürürlüğe girmeden önce yerel maçlarda işlenen suçlar bu hükme isnat edilerek cezalandırılamaz. CAS, F.Bahçe davasında belirttiği üzere, UEFA’nın disiplin önlemelerini uygulamaya ilişkin yargı salahiyeti UEFA müsabaka yönetmeliğine tabi kulüpler ile sınırlıdır. Bu nedenle kulüplerin ve şahısların aleyhine yaptırımların uygulanması isteğinde bulunulan 2. talep kabul edilemez. Zira UEFA’nın yargı salahiyeti UEFA’nın müsabaka yönetmeliğine tabi olan, yani UEFA’nın müsabakalarına katılma hakkına sahip kulüplerle sınırlıdır. Bu nedenle UEFA, müsabakalarına katılmayan kulüpler ve şahıslar üzerinde yargı salahiyetine sahip değildir. UEFA Müsabaka Yönetmeliği’ne tabi kulüpler ile ilgili olarak şunlara dikkat edilmelidir: UEFA 2010-11 Türkiye Süper Ligi’nde kabul prosedürlerinin parçası olarak bir dizi kulübü önceden cezalandırmıştır. Bu nedenle 2. talep, UEFA’nın genel salahiyeti kapsamında yer almadığı için reddedilmelidir.”
TRABZON'UN TALEBİ 3
“Trabzonspor’un maddi ve manevi kayıp ve zararlarının tazmin edilmesi ve Trabzonspor’un 2010-2011 sezonu Türkiye Süper Ligi şampiyonu olarak kaydedilmesi ve ilan edilmesi.”
MÜFETTİŞ RAPORU
“UEFA kurulları, yurt içi şampiyonalarda yapılan edimlerden kaynaklanan olası maddi tazminat talepleri hakkında hüküm verme yetkisine sahip değildir. Bu nedenle 3. talebin bu kısmı reddedilmelidir. Trabzonspor ayrıca, 2010-11 sezonu için Süper Lig şampiyonu olarak kaydedilmesini ve ilan edilmesini talep etmektedir. Bu işlem UEFA disiplin kurulları salahiyeti dışındadır. Bu kurullar ne şekilde olursa olsun UEFA yönetmeliği kapsamında herhangi bir kulübe bir unvan verme yetkisine sahip değildir. TFF’nin bu kararları aleyhine bir temyiz başvurusunun yapılmasına müsaade edilemediği gibi, ulusal federasyonun aldığı bir karardan memnuniyetsizlik duyan bir kulübün ulusal federasyondaki mevcut tüm çarelere (temyiz dahil) başvurmadan önce aynı suçlar ile ilgili olarak UEFA’da bir disiplin kovuşturması başlatma talebinde bulunmasına da izin verilemez. Bütün bu gerekçelerle Trabzonspor’un talebi reddedilmelidir. Bu tür bir yargı salahiyetinin bulunup bulunmaması fark etmeksizin, Fenerbahçe aleyhine yeni bir disiplin kovuşturmasının açılması ve bu kulübün disiplin yönetmeliği madde 6 (1)’e istinaden 2010-11 yerel şampiyonluk unvanının geri alınması yoluyla cezalandırılması kesinlikle mümkün değildir.”