Galatasaray ve Milli Takım ile önemli başarılar kazanan eski futbolcu Hakan Şükür, "Futbola dönmem maceracılık olurdu" dedi.

Erzincan Üniversitesi Eğitim Fakültesi Başöğretmen Salonu'nda düzenlenen söyleşiye katılan Hakan Şükür, öğretim üyeleri ve öğrencilerin sorularını yanıtladı.

Hakan, "Futbola geri dönecek misin" şeklindeki bir soru üzerine, "Futbolu bırakırken oynamak istiyordum, ama bıraktıktan ve bugünleri yaşadıktan sonra 'iyi ki bırakmışım' dediğim bir süreçte kendimi buldum. Nedeni de sizin üzerinizden politikaların üretildiği bir ortamda, hali hazırda oynuyor olsaydım belki çok daha farklı bir şekilde sizlerin önüne sunulacaktım. Maalesef zor durumda kalan insan olacaktım" dedi.

Futbolu bırakırken çok zorlandığını, ancak yeniden futbola geri dönmeyi düşünmediğini ifade eden Hakan Şükür, "Geçenlerde böyle bir teklif aldım, bir yönetici tarafından tekrar geri dönme konusunda. Oynayan ve şu süreçte emek veren arkadaşlarımıza saygısızlık olur diye böyle bir teklifi ret ettim. Oynayabilir miydim? Hayır, oynayamazdım. Futbola dönmem maceracılık olurdu. Yeni bir maceraya gerek yok" şeklinde konuştu.

Başka hedefleri olduğunu dile getiren Hakan Şükür, Futbol Akademisi kurmak üzere planları bulunduğunu belirterek, bununla ilgili kendi bireysel çalışmalarını yaptığını anlattı.

Hakan Şükür, "Galatasaray'ın şu anki mevcut durumunda eksikliğin ne olduğunu düşünüyorsunuz" şeklindeki soruya da şöyle yanıt verdi:

"Bunları söylemiştim demek çok hoş değil, ama maalesef bir laf vardır 'Görünen köy kılavuz istemez' diye.

Maalesef sadece Galatasaray'ın değil diğer takımlarımızın da yanlış yönetimleri bu takımları bir uçurumun eşiğine itmiş durumda. Çok büyük paralarla, bizim oynadığımız dönemlerle kıyaslanmayacak şekilde harcanan paralarla tarihi başarısızlık tablosu ortaya çıktı. Bu süreyi belki de alt yapıdan yetiştireceğiniz oyuncularla değerlendirseniz ileriye dönük çok büyük bir temel atmış durumda olurdunuz. Ama maalesef oyuncuların takımlarında fazla oynamaması hem de gelen oyuncular sayesinde yedek kalması milli takımımıza kadar yansıyan bu kötü süreci beraberinde getirdi. Yani spor yöneticisi, büyük takım yöneticisi sadece kendi takımına ait çalışmamalı. Ülke sporuna katkıda nasıl bulunurum duygusu her zaman içinde olmalı."