TBMM Başkanı Cemil Çiçek, “Yeni baştan sporda şiddet ile ilgili bir kanun görüşüyoruz. Bu yasama ekonomisi açısından hem israftır hem de bir sorunun sadece kanunla çözülemeyeceğinin en son örneğidir.” dedi.

Ulusal Çocuk Forumu toplantısında konuşan Cemil Çiçek, özellikle gelişmekte olan, az gelişmiş, yeteri kadar politikalarını kurumsallaştıramamış toplumlarda bir sorun gündeme geldiğinde en kestirme çözümün kanun çıkartmak olarak görüldüğünü söyledi.

Çiçek, “Kanun çıkartalım, cezaları ağırlaştıralım bu iş biter deriz. Bu işin bitmediğini, kanun çıkarmakla tek başına soruna çare bulunamayacağını Türkiye tecrübesi ile görüyoruz. Nitekim sporda şiddet ve olumsuz görüntüleri ortadan kaldırmak için ağırlaştırıcı bir müeyyideler silsilesini getirdik. Aradan 5-6 geç geçtikten sonra ‘ölçüyü kaçırmışız’ dedik, yeni baştan sporda şiddet ile ilgili bir kanun görüşüyoruz. Bu da yasama ekonomisi açısından hem israftır hem de bir sorunun sadece kanunla çözülemeyeceğinin en son örneklerinden bir tanesidir.” diye konuştu.

İnternet kullanımı, bilgiye ulaşım, bunun istismarı, kötüyü kullanımı gibi konuların ceza hukuk ile ilgili boyutu olduğunu kaydeden Çiçek, “Bu konun üzerinde ciddiyetle durulması gerekir ama başka bilim dallarını ilgilendiren boyutlarının olduğu da ortada.” dedi.

Konuyla ilgili bir Meclis araştırması önerisinde bulunan Çiçek, “Bütün bu konuların araştırılması ile ilgili farklı disiplinler ve bir bütünlük içinde işin ceza hukuku boyutu, eğitim boyutu, psikolojik boyutu, müeyyideler boyutu, teknolojik boyutu… Bunların getirebileceği sıkıntılar ve alınabilecek tedbirlerin bir devlet politikasına dönüşebilmesi bakımından… Bu herkesin ortak derdidir, gelin ayrı ayrı yapmayalım, birlikte bir Meclis araştırması açılsın. Konu tüm yönleriyle incelensin. Bilim adamlarımızla, sivil toplum kuruluşlarımızla, bakanlığımızla beraber bir tedbirler manzumesini ortaya çıkaralım. 2011’in çocuk hakları gününü böylesine anlamlı önemli bir Meclis faaliyeti ile noktalayalım.” şeklinde konuştu.

“BU ANAYASA’DA SADECE İKİ MADDENİN BAŞLIĞI KORUNMALI”

Yürürlükteki Anayasa’nın birçok eksiği bulunduğunu dile getiren Çiçek, “Günün şartlarına uymayan birçok maddesi var. Ama bütün bu olumsuzluklarına rağmen bu anayasada sadece iki maddenin başlığı korunmalıdır. Bunlardan birisi aile ile ilgili 41. madde. Ailenin korunması, sonra ilave yaptık buna ve çocuk hakları. Demek ki çocuk hakları konusu bizim en temel yasamızın da başlığıdır. Yeni Anayasa çalışmalarında bu başlığın ve içeriğin en baştan güncelleştirilmesi, bugün gündeme getirdiğimiz konu ile ilgili olarak da daha sağlam bir kısım çerçevesinin buraya konması lazım.” şeklinde konuştu.

Her yüzyıl için bir sıfat zikredildiğini aktaran Çiçek, “21. yüzyıl, hak ve özgürlükler çağı öbür taraftan da bilgi çağı.” dedi. Hak ve özgürlüğün sadece yetişkinler için değil kadın ve çocuklar için de olduğunu söyleyen Çiçek, şöyle devam etti: “Hak ve özgürlükler çağı olduğuna göre çocuk hakları bunlar içinde en öncelikli olması gerekiyor. Onun için BM konuyu dünya çapında ele almaya çalışıyor.” şeklinde konuştu. Uluslar arası kuruluşların bu tip olayları 1/1.000.000 ölçeğinde vurgu yaptığını kaydeden Çiçek, “Bunu 1/ 1.000 ölçeğine indirmek daha özel daha ayrıntılı tedbirler almak da ülkelerin kendi görevleridir.”

Türkiye’de çocukların korunması için yapılması gereken sayısız işler olduğunu kaydeden Çiçek, bununla birlikte azımsanamayacak bazı adımların da atıldığını ifade etti.

Çocuk ve kadın haklarının bir bakanlık faaliyetinden ibaret olamayacağını söyleyen Çiçek, “Toplumsal desteğin olması lazım. Özellikle sivil toplum kuruluşlarının tespit edilen politikaların hayata geçirilmesi konusunda ciddi çaba içinde olması gerekiyor.” ifadelerini kullandı.

Teknolojideki gelişimin bilgiye ulaşımı kolaylaştırdığını dile getiren Çiçek, “Burada sormamız gereken şey hangi bilgiye ulaşılacak, ulaştığımız bilgi nasıl kullanacağız? Her bilginin iyiye kullanımı, kötüye kullanımı var. Bu işin istismarı da var. Bu istismardan kaynaklanan ekonomik rant boyutu da var. Çok büyük parasal imkânları da beraberinde getiren bir istismar kısmı var işin. Onun için devlet sivil toplum el ele birlikte çalışmalı.” önerisinde bulundu

GELİŞMİŞ ÜLKELER LAF EDER GEREĞİNİ YAPMAZ

Küreselleşme nedeniyle bir kısım olumsuz gelişmelerin bir ülkenin kendi çabaları ile yok edilmesinin mümkün olmadığını aktaran Çiçek; bilginin kötüye kullanımı, internetin olumsuz etkilerinin asgariyeye indirilmesi için de uluslararası işbirliği gerektiğini dile getirdi.

Özellikle gelişmiş ülkelerin bu konuda öncü olması gerektiğini ifade eden Çiçek, “Gelişmiş ülkeler çoğu zaman lafı eder, gereğini yapmaz. Bunun da altını çizelim. Herkese verir aklını, ama dünyayı zindan haline getiren de büyük ölçüde onların o aymazlıklarıdır veya aşırı kar hırsı ile… Bir taraftan demokrasi - insan hakları der, öbür tarafta da 3. dünya ülkelerine silah satmakta hiçbir beis görmez.” değerlendirmesini yaptı.