Terim için ne denildi

Final hedeflediğimiz Avrupa Futbol Şampiyonası'nda Portekiz ile oynadığımız karşılaşmayı 2-0 kaybederek istediğimiz gibi bir başlangıç yapamadık. Goller Pepe ve Meireles'ten geldi. İşte spor yazarlarının maçla ilgili yorumları... KAZIM KANAT: FUTBOLUN ADI

Terim için ne denildi
Final hedeflediğimiz Avrupa Futbol Şampiyonası'nda Portekiz ile oynadığımız karşılaşmayı 2-0 kaybederek istediğimiz gibi bir başlangıç yapamadık. Goller Pepe ve Meireles'ten geldi. İşte spor yazarlarının maçla ilgili yorumları...

KAZIM KANAT: FUTBOLUN ADI; TERİMİZM! (SABAH)

Kadro seçimi ve taktik düşünce, 'Terimizm' futbol felsefesinin eseri. Fatih Terim iki şeyin altını çizdi;

A- Öyle bir 11 çıkardı ki, "Portekiz bizden korksun" dedi. Bu 11'in adı, 'çılgınca' hücum futboluydu. Çünkü; takımın 10 futbolcusunun 10'u da ligde gol atmıştı.

B- Tek ön libero (Aurelio), bir oyun kurucu (Belözoğlu) ve dört forvetle (Kahveci, Şanlı, Kazım, Erdinç) oynamakla Portekiz'den hiç korkmadığımızı kanıtlamak istedik.

İkinci 45'te Terim, Mevlüt Erdinç-Sabri Sarıoğlu değişimi ile futbol felsefemizi değiştirdi. Altıntop'u orta sahadan hücuma çıkardı. Hücumu düşünürken savunmamız dağıldı. Pepe ve Meireles'in attığı gollerde çizgi savunmanın oyundan düşmesinin adı skandal!

RIDVAN DİLMEN: ÇOK ŞAŞIRDIM (MİLLİYET)

Karşılaşma öncesi Fatih Terim'e oyun başlamadan beraberliği verseler hemen kabul edecekmiş. Çünkü sahada kazanmak için oynayan bir takım değil, sadece Portekiz'i durdurmaya çalışan bir ekip vardı.

İlk yarı boyunca hiçbir şey yapmadık rakibi sahamızda beklemekten başka. Sahamızdan çıkamadık. Mevlüt kenarda fazla kalınca Nihat ileride tek başına kaldı. Hamit de savunmada kendini gösteremedi. Bunun dışında kendi kapasitesi kadar bile oynayan oyuncumuz da yoktu. İkinci yarı Mevlüt çıkıp, Sabri girince tipik 4-5-1 sistemine döndük. Ancak ilk beş dakika hariç rakip sahada yine yeterince çoğalamadık. Nihat'ın kendisine tutan Peppe'ye yaptığı asist kalemizde golle sonuçlandı.

Son dönemlerde bu kadar ezildiğimizi hiç görmemiştim. Bir tek şeyi iyi yaptık diyemiyoruz. Kafa topuna çıkamıyorsunuz, hücum yapamıyorsunuz, kanatları kullanamıyorsunuz, pres yapamıyorsunuz. O zaman yenilgi de kaçınılmaz oluyor.

Üstüne basa basa söylüyorum biz bu değiliz. Umarım İsviçre maçında düzeliriz. Ancak Terim'in orta sahadaki Emre, Hamit ve Aurelio üçlüsünü bozmaması gerek. Dün gece Terim'in en büyük hatası buydu.
Takımın en iyisi direklerdi. Üç top direkten döndü.

AHMET ÇAKAR: ACEMİLER MANGASI (SABAH)

Avrupa Futbol Şampiyonası'nda en iyi 16 takım arasındayız ama çok tuhaf futbol oynuyoruz. Daha doğrusu oynayamıyoruz. Birkaç futbolcu dışında hiçbir oyuncunun futbolcu mu yoksa futbolcuya mı benzediğini anlayamadık.

Hani sistem takımıydık? Neredeyse tek gol pozisyonu bulamadık. Hani futbol felsefemiz vardı? Herhalde bu felsefede ileride topu tutamama, yerleşememe, göbekten yarılma gibi basit şeyler atlanmış. Hani futbol felsefemiz vardı? Demek bu felsefede yan toplardan da hiç bahsedilmemiş. Eğer bir ülkenin milli takımının santrforu, İstanbul sokaklarına çıktığında halkın yüzde 99.9'u tarafından tanınmıyorsa o milli takım 'çakma' milli takımdır.

Önümüzde hayati İsviçre maçı var. İki mağlup karşı karşıya gelecek.
Yenilen kesin eve gider. Berabere kalırsak belki de küçük bir şansımız olabilir . Ama bu futbolla değil İsviçre'ye karşı oynamak, Liechtenstein karşısında bile zorlanırız.

MUSTAFA DENİZLİ: BU FUTBOL YETMİYOR (MİLLİYET)

Oyunu lehimize çevirecek işleri çok zor yapabiliyoruz. Böylesine bir maçta kaliteli futbol oynamak için gerçekten topu etkili ve iyi kullanan ayaklar lazım.

Bir takım, bir kişinin üzerine kazanmak için bu kadar yüklenirse başarılı olmak çok zordur. Koşmuyor muyuz, koşuyoruz. Fakat top rakipteyken koşuyoruz. Yani oynamak için, hücum etmek için değil, rakibi oynatmamak için daha çok koşuyoruz. Biz oynamak için daha çok koşarsak iş yapabiliriz.

ERMAN TOROĞLU: HAVAMIZ YOK (HÜRRİYET)

Uzun yıllardır A Milli Takımı bu kadar aciz görmedim. Yenilebiliriz fark etmez, ama insan biraz top oynar mücadele eder. Takımda 5 tane oyuncu var, veresiye oynadılar.

Marco, Kazım, Servet biraz da kalede Volkan, işte o kadar. Mesela bir Tuncay var, Fatih Terim nasıl sabretti ona... Servet'in sakatlığı yüzünden ona dokunamadı. Birkaç tane hücum ettik, rakip ceza alanına girdik. 3'ünde Tuncay, 2'sinde Nihat hücum faul yaptı. Bir de acizliğimizi hesap edin.

Emre'den beyin olursa...

Kimse skora aldanmasın. Allah'ın yardımıyla 5-0 bitecek maç 2-0 bitti. Eğer bir gol atsaydık berabere kalsaydık, futbol adına yazık olurdu. Peki, bütün bunlarda Fatih Hoca'nın günahı yok mu? Kesinlikle var. Çünkü bazılarına esas evlat, bazılarına üvey evlat muamelesi yaptı.

LEVENT TÜZEMEN: DÜNYANIN SONU DEĞİL (SABAH)

Aklın düzeltemeyeceği birçok kusuru şans düzeltirmiş. Ronaldo'nun ve Nuno Gomes'in direkten dönen toplarında "Şans" sırtımızdaydı. Ama biz kusurlarımızı düzeltmek için çaba harcamayınca "Şans" kazanmayı daha çok isteyen Portekiz'den yana tavır koydu. Neydi kusurlarımız?

1- Terim, "Biz takım olarak başarıya açız" demişti. Sahaya çıkardığı onbir birbirini tamamlamayınca akordu bozuk bir Milli Takım izledik. 3 Lejyoner Tuncay-Nihat-Mevlüt hücumda tek top tutamadı. Özellikle Mevlüt-Nihat ikilisi sprinter özelliklerini sergileyecek boş alanı hiç bulamadı.

2- Sabri arkada Hamit önde formülünü bozmak hataydı. Hamit içeri kaçtığı için Simao ve Ronaldo değişerek sağ kanadımızdan etkili geldi. Bunun için Hamit'i suçlamamak gerekir. Çünkü bir futbolcunun yeri bu kadar değişirse katkısı da doğal olarak azalır.

Terim, Mevlüt ve Nihat'tan santrfor yaratmakta artık ısrar etmemeli. Elinde Semih varsa Semih oynar. Üstelik geçen sezon Semih çok fazla uluslararası maç oynadı ve çok gol attı. Emre Belözoğlu oyunun liderliğini üstlenemiyor. Bu görevi Tümer üstlenmeli. Yenilgi dünyanın sonu değil. Yeter ki; bu uyumsuz görüntüyü final maçı gibi görünen İsviçre önünde sergilemeyelim ve kadro seçiminde hatalardan arınalım.

SELÇUK YULA: ÖNLEM ŞART (FOTOMAÇ)

Fatih Terim bize "Bu şampiyonada çok güzel izler bırakacağız" mesajını vermişti. Yani demek istediği, yensek de yenilsek de Milli Takımımız bu turnuvaya damgasını vuracaktı. Turnuva daha bitmedi. Umarım Terim'in dilekleri gerçekleşir. Ama dün akşamki maça bakarsak Milli Takımımızın bu turnuvaya damga falan vuracak hali olmadığını söylememiz gerekir.

FATİH DOĞAN: KÖTÜ BAŞLADIK (FOTOMAÇ)

2002 Dünya üçüncülüğünden sonra futbol arenasına ve başarıya hasret kalan Türkiye, EURO 2008'e Portekiz'e 1-0 yenilerek başladı. Sahaya çıkan futbolcularımız Stade de Geneve'de binlerce, ekranları başında milyonlarca insanımızın yüreğinin yanlarında olduğunu biliyordu.

İkinci yarı Hamit'in kafayla pasında ağır kalan Gökhan'ın hatası ve Nuno Gomez'in direkten dönen plasesiyle başladı. Maçın yıldızı Pepe 61'de Nuno Gomez'le girdiği verkaçı gole çevirerek skoru 1-0 yaptı. İkinci yarı sağdan sola geçen Ronaldo'nun 65'te ortasında Nuno Gomez'in kafaşı yine direğe takıldı. 3 kez direkten dönen takımımızda Sabri, Emre Aşık ve Semih'in oyuna girmesi de oyunun dengesini değiştirmedi. 82'de Nihat'ın ortasında Emre Aşık'la gole yaklaştı ancak o da kaleyi bulmadı. 88'de Nihat'ın indirdiği topu Tuncay'ın maçı olduğu gibi posisyonu da ıska geçmesi beraberlik umutlarımızı bitirirken, 90+2'de Ronaldo, Mouitnho paslaşmasında Meireles son sözü söyledi: 2-0. Nani'ye krampon izi bırakan Aurelio'nun kırmızı görmemesi tek tesellimiz olurken, umutlarımızı son iki maça bıraktık.

HABERE YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler