Trabzon'dan Ercan Saatçi'ye yazı!
Ercan Saatçi Fenerbahçe- Gaziantepspor maçının ardından Tolunay Kafkas’a yönelik köşesinde ağır açıklamalarda bulundu. Bunun üzerine TRT Trabzon Spo Muhabiri ve Günebakış Gazetesi köşe yazarı Barış Yurduseven bugün bu konuyu köşesine taşıdı. İŞTE ERCAN SA
Ercan Saatçi Fenerbahçe- Gaziantepspor maçının ardından Tolunay Kafkas’a yönelik köşesinde ağır açıklamalarda bulundu. Bunun üzerine TRT Trabzon Spo Muhabiri ve Günebakış Gazetesi köşe yazarı Barış Yurduseven bugün bu konuyu köşesine taşıdı.
İŞTE ERCAN SAATÇİ’nin YAZISI;
Tolunay Kafkas’ın canlı yayında bana yönelttiği “kötülük ve nifak tohumları ekme” suçlamasına, içinde bulunmaktan hicap duyduğum “kavga” nedeniyle cevap verememiştim... Kabadayı edasıyla bilmeden, dinlemeden ahkam kesmek bu kadar kolay olmamalı. Üstelik bu ülkenin hatırı sayılır bir kulübünün teknik direktörüysen !
Canlı yayına bağlanmış ve gözünün önünde olup biteni anlatan, üstelik kendi futbolcun tarafından kafasına tabure ve su şişesi yemiş bir Fenerbahçe Taraftarına çok rahat bir şekilde “YALANCI” diyorsun. Biz bu tezgahlara gelmeyiz, Allah’tan başka kimseden de korkumuz yok diyerek uslubunu konuşturuyorsun. Peki soruyorum Tolunay Kafkas; Mehmet Topuz da mı yalancı, Bekir İrtegünde mi yalancı, Hasan Çetinkaya da mı yalancı, Aykut Kocaman da mı yalancı, İsmail Kartal da mı yalancı, Binlerce Fenerbahçe taraftarı da mı yalancı, Murat Özaydınlı da mı yalancı, Aziz Yıldırım da mı yalancı ???
Bekir İrtegün’e “kötü” konuşup maçtan sonra arayarak özürdilediğin mi yalan, yoksa Mehmet Topuz’a davranışın mı yalan ??? Maçın birinci dakikasında ki penaltı pozisyonuyla ilgili Fenerbahçe yedek kulübesine “oturun oturduğunuz yerde” diye bağırdığın mı yalan yoksa, Cenk Tosun’un yedek kulübesinde çıkarılan(!) olay sonrasında Hakem’e “bunu raporunuza yazın Fenerbahçe’nin sahası kapanmalı” demesi mi yalan ???
Bütün bunları ben söylemiyorum... Bu Yalancı yakıştırması yaptığın kulübenizin hemen arkasındaki Fenerbahçe Taraftarları ve Fenerbahçe yedek kulübesinde ki “Potansiyel Yalancılar” söylüyor...
Program devam etseydi önce senden almadığım Allah’ın selamını verecektim sana ve bunları soracaktım... Ben onların “Yalancısıyım” diye ekleyecektim. İsimlerini de verecektim tek tek kimlerle konuştuğumun...
Gaziantep Başkanı İbrahim Kızıl gerçekten de çok sevdiğim dostluk yaptığım iyi bir başkanımızdır. Gaziantepspor da bizim ligimizin olmazsa olmazıdır. Ama “kötülük ve nifak tohumları ekme” diyerek aslında kötülük ve nifak tohumları eken, önyargılı bir biçimde Fenerbahçe taraftarına rahatlıkla Yalancı diyebilen Tolunay Kafkas’a sadece pes (!) diyorum...
SPORDA ŞİDDET (!)
Gaziantepsporlu futbolcu Fenerbahçe taraftarına tabure ve su şişesi fırlatıyor... Neden...? Çünkü Fenerbahçe 90+4 dakikada gol attığı için taraftarları sevindi diye(!) peki sonra...? Tabure ve şişeyi kafasına yiyen iki kardeş emniyete götürülüyor ve uzun bir müddet stada girmeme cezası alıyor... O oyuncu ne ceza alacak hep birlikte göreceğiz. Ama bu uygulama benim adalet anlayışımla örtüşmüyor... Sporda şiddet yasası dedikleri böyle uygulanacaksa uygulanmasın daha iyi. Çünkü asıl bu olayı kasten körükleyenler, oturdukları yerlerden körüklemeye devam edecekler... Konuşanlanlar, yazanlar, konuşarak ve yazarak nifak tohumunun en organiğini ekenler Ne olacak ? Onlar oturdukları yerlerden ahkam kesip ortalığı karıştırmaya devam edecekler ve olan bir tek taraftarlara olacak... Stat kameralarından tespit ettiklerini cezalandırıp, Profesyonel kameraların karşısında ekranlara çıkıp kışkırtanlara bir şey olmayacaksa olmaz olsun böyle yasa !
SON KALE...!
Kanal Türk’ü ve İpek Medya Grubunu tenzih ederim. Ancak Son Kale programında istemeden de olsa izleyenlere kötü örnek olan seviyesizliğin bir parçası olduğum için herkesden özür dilerim... Müdahil olmasam da, kavgaya girmesem de o koltukta oturuyor olmak beni fazlasıyla üzmüştür, tüm spor kamuoyunun ve Televizyon izleyicilerinin bilmesini isterim.
Bu konuyla ilgili tek avuntum, kendi çocuklarımın ve tüm çocukların o saatte uyumuş olması ve izlememiş olmalarıdır.
VE BARIŞ YURDUSEVEN’İN KÖŞE YAZISI…
Aslen Erzincan’lıdır, ama kimse bilmez, çünkü O, kendini Trabzonlu bilir, öyle de görür.
Bizde çoktan onu öyle görmüşüz bile,
Trabzonspor’da oynarken de, canını dişine takan, terinin son damlasına kadar savaşan, birileri gibi tribünlere değil, tribündekiler için oynayan.
Hatta Galatasaray’a imza atarken bile bordo-mavi tişört giyen,
Bu çirkef aleme yakışmayan bir adamdan bahsediyorum.
Tolunay Kafkas…
Kimsenin eğritemediği, bükemediği bir adamdan,
Ama onun da duyguları var,
Onun da yüreği var.
Bir dönem formasını giydiği Galatasaray’ı ligde yenip, kupada elediği zaman, herkesin aferinlere boğup,” helal olsun” dediği Tolunay Kafkas.
Bugün Fenerbahçe ile başa baş, adam gibi oynadı diye yerden yere vurulmaya çalışılıyor.
Oysa ki Tolunay Kafkas, sahada babasını tanımaz.
O, Trabzon aşığı, Tolunay Kafkas, ligin ilk yarısında Trabzonspor maçında bir penaltı pozisyonuna verdiği tepki nedeniyle dışarı atılmıştır.
Aynı Tolunay Kafkas, Fenerbahçe maçından sonra da çıkıp, rakibinin lehine bir penaltının verilmediğini söyleyecek kadar da adamdır.
Şu anda Türkiye’de kaç kişi bunları söyleyebilir yada söyleyebilmiş.
Ama anlayana,
Şimdi birileri çıkıp bu adam gibi adam için bir şeyler yazıp çizmeye çalışıyor.
İnsanlar takım tutabilir, insanların partileri de olabilir, hatta insanlar amigo da olabilir.
Ama amigolar gazeteci olamaz.
Gazeteci, aydınlatandır,
Gazeteci, doğruyu söyleyendir,
Gazeteci, muhalefet edendir ama dürüstçe, korkmadan, karşılıksız.
Siz birilerinin damadı olabilirsiniz, kayın pederiniz de büyük bir gazetenin genel yayın yönetmenliğini yapmış olabilir.
Sizde eğlenmek için orada bir şeyler karalayabilirsiniz.
Ama düzgün insanları karalayamazsınız.
Önce Tolunay Kafkas kadar okuyacaksın, araştıracaksın,
Çağdaş dünyayı, globalleşen dünyayı onun kadar bileceksin.
Oturmasını kalmasını, rakibine saygı göstermesini bileceksin.
Sonra konuşacaksın.
Tolunay Kafkas’tan bahsederken haddini bileceksin, konuşurken de kültür seviyeni.
Onu yererken, adamlığın, yaptıkların aklına gelecek, bir karşılaştırma yapacaksın.
Sonra Tolunay Kafkas’tan bahsedeceksin.
Bizler her zaman onun arkasındayız,
Ama bizler o, Trabzonlu ya da Trabzonsporlu diye değil,
Bizler, o, adam diye arkasındayız.
Bizler, bu çirkef, lanet, iğrençliklerle dolu futbol aleminde, adamların artması için onun arkasındayız.
Ve yine bizler biliyoruz ki, bu Trabzon sevdalısı adam, iki hafta sonra Trabzon’ a geldiği zaman takımını sonuna kadar motive edip oynatacak.
Çünkü adamlık o dur.
Biz onu belki de bu yüzden sevdik.
Pekiii
Saatçi efendi, siz ve sizin gibi sosyete amigoları biliyorlar mı ?
Bu modern, çağdaş,yabancı dil bilen, pro lisans sahibi, genç neslin en başarılı ve geleceği en aydınlık adamının, şu dünyada ki en büyük hayali nedir ?
Tahmin bile edemezsin,
Dur ben seninkini tahmin edeyim.
“Fenerbahçe 100 yıl üst üste şampiyon olsun, Galatasaray tüm branşlarda küme düşsün”
Hadi sen de tahmin et,
Bir gün Trabzonspor’la şampiyonluk yaşamak mı, yoksa Galatasaray’ı Fenerbahçe’yi mi çalıştırmak , yok yok Chelse, Barcelona, M. United’de teknik adamlık yapıp yeni Morinho’mu olmak.
Dur dur yorulma,
Ben söyleyeyim,
Çünkü sen sabaha kadar değil sonsuza kadar düşünsen bulamazsın.
Çünkü sen idealist bir adam değilsin .
Sen şayet öyle olsan, ya müzisyen olurdun, ya iş adamı, yada gazeteci
Ama sen hepsinden birazcık olmuşsun.
İşte bunu tercih etmişsin
Birazcık Ercan
Hep böyle kalacaksın ve de böyle anılacaksın.
Yok yok unutmadım,
O, koca yürekli, adam gibi adamın hayatta ki en büyük hayali nedir söyleyeyim mi?
Bir sahaf dükkanı açmak,
Ve orada, o kitap dünyasında yaşamak.
Sen hiç böyle bir hayal kurabilir misin Saatçi?
Kuramazsın,
Ancak seni kurarlar, yerin ve zamanın geldi mi de ötersin, sonra da seni çöpe atarlar.
Çünkü son kullanma tarihin geçmiştir artık.