Trabzonlu ilk 1924'te katılmıştı
23-30 Temmuz 2011 tarihleri arasında Türkiye’nin ilk olimpiyatını gerçekleştirecek olan Trabzon, 1924 Paris Olimpiyatları’na da iki sporcusunu göndermişti.Kuğuzade Süleyman Rıza, Kelle İbrahim, 1924 Paris olimpiyatlarında Trabzon’u temsil ederek tarihe g
23-30 Temmuz 2011 tarihleri arasında Türkiye’nin ilk olimpiyatını gerçekleştirecek olan Trabzon, 1924 Paris Olimpiyatları’na da iki sporcusunu göndermişti.
Kuğuzade Süleyman Rıza, Kelle İbrahim, 1924 Paris olimpiyatlarında Trabzon’u temsil ederek tarihe geçtiler
Kuğuzade Süleyman Rıza 1924 Paris Olimpiyatlarına sporcu olarak katılmış ve 24 Mayıs 1924 tarihinde, Trabzon’dan, Gülcemal Vapuru ile başlayan yolculuğunu günlük şeklinde yazıya geçirmiştir.
28 Mayısta İstanbul’a gelen Süleyman Rıza, Kadıköy’de İttihatspor Kulübündeki Olimpiyat kampına katıldı. Burada Amerikalı antrenör Topye’nin yönetiminde seçme karşılaşmaları yapıldı. 27 Haziran 1924 tarihinde, Sirkeci’den kalkan bir trenle Paris’e gitmek üzere yola çıktılar. Süleyman Rıza geçtikleri yerler hakkında bilgiler vermektedir.
Trabzon – Paris. 1924 Olimpiyatlarına Yolculuk’ta Paris günleri de anlatılmakta, fakat Olimpiyat yarışları hakkında kısa bilgiler verilmekte, isteyenlerin karşılaşmalar hakkında günlük gazetelerde haber bulabilecekleri belirtilmektedir. Süleyman Rıza, Paris Olimpiyatları’nda katıldığı “sırıkla yüksek atlama” seçmeleri konusunda da bilgi vermemektedir. İhap Subaşı’nın verdiği bilgiye göre, Süleyman Rıza bu seçmelerde 3,75’lik derecesi ile Türkiye rekoru kırmış fakat Olimpiyat barajını aşamamış, elenmiştir.
Süleyman Rıza 16 Temmuz 1924 tarihinde, Lyon kentinden “Piyer Loti” vapuruyla Türkiye’ye hareket ettiklerini yazmaktadır. Günlük, Çanakkale’ye girdiklerini bildiren 23 Temmuz 1924 tarihli notla sona ermektedir.
Trabzon – Paris. 1924 Olimpiyatlarına Yolculuk, Süleyman Rıza’nın hanımı Ayşe Kuğu tarafından yeni yazıya geçirilmiş ve
İ. Gündağ Kayaoğlu – Öner Cıravoğlu tarafından yayına hazırlanmıştır. O dönemin kentlerinin özelliklerini, sosyal yaşamlarını, Türkiye’nin spor tarihini anlatan bir belge olarak önemli bir boşluğu doldurmuştur. Süleyman Rıza’nın günlük şeklinde yazılan anıları bildiğimiz kadarı ile türünde ilk örnektir. Türk spor tarihine önemli bir katkı olarak değerlendirilmelidir.
SÜLEYMAN RIZA KİMDİR?
Aslen Göreleli Kuğuzadelerden olan Süleyman Rıza Bey, 1903 yılında, babası Kuğuzade Ali Rıza Bey’in subay olarak görevli bulunduğu Kırcali’de doğmuştur. Daha sonra ailece İstanbul’a taşındılar ve orada ağabeyi Mehmet Rıza ile 1915-1916 ders yılında Galatasaray Sultanisi’ne girdiler. 1921 yılında Trabzon’a taşındılar. Süleyman Rıza, Trabzon’da, “Hochstrasser” adlı otomobil firmasının acentesinde çalışmaya başladı. O yıllarda 20 Ocak 1921 tarihinde kurulan “İdmanocağı” spor kulübünde ağabeyi Mehmet Rıza ile futbol oynadı. Kulübün ikinci takımının kaptanı idi. Ayrıca, yüksek atlama, sırıkla atlama, uzun atlama, gülle atma, tenis ve koşu sporlarını yapan bir komple atlet idi. Süleyman Rıza, Trabzon Valisi Ebubekir Hazım Bey’in [Tepeyran] ricası ile “Vilayet Sansür Kurulu”nda da görev yapıyordu.
Süleyman Rıza, 1924 Paris Olimpiyatlarına da katılmış ve sırıkla atlamada 3,75’ lik derecesi ile Türkiye rekoru kırmasına rağmen barajı aşamadığı için elenmiştir. Paris yolculuğu sırasında tuttuğu günlük, o dönemin spor yaşamını ve sosyal yaşamını anlatan değerli bir belge olarak kabul edilmektedir. Süleyman Rıza 1991 yılında aramızdan ayrıldı.
KELLE İBRAHİM
Kelle İbrahim, 1924 Paris Olimpiyatlarına Altınspor oyuncusu olarak katılmıştır. Olimpiyatlardaki kampta, dünyanın en seçkin sporcularının katıldığı bir gösteri yarışmasında Milli Takımımızın antrenörü İskoçyalı Billy Hunter ile karşılıklı topu yere düşürmeden 500 kez birbirlerinin kafalarında sektirerek şampiyon olmuşlardır. Bundan dolayı “Kelle” lakabını almış ve soyadı kanunuyla da bu lakabını soyadı olarak almıştır. Bu başarısından dolayı olimpiyatlarda dünya şampiyonu olan Uruguaylılara çok usta olduğu kafa vuruşlarını öğretmiştir. Burada da topu kafasının üstünde düşürmeden 150 kez sektirmesiyle, tüm sporseverlerin haklı takdir ve hayranlığını kazanmıştır. Olimpiyatlardan sonra İsveç’teki bir maçta sakatlanan Kelle İbrahim, İstanbul’a dönünce ilk kulübü Beykoz’a geçmiş ve 1942 yılına kadar bu takımda santrafor olarak takım kaptanlığını yürütmüştür. Üç kez milli formayı giyen Kelle İbrahim 30 yıl aralıksız ve son 20 yılını da sakat bir şekilde oynayan tek futbolcumuzdur.