Tuna yaklaşan kongre öncesi göreve talip olan yönetimlere öneriler sundu.Kendi kafasındaki yönetim modelini açıkladı. Eski asbaşkan Tuna 2011 yılının sonuna kadar kendisinin dolu olduğunu ifade ederek kendisine gelebilecek yöneticilik tekliflerinin de önünü kesti. Eski asbaşkan Erol Tuna yeni Trabzonspor’un tarifini yaparken çok önemli değerlendirmelerde ortaya koydu.

İşte  noktasına virgülüne dokunmadan Erol Tuna’nın röportajının tamamı

Eğer hocaya kaldırabileceğinden daha fazla görev ve sorumluluk verirsen ondan istediğiniz verimi  alamazsınız. Ona  borsaya açık 4 şirketi verirsen tek başına bunları yönetemez. O da görevleri başkalarını devredecektir. O zaman yapı çok hantal olacaktır. Teknik Direktörü esas işi dışına kaydırmamak gerekir.

Mevcut yönetim önemli başarılara imza atmış, kulübümüzün yeniden gözde kulüp olmasını sağlamış,marka değerini arttırmış,önemli iletişimler kurmuş olduklarını görmemezlikten gelemeyiz.Bunun için de kendilerini tebrik etmek görevimizdir.Ben kongrede  mevcut yönetimin öz eleştirini yapıp ,etki altında kalmadan akıllı bir liste oluşturarak devam etmesini istiyorum. Çünkü; * kurumlarda devamlılık esas *ilkesi başarıyı daha kolay  sağlar. Bunun yanı sıra birileri de  “takımın gidişatını iyi buluyorum ama  kulübün gidişatını iyi bulmuyorum der ve liste yaparsa onu neden dışlayalım?

Trabzonspor’un yönetimi kurulu vardır  Başkanı vardır. Diğerleri yönetim kurulunun dağıttığı görevlerdir.Kim hangi görevi yapacak bunlar yönetimin belirlediği görevlerdir. İşin realitesine gelelim.Trabzonspor genelde   Trabzon dışından yönetildiği için ve  başkanlar da bu işe yeterince zaman ayırıp odaklanmadığı  için ,Trabzon’daki işlerden,gidişattan bilgi alabileceği yönetebileceği bir yöneticiye ihtiyacı vardır başkanın. O da o kim oluyor ,As başkan oluyor. Böylece asbaşkanlık görevi de  doğal olarak gözde bir makam ve göz önünde oluyor.

Yoksa başkanlar Trabzon’da ikamet etseler veya yaşamlarının büyük bir kısmını Trabzon da geçirseler,yönetime daha çok hakim olurlar.Bu doğrultuda da  asbaşkanlık görevi o kadar  değer kazanmaz.Örnek İstanbul Kulüplerinin Asbaşkanlarının tanınma yüzdesi çok azdır.

Trabzonspor’un istatistiklerine bakarsak;  Trabzonspor’un Trabzon’dan yönetildiğinde başarılı olduğunu ortaya koyuyor.

Şenol Güneş’e Trabzonspor’da çeşitli model biçiliyor.Mesela Ferguson modeli deniyor. Ben çok şirketleşmekten yana değilim. Ben yalınlık taraftarıyım.Bu bana ait olan bir şey .Her şey  yalın olacak Her şey net olacak ve ben her şeyi net olarak görmeliyim. Eğer Teknik Direktöre  kaldırabileceğinden daha fazla görev ve sorumluluk  verirseniz ondan  beklediğiniz verimi alamayabilirsiniz. Bu durumda  o da görevleri başkalarına asiste edecek veya devredecektir. O zaman yapı hantal olmaya başlayacaktır.Burada yönetim,organizasyon işinin başı olmalı..Bunun da içeriğini doldurmak önemli.

Bakın bugünkü başarıda Şenol Güneş’inde çok büyük payı ve katkısı vardır. Allah korusun nazardan saklasın. Bir Trabzonlu olarak o  bizim gururumuzdur..Demek ki A Milli takımın başındayken dünya 3.lüğü gibi büyük bir başarı tesadüfi elde edilmedi.Demek ki alt yapısı varmış.1994 den beri yaptıkları ortada..

Ben kendi kişisel planlamamı yaptım. 2011 yılının sonuna kadar her konuda doluyum. Kendimi 2011 yılı sonuna kadar doldurdum . Siyaset dahil her şey için dediğim tarihe kadar doluyum. Ondan sonra Allah kısmet ederse zamanım olabilecek. Zaman ayırmam gerektiğini de düşünüyorum. Bunlar çok önemli değil. Burada benim yönetici,asbaşkan, başkan olmam önemli değil.Burada önemli olan ben değil biz.Biz meselesi çok önemli.Hani Özkan hocanın bir sözü vardır.”Biz biriz, biz biziz, biz Trabzonspor’uz” işte bunu başarabilmek önemli. Bu da karşılıklı anlayış  ve hoş görüden geçer

Bakın ben şu anda yönetim yapsam, yakın arkadaşlarımda bir beklenti içersine girer. Ancak konu T.S olunca durum farklı.  Bu benim onunla olan arkadaşlığımı ,dostluğumu da zedeleyecek duruma gelmemeli.Bu iş ayrı bir iş.Trabzonspor yöneticiliği farklı bir iştir.

Bunu da  belirleyeceğiniz yönetim modeli ile ancak anlatabilirsiniz.

 Trabzonspor yönetim kurulunda teknik kadro ile yönetimi kesiştiren bir yönetici olmalı ,Bu tanımdaki kişinin hem futbol bilgisinde hem de yöneticilik deneyiminde derinliği olmalıdır.Bu durumda bu yönetici tanımına uygun bir arkadaşı tercih etmelisiniz.Trabzonspor’un Türkiye ile dünya ile ve taraftarıyla iletişimini sağlayacak yöneticiye ihtiyacı vardır.Ekonomik işlerde  akademisyenlere ve piyasa deneyimi ,kredibilitesi olanlara ihtiyacı var.Bu konuda Trabzon’daki Üniversitemizden faydalanılabilir.Trabzonspor’un iyi hukukçuya ihtiyacı var.Güvenlik de ,Temsilde ,Ticaret ve pazarlamada  deneyimli yöneticilere ihtiyacı var.

Trabzonsporun kıtalar arası sorumluları olmalı. Kıtalardaki ülkeler bu sorumlulara bağlı olacak.Yani Trabzonspor gerçek anlamda bir dünya kulübü olmalı.  Bu tanımlara göre isimleri belirlemek kolay olur.Yönetime giremeyende üzülmeyecek darılmayacak,dışarıda kalanlarda hiçbir karşılık beklemeden kurumun yanında yer alacaklardır. Bu model bize Trabzonspor için uzun vadeli plan yapma şansını da sağlamış olur.

Taraftar istedi diye transfer yapmam ben. Taraftar istedi ,basın istedi diye de hocayı da göndermem ben. Mesuliyet yönetime aittir.. Geliriz yönetim kurulunda görüşürüz,ne aldık ne verdik,sonuç ne yi tartışırız,sonra kamuoyuna sunarız. Sakın yanlış anlamayın taraftarda bunun bilincinde ve taraftarımız çok bilinçlendi.Artık taraftar anlık vücut çalımlarına bakmıyor daha. Ne kadar soğukkanlı cevap veriyorum.Resmin tamamına bakmak gerek.Anlık kararların kulübe zarar verdiğini taraftarda biliyor. O nedenle bazı olayları mantıkla yorumlamak ve acele karar vermemek gerekir.

Trabzonda, her zaman gündemin ilk sırasını Trabzonspor almaktadır.Bu gündemi de  yönetim belirlemelidir.Farklı yerlerde farklı gündemler oluşturmak ,oluşturmaya çalışmak kulübe her zaman zarar vermiştir.

Bakın bazı kulüplerin bankalarda parası var. Varda ne oldu.Büyük kulüp olamamışlar.Onunda iyi tarafını alacaksın.İyi tarafı da ekonomik olarak bankada parasının olması. Ama ligde varlığı ile yokluğu belli değil.Bu tür kulüpler zaman zaman bir başarı yakalıyorlar ama uzun soluklu olmuyor.

Trabzonspor’un gelişimi için mutlaka  Dünyayla iletişim kurulmalı. Bunu yapabilecek insanlarında yönetimde olması gerek. Bu ismin yabancı dil bilmesin de olmazsa olmaz değil. Bilmesi iyi olur ama ondan önce dünyayla entegre sağlayabilmesi için farklı özellikler taşıması da gerekli. Bakın başbakanımız yabancı dil bilmiyor. Yabancı dil bilmiyor ama, dünyayı parmağında oynatabiliyor.

Bizim yönetim oluştururken çok dikkatli olmamız gerek. Yönetim oluşturmak için bazen bıçak sırtında olmak gibidir..Onun için yönetimler çok dikkatli oluşturulmalı .Atasözümüz ne güzel 40 defa ölç bir defa biç diye. İşi çok iyi okumak gerekiyor.Yoksa Allah göstermesin .Bir Samsunspor oluruz,bir Orduspor oluruz. Yada Giresunspor Adanaspor, Rizespor  gibi oluruz. Onun için önerdiğim gibi yönetim kurulları oluşturulmalı. Buna beklentisi olanların dışında herkes evet der.Bu benim dediğime katılmayacak olanlar beklentisi olanlardır. Ortalıkta pilav üstü 200 gram görünmek isteyenlerdir.

Ben yönetimde çalışırken başkan Özkan hoca ile sorun yaşamadık, Ha yönetim içinde ters düştüğümüz konular oldu, fikir ayrılıkları oldu. Bu nedenle konular üzerinde ta Yönetim içinde kaldı. Bu tartışmalarda Trabzonspor’un yararı için yapıldı. Biz sayın Sümer ile tartıştığımızı hala düşünenler var.Bakın hala o bensiz bir gün geçirmez bende onsuz.Biz hala sıklıkla görüşürüz oturur konuşuruz.Halen devam eder .Çok uygarca, medenice katıldığımız yerleri muhalefet ettiğimiz yerleri oturur konuşuruz.Kaldıki Özkan bey Türk ve dünya futbolunun Duayenlerinden birisidir.

Ben kongrede  mevcut yönetimin devam etmesini istiyorum. Ama akıllıca bir liste yapılarak devam etmeliler. Çünkü; devamlılık başarıyı daha kolay göğüsler ama , doğru hareketlerle beraber.Bu sözümden diğer adaylara  kapalıyım anlamada çıkarılmasın. Az önce değdim gibi biri liste yapar kulüp iyi yönetilmiyor der,liste yapar. Bunun yanı sıra adaylar “takımın gidişatını iyi buluyor kulübüngidişatını iyi bulmuyorum der ve liste yaparsa onu neden dışlayalım. Oda gelsin seçimde aday olsun.

Bakın 150 milyon TL borç benim için ürkütücü bir borç değil. Ben bu paranın neyi satan alabildiğini biliyorum. Bu parayla neler yapılacağını da biliyorum. Bu paranın da nasıl yönetileceğini de aşağı yukarı bilirim. Şunun altını bir daha çiziyorum. Bu Trabzonspor bildiğiniz Trabzonspor değil.Çok dikkatli olmalısınız.Trabzonspor’un  geliri dediğiniz gibi 70 milyon ise bu borç ödenir.Ama hangi şartla. Kulübü  doğru yönetmekle olur. Maalesef Trabzonspor’un hala çok boş olduğu ve kullanamadığı alanlar var.

Trabzonspor mevcut yönetimi kulübün büyümesini sağlamış önemli başarılar elde etmişlerdir.Borçların büyümesi ile kulüp büyüdü mü demek çok doğru olmaz. Ortada hacimli bir Trabzonspor gerçeği vardır.

1-Bilgi akışı devam ediyor.

2- İcraatta nerdeyiz?

3- Ne yapmalıyız ?.Bunlar her hafta aralıksız masaya yatırılıyor.

Yönetim modellerinin vazgeçilmezleri vardır.

1-organizasyon şeması,

2 -Ben nasıl bir organizasyon istiyorum.

Bunları yaptıktan sonra işi nasıl ircaa edeceksin.Trabzonspor yönetim kurulu toplantısı saat 18 00 dan sonra olmaz,mesai saatleri içersinde olur.Çünkü bu ciddi bir iştir.150 milyonu yöneteceksen,yelken kulübü yönetir gibi akşam gel, de bir iki laflarız bu arada da bu işi konuşuruz diyemez siniz. Sadri bey yönetime gelirse yönetim kurulu toplantılarını ciddiyet içinde yapmalı. Bakacak ki bizim paramız artıyor mu ,borcumuz azalıyor mu,? Her şey planlanmalı ,mesela Gaziantep maçından sonra  ne yapacağız,Bursa maçından sonra ne yapmalıyız.Galip gelirsek ne yapacağız,berabere kalırsak ,yada yenilirsek ne yapacağızı planlayacaksınız.Eğer toplantı yapmıyorsanız bunu yapamazsınız.

Lider olduğumuz hafta tüm Türkiye’nin gözü üstümüzdeydi.Peki biz ne yaptık.Mesela TS Cluptan bunu anlatan bir ürün mü çıkardık,yada başka bir organizasyon mu yaptık.Marka değerimizi arttıracak ne gibi gündemler oluşturduk?Mal veya hizmet  satıp para kazandık mı?Bunları uzman ekipler yapar.Trabzonspor’da yönetici olmak isteyenler var ya.Lütfen görünmek için ortaya çıkmasınlar.Bir kere şunu sorsunlar kendilerine.Ben bu kulübü yönetebilir miyim ,yönetemez miyim?. Bu liyakata sahip miyim değimliyim, Önce bunu sorgulamaları lazım.

 “Çok adayın çıkması  Trabzonspor için bir zenginliktir.  Trabzonspor’un  bugünkü durumuna bakıp , daha nitelikli, daha kaliteli bir Trabzonspor’u nasıl yaratırınızın temeli oluşturulmalı. Trabzonspor’un  saha neticelerinin çok iyi olması, Trabzonspor kulübünün çok iyi olduğu anlamına gelmez.. Trabzonspor’un arka bahçesi, yani esas işi kulüptür. Kulübün maddi durumu, gelecekte yapacakları, 2-3 yıllık,  4-5 yıllık planları ,olması  lazım. Acaba o cephede durumlar nasıl?  Onu bilmemiz lazım. Mevcut yönetim devam ederse, onlar için devam etmezse yeni gelecekler için  bu konu önemli. .  Çok aday iyi ama , yönetim kurullarının da  nitelikli arkadaşlardan oluşturulması daha çok  önemli. Trabzonspor’un  kısa vadeli  ,uzun vadeli hedeflerinin belirlenmesi gerekiyor.Şuan ki takımın gidişine aldanmamak ve yere sağlam basmak gerekiyor”.

-“Paralı yöneticiye hayır” sloganını ilk ben üretmişimdir. ‘Trabzonspor yönetilmeli , idare edilmemeli” dedim.Trabzonspor’u  yönetecekler nitelikli insanlar olmalı .Ben başından beri paralı yöneticiye aldırış etmem,bana  kulübü yönetecek adamlar lazım.  Trabzonspor’un bugün yüz otuz milyon TL civarında borcu vardır.  Demek ki bizim bir  borç stokumuz var. Bu borç stokunu ,bizim gibi sıradan yöneticiler yönetemez. Bunları akademik üslubu olan, piyasa deneyimi olan, hukuk bilgisi olan, iş adamı ,ticari bilgisi olan kişiler yönetebilir. Demek ki  uzmanlara ihtiyaç var. Bu isimlerin paralarının olup olmaması da  sorun değil. Trabzonspor zaten başlı başına bir kaynaktır. Bu kaynaktan ne kadar üretim yapabilirsek o kadar başarılı olabiliriz. Buradan üretim yapılması için, paralı başkan, paralı yönetici, şart değil. Hatta bence hiç gerekli bile değil. Burada üretim yapabilecek uzmanlara ihtiyac var.Yani bu konuların  üzerinde duracak çok rafine bir yönetim kurulu üyelerine ihtiyacımız var”

“Trabzonspor çok  değişti artık, lütfen bunu anlayalım. Bizim yönetimimizden sonra kulüp değişti. Çünkü, havuz gelirleri, spor toto gelirleri, sponsorluk anlaşmaları falan bunlar Trabzonspor’u  değiştirdi. Şimdi ortada çok hacimli ve gelişmeye hazır bir kulüp var. Ancak bizim de, hala çok eksik yanlarımız var. Mesela şuan Trabzonspor Avrupa kupalarında olmalıydı. Ayrıca Trabzonspor’un arka bahçesinde durumlar iyi değil. Bunları  topladığınız da,ortaya büyük bir resim çıkar. Bizim bu resmi tanımlamamız lazım. Herkes in artık Trabzonspor’un İdmangücü-İdmanocağı   birleşiminden  oluşan  Trabzonspor olmadığını anlaması gerekiyor.  Bunların birleşmesinden oluşan bu takım, artık çok büyüdü. Şimdi yıllık 70 milyon lira gibi olan dev bütçeli bir kulüp var.  Maalesef bu gelirde para sadece havuzdan, TFF’den ,ya da az sayıda sponsordan gelen para. Bunun dışında  yönetimler derhal diğer kaynakları da harekete geçirmeli.  Çünkü bu kalemlerin dışında Trabzonspor’a  çok daha fazla kaynak yaratılabilir. işte bunları yapmak için bizim mahallenin uşağını  yönetime almak yetmez. Mevcut borç stoğunu yönetecek 2-3 yıl sonra bize ne gelebileceğini  hesap edecek konularında uzman ve deneyimli isimler lazım. Yönetime kim talip oluyorsa bu nitelikteki isimleri bulup yönetime almalı. Yani yönetimler de kesinlikle akademisyenlerin olması lazım. Benim yönetim anlayışım bu şekilde, ben olsam böyle yapardım.

“Yönetimlerin amacı  sahalarda başarılı Türkiye ve Avrupa’da başarılı bir Trabzonspor yaratmak olmalı. Sportif başarı  ön bahçedir.  Ama bunu yaparken arka bahçenizin de (ekonomi, kulüp yapısı vb.) iyi olması gerek. Bize Avrupa da ve Türkiye liglerinde güç verecek olan işte o ekonomik  gücümüzdür. Sportif başarı için  borçlanmak bir modeldir. Bakın kulübümüz ekonomik alanda hasta. Şimdi sahalardaki başarıyı görüp de ,sakın  bunu atlamayalım. Trabzonspor’un  sahalarda başarısı kesin ama, öteki tarafta ortada hasta olan bir adam var. Bu hasta adamı  tedavi etmemiz, iyileştirmemiz  lazım. Bunu da dediğim gibi bu işlerden anlayan insanlar yapacak. Trabzonspor’un  2-3-4-5 yıllık planları yapılmalı. Mesela son yıllarda sporcu satamıyoruz. Daha önce iyi fiyata birkaç tane iyi futbolcu sattık. Allah için bu sporculardan gelen paraları da iyi harcadık hani. Bunu yaparken kimlerle nasıl işbirliği içinde olunması gerektiği de planlanmalı. Orda da bunları yapacak rafine edilmiş yönetim kurulu üyeleri gerek”.

“Trabzonspor’un kapısını kapatıp ,hiçbir faaliyet yapmasan günlük 8 milyar gideri var. Kulübün kapısını kapatırsan sorun yok da ,yarın iş yapmak için açacağım dersen, o zaman sorun yaşarsın. Çünkü Trabzonspor’un borsa konusu var ,SPGK ile problemleri var. Bunların giderilmesi lazım. Bunların hiçbiri lafla olacak işler değil. Tümünün bilimsel ve hukuksal temelde çözülmesi lazım. Hem olayın parasal yönünü,hem öteki taraftan hukuksal yönlerini çözeceksiniz. Trabzonspor  artık Karadeniz’in incisi yok bilmem nerenin nesi  bir kulüp değil artık. Trabzonspor çok büyüdü,  Türkiye’nin en büyük kulüplerinden bir tanesi. En büyüğü ya da en büyüklerden bir tanesi.  Trabzonspor artık şehri aştı ,hatta bu bölgeyi hatta Türkiye’yi aştı. Bu kadar bütçesi olan spor kulübünden bahsediyoruz. Trabzonspor’un 150 trilyon borcu varsa,hiçbir faaliyet yapmaz kulübü kapatıp iki yılda borcu sıfırlarsın.Yani bir taraf aşağı gelirken bir taraf yukarı çıkar.Bu bileşik kaplar formülü gibi. O zaman olmadı ,yani hem sahada, hem ekonomide başarılı olmak gerekli. Bakın Trabzonspor’un bugün borcu 150 trilyon lira ise bu borcu kimse babasının parasına güvenip yapmadı. Trabzonspor’a güvenerek yaptı!

Biz bu taraftarı kandırmayalım. Taraftar şampiyonluk istiyorsa, bu istekleri karşılamamız gerek. Taraftar şampiyonluk istemekte haklı,ama bende kulüpçüyüm. Trabzonspor’da yöneticilik yaptım Burası benim içinde çok önemli bir kurum. O zaman yönetimler hem taraftarın dediğini, hem de benim dediğimi yapacak. İkisi de çok önemli çünkü. Taraftar şampiyonluk istemekte haksız mı? Ben geçen sezon Bursaspor’un neden çok şampiyon olmasını istedim Bursaspor şampiyon oldu mu kardeşim? Oldu. Demek ki olunabiliyormuş. Şampiyonluğu İstanbul dışına ilk biz çıkardık,26 yıl sonra Bursa aynı şeyi yaptı. Demek ki doğrular yapılınca şampiyonluk İstanbul dışına çıkarılabiliyormuş. Taraftarda bizden şampiyonluk isteyecek. İstemekte en doğal hakkı. Biz yöneticilerde onların bu isteklerini karşılamak görevimiz borcumuz. Diğer taraftan da yönetimler kulübün ayakta kalması için gereken çalışmayı yapmalı !.

Şuan listelerde adı geçenlere bakıyorum, benim kafamdaki yönetim modelini göremiyorum. Bu isimler benim kafamda ki yönetim modeli ne oturmuyor. Çok enteresan ama oturmuyor. Benim düşüncemde olan varsa bu şekilde yapması lazım. Bu dediklerime çare olabilecek, Trabzonspor’un gelecekteki yılını çizebilecek, projeksiyona sahip, vizyona sahip yöneticileri bulmamız lazım. Maalesef o da şuan da yok. Trabzonspor yönetimini artık belirli kriterlerden çıkarmamız lazım. Belirli isimlerin dışına taşımamız lazım. Yönetimlerde hukukçu, esnaf doktor, sanayici Tüccar olmalı.  Ancak bu seçimde iyi yapılmalı. Futbolu bilinler de yönetimlerde olmalı. Çok iyi iş adamı olabilirsin, çok iyi hukukçu olabilirsin, çok büyük sanayici olabilirsin bütün bunların hepsi futbol da çok başarılı bir yönetici olacağın anlamına gelmez.  Asla böyle bir kavram yok. Ben çocukluğumdan beri futbolun içindeyim bu işlerle uğraşıyorum, Benim iş adamı yönümde var . Ben futbol oynadım, yöneticilik de yaptım. Futbol benim işimin bir parçası olmuş. Futbolu iyi bilen yöneticilerin yönetimde yer almaması demek oraya canlı bomba koymak demektir. Bu da kısa sürede patlar.!

Röportajın Devamı yarın Bu sayfada.