Trabzonspor'u geri verin
2000 Yılı Genel Kurulu'nda Özkan Sümer'le birlikte göreve gelen eski idarecilerden Coşkun Kahraman, Trabzonspor'un yaklaşan kongresi öncesinde değerlendirmelerde bulundu. Dönemin başarılı yöneticilerinden Coşkun Kahraman, sorularımızı yanıtlarken gelecekl
2000 Yılı Genel Kurulu'nda Özkan Sümer'le birlikte göreve gelen eski idarecilerden Coşkun Kahraman, Trabzonspor'un yaklaşan kongresi öncesinde değerlendirmelerde bulundu. Dönemin başarılı yöneticilerinden Coşkun Kahraman, sorularımızı yanıtlarken gelecekle ilgili aktif idarecilik düşüncesinin olmadığını dile getirdi. Kendisine verilen görevi en iyi şekilde yerine getirmeye çalıştığını ancak şuanda işleri nedeniyle aktif yöneticilik yapmak istemediğini ifade eden Kahraman, bugünkü yönetimin yaptığı yanlışlardan, genel kurulda olması gerekenlere kadar bir çok konudaki soruya samimi cevaplar verdi. İşte Coşkun Kahraman'ın dilinden dökülenler;
Doğan, Dengesini Kaybetti
Öncelikle teknik heyetten başlayalım. Trabzonspor Yönetimi'nin yaptığı en büyük yanlışlardan biri Ziya Doğan'ı takımın başında tutmakta takındığı kararlılıktır. Ziya Doğan'ın bunca yanlışa rağmen takımın başında tutulması Trabzonspor'a yapılabilecek en büyük ihanettir bana göre. Yönetim, Doğan'ın görevde bulunduğu maçları alsın izlesin. 2-3 Maç hariç tümü ızdırap verici. Ben bir taraftar olarak kötü futbol oynanan maçları galip gelsek dahi izlemekten haz duymuyorum. Mevcut yönetimde bulunan arkadaşlar acaba hiç mi bunun muhasebesini yapmıyorlar.
Yönetim Aciz Kaldı
Takımın iyi koştuğu söyleniyor ancak iyi koşmak yeterli değil. Futbolcularımız atlet değil. İzleyenler futbol bekliyorlar. Teknik Direktör Ziya Doğan deneyimli bir antrenör olabilir. Ancak Trabzonspor'da dengesini kaybetmiştir. Öz güvenini kaybetmiştir. Biz bir şey istemiyoruz eski Trabzonsporumuz'dan başka. Trabzonspor'u geri versinler. Yönetimler icraat yeridir. Teknik adamı eleştirerek bir şeyler yapılamaz. Eğer eleştiremiyorlarsa ve teknik adamın görevine son veremiyorsan, sen istifa edersin. Mevcut yönetimdekiler yöneticiliği bilmiyorlar. Bıraksınlar bu işi.
Şuurlu Hareket Etmiyorlar
Ziya Doğan, Gökdeniz, Umut ve kaleci Tolga'ya duacı olması gerek. Ben O'nun yerinde olsam aldığım parayı onlara verirdim. Yönetimin işi bilmediğinin en basit örneklerinden biridir başkan yardımcısı ve genel sekreterin teknik heyeti eleştirme yanlışı içine düşmeleridir. Bir yönetici takımın nasıl oynaması gerektiğinden bahsedemez. Teknik heyet değiştirmenin zamanı değil bahaneleriyle bir yere varılamaz. Aksine teknik heyetin görevine son vermenin tam sırasıdır bugün. Yönetim şuurlu hareket etmiyor. Yapılan yanlışların içerisinde üste çıkabilmek için çırpındıkça daha da içinden çıkılmaz bir hal alıyor yönetim.
Albayrak Seçim Kazanamaz
Biz 40 yılımızı verdik Trabzonspor'a. Bunun karşılığında maçları izlerken utanmak da varmış. Başkanın şimdi aday olacağı konuşuluyor. Olabilir en doğal hakkı. Ancak aday olursa büyük hata yapar. Zaten piyasada çok aday var. Ancak çok adaylı bir genel kurul Trabzonspor'a yarardan çok zarar getirir. Başkan Nuri Albayrak, seçim kazanmadan önce verdiği vaatlerin hiçbirini yerine getiremedi. Bu genel kurulda ne gibi vaatler verecek çok merak ediyorum. Ortalıkta ne yıldız, ne stat, ne şampiyon bir takım ne de büyüyen bir Trabzonspor görebildik. Alt yapıya önem verilecek dendi bütün gençlerimiz kayboldu.
Karnesi Başarısız
Bırakın yeni bir stat yapmayı mevcut statta bile en ufak bir iyileşme yok. Bunları göremedik ancak 10 trilyondan 40 trilyona çıkan bir borcu gösterdi bize bu yönetim. Albayrak'ın Aralık ayında aday olması halinde hiçbir şansı olmaz diye düşünüyorum. Teknik heyeti değiştirse, yıldız alsa, stat için kazma vursa, yönetimini değiştirse de Trabzonspor delegesini kandırabileceğini sanmıyorum. Çünkü oy verilirken bir insanın karnesine bakılır. Karne iyiyse yine oy verilir. Şimdi geçmişte ne yapmış diye bir bakarsak söylenebilecek tek bir olumlu icraat bile yokken Albayrak'ın yeniden seçim kazanma olasılığı yoktur.
Yıldızlar Satıldı
Başarı demek, iyi transferler yapmak, kupa kazanmak, şampiyonlar ligine katılmak, bütçeyi dengede tutmak demektir. Bunların hiçbirinin olmadığı yerde başarıdan söz etmek mümkün değildi. Geçtik bizi, hatrı sayılır spor adamlarına soralım; hiçbiri iyi bir şey söylemiyor, yazmıyor. 28 Oyuncu transfer edildi. Ancak bir tanesi bile isabetli olmadı. Eller, Fatih, Stepanov satıldı. Yıldız sözü verirken alınacağına dair değil, satılacağına dair söz verilmiş demek ki.
Başkan Trabzon'dan Olmalı
Ben Trabzon'da başkanlık seviyesinde insanların olduğuna inanıyorum. Bu işe soyunan ismin Trabzon'dan olması öncelikli düşünce olmalıdır. İlla da dışardan olsun, içerde konsensüs sağlanamadı denilirse bu isim için bana göre Ahmet Ağaoğlu uygundur. 2000 Yılından bu yana ben başkanın Trabzon'dan olması gerektiğini savunuyorum. Ancak bunun gün de ortak fikirde buluşulması gerek. Bu ortak oluşumu sağlamak da hem bakanlık yapan hem de bu kulübün geçmişinde olan Sayın Faruk Özak gibi isimlere düşer. Trabzonspor'u çok iyi tanıyan, ekonomisi iyi olan birileri yönetimde olmalı.
Birileri Ayağa Kalkmalı
Ancak gelinen noktada herkes kenara çekilmiş. Kutuplaşmalar oldu. Bunları ortadan kaldıracak, birleştirici olacak birinin ortaya çıkması gerek. Bu isim Besim Kahraman, Ali Özbak ya da Nizamettin Algan gibi isimler olabilir. Kulübün geçmişinde yer alan bu isimlerden herhangi biri ayağa kalkarsa kimi çağırsa gider. Biz en iyi şekilde bırakmıştık bu kulübü. Şimdi de Trabzonspor'un borcunun altına girecek birileri yine bulunur. Kulüp hiçbir zaman sahipsizkalmaz. Ancak 15 trilyon yıllık açık vererek borçlanmayla başarı olmaz. Borsada da zarar ediliyor. Ekonomik tablo iyi görünmüyor.
Hedef Borçsuz Kulüp Olmalı
Her yönetim bir sonrakine borç bırakarak bir yere varılmaz. Şuan göreve gelecek yönetimin en az 10 trilyon sıcak paraya ihtiyacı var. Çünkü giden yönetimler alacaklarını hemen kongrenin sonrasına yazarlar. Futbolcu alacakları birikir. Hedef borçsuz bir kulüp ortaya çıkarmaktı. Bu öze dönüş ve akılcı yatırımlarla olur. Akıllı transferlerle olur. 5 Yıllık kalkınma planı gerek. Bu süre içinde beklentilerden de sıyrılmak gerek. Şampiyon olacağız deyip de insanları beklenti içerisine sokarsanız sinirler gerilir, en küçük bir olayda millet sahaya atlar.