TS ile Şampiyonluk hayalim

Rubin'le üst üste iki zafer kazanan Gökdeniz, “Onlarla sevinip, onlarla üzülüyorum. Bu başarıyı keşke Bordo-Mavili formayla yaşasaydım” dedi.Dünyanın en iyi takımı olarak gösterilen Barcelona'yı yıkan golü atan O... Üst üste 2. kez Rusya Şampiyonluğu'nu k
TS ile Şampiyonluk hayalim

Rubin'le üst üste iki zafer kazanan Gökdeniz, “Onlarla sevinip, onlarla üzülüyorum. Bu başarıyı keşke Bordo-Mavili formayla yaşasaydım” dedi.

Dünyanın en iyi takımı olarak gösterilen Barcelona'yı yıkan golü atan O... Üst üste 2. kez Rusya Şampiyonluğu'nu kazanıp, tarihi bir başarıya imza atan Rubin Kazan'ın gözbebeği yine O... Trabzonspor taraftarının unutamadığı, Bordo-Mavili renklerin son yıllarda yetiştirdiği en büyük yeteneklerden biri de O... Gökdeniz Karadeniz... Yıldız futbolcu ile şampiyonluğun hemen ertesinde Kazan'da sıcağı sıcağına görüştük. Tabi konuk Gökdeniz olunca gündemin bir numaralı maddesi de Trabzonspor oluyor haliyle... İşte Kazan'da büyük bir sevgi gören ve futbolseverlerin fotoğraf çektirip, imza almak için yarıştığı Gökdeniz Karadeniz'in açıklamaları:

'Devamlılık sağlanmak zorunda'
“Trabzonspor çok zor bir dönemden geçiyor. En yakın zamanda düzelmelerini umuyorum. Ancak herkesin biraz sabırlı olması ve her anlamda devamlılığın sağlanması gerekiyor. Kadroyu eleştirmek benim işim değil ama oyuncuların kalitesiz olduğunu söyleyemem. Trabzonspor'un en büyük transferi Ünal Karaman'dır. Bilgisi, birikimi ve tecrübesiyle kulübe çok faydalı olacaktır. Uzun zamandır başarı gelmediği için tribünler isyanda ve bunda haklı olabilirler. Ancak Trabzon şehrinin en büyük markası Trabzonspor'dur. Ona sahip çıkılması lazım. Trabzon özel bir yer, burada oynayacak futbolcular şehrin yapısına uymak zorundalar.”

'Bir gün dönmek isterim ama...'
“Başarı için istikrar şart. Rubin Kazan takımına bakın, 2001'de Rusya Premier Ligi'ne çıktı. 3 sezon önce küme düşmekten son anda kurtuldu. Ne hoca değişti ne de yönetim. 7-8 senedir hem başkan hem teknik heyet aynı. Gönül ister ki, bir gün Trabzonspor formasını yeniden giyeyim hatta futbolu Bordo-Mavili forma altında bırakayım ancak ileride şartlar ne olur bilemem. Belki onlar beni istemez. Buradan çok yakın takipteyim, onlarla sevinip, onlarla üzülüyorum. Futbol kariyerimin ilk şampiyonluklarını Kazan'da yaşadım. Ama bunu Bordo-Mavili forma altında gerçekleştirmeyi daha çok isterdim. Onun sevinci ve bendeki yeri çok ayrı olurdu. Trabzon ile şampiyonluğu herşeye tercih ederim.”

'İki sene şampiyonluk daha büyük olay'
“Evet Barcelona'yı Nou Camp'ta yenmek büyük bir olay. Ancak inanın Rubin Kazan ile Rusya Ligi'nde arka ara iki kez şampiyon olmak daha büyük bir olay. Çünkü Rusya'da gerçekten saha içinde müthiş bir fiziksel mücadele yaşanıyor. CSKA, Spartak, Zenit, Dinamo, Lokomotiv gibi herkesin tanıdığı güçlü rakipleriniz var. Barça, dünyanın tartışmasız en iyi takımı. İki maçta yenilmeden onlardan 4 puan almayı başardık. Kimse Nou Camp'a Barcelona'yı yenmek için çıkmaz, biz de o amaçla gitmemiştik zaten. Kontratak planımızı tam anlamıyla yerine getirip, kazandık. İnter ile oynadığımız maçın son yarım saatinde onları sahalarına hapsettik. Bu sonuçlar ve şampiyonluklar bizim başarımızın tesadüfi olmadığını gösteriyor. Ronaldo, Messi gibi yıldızlar olağanüstü yeteneklere sahipler. Ama siz takım ruhunu oluşturmadıkça başarıya ulaşamazsınız, biz Kazan'da bunu yakaladık. Bizde Messi yok ama Barcelona'yı yenebiliyoruz.”

'Trabzon kazansın diye Kazan'ı seçtim'
“Avrupa'nın üst düzey liglerinde forma giymeyi tabi ki isterim. Ama ortada bazı gerçekler var. Avrupa'ya giden Türk futbolcular arasında kulübüne en çok para kazandıran isim benim. Kendimin daha çok para kazanacağı bir takıma sıfır bonservis ücretiyle gidebilirdim. Ancak bende büyük emeği olduğunu düşündüğüm kulübümü düşünerek, bu kararı aldım. İnsanlar Rus Ligi'ne başka bir gözle bakıyor olabilirler. Ama inanın ki, Rus Ligi çekişmeli ve zor bir lig. Son 5 yılda UEFA Kupası'nı kazanan 3 takım da Rus ekolünden geliyor. CSKA, Zenit ve Ukrayna'dan Shakthar... Kimse buranın kalitesiz olduğunu söyleyemez.

'Kendimizi çok abartıyoruz'
Koskoca Premier Lig'de tek temsilcimiz var, Tuncay Şanlı... O da bonservisi elinde gitti. Herkes La Liga'yı Serie A'yı, Premier Lig'i ister. Ama ben de Şampiyonlar Ligi ve Avrupa'da oynuyorum. Türk futbolcusu doğru yeri ve zamanı yakaladığında yurtdışına açılmalı. Bu Almanya olur, İsviçre olur, Rusya olur, Ukrayna olur... Bizde şöyle bir önyargı var: Bir Türk futbolcusu İspanya'ya gidecekse Real, Barcelona veya A.Madrid olmalı. İngiltere'ye gidecekse Chelsea, M.United ya da Liverpool olmalı. Bu çok yanlış. Biz kendimizi çok abartıyoruz ve dev aynasında görüyoruz. Gidenler bakın, geri dönüyorlar. EURO 2008'de yarı final oynadık ama kimse Avrupa'ya transfer yapamadı, gördünüz.”

'Buranın tek kötü tarafı soğuk hava'
“Burada stres ve baskı yok. Televizyonlarda spor programlarında tartışmalar tabi ki var ancak sadece maç günü maç konuşulur ve ertesi gün olay kapanır. Kazan'da günlerim çok güzel geçiyor. İlk şampiyonluğumu burada yaşadım. Bunun için benim açımdan anlamı farklı olan bir yer burası... Tek kötü tarafı olumsuz hava şartları. Bu futbolu da kötü etkiliyor. Ancak biz bebek değiliz ki, ağlayınca meme versinler. Herşeyin bir karşılığı var ve sonuçta iyi paralar kazanıyoruz. Buraya gelmeden önce bilmediklerim hakkında araştırma yapmıştım. Türkler ile konuşup, Hasan ve Tomas'tan görüş aldım. Yaşanabilir bir yer olduğuna kanaat getirince transfer oldum.

'Tekke sahada benim öbür yarım gibi...'
“Milli takımda yaklaşık 1 yıldır oynamıyorum. Ancak onlar benim için geçmişte kaldı. O zamanki hoca öyle düşünmüş, öyle uygun görmüş olacak ki, bu yönde bir tercihte bulunmuş. Terim gelmiş geçmiş en önemli hocadır. Kararına saygı göstermek zorundayız. 2010 Dünya Kupası'na gidemeyişimiz bizi kötü etkileyecektir. Belki derece elde edemezdik ama orada olmak çok önemliydi. Süper Lig'i yakından takip ediyorum. İlk başta Fenerbahçe ve Galatasaray'ın kopacağını düşünüyordum ancak Beşiktaş'ın derbi zaferi yarışın tüm seyrini değiştirdi. Bu tablo sezonun çok zor geçeceğini gösteriyor. Saha içinde en iyi anlaştığım oyuncuların başında Fatih Tekke geliyor. Onun ne zaman, ne yapacağını hissediyorum. Onunla iyi bir ikiliydik. Yanyana oynamak istediğim bir futbolcudur.”

'Berdiyev Türkiye'de olsa biterdi...'
“Teknik direktörümüz Kurban Berdiyev çok düzgün bir insan. Dinini de tam anlamıyla yaşayan biri. Ancak Berdiyev, Türkiye'de Barcelona maçındaki gibi bir elinde tespih bir elinde Kuran'la dua etseydi, kariyeri biterdi ve yer yerinden oynardı. Öyle davranan insanlara garip bir önyargı var, farklı bakılıyor. Oysaki Nou Camp'ta tam çıkış tünelinin orada ufak bir bölüm yapmışlar, tüm Hristiyan futbolcular, dua edip, haç çıkararak, sahaya çıkıyorlar. Kimse de onlara birşey demiyor. Artık bunları aşmamız gerekiyor.”

'Güiza'ya 15 milyon Euro veriliyorsa...'
“Türk takımları Rubin Kazan'dan transfer yapabilirler. Neden yapamasınlar ki... Tabata'ya 8, Mehmet Topuz'a 9, hele hele Daniel Güiza'ya 15 milyon Euro veriliyorsa tabi ki, buradan da oyuncu alabilirler. Son dönemdeki performansıyla Rus Milli Takımı'na da çağrılan Boukharov iyi bir futbolcu. Ancak onu buradan koparmak zor. Çünkü genç olması dolayısıyla bonservisi yüksektir. Domingues sözleşmesini uzatmayacak, bonservisi elinde, o da çok yetenekli bir futbolcu.”

'Sadece bir goldü, o kadar'
“Barcelona'ya attığım golün abartılmaması gerekir. Nou Camp'ta Barcelona'yı yıkan vuruşu yapmanın yeri çok başka ama ben milli takım forması altında Brezilya'ya da Fransa'ya da gol atma başarısını gösterdim. Gol geldikten sonra hiç şaşkınlık yaşamadım. O gol bize tüm takımın zafere daha çok inanmasını sağladı ve karakterimizi ortaya koyarak Barça'nın yenilmeyecek bir ekip olmadığını dünyaya gösterdik.”

'Nerede o kahraman Türk?'
“Barcelona'yı yendiğimiz maçtan sonra Rusya Devlet Başkanı Dmitri Medvedev bir açılış için Kazan'a gelmişti. Orada “Barcelona'ya golü atan kahraman Türk nerede? Onu görmek istiyorum” demiş. Bana haberin ulaşması üzerine görmek istediği takımdan birkaç oyuncuyla yanına gittim. Kendisi elimi sıkarak, beni tebrik etti. Gurur verici bir olaydı. Eğer attığım golle Türkiye'yi sevindirdiysem ne mutlu bana...”

Ailesi herşeyi
Rubin'in şampiyonluğunu ilan etmesinin ardından soluğu ailesinin yanında alan Gökdeniz kızı Naz ile poz verirken, kucağına oğlu Demir'i alan eşi Serra'nın da mutluluğu gözlerinden okunuyordu.


HABERE YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler
Bunlar da İlginizi Çekebilir