Trabzonspor’un  26 Temmuz'da Almanya'nın Münih kenti yakınlarındaki Lohof kasabasında başlayan kampı bu gün (5 Ağustos 2012) sona erdi.

 Trabzonspor, Almanya kampında  hazırlık maçı oynadı. İlk maçında İtalyan 3. lig temsilcilerinden Südtirol'u 4 - 1, Bundesliga ekiplerinden Fürt'ü 1 - 0 mağlup eden bordo - mavililer, son maçında ise Premiere Lig ekiplerinden Queens Park Rangers ile 1 - 1 berabere kaldı

Trabzonspor'da ikinci kamp döneminde Volkan Şen, performansıyla ön plana çıkmayı başardı.

 Hollanda kampının yıldızları Sapara ve Soner Aydoğdu ise bu kampta Volkan Şen’i n gerisinde kaldılar

Bordo - mavili oyuncuların kamp değerlendirmeleri şöyle:

Volkan Şen: Almanya kampının yıldızı diyebiliriz. Geçen sezonki gereksiz topla fazla oynama huyundan büyük ölçüde vazgeçmiş. Kendisini oyuna verdiğinde takıma en büyük katkısı olacak oyuncuların başında geliyor . Özgüveninin kazanmış. Temposu her geçen gün artıyor. Takım arkadaşlarıyla yardımlaşlarak oynamaya çalıştığında çok etkili oluyor

Tolga Zengin: Takım kaptanı yine kalenin en büyük adayı . Saha içi ve saha dışında gösterdiği performansla tam bir kaptan gibiydi.

Onur Kıvrak: Tolga'yı sürekli tetikte tutan performansı hem de tüm gücüyle antrenmanlarda çalışması bordo - mavili takım için büyük şans. Küsmüyor, Tolga'nın performansına bakmadan çalışıyor.  Kaptan Tolga ile aralarındaki tatlı rekabeti gerçekten de görülmeye değerdi.  İkiliye  geçen sezona oranla daha fazla görev düşecek.

Zeki Ayvaz: Tolga ve Onur'un ardından şansı yok. Ama onlardan öğreneceği çok şey var. Kampta çalışkan isimlerden di .En azından bu fırsatı iyi kullandı.

Soner Aydoğdu: Hollanda'daki ilk etabın yıldız oyuncusuydu. İkinci etapta ise yoğun antrenman temposu nedeniyle yorgun düştü.  Ama kalitesi ve oyun bilgisiyle 11'in en büyük adaylarından.Sol ayağı raket gibi.Formaya yakın 

Colman: Oyuna girdiğinde varlığını hissettiriyor. Şenol Güneş için takımın en önemli oyuncularından biri.

Olcan Adın: Dedesinin ölümü nedeniyle takımdan bir süre ayrı kaldı  Ancak gerek performansı gerekse yetenekleriyle takımın değişmez elemanlarından. Güneş'in vazgeçilmezlerinden

Adrian: Takımın beyni olabilecek yeteneklere sahip ancak 5.5 milyon euroluk bonservis bedeli omuzundaki en ağır yük. Yine de yetenekleri küçümsenecek ölçüde değil.

Sapara: İlk etaptaki performansında düşüş yaşayan oyunculardan ancak özellikle top rakipteyken yapılan baskı sırasında da takıma katılmaya başladı. Savunma yönünü geliştirmesi onun takıma girmesini kolaylaştıracak gibi gözüküyor. Güneş'den formayı alabilir.

Aykut: Orta sahanın yükünü çekmesi gerekirken oyun kuruculuğa soyunmaya çalışmasının takıma bir faydası olmadığını anlaması lazım. Oyuna girdiğinde ondan öncelikle Colman'a değil Zokora'ya yardımcı olması isteniyor.

Alanzinho: Adının kiralık veya gönderilecek oyuncular arasında geçmesinin moral bozukluğunu yaşıyor. Ama yine o bilindik neşesinden ve sürpriz gollerinden vazgeçmiyor. 'Son 30 dakikanın adamı' sıfatını sonuna kadar hak ediyor.

Barış Özbek: Maç eksiğini giderip tam bir fizik güce kavuştuğunda orta sahadaki en iyi alternatiflerden biri olacak. Hollanda'daki ilk bölümde dalgalı bir grafik sergilemişti ancak Almanya'da kendini toparladı.

Zeki Yavru: İyi niyetli, hırslı ama takıma girmek için çok daha fazlası gerek.

Giray Kaçar: Bamba ile uyumu arttıkça daha iyi oynamaya başladı. İlk maçlarda Bamba'nın savruk oyununu toparlamak için ekstra enerji sarf etmişti ancak Bamba iyi oynadıkça o da kendini daha rahat hissetmeye başladı.

Zokora: Takımın sigortası. Fildişi milli takımına 'ağabey' pozisyonunda dönecek olması ona ekstra doping gibi gelmiş. Profesyonelliği ile parmak ısırtacak türden bir oyuncu.

Serkan Balcı: İlk dönemin çalışkan futbolcusuydu, yoruldu Almanya'da adeta kendini dinlendirdi. Hücuma çıkmak onu çok yoruyor, savunma ağırlıklı oynarsa gerçek Serkan'ı sahaya yansıtıyor. Bu nedenle önünde oynayan oyuncunun da sorumluluk alması gerekiyor.

Henrique: Bir golcüden beklenen gol vuruşu, savunmayı yıpratma, boş alanları değerlendirme gibi yetenekleri sahaya yansıtmaktan çok uzaktı. Sahada amaçsızca sağa sola koşan bir futbolcu gibiydi. Bu haliyle Trabzonspor'a faydalı olmaktan çok uzak.

Vittek: Burak Yılmaz'ın ardından üzerine kalan yükün altında ezildi. Burak'la oynamaya alışan takım, Vittek'in pivot santrfor modeline uyum sağlayamadı. O da takımın oyun sistemine uymayınca adı gönderilecekler listesinin en üstüne yazıldı.

Halil: Profesyonelliğini her ortamda gösterdi. Çok yönlü yapısıyla takım için önemli alternatiflerden biri.

Sol Bamba: Uyum sorununu aşma konusunda büyük mesafe kaydetti.Ancak dengesiz çıkışları, kendine fazla güvenden kaynaklanan riskli paslarıyla hala tam bir güven veren futbolcu modeli olamadı. Mustafa ile forma savaşı devam ediyor.

Mustafa: Bamba'nın gelişinin ardından formanın aslanın ağzında olduğunun farkına vardı. Daha çok asılıyor, daha çok çalışıyor. Yeni transfere karşı forma savaşının kolay olmadığını da anladı.

Ferhat: Güneş'in en fazla şans verdiği oyuncuların başında geliyor. Ancak henüz Güneş'e, 'Cehc'i rahatlıkla kesebilir veya gönderebilirim' güveni verdiğini söyleyemeyiz.

Celustka: Güneş'in jokeri. Sağ bekte, sol bekte, stoperde, ön liberoda nereye koyarsanız oynuyor. Ama bu durum onu ilk 11 oyuncusu olmaktan uzaklaştırıp 'iyi bir alternatif' haline getiriyor.

Cech: Güneş'in gönderilecekler listesinin üst sıralarındaki oyunculardan. Forma şansı gün geçtikçe azalıyor.

Yasin Öztekin: Hollanda kampının yıldızlarından biriydi ama erken forma girmesinin adeta ceremesini çekti. İkinci dönemde inişli - çıkışlı bir maç ve antrenman performansı yaşadı. Bu halde ilk 11 şansı zor.

Emre Güral: Gençliği ve enerjisiyle Trabzonspor için bu sezonun en büyük kanaçlarından biri oldu. Gol vuruşları, uzaktan şutları görülmeye değer. Şenol Güneş'in görev vermesi halinde sezonun sürprizi olabilir.