TS saymanına hodri meydan
Eski Trabzonspor Sportif A.Ş. Genel Müdürü Tayfun Erpek, Trabzonspor kulübü üyelerini bilgilendirmek amacıyla bir açıklama yaptı.Erpek, özetle Trabzonspor Kulübü Genel Saymanı Emin Kahraman'ın daha önce bir konuşmasında Trabzonspor'un borsaya girişi bir
Eski Trabzonspor Sportif A.Ş. Genel Müdürü Tayfun Erpek, Trabzonspor kulübü üyelerini bilgilendirmek amacıyla bir açıklama yaptı.
Erpek, özetle Trabzonspor Kulübü Genel Saymanı Emin Kahraman'ın daha önce bir konuşmasında Trabzonspor'un borsaya girişi bir hataydı. Bir faciaydı bu sözlerden yola çıkarak, Sayın Emin Kahraman'a bir cevap verdi. Hem de her platformda Emin Kahraman ile yüz yüze görüşerek, tartışma yapabileceğini kaydetti.
İşte Tayfun Erpek'in Trabzonspor kulübü üyelerini bilgilendirmek amacıyla yapmış olduğu açıklamayı okuyucularımızla paylaşmak istiyoruz.
Trabzonspor Kulübü Üyelerine,
Trabzonspor Kulübü Genel Saymanı Emin Kahraman geçenlerde verdiği bir beyanatta Trabzonspor'un borsaya giriş şeklinin yanlış olduğunu ve büyük mali külfetler getirdiğini ifade ederek, Her yıl 5.5 trilyon faiz ödüyoruz. Bu, 30 yıl devam edeceğine göre toplam 150 trilyon ödeyeceğiz. 20 milyon dolarlık anapara da duruyor. Bu faciadır. demiş.
2003'ün ikinci yarısında profesyoneller işe başladığında, Trabzonspor Kulübü'nün, yurtiçinden beş ayrı kulübe, bir Avrupa, bir Afrika kulübüne, biri yıllar evvel futbolu bırakmış beş eski futbolcusuna, mevcut tüm profesyonel futbolcularına, teknik kadrosunun tamamına, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü'ne, beş ayrı bankaya, yirmi iki eski ve beş mevcut dönem yöneticisine, futbolcularına kampta yemek sunabilmek için alışveriş yaptığı kasaba ve fırına ve daha nicelerine borçlu idi. Fırın ve kasap, borçlar kapatılmadan ekmek ve et temin edemeyeceklerini söylüyorlardı.
Bunların dışında türlü borçlar nedeniyle mahkeme haciz süreci devam eden pek çok dosya mevcuttu.
Elbette çark bir şekilde dönüyor, sonuçta takım sahaya çıkıyordu. Ama günü kurtarmak, bir günlüğüne borç almak için koskoca Trabzonspor Kulübü adına sağa sola yalvarmak, çok yüksek günlük faizler ödemek doğrusu çok hazin bir tabloydu.
Ancak asıl sorun bu da değildi. Günü kurtarmak için o kadar çaba harcamak gerekiyordu ki kulübün gündeminin neredeyse tamamını bu konu oluşturuyordu. Takım deplasmana gidecek, uçak biletleri nasıl alınacak? Hangi yöneticiden borç alınacak? Olmazsa şehirde kimlerin kapısı çalınacak?
Gündeminde böyle konular olan bir kurum için uzun vadeli stratejiler geliştirip onları kusursuz uygulamak söz konusu olabilir miydi?
Olamazdı. Olmuyordu.
O dönemlerde herkesin diline pelesenk olan, ancak pek az kişinin gerçekten anladığı kurumsallaşma hamlesinin temel taşlarından birini oluşturan şirketleşmenin ve halka açılmanın amacı, işte bu hastalıklı yapıyı tedavi edecek nakit girişini sağlamak ve mali açıdan beyaz bir sayfa açarak Trabzonspor'u adına yaraşır şekilde planlı, programlı, bütçeli çalışan bir kurum haline sokmaktı.
Bu amaçla kulübün gelirleri bir şirkette toplanarak bu şirketin hisseleri düzenli kar payı vaadiyle yatırımcılara sunuldu. Başka bir deyişle, halka arz yapılarak gökten 32 milyon YTL yağdırılmadı; yatırımcılar, ileride gelirlerden belirli bir payı alma karşılığında bu parayı temin etti.
Bilmem belirtmeye gerek var mı ama finans dünyasında kimse kimseye 32 milyon YTL'yi yok yere vermiyor, karşılığında bir şeyler bekliyor.
Sonuç olarak kulüp, her yıl düzenli kar dağıtımı taahhüdü ile yüklü bir kaynağa kavuştu ve mevcut borçların tümünü kapatarak Aralık 2005'teki kongreye herkesi, her kulübü kıskandıracak mükemmel durumda bir bilanço ile girdi. Kulübün herhangi bir kişi veya kuruma tek kuruş borcu yoktu, adeta mali açıdan yeniden doğmuştu. Sadece yatırımcılarına yılda bir kez şirketin gelirlerine paralel olarak artacak ya da azalacak kar payı (temettü) ödemesi söz konusuydu.
Halka arzın üzerinden yaklaşık üç yıl geçti. Ve iddia ediyorum ki o dönemde yapılanlar, hangi açıdan, hangi mantıktan bakılırsa bakılsın doğruydu, gerekliydi.
Trabzonspor'un başına ne geldiyse cehalet ile cüretin kulüp içinde at koşturmasından geldi. Trabzonspor başarılı olsun diyorsanız, aslında Trabzonspor cahil cüretkarların hüküm sürdüğü bir kurum olmasın diyorsunuz demektir. Ben de bu düşünceye aynen katılıyorum.
Ve Trabzon medyasına sesleniyorum: Emin Kahraman ile her türlü platformda yüz yüze tartışmaya hazırım. O dönemde yapılmış her bir muhasebe kaydının tek tek hesabını vermeyi, yapılanların mantığını ve felsefesini savunmayı peşinen kabul ediyorum. Emin Bey de belki Aralık 2005 sonrasını anlatır da kulüp sıfır borçtan iki senede 50 milyon YTL borca nasıl çıkmış, hep beraber hesabını yapar, sorumluları belirlemeye çalışırız.
Emin Bey'den ricam, Ben seçilmiş bir yöneticiyim. Kulübün eski bir maaşlı çalışanı ile oturup tartışmam. gibi içi boş laflarla konuyu geçiştirmeye çalışmaması. Yetişkin hayatının tamamını finans ilminin teorisine ve pratiğine adamış bir insan olarak ben, finans mantığı açısından yukarıdaki olağanüstü anlamsız beyanatı veren kişiyle oturup tartışmayı kabul ediyorsam, o da karşılığında o kadarcık tevazu gösteriversin. Bekliyorum.
Trabzonspor Kulübü'nün sahibi sayın kongre üyelerine duyurulur.
Saygılarımla,
Tayfun Erpek
Eski Trabzonspor Sportif A.Ş. Genel Müdürü