TSYD Trabzon Şubesi'nden Ağaoğlu'na ziyaret
Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD) Trabzon Şubesi, Kulüpler Birliği Başkanlığı’na seçilenTrabzonspor Kulübü Başkanı Ahmet Ağaoğlu’nu ziyaret ederek hayırlı olsun dileğinde bulundu.
TSYD Trabzon Şube Başkanı Selçuk Kılıç ve yönetim kurulu üyeleri Maslak’ta bulunan Kulüpler Birliği Binası’nda başkan Ahmet Ağoğlu ile bir araya geldi.
Ağaoğlu, basın mensuplarına Trabzonspor ve ülke futboluna ilişkin gündemle ilgili soruları üzerine açıklamalarda bulundu.
Yabancı oyuncu kontenjanı konusunda kulüp başkanı olarak şahsi düşüncesini açıkladığını söyleyen Başkan Ağaoğlu, “Yabancı kuralı değişse de buna itiraz edecek çok takım çıkacak. Bir hafta sonra lig başlıyor. Herkes yapılanmasını, planlamasını ona göre yaptı. Biz de planlamamızı ona göre revize ettik.” dedi.
Futbol Federasyonun genel kurulunda kurulların yapılanmasıyla alakalı tüzük değişikliğinin bulunduğunu kaydederek, şöyle devam etti:
“Genel kurulda tüzük değişikliği var kurullarla alakalı olarak. Onu başarabilirsek çok büyük iş yapmış olacağız. Kurulların yapısı… La Liga, Premier Lig… Kurulların üretken olabilmesi, marka değerini yukarıya taşıyabilmek için ona benzer bir yapıya bürünmesi lazım. Orada sadece naklen yayın haklarının pazarlaması değil sadece etkinliği. Marka değerinin artırılması ya da pazarlanması değil tek hedefleri. Bugün mesela federasyonun üzerindeki en büyük yükü ve sorumluluğu Premier Lig üstlenmiş durumda. Bunun içinde antrenör eğitimleri, antrenör semineri, altyapı planlaması, altyapı geliştirilmesi, az önce anlattığımız konuların neredeyse tamamına yakın bölümünü La Liga ve Premier Lig üzerine almış durumda. Federasyon neredeyse sadece müsabaka organizasyonu asli görevi orada. Müsabaka talimatı, müsabaka yönetmeliği, transfer yönetmeliği, FFP, Sportif Fair-Play, İdari Fair-Play federasyonun sorumluluğunda.
Merkez Hakem Kurulu La Liga’da Federasyona bağlı, İngiltere’de tamamen bağımsız bir limitet şirket. Ama İspanya’daki yapıda hakemlerin değerlendirilmesi klasman oluşturulması hem La Liga’nın hem de İspanyol Futbol Federasyonu’nun ortak çalışması sonucunda şekilleniyor.”
Rezerv lig ya da B takımı uygulaması konusunda düşüncelerini açıklayan Ağaoğlu, şöyle devam etti.
“Rezerv lig ya da B takımı uygulamasının, UEFA üyesi ülkeler arasında farklı uygulanış şekilleri var. Bizde U19 Gelişim Ligi diye bir lig var. Burada U19 yaş grubunun altında genç oyuncular kendi aralarında mücadele ediyorlar. Dünyanın hiçbir yerinde hiçbir platformda kendi eşdeğerleri ile mücadele ettiği takdirde gelişim sağlaması mümkün değil. Bizim U19 Galatasaray’ın U19’u ile oynuyor. Başakşehir’in U19’u ile oynuyor. Oradaki mücadele düzeyi belli, direncin de düzeyi belli. Gelişim sağlamak için, mücadele düzeyinin ve direncin artması lazım. Bu insan anatomisinde de böyle. Onun için U19 içerisinde gelişim sağlanacağına inanmıyoruz. İşin tabiatından dolayı böyle bir şey de mümkün değil. Orada iki ya da üç tane farklı şey olabilir. Bunlardan birisi rezerv lig olabilirdi. Rezerv ligde sadece genç oyuncular değil gerekli halde A Takım içerisinde form düşüklüğü gösteren, ya da sakatlıktan çıkmış maç eksiği olan oyuncuların (Avrupa’daki uygulamalar öyle) bu oyuncuların içerisinde yer aldığı güçlü B takımı diyebileceğimiz takımların mücadele ettiği lig rezerv lig. Bizim birinci talebimiz oydu, bu kabul görmedi. O kabul görmeyince B takımının 3.ligde mücadele etmesini önerdik. O da kabul görmedi. ‘Çok sayıda takımın 3.Lig’e girmesi 3.Lig’in dengesini bozar’ dediler. Arkasından U19’da ilk 4’te bitiren yani final ve yarı final oynayan takımlar girsin” dedik. O da kabul görmedi. Bütün bunların kabul görmediği yerde bu işin altyapısını yapmadan yabancı oyuncu uygulamasını birden bire devreye soktuğun zaman çok akılcı olmuyor. Sen yerli oyuncuyu yabancı oyuncu ile rekabet edecek bir düzeye taşımadan o gelişimi sağlamak bu kararların alınması 1960’lardaki ithalat yasağına benziyor.
Biz bunu bir şekilde aşacağımıza inanıyoruz ve hala bunun mücadelesini veriyoruz. U19 finallerine baktığımız zaman Galatasaray takımının çok daha farklı olduğunu görüyoruz. Galatasaray takımının bu farklılığının en büyük sebebi, Avrupa’da mücadele etmiş olmalarıdır. Yani daha üst düzey mücadelenin olduğu, daha üst düzey futbolun oynandığı bir ligde yarıştığı için, orada mücadele ettiği için. Kendi akranlarından daha üst düzeyde takımlarla mücadele ettikleri için.”
Başkan Ahmet Ağaoğlu, bordo-mavili takımın yeni sezonun en iddialı takımları arasında gösterilmesine ilişkin de görüşlerini dile getirdi.
“Futbolun bir şekilde marka değerinin artması için göze hoş gelmesi lazım. Bunu da kreatif oyuncularla sağlayabiliyorsunuz” diyen Ağaoğlu, “Lig başlamadan şampiyonluğun favorisi olarak gösterilmek sağlıklı bir değerlendirme değil. Ancak şu, geçen sene sezonu bir anlamda mevcut kadro yapısıyla başarılı bir şekilde tamamlayan bir Trabzonspor vardı. Yani gemici tabiriyle yelkenlerini şişirmiş belli bir hıza ulaşmış bir Trabzonspor vardı. Şu anki görüntüde geçen seneki eksiklerini de yüzde 80-90 oranında tamamlayarak aynı şekilde yoluna devam eden… Yani rota aynı, akım aynı, tayfa aynı ama ihtiyaç olan bölgelere de takviye yaparak yoluna devam eden bir yapı şu anda Trabzonspor. Şampiyonluk mücadelesi verecek olan takımların birtakım eksiklerini çok geç gidermeleri dolayısıyla Trabzonspor’un bu yapılanmayı erken tamamladığı için favori gösteriliyor. Ben ona katılmıyorum. Favori olmak için bu yeterli değil ancak avantajlı. Transfer ve hazırlık dönemini bu mücadelenin içerisine girecek olan takımlardan daha avantajlı bir şekilde başladı. Bence favori ile avantaj arasında biraz fark var” ifadelerini kullandı.
Trabzonspor’un bulunduğu noktaya gelmesine ilişkin konuşan Başkan Ahmet Ağaoğlu, bunun üç boyutu olduğunu söyledi. Ağaoğlu şöyle konuştu:
“Bu işin üç boyutu var. Ekonomik, sportif ve idari tarafı var. Bundan iki sene önce gittiğin hiçbir futbolcuyu ekonomik olarak neredeyse alma şansına sahip değildin. Gelecek olan oyuncuların kulüple alakalı olarak düşünceleri pek pozitif, olumlu değildi. Özellikle ödemeler konusunda çok ciddi endişeleri, kafalarında soru işaretleri vardı. Bugün yapmış olduğun şeyleri senin iki-üç sene önce yapman mümkün değildi. Transfer ettiğimiz oyunculardan hiçbirisi, biz onlarla transfer penceresi daha açılmadan konuşmaya başladığımız zaman Trabzonspor’un kendilerine yapılacak ödeme şekliyle, zamanlaması ile ilgili sorunları yoktu. Trabzonspor son üç sene içerisinde oyuncularının parasını günü gününe verip, denk bütçeyle yürüyen kulübün finansman yapısı ve kulübün gerçekleri doğrultusunda hareket eden bir kulüp izlenimi bıraktı. Bu bir faktör. Bir diğeri, idari anlamda da teknik kadroyla yönetimin aynı zamanda da izlemenin tam bir uyum içerisinde çalıştığı bir süreci yakaladık. Daha doğrusu onu da maksimumu yakaladık. Bu da büyük bir faktör. Bu da taşları, tuğlaları hep üst üste koyarak, eksikleri tamamlayarak geldik. İki sene önce belki bunların yüzde 50’sini yapabilirdik. Zaten geldiğimiz zaman “3-4 seneye ihtiyacımız var” derken kast ettiğimiz şey buydu zaten. Bütçe belli değil, gelir belli değil. Bir sürü sıkıntıları yaşadığın boyutta her şeyi zaten dört dörtlük yapmanız mümkün değil. Biz bu sezon lig bittikten hemen sonra 3 tane transfer yaptık. Bunu daha önce yapamazdık. İdari sıkıntı yaşanırdı. İdari sıkıntıyı yaşadığınız boyutta, idari olarak gönünüzü göremediğiniz bir yerde soyut adımlar atmanız mümkün değil.”
ARALIK AYINI DÜŞÜNMÜYORUM
Başkan Ahmet Ağaoğlu, Aralık ayında gerçekleşecek olan seçimli Olağan Genel Kurul’la ilişkin de şunları söyledi:
“Aralık ayını hiç düşünmüyorum. Ben onun hesabını yapmıyorum. Benim burada yapmam gereken bir iş var. Kafanızı, düşüncelerinizi farklı bir noktaya odaklarsanız, enerjinizin de bir bölümünü oraya kaydırmanız lazım. Benim açımdan baktığınız zaman bu mümkün değil. Bizim yapacak çok işimiz var. Popülizmin hesabını yapmak yerine, Aralık ayındaki seçimin hesabını yapmak yerine bugünün ve takımla alakalı olarak geleceğin hesabını yaptığımız için…Örneğin bizim yeni sezon kamp programı Şubat ayında belliydi. Kamp yeri olarak seçilen yer hem lokasyon olarak hem de tesis olarak dört dörtlük. Her türlü imkanın olduğu bir yerde yapılan kamp yeri Şubat ayında planlanmıştı. Transferler Aralık, Ocak, Şubat aylarında planlandı. Sözlü anlamda (prensip) biten transfer sayısı Mart ayında 3’tü.
Transfer çalışmalarına ilişkin de bilgi veren Başka Ahmet Ağaoğlu forvet konusunda çalışmalarına ilişkin, “O konuda bizim acelemiz yok. Takımda forvet sıkıntısı yok” dedi. Ağaoğlu, “Avrupa’da inanılmaz bir durgunluk var. Örneğin Dortmund 60 milyon Euro’ya bir oyuncusunu sattı. Aynı Dortmund Lig 2’den sol bek bakıyor” ifadelerini kullandı.
EKSİKLERİMİZİ BÜYÜK ÖLÇÜDE TAMAMLADIK
Teknik Direktör Abdullah Avcı ile sürekli iletişim halinde olduklarını söyleyen Ağaoğlu, süreç içerisinde doğabilecek ihtiyaçlarımıza göre transfer yapabileceklerini belirterek, “Eksiklerimizi büyük ölçüde tamamladık. Transfer penceresi de 7 Eylül’de kapanacağına göre zaman bize hangi mevkilerde oyuncuya ihtiyacımız olduğunu gösterecek. Ona göre acele etmeden, önümüze çok farklı fırsatlar da çıkabilir. Piyasa daha da rahatlayabilir. Ağustos sonuna doğru şu anda telaffuz edilen rakamların belki yüzde 25- 30 altında fiyatlarla da karşılaşabiliriz. Gidecek oyuncular olabilir. Eğer giderse onların boşluğunu doldurabilecek kapasitede oyunculara yönelebiliriz. Onun için acelemiz yok. Ama burada yabancı anlamında 1 ya da 2 oyuncunun üzerinde bir transfer fiziksel olarak da mümkün gözükmüyor. İleriye dönük olarak da yerli oyuncu transferi gerçekleşebilir.”
Ekuban’a İtalyan takımlarının ilgisine de değinen Ağaoğlu, “Bu konuda önümüzdeki günlerde bir değerlendirme veya karar verebiliriz” dedi.
UĞURCAN NADİR BULUNAN DEĞERLİ BİR TAŞ GİBİ
Ağaoğlu, Uğurcan Çakır’ın yurt dışına transferi ile alakalı da, “Uğurcan bonservis bedeli yüksek segmentte yer alan bir oyuncu. Nadir bulunan taşlar biliyorsunuz her zaman değerlidir. Onların alıcıları da sınırlıdır.
Başkan Ağaoğlu son olarak olimpiyatlarda mücadele eden Trabzonspor'un milli boksörü Busenaz Sürmeneli'nin de altın madalyayı kazanacağına inandığını söyledi.