Vural'ı 5-1'lik TS yenilgisi yaktı

İnternette yayın yapan "sanal dergi" spordergim.com'a konuşan Vural, "3-0'ın rövanşında Trabzon'dan 5 gol yemeseydik Fenerbahçe'ye antrenör olacaktım" dedi. -Türk futbolun en büyük sorun ne? İdareci sorunu, idare etme sorunu. Türkiye kendine bu alanda lid
Vural'ı 5-1'lik TS yenilgisi yaktı

İnternette yayın yapan "sanal dergi" spordergim.com'a konuşan Vural, "3-0'ın rövanşında Trabzon'dan 5 gol yemeseydik Fenerbahçe'ye antrenör olacaktım" dedi.

-Türk futbolun en büyük sorun ne?

İdareci sorunu, idare etme sorunu. Türkiye kendine bu alanda lider ülkeleri örnek almalı. Hangileridir; İspanya, İtalya, İngiltere, Almanya... 600 milyon dolar yayın geliri olan bir ligin futbolunun, iş bilmez idareciler tarafından yönetilmesi doğru değil. Şimdi ben bunları söyleyerek risk alıyorum. Çünkü yönetici benim gibi doğrucu antrenörü sevmez.

Türk insanı suskun. Atılgan, yürekli konuşkan insanlar yetişmiyor. Baskıcı bir yetişme tarzının içinde yetiştiği için fikrini rahatlıkla söylemiyor. Konuşan bir ülke değiliz. Bu yüzen Türkiye bir adım ileri gidemez. Konuşanlar da ben gibi kötü oluyor. Arkadaşlarım sık sık bana tavsiyelerde bulunuyorlar. 'Salak mısın, sen mi değiştireceksin bu ülkeyi' diye.

-Ama birilerinin de doğruları söylemesi gerekmiyor mu? Sustukça sıra onlara da gelebilir...

Söylemek gerekiyor. Mesela benim çoluk çocuğum var. Onların geleceğini tehlikeye atıyorum. Çünkü çok konuşunca senden kaçıyor yönetici. 'Bela' diyorlar, 'tehlike' diyorlar. Sen uyuyan devi uyandıran kişi durumuna düşüyorsun. Benden başka bu ülkede doğruları söyleyen yok mu? Hadi konuşmuyorsun bari ben doğruları konuşunca arkadan dersek versene.

Aslında bakarsan benim yaptığım aptallık, profesyonelce değil. 'Bana ne , beter olsun' demem lazım. Madem ülke futbolu bu kadar değişime ve gelişime direniyor. Ben niye Türk futbolunu bir yerlere getireceğim diye kendimi sıkıntıya sokuyorum. Akıl işi değil benim yaptığım.

-Terim'in başarısızlığı salt bu bozuk düzenden mi kaynaklanıyor?

Türkiye'de alt yapı yok, top yok, saha yok, ayakkabı yok, mali imkan yok, eğitilmiş antrenör yok... İstanbul'da 600 amatör takım var, 80 saha var. Yabancı futbolcu devşirerek milli takım kurmaya çalışıyoruz. Kendi içinde potansiyel sıfır.

-Peki şöyle bir çelişki yok mu. Bu kadar imkansızlığa rağmen Türkiye Dünya ve Avrupa 3. lüğü elde etti. Bunu nasıl izah edebiliriz?

Çelişki değil, tamamen tesadüf. Kişi karizması ile ilgili bir durum. Türkiye'de işler sistemle gitmez. İşin başına biri geldiğinde bir karizması, becerisi varsa yönetebildiği kadar idare eder. Ama sürekliliği yoktur.

Dünya ve Avrupa 3.'sü oluyorsun ama 2010 da yoksun. Fakat öbür tarafta Brezilya- Almanya her sene 3.oluyor. İnsanların dönemsel gayretleri ve şansları ile bir yerlere gelip sonra gerilemelerine başarı diyemeyiz. Başarı diyorsan Brezilya gibi olursun. Adamlar dünya kupası kurulduğundan beri orda. Yoksa bir seferinde dünya tavanına vur sonrada yerin dibine gir.


-Aziz Yıldırım'da G.Saray'ın UEFA şampiyonluğu için benzer bir şey söylemişti. Aynı paralelden mi bakıyorsunuz?

Elbette. 2000 yılından sonra G.Saray'ı gören var mı? Gün geliyor tur atlayamıyor. O dönemki başarı Fatih Terim'in kurduğu, özellikle Emre, Okan, Suat gibi orta sahada etkili olan futbolcularla elde ettiği bir başarıdır. O jenerasyon dağıldı, başarıda uçtu gitti. Demek sistemli bir gelişim değil, dönemsel, tesadüfi bir başarıymış.

-Türkiye'nin 2010'a gidememesinde hoca mı yetersiz kaldı, futbolcularımız mı?

Hoca -futbolcu naspın. Kendilerini yerden yere vurdular her maçta. Dediğim gibi sistemsizlik sorunu var Türkiye'de. Gelinen noktada insanlarımız konuyu saptırıyorlar. Maalesef, Fatih Terim yaptığı işle değil, ikili ilişkilerindeki sempati ya da antipatisiyle kendine yer buluyor. Bir kelle alındı ama bakalım sonra gelenin başına neler gelecek.

TRÜK FUTBOLUNUN MENFAATİ İÇİN KENDİ MENFAATİMDEN OLDUM

-Neden yabancı hocaya karşısınız?

Bu ülke antrenörlerini koruma adına çok mücadele verdim. Prensiplerim için önüme çıkan büyük fırsatları teptim. Yabancı hocaya karşı olduğum için Piontek'in yardımcılığı ilk bana teklif edildi. Ben kabul etmeyince yerime Fatih Terim'i getirdiler. Kabul etseydim muhtemele bugün çok farklı bir yerde olurdum. Karşı olmamın nedeni Türk antrenörlerinin önünü açmak, yoksa bana ne yabancıdan.

-Peki siz bugün yurt dışına gitseniz kendinizi yeterli görür müsünüz?

Bunun için sağlam bir alt yapım var benim. Dünyanın sayılı akademisini iyi derece ile bitirmişim. Bugün benim eğitimimi küçümseyenler gitsin Almanya'dan ehliyet alsın da göreyim. Oysa ben Almanya'ya gittiğimde dil bilmiyordum, ama önce o ülkenin dilini öğrenerek başladım. Yıllarca Türkiye'de çalışıp tek kelime Türkçe konuşmadan gidenler var.

-Bir çok takımda 1'er yıl çalışmışsınız. Bu tabloya bakıldığında kolay pes ettiğinizi düşünüyor musunuz?

Ben pes etmiyorum. Ben antrenörlüğün gerektirdiği taleplerde bulunuyorum, bazılarının işine gelmediği için benle çalışmak istemiyorlar. Çünkü ben antrenörüm. Ona sunduklarım, teknik, idari, ekonomik boyutlarıyla antrenör talepleri. Ama Türkiye'de teslimiyetçi antrenör aranıyor. Müdahale edilebilecek biri olsun isteniyor.

-Bazen zor durumdaki takımları da tercih ediyorsunuz? Neden böyle bir riski göze alıyorsunuz?

E çalışmam gerekiyor. Çoluk çocuğum var. Takım tercih ederken puan sıralamasına bakamam ki. Bazen rica minnet üzerine gidiyorum; 'Hocam kurtarırsan sen kurtarırsın, kurtaramazsan da canın sağ olsun' diyorlar gidiyoruz. Ama çoğunlukla kurtarmışımdır.

-Kasımpaşa da neler yapacağınızı düşünüyorsunuz?

Biz elimizden geleni yapmak için çalışıyoruz. 4 maç önceki Kasımpaşa ile şimdiki bir değil. Beşiktaş'ı ne kadar aciz duruma düşürdüğümüzü herkes gördü. Bir Avrupa takımı dahi Beşiktaş'ı bu kadar zor durumda bırakmış mıdır sorarım size? Demek ki Yılmaz Vural bir takımı keyifle izlenecek kıvama getirebiliyor. Ama kusura bakmasın kimse ben bu takımı şampiyon yapamam ki.

- Maçlardaki sinirli ve hareketli tavırlarını şov olarak değerlendirenler var. Şov mu gerçekten yaptığınız?

Şovmenlik bunun neresinde Allah aşkına. Herkesin sevincini ve üzüntüsünü yansıtması farklıdır. Kimi coşkulu yaşar, kimi içine atar. Ben maçı yaşıyorum, saha kenarında kasıntı bir şekilde durmayı bende bilirim. Benim şova ihtiyacım yok ki. Ayrıca kime ne zararı var. Hafiflik bunun neresinde. Türkiye'nin en önemli sıkıntısı kıskançlık. 'Benim olmadığım yeri tufan alsın' mantığı hakim.

-Söylemlerinizde küskün ve kırılgan görünüyorsunuz bazen. Yoruldunuz mu?

Yaşım 56. Yaptığımız iş haliyle yıpratıcı. Amerika da insanlar 2 yılda bir dinlenme veriyorlar kendilerine. Ben 51 yaşında by-pass oldum. Sigara içmem, içki içmem, gece hayatım yok. Durup dururken mi oldu bu. Tek nedeni stres. Biz sağlığımıza zarar verecek kadar kendimi işimize veriyoruz ama kıymet bilen yok.

-Politikaya atılmayı düşünüyor musunuz?

Hayır. Başbakan olmayacaksan bir şeye benzemez. Daha genç ve dinamik insanların yapması lazım bu işi.

-Ama sizin de dinamik fikirlerinizden siyaset dünyasının yararlanması gerekebilir...

Bu işi benden daha iyi yapacak o kadar çok insan var ki. Gidin Amerika'ya, Japonya'ya binlerce Türk insanı beyin göçü ile oralara gitmeye zorlanmış ve maalesef onlardan yararlanmak kimsenin aklına gelmiyor. Türkiye garip bir ülke gerçekten. Her türlü anormallikte söylediğimiz çok orijinal bir söz var ya; ''Burası Türkiye'' diye. Bu laf çok önemli.

-Çok ümitsiz bir yaklaşım değil mi?

Ümitsiz değil, hayatın gerçeği bu. Ben 25 yıldır buradayım bu fikrimi değiştirecek ufacık bir gelişme görmedim.

-Değişim için ne yapmak lazım peki?

Bir tane Atatürk lazım. Çıkıp doğruyacak, kesecek biçecek herkesi, ondan sonra yeniden ülkeyi inşaa etmeye çalışacak. Çünkü kafaların örümcekleştiği bir ülkede o kafaları koparmadan bir şey yapamazsın. Mecazi anlamda 'koparmak' diyorum. Yoksa kimsenin kafasını koparacak halimiz yok. Kafalar kemikleşmiş değişmiyor kolay kolay. Sağlıklı nesillere ihtiyaç var artık.

-Bazı maçlarda agresif tavırlarınız göze çarpıyor. Bunu nasıl yorumlamak lazım?

Benim agresif olmamam mümkün mü? Kısıtlı imkanlarla Fenerbahçe ile 25 maç oynayıp 14'ünü kazanan bir hocanın feryadı bunlar. Kolay mı? Senin bütçen 5 milyon, onun ki 200 milyon dolar.

-Saha içindeki eylemleriniz de bazı şeylere isyan mı?

Sarıyer'de, A.Gücü'nde bu tarz vakalarım oldu. Düşme maçı oynuyoruz. Futbolcularımı uyarıyorum; 'sakın kart görmeyin' diye. İlk yarı öndeyken 46. dakikada galip olduğunuz maçta 2 oyuncumuz atılıyor. 'Evladım niye kart gördün' diyorum; 'Bilmiyorum ki hocam' diyor. 2-1 öndeyken, 7-2 yenildiğiniz bir maçta nasıl sakin kalabilirsiniz ki? O takımı kurtarana kadar kan kustuk. Şimdi bunu yapan insan değil ki. İnsan olsa, beni, takım arkadaşlarını düşünür. E insan olmayanın da hakkı kötektir. Bir daha yapsa bir daha döverim. Kimse kusura bakmasın.

-Mesleğinizde en derin iz bırakan olay nedir?

1991-1992 sezonunda Bursaspor'un başında iken Türkiye Kupası finalinde ilk maçta Trabzonspor'u 3-0 yenip 2. maçta 5-1 yenilmemiz oldu. O maçı kazansam şu an Fenerbahçe'nin antrenörüydüm. Çünkü Sarı-Lacivertli yöneticilerle konuşup anlaşmıştım. Ama o talihsiz maç meslek hayatımın en kötü dönemeci oldu.

-Kemal Sunal'ın bir filminde oynamıştınız?

Oynama denmez. Almanya'ya gelmişlerdi, müsaade almak için prosedürler ve figüran bulma konusunda yardım istediler. Ben de yardım ettim. Sonra da 'Ya küçük bir rol var oynasana' dedi rahmetli Kemal abi. Bende oynamıştım. Kısa bir sahneydi.

-Sezon Kulüp Lig

1986 - 1987 Malatyaspor 1.Lig

1987 - 1988 Malatyaspor 1.Lig

1988 - 1989 Antalyaspor 2.Lig

1989 - 1990 Samsunspor 1.Lig

1989 - 1990 Bursaspor 1.Lig

1990 - 1991 Karşıyakaspor 1.Lig

1990 - 1991 Adanaspor1.Lig

1991 - 1992 Bursaspor 1.Lig

1992 - 1993 Bursaspor 1.Lig

1993 - 1994 Gaziantepspor 1.Lig

1994 - 1995 Eskişehirspor 2.Lig (1.Lige Yükselme)

1995 - 1996 Eskişehirspor 1.Lig

1995 - 1996 Sarıyerspor 2.Lig (1.Lige Yükselme)

1996 - 1997 Sarıyerspor 1.Lig

1996 - 1997 Trabzonspor 1.Lig

1997 - 1998 Trabzonspor1.Lig

1997 - 1998 G.Birliğispor 1.Lig

1998 - 1999 K. Konyaspor 2.Lig

1998 - 1999 Ç. Dardanelspor 1.Lig

1999 - 2000 Bursaspor 1.Lig

2000 - 2001 Denizlispor 1.Lig

2001 - 2002 Diyarbakırspor 1.Lig

2002 - 2003 Adanaspor 1.Süper Lig

2003 - 2004 Adanaspor 1.Süper Lig

2003 - 2004 Ç.Rizespor 1.Süper Lig

2004 - 2005 Ankaragücü 1.Süper Lig

2005 - 2006 Antalyaspor 2.Lig A Kat. (Süper Lige Yükselme)

2006 - 2007 Antalyaspor Turkcell Süper Lig

2007 - 2008 V.Manisaspor Turkcell Süper Lig

2008 - 2009 Kocaelispor Turkcell Süper Lig

2009 - Kasımpaşa Turkcell Süper Lig

HABERE YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler
Bunlar da İlginizi Çekebilir