Yılmaz'dan Şener'e eleştiri
Kendisini Türkiye'nin en karizmatik erkeği olarak tanımlayan Yılmaz, aylardır magazin basınını meşgul eden eski sevgilisi Sibel Bilgiç'in boşanması ile ilgili soruların cevaplarını da ilk kez bu röportajda verdi. Türkiye'de futbol dendiğinde akla gelen il
Kendisini Türkiye'nin en karizmatik erkeği olarak tanımlayan Yılmaz, aylardır magazin basınını meşgul eden eski sevgilisi Sibel Bilgiç'in boşanması ile ilgili soruların cevaplarını da ilk kez bu röportajda verdi.
Türkiye'de futbol dendiğinde akla gelen ilk isimlerden birisiniz. Bu başarıyı nasıl yakaladınız?
Futbol Türkiye'de daha yeni gelişmeye başladı. Eskiden şimdi var olan imkanlar yoktu; çamur sahalarda amatör ruhla profesyonel futbol yapılmaya çalışılıyordu; aydınlatma olmadığı için gece maçları yapılamıyordu; devlet fakirdi; tek elden yönetim yoktu; özellikle 1983 yılına kadar futbol çok ilkel kalmıştı. Zaten ligin oluşturulması da çok geç başlamıştı. Rahmetli Özal'ın Cumhurbaşkanlığı ile sahaların ışıklandırılması ve çimlenmesi başladı. O zamanlar kulüp başkanı olduğum için kulüplerin zorluklarını biliyordum. Bir de siyasete girip Bakan olunca tabii ben daha şanslı oldum çünkü birçok şeyi yaşamış tatbik etmiş biriydim. Bütün bu süreçleri iyi gözlemleyerek ve tavır koyarak ilerledim. Türk futboluna ilk tesisi kazandıran başkan benim, Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri Türkiye'de bir ilktir. O zamanlar en genç başkandım, hâlâ da en genç başkanım. Anadolu'daki bir kulübü şampiyon yapabilmek çok başka bir şey. Kulübün büyüklüğünde büyümek başka, kulübü büyütmek başka şeydir. Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray gibi kulüplerin başkanı olarak tanınmak kolay ama getiriyorsun küçük bir kulübü ve o kulübe 10 defa Cumhurbaşkanlığı Kupası, 8 defa Federasyon Kupası aldırıyorsun. İlk defa oldu bunlar Türkiye'de. Çok genç yaşta yaptım bunları ve ayrıca hiç Trabzon'da kalmamış biri olarak başardım. Ben sürekli cebimden harcayarak futbola yatırım yaptım. Kulüpler isim haklarının bedelini benim bakanlığım sırasında çıkardığım yasa sayesinde almaya başladılar.
BENDEN KORKUYORLAR
Size göre şike nedir? Her ne kadar rüşvetin belgesi olmasa da şike işleri nasıl dönüyor?
Türlü türlü şike vardır. Bir kulübün doktoru, teknik direktörü, oyuncusu, malzemecisi, masörü dahi şike yapabilir. Yönetimlerin şike yapmasıysa çok zordur. Şimdi daha çok sebep var şike yapmak için, bahis oynayanlar var
Her gün büyük paralar koyanlar var şike yapmak için; hele Fenerbahçe -Chelsea maçında çok para kaybedenler oldu. Sevilla maçında da çok para kaybedenler vardı mesela; 150 bin, 200 bin pound kaybedenler var. Türkiye'de kumar heyecanı yaşamak isteyen büyük bir kitle var. Şike, insanın ahlaki yapısı ön planda olmak üzere, alınacak önlemlerin alanlar tarafından uygulanması sonucu önlenebilir. Ben hiçbir şike olayına karışmadım hiç de müsaade etmedim ama şike yapıldığını duydum. Futbol Federasyonu'nun bu konuların üzerine gidebilecek bir gücünün olması önemli ama maalesef böyle bir gücü yok. Hiç bir dönemde şikenin üzerine gidemediler, bu konunun üzerine gidecek tek kişi benim, benden de korkuyorlar. "Kim uğraşacak şimdi onunla, başımıza geçecek bize bağıracak, çağıracak" diyorlar. Öyle yumruğunu masaya vuracak kaç kişi var, söyler misin? Ben gerekeni yaparım, eşit davranırım, sahada iyi olan kazanır.
Yeni federasyonun hükümet tarafından atandığı görüşüne katılıyor musunuz?
Bu olayın doğruluk payı var tabii. Şu andaki Federasyon Başkanı çok açık bir şekilde Başbakan'ın arkadaşı olarak tanındı. Sporda tanıdığımız bir arkadaşımız değil. AKP'nin iyi işleri de var, iyi olmayan işleri de var. Şimdi bir mahkeme açılmış, eski bir bakan olarak bu konuda konuşmak istemiyorum ama Türkiye, Atatürk'ün temel ilkeleri doğrultusunda ilelebet devam edecektir.
Fenerbahçe'nin Chelsea karşısındaki yenilgisini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Chelsea'nin çok iyi oyuncuları var ama Fenerbahçe de gayet dikkatli, tedbirli oynadı; yalnızca gol atamadı. Bana göre galip gene Fener, çünkü çok istekli oynadı.
Şu andaki Trabzon Spor Başkanı Sadri Şener kulüp için doğru bir isim mi?
Başkanlık dönemimde Sadri Şener benimle birlikte uzun yıllar çalıştı ancak kulüp başkanlığı için doğru bir isim değil çünkü şu anda kulüp başkanlığını taşıyacak ne morale ne de imkanlara sahip. Sadri Şener'i destekleyenler onu düzlüğe çıkaracak kapasiteye sahip değiller.
BAŞKAN DEDİĞİN KARİZMATİK OLUR
Peki size göre bir spor kulübünün başkanı nasıl olmalı?
Her şeyden önce karizmatik olmalı.
Size göre kimler karizmatik ?
Ben ve Ali Şen karizmatiğiz ama Aziz Yıldırım'da karizma yok
Karizma nedir?
Genelde karizma atletik tiplerde oluyor, piknik tiplerde olmuyor. Karizmatik adam her yerde kendini belli eder; hemen göze batar, mesela askere gidiyoruz hemen fark ediliyoruz. Karizmatik adam işini bilir, eli sıkı olmaz, vermesini de bilir. Paran çok olabilir ama vermesini de bileceksin.
Herkes sizi gücünüzle tanıyor, bu gücün kaynağı nereden geliyor?
Kendimden tabii ki... Atatürk ne demiş: "Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur."
Geçtiğimiz yıllarda size, Çırağan Sarayı'nın bahçesinde havaya mermi sıktıran duygu neydi?
Şimdi rahmetli olan bir arkadaşımın oğlunun sünnet düğünüydü; çadırlar kurulmuş, kımızlar dağıtılıyordu, Orta Asya'ya gidilmiş bir görüntü vardı, duygulandım tabii. Bir de sahnedeki şarkıcıların söylediği şarkılar vardı. Sonra 'Çırpınırdı Karadeniz' şarkısına gelindi, ben o şarkıya takıldım ve iki defa daha çalınmasını istedim, şarkı çalınınca ben de o duygularla coştum ve havaya sıktım.
Benim gibi bir adamla evlenmek için sınavdan geçmek gerekir
Özel hayatınız ve Sibel Bilgiç'le beraberliğiniz çok konuşuldu, hâlâ da konuşuluyor. Sibel Hanım, sizden ayrıldıktan sonra evlendi ancak çok kısa bir süre sonra da boşandı. Bu evliliği sizin bitirdiğiniz söyleniyor...
Evlendiği zaman haberleri okudum, efendim düğünde benden korunmak için korumalar artırılmışmış, falan filan... Yok, öyle şey ya... Ben bir şeye karşı çıkacağım, istemeyeceğim de o olay gerçekleşecek, öyle mi? Benim izin vermediğim hiçbir şey gerçekleşemez ve kimse kendini benden korumalarla koruyamaz. Ben eğer o evliliği istemiyorsam korumalar ordu da olsa bana sökmez. Demek ki böyle bir şey yokmuş. Biz ayrılmışız, bu olay bitmiş, Sibel Hanım da yuvasını kurmak için bir izdivaçta bulunmuş, ben aslında çok da modern bir adamımdır ama yine de benim istemediğim bir şeyi kimse yapamaz.
Peki, Sibel Hanım'dan ayrılmak sizi üzmedi mi?
Yani aslında... 1997 yılında başlayan bir şeydi bu; iyi gelişti. Sonra 2001'de bir koptuk, bağlanmak istedik, tekrar koptuk. Yani ip kopunca, bir daha bağlanmıyor demek ki. Tabii 10 yılı geçirdiğiniz bir insandan ayrılmak kolay değil.
Neden ayrıldınız? Kendisiyle evlenmek istememeniz olabilir mi sebep? Sonuçta her kadın yuvası olsun ister.
Bu ayrılığın sebebi ben olmayabilirim, karşı taraf benim hayat tarzımdan sıkılmış olabilir çünkü bizim gibi cemiyette sözü geçen, saygın insanların taşınması biraz zordur; itibar yüksektir, itibar fazladır, bazen bunlar bir insanı sıkabilir. Evliliğe gelince, evlilik satın alınmaz. Bak evlendi, boşandı Sibel Hanım. Benim gibi bir adamla evlenmek için gerekli sabrı göstermek, sınavlardan geçmek gerekir. Sibel Hanım, o sabrı gösteremedi ve sınavı geçemedi; o yüzden de evliliği hak etmedi. O sabrı gösterseydi, ben de çocukları toplayıp aile meclisinden karar çıkartırdım. Zaten resmi nikahlı eşimden 1981'den beri ayrıyım, nikahımız devam ediyor ama beraber değiliz. Benimle evlenmek Sibel'in kendi elindeydi ama yaptıklarıyla bunu hak etmesi gerekirdi. Zaten beraberliğimizi kamuya ilan etmiştim, bu evde oturuyorduk, her şeyi paylaşıyorduk, yani karı koca gibi yaşadık.
Yeni bir sevgiliniz var mı?
Evet, yeni bir sevgilim var... Kimseden saklayacak değilim; adı Özge, ama aşk diyorsan
Aşk öyle kolay olmuyor... Kimileri sevgililerini saklar ama biz şeffafız. Ben kiminle ilişki yaşıyorsam, o benim karımdır. Tarzım, tipim, karakterim, karizmam, gücüm, genç ve güzel kadınları cezbediyor. Yeni sevgilim magazin dünyasından değil, böyle olunca da hayatımızı daha sakin yaşıyoruz. Sibel Hanım ise pop şarkıcısıydı, o yüzden uzun süre televolelerde yer almıştık. Sakin hayat çok daha güzel.