"Petrol yakanlar polis otosuna molotof atanları saldılar Galayana getirip bizi hapse attılar!"

Haber61/Haber Servisi
Levent Ustabaşı

Yıl 2014.
Trabzonspor şike mücadelesini sürdürürken teker teker yıldız futbolcularından koparıldı. Yönetimlerin zayıf kalması, şike mücadelesi sırasında yapılan büyük hatalar, şehri hedef alan İstanbul’daki lobilerin gücü bordo mavilileri adeta linç etti.
Sahada hakemler adeta takımlarını biçiyordu. 
Hatta şehrin yöneticileri bile bordo mavilileri karşılarına alıp, “Akıllı olun!” Tavrıyla balkonlara keskin nişancı yerleştirmeye kalktı. 
Bu atmosferde Trabzonspor Fenerbahçe derbisi için Avni Aker açıldı.
Yine sahada hakem provokasyonları, oyuncuların tribünlere yönelik hareketleri oyunun bir kaç kere durmasını sağladı. Sonunda olanlar oldu ve o unutulmayacak anlar yaşandı. Kale arkasında direkler koparıldı. Saha karıştı. Hakem sanki bu olayları bekliyormuşçasına seyrederek müdahale etmedi ve maçı tatil yaparak 3 puanı Trabzonspor’a en ağır şekilde yaptırım uygulayarak Fenerbahçe’ye verdi.
Bu sahneler sanki birilerinin bilerek ve isteyerek yarattığı böylece 2010-2011 sezonundan aldığı  intikam alma görüntüsü olarak kayda geçti.
İşte o maçın kurbanları bitmiyor.
Genç bordo mavililer olaya karışsın karışmasın cezalandırıldı.
Ve sonunda bir bordo mavili bedelini daha ağır ödedi.
27 yaşındaki İsmail Fil, sahaya su dolu balon attığı görüntülendiği için savcı tarafından mahkeme görülmeden 6222 sayılı spor yasasına dayandırdığı gerekçeyle 2 yıl futboldan men cezası aldı.
Ayrıca her Trabzonspor maçı esnasında polis karakoluna imza atması gerekiyordu. 
Fakat bir kaç defa il dışına çalışmaya gittiğinden atamadı. 
Sonunda 1 hafta önce Trabzon’daki evinden sabaha karşı polis tarafından apar topar Akçaabat Yarı Açık cezaevine gönderildi. 
Gözünü açtığında 15 bin liralık cezaya mahkum edildiğini ve bunu ödemezse bundan sonraki günlerini cezaevinde geçireceğini öğrendi.
Mahkeme işlemleri için cezaevinden izin alarak bu cuma dışarı çıktı lakin 15 bin lirayı bulamadığı için tekrar geri gidecek.

Yaşadıklarıyla ilgili bakın neler diyor İsmail..

Olaylar çıkacağını tahmin ettin mi?

Hayır etmedim.

Maçtan önce aranızda konuştunuz mu?

Maçtan önce bir kaç arkadaşımla balkona keskin nişancı koyacaklarmış diye duyduk. Vali demiş. Bizde anlamadım. Sinirlendik haliyle. Burası savaş alanı mı? Bizi ne sanıyorlar diye aramızda dertleştik. 

Maça girdiniz. Sonra ne oldu?

Hakemin yanlı tavırları bizi üzdü. Öyle şeyler yapılıyordu  ki inanamadık. Futbolda böyle birşey olamazdı. 

Hakem mi etkiledi arkadaşlarını?

Hayır tabiki. Sadece hakem değil. Bizi İstanbul’da kötü gösterdiler. Günler öncesinden başladılar. Bence orada herşey patladı bir anda. Zaten futbolda adaletsiz takımımızı eziyorlardı. Sahada buna tekrar şahit olunca herhalde sinirlerimize hakim olamadık. 

Sende direği koparanların arasındamıydın?

Hayır.  Ben ne olduğunu anlamadım zaten o an.. Bana gösterdikleri fotoğrafta zaten direkle de alakam yok. Su dolu bir balon vardı onu attığımı hatırlıyorum.

Pişman mısın?

Evet pişmanım. Maddi durumum yok. Hapse tekrar geri dönmek istemiyorum. Çalışıp öderim toplum yararına iş yaparım. Beni imza atmadım diye hapse atıyorlar. Bunu kabullenemiyorum. Zaten yaşamak için üç kuruş kazanmak için ordan oraya gidiyorum. 15 bin lirayı nasıl ödeyeceğim?
Savcılarımızdan ricam beni affetsinler.

Bu olaylar nedeniyle Trabzonspor da zarar gördü. Biliyorsun değil mi?

Tamam da abi. Haklısın. Ama anlatıyorum. Bir kulübün üstüne taraftarına takımına bu kadar gelinmezki. Yapılan doğru demiyorum. Lakin bizden 82 puanın intikamını almaya gelen sanki özel görevlendirilmiş insanlar vardı. Sanki bizi olayın içine attılar. 
Şike yapanlar tapeleri olanlar dışarda abi. İstanbul’da hatırla petrol ofisi yaktılar polis otosu yaktılar. Onlar da dışarda. Niye onlar İstanbul’un en büyük kulüplerinin taraftarları diye.. Bizi hep ezdiler. Biz Avni Aker çocuğuyuz diye. 

Ne yapacaksın şimdi?

Bilmiyorum. Ama hapse girmek istemiyorum. Büyüklerimden yardım istiyorum.
Ailemin de durumu yok.

Bir daha böyle birşey yapacak mısın?

Asla. Biz Trabzonspor aşığıyız. Çocukluğumuzdan beri böyle yaşadık. Bordo maviyi sevmenin bedelini böyle ödüyoruz. 

Son olarak ne söylemek istersin?

Ne diyeyim abi. Hapse girmek istemiyorum.
(Ağlıyor)