Bayburt-Trabzon arasında 3 bin 500 metre yükseklikteki Soğanlı Dağı üzerindeki dik yamaçlardan iki ili birbirine bağlayan ve "dünyanın en tehlikeli yolu" seçilen Derebaşı Virajları, doğal güzellikleriyle de adeta büyülediği doğa ve adrenalin tutkunlarının yeni rotası haline geldi.

1914 yılındaki Rus işgali sırasında yöre halkının çalıştırılmasıyla inşa edildiği bilinen yolda, özellikle kış aylarında çığ ve heyelan gibi doğa olayları sıkça yaşanırken, bölgenin karakteristik özelliği olan sis, Soğanlı Dağları zirvesindeki vadi boyunca yavaş yavaş ilerlerken farklı bir güzelliği de beraberinde getiriyor.

Kullanıcılarına dünya genelindeki tehlikeli ve zorlu yolların tanıtımını yapan www.dangerousroads.org adlı site tarafından 3 yıl önce "dünyanın en tehlikeli yolu" seçilen Derebaşı Virajları, sarp kayalıklar üzerinde ve araçla tek seferde dönülmesi mümkün olmayan 13 keskin virajla sürücülere zor anlar yaşatıyor.

Gümüşhane Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübü (GÜDAK) ile Bayburt Fotoğraf ve Sinema Sanatı Derneği üyeleri, bulunduğu coğrafya gereği sürücülere zor anlar yaşatan ancak doğal güzellikleriyle de son günlerde doğa ve fotoğraf tutkunları için yeni bir rota haline gelen Derebaşı Virajları'nda yürüyüş gerçekleştirdi.

Bayburt ve Gümüşhane'den yola çıkan doğa tutkunu 39 kişi Bayburt'un Aydıntepe ilçesine bağlı Dumlu köyünde bir araya geldi. Yürüyüşlerine buradan başlayan ekip, Bayburt ile Trabzon arasında "dünyanın en tehlikeli yolu" olarak bilinen Derebaşı Virajları'na ulaştı.

Yoğun sis ile birlikte yağmurunda etkili olduğu güzergahta yürüyüşlerini sürdüren ekip, Soğanlı Dağı üzerindeki Derebaşı Virajları'nda önce Bayburt'tan Trabzon istikametine iniş yönlü olarak yaparken, aynı güzergahı daha sonra çıkış olarak tamamladı.

"BÖLGENİN GÜZELLİKLERİNE DİKKAT ÇEKMEK İSTEDİK"

Yürüyüşü organize eden GÜDAK sorumlusu Selami Karaaslan, sürücüler için dünyanın en tehlikeli yolu seçilen yolda doğa tutkunları olarak bir yürüyüş yapmak ve bölgenin güzelliklerine kendilerinin de bu yolla dikkat çekmek istediklerini söyledi.

Karaaslan, daha önce de birçok doğa yürüyüş etkinliği gerçekleştirdiklerini ancak bu yürüyüşün diğerlerinden çok daha güzel olduğunu belirterek, "Çok eğlenceli bir yolculuk oldu. Bu güzergah dünyanın en tehlikeli yolu olması nedeniyle Gümüşhane Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübü olarak gezelim, görelim, duyuralım ve daha çok Bayburt'u tanıtalım istedik. Yine bu bölgeye turistleri ve dağcıları nasıl çekebiliriz, burada ne tür bir etkinlik yapabiliriz düşüncesiyle böyle bir program yaptık." dedi.

GÜDAK'ın 2007 yılından beridir faaliyetlerini sürdürdüğünü ve doğa yürüyüşleri gerçekleştirdiğini anlatan Karaaslan, "Çeşitli etkinlikler yapıyoruz. Bu tür yerlere genelde gittik ama burası gibi uçurumlu, taşların kesik ve dik olduğu kayalık alanlarda yürüyüş yapamadık. Burasının gerçekten değişik, ürpertici bir havası var." diye konuştu.

Yürüyüşe fotoğraf desteği vermek için katılan Bayburt Fotoğraf ve Sinema Sanatı Derneği üyeleri de yürüyüş süresince Soğanlı Dağları'nın ve doğanın sunduğu eşsiz güzellikleri fotoğraflama imkanı buldu.