Babasının hatırasını bakın nasıl yaşatıyor?
Trabzon’da yaşayan Rahmi Aydurmuş, babasının hatıralarını atık çöplerden yaptığı maket kamyonda yaşatıyor.
Yayınlanma:
Trabzon'da 1975 yılında satın aldığı kamyonetle İran'a transit taşımacılık yapan Nihat Aydurmuş, Irak-İran savaşı çıktıktan sonra yurt içinde çalışmaya devam etti.
Kamyonetini evladı gibi seven Aydurmuş, bir süre sonra hastalanınca kamyonetini satmak zorunda kaldı. Ankara'dan gelen bir vatandaşa kamyoneti satan Aydurmuş, rüyalarında kamyonetini görmeye başladı. Son bir kez kamyonetini görmek isteyen Aydurmuş, bir gün komşusunun evine gelerek 'Aşağıda bir kamyonet var, sizin kamyonete benziyor' demesiyle 2 yıl sonra tekrar kamyonetini gördü. Evinde ailesiyle birlikte geçirdiği zamanlarda da hep kamyonetinden bahseden Aydurmuş, hastalığının ilerlemesiyle hayatını kaybetti. Oğlu Rahmi Aydurmuş, babasının hatırasını yaşatmak için aynı model bir maket kamyon almak istedi. İnternette 12 bin liraya maket kamyonetler bulan Rahmi Aydurmuş, kendi maket kamyonunu yapmaya karar verdi. Kimseden yardım almadan ve çivi kullanmadan aynı model kamyoneti yapmaya başlayan Aydurmuş, çocuklarının oyuncaklarından da yararlandı. 8 ayın sonunda kamyonetin orijinal ile birebir aynısını yapan Aydurmuş, maketi ahşap ve atık çöplerden yaptığını söyledi.
Babasının kamyonu sattıktan sonra çok üzüldüğünü, bu üzüntüsü yüzünden hastalanıp kısa bir süre sonra da hayatını kaybettiğini belirten Rahmi Aydurmuş, babasının kamyonunu evladı gibi sevdiğini ve onunda adeta konuştuğunu belirtti. Evdeki sohbetlerde hep kamyon konuşulduğunu ve babasının kamyonu sattıktan sonra üzüntüsünden zaman zaman ağladığına şahit olduğunu belirten Aydurmuş, babasının kamyonuna inanılmaz bir sevgisi olduğunu ifade ederek, “Babam, 1975 yılında satın aldığı kamyonla Trabzon’dan İran’a transit taşımacılığa başladı. 2002 yılına kadar kamyonuyla taşımacılık yaptı. Kamyon, evimizin ekmek teknesi olmuştu. Evimizdeki sohbetlerimiz hep kamyon üzerineydi. Babam evde İran’a gidiş gelişlerinden arabanın parçalarına kadar hep kamyonu konuşurdu. 1987 yılında İran-Irak savaşı nedeniyle babam İran’a taşımacılık işini bıraktı. O tarihten sonra yurt içinde çalışmaya başladı. 2006 yılına kadar çalışmaya devam etti. Ancak 2002 yılında hastalandığında biz de kendisinden arabayı satmasını istedik. Daha sonra arabayı Ankaralı bir kişiye cüzi bir miktara sattı. Kamyonu satmasının ardından aşırı üzüntüye kapıldı. Üzüntüden ellerinde beyaz lekeler çıkmaya başladı. Doktora getirdik, doktor bize bu adama ne oldu böyle dedi. Biz de kendisine bir arabası vardı, onu sattıktan sonra böyle oldu dedik. Hastalandı, çalışamaz vaziyette olduğu için arabayı sattırdık dedik. Babam ciddi üzüntüler yaşadı. Birebir ağladığını gördüm. Nedenini sorunca arabasız kaldım, arabamı çok seviyordum diyordu. Babam bu arabayı evladı gibi seviyordu. Arabayla adeta konuşuyordu” dedi.
"Kamyonu sattıktan 2 yıl sonra gördü, hıçkıra hıçkıra ağladı"
Sattıkları kamyonun tesadüfen oturdukları binaya eşya almak için geldiğini, kamyonu gören babasının hıçkıra hıçkıra ağladığını ifade eden Aydurmuş, “Aradan 2 yıl geçtikten sonra bir komşumuz bize 'Altta bir araba var, sizin arabaya çok benziyor' dedi. Bunun üzerine babam hemen aşağıya inip baktığında gerçekten sattığı araba kapıda duruyor. Araba 06 plakalı idi ancak bizim arabaydı. Bende o sıra evdeydim, ağlama sesine uyandım, neler oluyor diye aşağı indiğimde baktım ki bizim araba. Yani sattığımız araba babamın üzüntüsüne dayanamayıp evin önüne geldi. Babam arabasını son kez gördükten sonra 6-7 ay sonra da vefat ediyor” şeklinde konuştu.
"Anısını yaşatmak için maketini yapmaya karar verdim"
Babasının uzun yıllar emek verdiği kamyonun anısını yaşatmak için maketini yapmaya karar verdiğini anlatan Aydurmuş, malzemeleri de atık çöplerden kullandığını belirterek, “Babam arkadaşları arasında da sevilen bir sima idi. Bu arabayı araştırarak maketini yapmaya karar verdim. Maketinin bir benzerini internetten buldum, almak istediğimde çok uçuk bir fiyat söylediler kabul etmedim. Elimden bu tür şeyler gelince kendim yapmaya karar verdim. Yaklaşık 8 aylık sürede hiçbir yardım almadan bu hale getirdim. Malzeme olarak limon kasaları, alüminyum parçaları, kürdan, iğne şırıngası, kullanılmayan tava, kola tenekelerinin arka yüzünü kullandım. Hiç çivi kullanmadan tutkalla yaptım. Parayla aldığım malzeme pek olmadı. Hepsini atık çöpten yaptım. İnternetten 12 bin TL’ye bulduğum maket arabadan daha iyi olduğunu düşünüyorum. Keşke babam sağ olsaydı da bunu görebilseydi ama olmadı. Bu bizim hikayemizdi, anımızdı. Babamın kullandığı kamyonda ne varsa paspaslarına varıncaya kadar aynısını birebir yapmaya çalıştım. Tamamen orijinalinin birebirini yaptım. Çevremden, arkadaşlarımdan çok güzel tepkiler aldım. Çocuklarıma dedelerinin bir hatırası olarak saklayacağım. Bize göre bu maketin manevi değeri çok büyük. Satmayı hiç düşünmüyorum” ifadelerini kullandı.
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.