Davut Çakıroğlu İstifasına açıklık getirdi
MHP'den istifa eden Davut Çakıroğlu istifası sonrasında açıklamalarda bulundu.
Yayınlanma:
MHP Ortahisar Meclis Üyesi Davut Çakıroğlu MHp'den istifa ederek Meral Akşener'in yeni kurduğu partiye geçti.
MHP'den istifa gerekçesini şu şekilde açıkladı;
Bu güne kadar mensubu olmaktan onur duyduğum, "Ülküsel ve ilkesel" bağlılığım olan MHP'den İstifa etmemle ilgili kamuoyuna değişik haber ve yorumlar yansımaktadır.
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki; gerek şahsım gerekse partiden ihraç edilen ya da istifa etmek zorunda kalan parti ve dava arkadaşlarım şartları sonuna kadar zorlamışlardır.
Partimizin, bugüne kadarki siyasi seyrüseferinde yol edindiği ilkeli duruş, parti içi demokrasi ve ülkenin kale kapısı olma rolü terk edilmiştir. Bunun yeniden tesisi için gerekli mücadeleyi tüm güç odaklarına karşı cesaretle vermekte olduğumuz; hem bizlerin hem de bizi takip eden vatandaşlarımız ile kader birliği yaptığımız yol arkadaşlarımızın malumudur.
Meclis üyeliği sürecinde de ülkenin ve şehrin sorunlarını her zaman kendi ikbalimin önünde tutmam partili partisiz herkesin takdirini kazanmıştır. Kendi etkimiz ve yetkimiz oranında zamanımızı, imkanımızı azami bir şekilde milletin menfaati uğruna harcamaktan kaçınmadığımız da bizi yakından takip edenler ve basın camiası mensubu değerli bireyler tarafından bilinmektedir.
Siyasetin HAKKI bilerek HALK için yapılması ve asla şahsi hesaplar güdülmeden yürütülmesi elzem olan ulvi bir uğraş olduğunu hiçbir zaman zihnimizden çıkarmadık.
Gücü elinde bulunduranların emrinde olmaktan kaçınan, ülkenin güçlü olması yolunda ve bu uğurda uğraş vermeyi "emir" telakki eden bir siyasi düsturumuz vardı.
Ülkenin yaşadığı kritik süreçte halkın kendisine verdiği "iktidar olma"görevini elinin tersiyle iten partimiz bir takım kişilerin şahsi iktidar kaygıları uğruna maalesef kendi ülkülerinden kopmuş ve kendi hatalarının bedelini parti içi demokrasiyi işleten, bu anlamda gereğini yapan, eleştiren, hesap soran ve tepki koyan partililere ödetmeye kalkmıştır.
Bizi seçen, destek veren irade, merkezin bu anlaşılmaz tutumu karşısında "tepkisiz kalmamıza veya bu zihniyet ile aynı çatı altında olmamıza“ ses çıkarmıştır.
Her zaman halkın ve seçmenin tepkilerini önemseyen bir siyaset adamı olarak artık MHP çatısı altında siyaset yapmanın "bir mana" ifade etmediğini güçlü bir kanaatle müşahade etmiş bulunmaktayım.
Siyasi hayatımda bize destek olan özel kişilere de teşekkürü bir borç bilirim. Özellikle siyasetin dışında olan Osman Abanoz ve hala aktif siyasette olduğu için ismi bende saklı olan birçok değerli dostuma da minnettarım.
Siyasi kültürümüzde hep var olan ortak akıl ve istişare unsurlarının bu kararımda da etkin bir rol oynadığının bilinmesini isterim.
Demem o ki; gerek davamızın gerekse partimizin saygın isimleriyle daima fikir alışverişinde olduğumuz, partili ve parti teşkilatlarında görev alıp "mevcut muktedirlere oy toplama yarışına girenlerin" gözünden kaçmış. Hakkımızda spekülatif yorumlar yapanlar ve ismimiz üzerinden başarısızlıklarını veya yandaşlıklarını örtmeye çalışanlar şunu bilmeliler ki; DAVUT ÇAKIROĞLU neyi, niye yaptığını açık yüreklilikle ortaya koyar ve kimsenin " niyet okumasına" meydan vermez.
AKP adaylarıyla ve teşkilatlarıyla elele kolkola ülkenin uçuruma sürüklenişini seyredenlerin bize "dava dersi" vermek ne haklarıdır ne de hadlerinedir.
Meclis üyeliğinden istifamızı isteyenlerin bir parti oylarına, birde halkımızın şahsımıza gösterdiği teveccühle oluşan oylara bakmaları gerekmektedir.
Meclis çalışmalarında diğer partililer ile geliştirilen düzeyli diyalog sonucu edinilen kazanımların bilincinde bir kişi olarak yansıttığım seçmen iradesine saygım gereği ancak etkisiz, başarısız, manasız ve şahsi hesaplar peşinde olan bir kişi olarak addedilirsem meclis üyeliğinden istifam söz konusu olabilir. Doğrusu da budur. Zira seçmen iradesi her türlü siyasi mülahazanın üstünde tutulmalıdır.
Tekrar vurgulamakta fayda görüyorum.
Biz; bizi buraya taşıyan her iradenin fikrini, olurunu alarak hareket ederiz. Ancak her şartta inanmadığımız ve manamızın kalmadığı yerde olmayı da anlamlı bulmayız. Siyasi düsturumuz ve şahsi duruşumuz bunu gerektirir.
Bundan sonra da bu böyle olacaktır.
Ülkenin demokrasiyi özümsemiş, ülke sorunlarını şahsi hesapların önünde tutan, bütün kesimleri kucaklayan, açılan ideolojik makası daraltan ve erezyona uğrayan kimliğe itibarını kazandıracak bir oluşuma ihtiyaç duyduğu da benim gibi herkesin malumudur.
Şunu da açık yüreklilikle belirtmek isterim ki; böyle bir oluşumun içinde olmayı, içinde olacak olan herkesle bir olmayı ve birlikte "Tek Sevdamız TÜRKİYE'yi" hak ettiği yere taşımayı,"Milli ve Manevi" bir mecburiyet sayarım.
Ülkülerinden ödün vermeyen ilkeli insanların birlikteliğinin bu ülke için zaruretinin farkındayız.
Biz bu ülkenin sorunlarını iyi bilen insanlar olarak çözüm noktasında manamız olacağına inandığımız ve güvendiğimiz kişilerle birlikte anılıyor, bir ve bütün olarak görünüyor olmaktan gurur duyarız.
Bu güne kadar bize parti kimliğimiz altında destek veren herkese teşekkür ediyorum. Gönül birliği yaptığımız insanlarla ayrı düşmemizin söz konusu dahi olmayacağını önemle tekraren vurgulamak isterim.
Gönülleri fethetmektir derdimiz. Koltukları fethetmeyi marifet bilen ve makamları işgal için uğraş veren insanlara söylenecek sözümüz, verecek öğütümüz ve onlarla birlikte yürüyecek yolumuz yoktur.
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.