Davutoğlu’ndan kadın hakları açıklaması: Okyanusun ortasında bir damla su umuyoruz

İYİ Parti Büyükşehir Meclis üyesi Davut Çakıroğlu kadın hakları konusunda açıklama yaptı.

Davutoğlu’ndan kadın hakları açıklaması: Okyanusun ortasında bir damla su umuyoruz

Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nin İYİ partili meclis üyesi Davut Çakıroğlu İstanbul sözleşmesi gündeminde kadın hakları hakkında açıklama yaptı. Çakıroğlu “Okyanusun ortasında duruyoruz; ancak birilerinden bir damla su umar durumdayız” ifadelerini kullandı.

Davut Çakıroğlu şu ifadeleri kullandı:

Bir çok kez söyledim, ancak ülkemizde gündemi takip eden herkesin ortak kanaati sanırım hızla değişen gündemdir.

En sıcak gündemimiz de İstanbul Sözleşmesi.

Bu çağda hala kısmen dünyada ancak çoğunlukla ülkemizde kadına şiddet konuşuyor olmayı üzücü buluyorum.

Tartışılmadan taraf olunan sözleşmelerden, taraf olurken yapmamız gereken tartışmaları yaparak ayrılıyoruz.

Her geçen gün artan toplumsal şiddet, bunun sebepleri, uluslararası sözleşmeleri uygulamak adına yapılan uyum yasalarının toplumsallığı, bilimselliği hakkıyla irdelenmeli.

Ne bir sözleşmeye dahil olmakla ne de o sözleşmeden ayrılmakla var olan sorunları çözemezsiniz.

Tabi biz bu sözleşmeye dahil olurken kadın, kadın hakları, kadın -erkek eşitliği ve işlenen suçlar konusunda; geleneği, verisi, donesi olmayan bir toplum gibi hareket ediyoruz.

Oysa M.Ö 500 yılına dayanan Türk Gelenek ve İslamiyet’i kabul ettikten sonra oluşan Türk İslam sentezi bu manada bize güzel ve güçlü bir havuz vermektedir.

Bu sentez kanunlardan ve cezalardan çok insanların bilinçlenmesi, eğitilmesi ve kadının fiziksel zayıflığını bir zayıflık olarak görmemesi adına kıymetlidir.

Türkler, annelik vasfına verdikleri önemden dolayı içinde yaşadıkları ve doğup–büyüdükleri toprağa “Ana-vatan” demişlerdir. Hukuki kurallar olarak en öncelik verdiğimiz temel yasalarımıza da “Ana-yasa” diyoruz.

Türk mitolojisinde kadın, gayet yüksek bir mevkide tasvir edilmektedir. Yaradılış Destanına göre kadın, kâinatın yaradılışına sebep olan ilham kaynağı olarak görülmüştür.

Hunlar döneminden itibaren kadın-erkek ayrımı yapılmadığı ve kadınlar, erkeğin tamamlayıcısı olarak kabul edildiği bilinmektedir. Hatta öyle ki; kağanın emirnameleri sadece “Hakan buyuruyor ki” ifadesiyle başlamışsa geçerli kabul edilmezdi. Yabancı devletlerin elçileri, sadece hakanın huzuruna çıkmazlardı. Elçilerin kabulü esnasında hatunun da hakanla beraber olması gerekirdi.

Yine Göktürkler ve Uygurlarda kağanın karısı hatun, devlet işlerinde kocasıyla birlikte söz sahibidir. Emirnameler, yalnız kağan namına değil, kağan ve hatun namına ortaklaşa imza edilmektedir. Aile içinde de kadın yüksek bir mevkie sahiptir.

Tek eşlilik, Türk ailesinin vazgeçilmez bir özelliğidir. Her ne kadar istisnaları olsa da, Türklerde tarih boyunca evlilik ve aile çok önemli görüldüğünden dolayı bu kurum sağlam temeller üzerine oturtulmuştur. Evlilikler, annenin izni olmadan gerçekleşmemekte ve onun fikrine göre hareket edilmektedir.

Türklerin İslamiyet’i kabulünden sonra diğer Müslüman devletleri de etkilemiş ve İslam-Arap devletlerinin alışık olmadığı bazı olaylar yaşanmıştır. İşte bu ilginç olaylardan biri de bazı Türk kadınlarının, bir Arap-İslam devleti olan Abbasi devleti yönetiminde söz sahibi olmalarıdır. Bu kadınlara örnek olarak, Abbasilerin 7. Halifesi Memun’un annesi Meracil Hatun verilebilir..

İslâmi dönem Türk toplumlarında ve devletlerinde de kadın, sosyal hayatta da sahip olduğu haklarını korumuş ve devam ettirmiştir.

Dinimizin de kadına verdiği değeri hem ayetlerde hem de hadisler de görebiliriz.

“Cennet annelerin ayakları altındadır.”

“Kadınları dövmeyiniz. Kadınlarını döven kimseler, sizin hayırlınız değildir.”

“Sizin hayırlınız, kadınlarına hayırlı iyi davranandır"

Hadisleri kadına verilen değeri bize göstermektedir. Allah Kuran’ın pek çok ayeti ile kadını ve kadın haklarını koruma altına almış, cahiliye toplumlarında kadınlara yönelik olarak hakim olan yanlış bakış açısını ortadan kaldırmış, kadına toplum içerisinde saygın bir yer kazandırmıştır. Rabbimiz Kuran ayetleriyle insanlara Allah katında üstünlük ölçüsünün cinsiyet değil, Allah korkusu, iman, güzel ahlak, ihlas ve takva olduğunu bildirmiştir.

Kadının toplumdaki yeri konusunda, dünyanın hemen her ülkesinde asırlardan bu yana süregelen tartışmalar kuşkusuz her toplum için tanıdıktır. Kadının toplumdaki statüsü, aile hayatındaki önemi, çalışıp çalışamayacağı gibi birtakım sosyal konular yıllardır dünya gündeminde önemli bir yer tutmaktadır. Oysa bir Müslüman için, kadının toplumdaki yeri çok belirgindir ve gerçek İslam ahlakının benimsendiği bir toplumda böyle bir tartışmanın yaşanması mümkün değildir. Çünkü İslam’da kadın ile erkek eşittir.

Türk İslam tarihinde ve kültüründe kadın, yukarıda özetlendiği gibi; hem toplum hem de devlet içerisinde bir değere sahiptir.

Kadınlar doğrudan toplum içerisinde faal bir şekilde hayatını devam ettirmektedirler. Günümüz Türk toplumunda zaman zaman görülen kadına karşı şiddet olayları, kadınla erkeğin tıpkı bir elmanın yarısı gibi birbirini tamamlayan parçası olduğunun şuuruna varmamış insanlar tarafından yapılan münferit olaylar olarak değerlendirilmelidir.

Türk insanı, geçmişini yeniden öğrendiğinde veya gelenek-göreneklerine sahip çıktığında, Dinine daha vakıf olduğunda, kadını da tarihte ve dini kaidelerde olduğu gibi layık olduğu yeri bulacaktır.

Güçlü bir hazineye sahip olduğumuzu,bu geçmişin ve inancımızın toplum tarafından tekrar hatırlanması gerektiğini, bilinçli bir toplumun sorunların çözümü adına daha kıymetli görülmesi gerektiğini düşünüyorum.

Gündeme geldiği günden beri üzerinde ciddiyetle inceleme yaptığım, uzun uzun ve tekerrür eden maddelerden ibaret olan bir sözleşmeyi; kadını korumak adına ve toplumsal bilincin yükseltilmesi, toplumsal şiddetin son bulması adına kendi geçmişimiz ve değerlerimiz üzerinden şekillendirip keşke model olarak dünyaya sunabilsek.

Bu anlamda okyanusun ortasında duruyoruz; ancak birilerinden bir damla su umar durumdayız...

HABERE YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Önceki ve Sonraki Haberler