Diş teknisyenliğini bıraktı eskiyen ayakkabıları yeniliyor
Trabzonlu Hülya Kurak, eskiyen ayakkabı ve çantalar yenilemek için diş teknisyenliğini bıraktı
Kocaeli’nin İzmit ilçesinde evli ve bir çocuk annesi Hülya Kurak, 12 yıllık diş teknisyenliği mesleğinin ardından açtığı dükkanda, eskiyen ayakkabı ve çantaları tamir ediyor.
Kocaeli’nin İzmit ilçesinde yaşayan 45 yaşındaki Hülya Kurak, 12 yıl boyunca yaptığı diş teknisyenliğini çeşitli sebeplerle bıraktı. Evli ve bir çocuk annesi olan Kurak, küçük yaşlarda bir evlerinin alt katında bulunan lostracının yanında zaman geçirerek öğrendiği ayakkabı tamirciliğinin, hayatının geri kalan kısmındaki mesleğinin olmasına karar verdi. İzmit ilçesinde açtığı iş yerinde uzun yıllardır lostracılık yapan Kurak, eskiyen ayakkabıları ve çantaları tek tek tamir ederek gün yüzüne çıkartıyor. Genellikle erkeklerin yaptığı lostracılığı, bir kadın olarak yapmanın zorluklarının olduğunu belirten Kurak, mesleğe ilk başladığında erkeklerin olumsuz tepkilerine maruz kaldığını söyledi. Tüm olumsuzluklara rağmen mesleğine tutunduğunu belirten Kurak, mesleğini en iyi şekilde yapmaya çalıştığını ve mutlu olduğunu söyledi.
“Ayakkabı tamirciliğine daha önceden aşinalığım vardı”
Mesleğe başlama hikayesini anlatan Kurak, “Trabzon Akçabaat’lıyım. Diş teknisyenliği yaptım12 yıl. Sonra Kocaeli’ne yerleşince artık yani biraz ağır ve zaman isteyen meslek olduğu için oğlum da olunca diş teknisyenliğini bıraktım. 6 yıl özel bir muayenehanede muhasebe ve sekreterlik yaptık. Kocaeli üniversitesinde bir profesördü. Sonra muayenehaneler kapanınca tekrar diş teknisyenliği yapmak istemdim, pahalı bir meslek kullandığımız ilaçlar da belli bir zaman aralığında tüketilmek zorunda o yüzden çok geç saatlere kadar kalıyordum, onu da yapmak istemedim. Daha önceden lostracılığa, lostra demeyelim de ayakkabı tamirciliğine daha önceden aşinalığım vardı. Bizim Trabzon’daki evin altında Ömer Amcamız vardı o yapardı, ondan merakımdan başladım işte. Bir ayakkabıcının yanına girdim orada da bazı şeyleri öğrendim. Üretmeyi seviyorum aslında, masa başı işi oldum olası hiç sevmem. Benim ailem kökten memur hepsi masa başı. Ama ben çok fazla oturan bir insan değilim oturmayı sevmiyorum. Bir şeyleri üretmeyi seviyorum” dedi.
"Ben bu işi yılların ayakkabıcılarından çok daha iyi yaptığımı düşünüyorum"
İşini erkek ayakkabı ustalarına göre daha iyi bir şekilde yaptığına inandığını belirten Kurak, “Bir insan hayatını sürdürebilmesi, helalinden ekmek kazanabilmek için her türlü işi yapabilmeli bence bir kadın. Bir kadın ayaklarının üzerinde durabilecek her işi yapabilir. Bizim kadınlarımız istedikten sonra çalışayım, üreteyim dedikten sonra her işi yapabilir ve ben ayakkabı tamirciliğinin bir erkeğe ait olduğunu düşünmüyorum kesinlikle. Neden düşünmüyorum? Erkekler kadınlardan daha kaba düşünebiliyorlar, biz ayakkabıdaki incelikleri görebiliyoruz. Bir kadın kapıdan içeri girdiğinde bir erkek içeride olduğunda biraz tedirgin olabilir ama kadın içeriye girdiğinde bir kadınla karşı karşıya geldiğinde sorununun ne olduğunu, aslında ne istediğini çok daha rahat söyleyebiliyor. Ben bu işi yılların ayakkabıcılarından çok daha iyi yaptığımı düşünüyorum açıkçası” diye konuştu.
“Tedirgin yaklaşanlar oluyordu”
Mesleğinde yaşadıkları zorluklara da değinen Hülya Kurak, “Erkek müşterilerimiz kapıdan içeriye giriyor, buyurun diyorum, siz burada ne yapıyorsunuz diyor, buyurun yardımcı olayım diyorum hani ayakkabı tamir bakım yeri burası, bakıyor etrafa sadece bir baktım diyor. Ya da ‘siz mi yapacaksınız’ diyor evet diyorum, ‘usta yok mu’ diyor, benim buyurun diyorum, ‘siz mi yapacaksınız’ diyor. Evet diyorum. Tedirgin yaklaşımlar oldu, farklı yaklaşımlar da oldu bir ayakkabıcısın, bir bayansın sanki farklı bir iş yapıyormuşum gibi. Erkek müşterilerimizin değişik tepkileri de var. Ama çok şükür kendimi kabullendirdim. Esnaf da çok seviyor, aram iyi. Esnaflık yapmadım ama yıllardır çalışıyorum insanları tanıyabiliyorum. Şu an o zorlukları atlattığımı düşünüyorum. Tek düşüncem buranın biraz daha gelişebilmesi ve burada 7-8 tane bayanın bir arada çalışabilmesi” şeklinde konuştu.
“Kadınlar ne annelerine, ne babalarına, ne de eşlerine mecbur değiller”
Kadınların toplumun her alanında var olmasına inandığını söyleyen Kurak, “Kadınlar ne annelerine, ne babalarına, ne de eşlerine mecbur değiller aslında. Yani bir kadın istese kendisi için, çocuğu için hiç kimseden destek almadan çalışabilir, bir şeyleri üretebilir. Ben buraya bu işi açmaya kalktığımda sadece tek düşündüğüm şey makinelerimi nasıl alacağım, nasıl yapacağımdı. Yani bir şeyleri kafalarına koyduktan sonra yapabilirler yani hiç kimseye mecbur değiller yani bir kadın olarak ben de kimseye mecbur değilim ve ayaktayım, yapabiliyorum. Kadınlar isterse yapabilir” ifadelerini kullandı.