Trabzon'da çocukluğunda babasının kasap dükkanında çalışan 51 yaşındaki Hasan Türkgenç, babasının iflasından sonra maddi zorluklar sebebiyle taşındığı İstanbul'da ortaklarıyla borç alarak açtığı küçük kasap dükkanını zamanla büyüterek 3 katlı bir et restoranına çevirdi.
Trabzon'un Sürmene ilçesinde doğan ve tüm çocukluğu babasının kasap dükkanında geçen Hasan Türkgenç, babasının iflas etmesi üzerine 16 yaşındayken İstanbul'a göç etmek zorunda kaldı.
Çocukluk anılarının tamamını kasap dükkanının içinde geçirdiğini belirten Türkgenç, "Mesleğe başlama tarihim yok, adeta mesleğin içine doğdum." dedi.
İstanbul'a geldikten sonra 1982 yılında Gaziosmanpaşa'da bir kasabın yanında çırak olarak işe başladığını ifade eden Türkgenç, bir süre burada çalışarak mesleki anlamda kendisini geliştirdikten sonra arkadaşı İlhan Karademir ile Beykoz'da bir kasap dükkanı açmaya karar verdiklerini söyledi.
Türkgenç, 1990'da hayalini kurdukları küçük kasap dükkanını her iki ortağının da akrabaları ve arkadaşlarından aldığı borçlarla açtıklarını anlatarak, özellikle mezbahalardan ödünç et alma gibi konularda ağırlıklı yükü kendisinin çektiğini, ortağı İlhan Karademir'in de maddi ve manevi çok fazla desteğinin olduğunu dile getirdi.
"BEYKOZ'DA SADECE BİZ VARKEN BİLE KALİTEDEN ÖDÜN VERMEDİK"
Kasap dükkanı açtıklarında Beykoz çevresinde başka bir kasabın olmadığını Hasan Türkgenç, tek oldukları zamanlarda bile et kalitelerinden ödün vermediklerini vurgulayarak, "Müşteri kitlemiz genel olarak denizci ya da mangal yapan insanlardan oluşuyordu. Yerli halk yok denecek kadar azdı ama o zamanlarda bile kaliteli et satmaya özen gösterdik. Beykoz genişleyince müşteri portföyümüz de paralel olarak genişlemeye başladı. Onlar bizden memnun kaldı. Böylece büyümeye başladık." diye konuştu.
Türkgenç, 20 yıl boyunca ortağı İlhan Karademir'le kasap olarak çalıştıklarını belirterek, üçüncü ortakları Yasin Yalçın'ın önerisiyle et restoranı (steak house) işine girdiklerini anlattı.
Bunun üzerine kasap dükkanlarını genişleterek küçük bir et restoranı alanı oluşturduklarını dile getiren Türkgenç, şöyle konuştu:
"2011 yılına kadar kasap olarak hizmet verdik. Çok da memnunduk. Gönül rahatlığıyla 'Et bizim işimiz' diyebilirdim ama et restoranı bilmediğimiz bir alandı. Başlarda çekinerek küçük kasap dükkanımızın olduğu binanın bir kısmını genişleterek et restoranı yaptık. Hem etimizin kalitesine hem de kendimize güveniyorduk. Kısa zamanda gördüğümüz ilgiyle dükkanın kalan kısmını da et restoranına katmaya karar verdik. Eski kasap dükkanımızdan eser kalmamıştı. Artık içinde kasap dükkanı olan bir et restoranı olmuştuk. Et restoranı açınca daha önce kiracısı olduğumuz binayı satın aldık. Artık dükkanımızın 3 katında da hizmet veriyoruz."
Kolaylıkla et temin edebilmelerini, ürünlerini Edirne Keşan ilçesinde kurdukları çiftlikten sağlamalarına bağlayan Türkgenç, günde ortalama 300-400 kuzu kesebildikleri için et sıkıntısı yaşamadıklarını dile getirdi.
Türkgenç, kendisinin çoğunlukla restoran kısmı, ikinci ortağı İlhan Karademir'in kasap alanı, üçüncü ortakları Yasin Yalçın'ın da kurdukları çiftlikte çalıştığını belirterek, 30 yıldır bu işte başarılı olmalarını çok çalışmalarına bağladı.
"ÇOCUKLARIMIN MESLEĞİ DEVAM ETTİRMESİNİ İSTERİM"
Bu işle uğraşan herkesin bir lezzeti keşfettiğini, kendisinin de bir buluşu olduğunu belirten Türkgenç, "Kuzu hurma ve dana hurma ismini verdiğimiz, tereyağı ve sarımsaklı özel bir sosla hazırlanıp servis edilen bir keşfim var. Bunu tadan müşterilerimizin masadan kalkarken mutlu olmaları bizi hem sevindiriyor hem de gururlandırıyor." dedi.
Evli ve 4 çocuk babası olduğunu, mesleğini çocuklarının devam ettirmesini çok istediğini aktaran Türkgenç, "2 erkek, 2 kız olmak üzere 4 çocuğum var. Ben emekliye ayrıldıktan sonra bu işi devam ettirirler mi bilmiyorum ama ettirmelerini isterim. Ben hepsini okutarak üzerime düşen babalık görevini yaptım. Artık tercih onların." diye konuştu.
