Fındıkta kozalak akarı tehlikesi
Karadeniz Fındık ve Mamulleri İhracatçılar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Sebahattin Arslantürk: "Türkiye'nin ortalama 700 bin tonluk üretim yaptığı noktada 70 bin ila 100 bin tonun üzerinde ürün kaybı sadece kozalak akarına bağlı oluyorsa mutlaka tedbir alınması gerekiyor"
Karadeniz Fındık ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Sebahattin Arslantürk, fındık bahçelerinde zarara yol açan kozalak akarı zararlısıyla özellikle biyolojik mücadele çağrısında bulundu.
Trabzon Ticaret Borsası (TTB) Meclis Başkanı da olan Arslantürk, bu yıl fındık üretim bölgelerinin tamamında yoğun bir kozalak akarı ile karşılaştıklarını söyledi.
Kozalak akarının, mantar benzeri bir asalak olduğunu dile getiren Arslantürk, "Kozalak akarı fındık tomurcuklarında, fındığın meyvesinin içine girerek kendine yer ediniyor ve bu da verimsizliğe neden oluyor. Fındık bölgelerinde yapmış olduğumuz çalışmalarda her yıl yüzde 10-15 arasında bir ürün kaybının kozalak akarına bağlı olduğunu öngörüyoruz." ifadesini kullandı.
Arslantürk, bu yıl daha fazla görülen kozalak akarıyla mücadelenin kimyasal ve biyolojik olarak yapılabildiğine dikkati çekti.
Kimyasal mücadelenin fazlasıyla kolay olduğunu belirten Arslantürk, "Kimyasal mücadele son derece kolay ama önerimiz kimyasal değil, biyolojik mücadelenin ön planda olması. O da kasım aylarında eğer daldaki kozalak akarları elle toplanırsa çok daha iyi sonuçlar elde edilebiliyor." diye konuştu.
Sebahattin Arslantürk, kozalak akarına yönelik tedbir alınmasının önemine dikkati çekerek, "Türkiye'nin ortalama 700 bin tonluk üretim yaptığı noktada 70 bin ila 100 bin tonun üzerinde ürün kaybı sadece kozalak akarına bağlı oluyorsa mutlaka tedbir alınması gerekiyor." dedi.
Bu ayların kozalak akarıyla mücadelede etkin dönemler olduğuna işaret eden Arslantürk, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Piyasada kozalak akarına yönelik ruhsatlı çeşitli ilaçlar söz konusu. Bu zamanlar tam onun uygulamasının yapılacağı zamanlar. Geride kalan ürünlerinin verim ve kalitesi açısından mutlak suretle üretici tedbirlerini almalı. Son yıllarda ürüne zarar veren bu tür zararlıların miktarı artmaya başladı. Devletimizin de mutlaka Tarım ve Orman İlçe Müdürlükleri aracılığıyla üreticiyi bilgilendirip olumlu yönde tedbirleri alacak altyapıyı oluşturması gerekiyor."