Karadeniz'de kuraklık tehlikesi arttı

Karadeniz'de yağışlar yarı yarıya azaldı, kuraklık tehlikesi arttı.

Karadeniz'de kuraklık tehlikesi arttı

Türkiye'de en çok yağış alan Karadeniz Bölgesi'nde küresel iklim değişikliğinin etkisiyle yağış miktarları yarı yarıya düştü. Dere yataklarında debilerin azaldığı bölgede uzmanlar, suyu tutan orman arazilerinin korunmaması halinde ciddi kuraklık tehlikesiyle karşı karşıya kalabileceği uyarılarında bulundu. 

Karadeniz Bölgesi'nde son aylarda azalan yağışlar, kuraklık tehlikesini de beraberinde getirdi. Bölgedeki baraj ve göllerde su seviyeleri düştü, içme suyu kaynakları azaldı. Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü verilerine göre, bölgede bir önceki yılın aynı dönemine göre yağış miktarı yüzde 50 oranında azaldı. Küresel iklim değişikliği ile yağış rejiminin düzensizliğinin arttığı bölgede uzmanlar, orman arazilerinin azalması ile gelecekte ciddi kuraklık tehlikesiyle karşı karşıya kalabileceği uyarılarında bulunuyor.

DERELERDE ÖLÇÜM YAPILDI

Karadeniz Bölgesi'nde, TÜBİTAK destekli Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi'nden Prof. Dr. Nusret Karakaya'nın yürütücülüğündeki projesi ile Türkiye'deki akarsular incelenmeye alındı. Artvin Çoruh Üniversitesi ve Trabzon Karadeniz Teknik Üniversitesi'nden bilim insanları proje kapsamında, Rize'nin Çamlıhemşin ilçesindeki Fırtına deresinde ölçümler yaptı. Uzmanlar,  dere ve akarsuların debisinde önceki yıla göre düşüş yaşandığını belirledi.

'HER YIL ANOMALİ YAŞIYORUZ'

Artvin Çoruh Üniversitesi Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Mehmet Özalp, Doğu Karadeniz'de son yıllarda mevsimsel yağışlarda düzensizlik yaşandığını söyleyerek, "Bu konuda ciddi çalışmalar yapılıyor. Özellikle son bir kaç aydır Meteoroloji'nin sunduğu raporlarda bir önceki yıla ve önceki uzun dönemli ortalamalara göre yağışların düştüğü ortaya çıktı. Bundan dolayı akarsuların debilerinde düşüş yaşandığı bir gerçek. Bunu iklim değişikliğine de bağlayabiliriz. Aslında son 40 yıldır bunun etkilerini ciddi biçimde görüyoruz, yaşamaya başladık. İklim değişikliğinin burada en büyük etmeni yağış mevsimlerinin değişmesidir. Normalde Doğu Karadeniz düzenli bir yağışa ve dolayısıyla akarsu akışına sahip deriz. Artık görüyoruz ki her yıl bir anomali yaşıyoruz, sürekli rekorlar kırıyoruz. Akarsu yatağının geniş olacağı bu dönemlerde ne yazık ki oldukça az su aktığını görebiliyoruz. Bunu da iklim değişikliğine bağlayabiliriz" diye konuştu.  

'SIRADIŞI BİR KURAKLIK VAR'

Doğu Karadeniz'de Eylül ayı döneminin pastırma yazı olarak bilindiğini ve daha az yağışlı geçtiğini ifade eden Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Oğuz Kurdoğlu da ?Akarsu rejiminde ve derelerin debisinde bir miktar düşmeler olur. Fakat son yıllarda tekerrürler arttı. Bu yıl sıra dışı bir kuraklık var. Yağan yağmurlar küçük lokasyonlarda görülüyor ve şiddetli yağıyor. Bu da küresel iklim değişiminin oluşturduğu bir durum. Doğu Karadeniz'de süre içerisinde bir miktar belki artacak ama kar yağışı azalacak. Ama düşen yağışlar birim zamanda çok daha yüksek miktarlarda olacak. Normalde 1 hafta veya 10 günde düşen yağmurlar hatta 1 ayda düşecek yağmur miktarı 1 veya 2 günde düşmeye başlıyor. İşte bu ekstrem durum büyük bir problem olarak karşımıza çıkıyor. Hopa'da, Çayeli'nde, Rize'de bir kaç kere olduğu gibi çok büyük seller ve taşkınlar yaşanıyor" dedi.

'ORMAN VE DAĞ SULARINA MUHTACIZ'

Doğu Karadeniz'de içme suyunun tamamının yağışlardan elde edildiğini söyleyen Kurdoğlu, ?Doğu Karadeniz'de akifer dediğimiz, toprak altındaki su depoları yok. Bütün Doğu Karadeniz olarak, Türkiye'nin önemi bir bölümü ormanlara ve dağlara muhtacız. Su, yağış sularıyla toplanıp su havzalarına ya da derelere geliyor. Biz de bu suyu kullanıyoruz. Kuraklık devam ederse içme suyunda da sıkıntı yaşayacağımız kesin. Dünyada, aralarında İstanbul'da dahil olmak üzere 105 büyük metropolün 33'ü ve Doğu Karadeniz ile Batı Karadeniz'deki büyük illerin tamamı orman ve dağ sularına muhtaç durumda. Bizim suyu en iyi şekilde tutan ve filtre eden ormanlık alanlarımızı korumamız ve artırmamız lazım. Suyun depolanmasına katkı veren bütün doğal ekosistemin korunması lazım.Kentlerimizin, şehirlerimizin, kasabalarımızın su temin ettiği havzaların doğal örtüsünün ormanlık olarak saklanmasında büyük fayda var. Orman yönetimini su bilançosuna göre planlamak ve ona göre uygulamak daha doğru olacaktır" diye konuştu.

HABERE YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Önceki ve Sonraki Haberler