KTÜ'lü ekipten deprem bölgesinde saha çalışması

KTÜ Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulundan Doktor Öğretim Üyesi Selcen Uzun Duran yürütücülüğündeki ekip,deprem bölgesindeki termal sularda radon gazı seviyelerinin ölçümünü yaptı.

KTÜ'lü ekipten deprem bölgesinde saha çalışması

Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından harekete geçen Duran, "6 Şubat 2023 Depremi'nin Meydana Geldiği Bölgelerdeki Termal Sularda ve Toprakta Radon Miktarının Tespiti Ve Deprem ile İlişkisinin Araştırılması" projesini hazırladı.
Hazırladığı projeyle "TÜBİTAK 1002-C Doğal Afetler Odaklı Saha Çalışması Acil Destek Programı'na başvuran ve destek alan Duran, 17-22 Şubat tarihleri arasında Adıyaman, Malatya, Gaziantep, Kahramanmaraş, Hatay, Osmaniye ve Şanlıurfa'daki termal sularda TÜBİTAK destekli saha çalışması gerçekleştirdi.

KTÜ Fen Fakültesinden Prof. Dr. Belgin Küçükömeroğlu, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesinden Doç. Dr. Serdar Dizman ile Doç. Dr. Yılmaz Demir'in bulunduğu proje ekibinden saha çalışmalarını Doç. Dr. Serdar Dizman ve yüksek lisans öğrencisi Akın Karabacak ile yürüten Duran, depremin ardından ulaşım sağlanabilen 7 ildeki 8 termal sudan örnekler alarak radon gazı seviyelerinin ölçümünü gerçekleştirdi.

KTÜ'lü-ekipten-deprem-bölgesinde-saha-çalışması

 "Bölgedeki termal sularda radon gazının ölçülmesi ve mevcut seviyelerin belirlenmesi önemliydi"

TÜBİTAK'a sunmak üzere sonuçların analizlerini raporlayan Selcen Uzun Duran,  depremden derin üzüntü duyduğunu söyledi.

Türkiye'de termal su kaynaklarının dağılışı ile fay hatları arasında uyumlu bir ilişki olduğunun görüldüğünü belirten Duran, özellikle ana fay kuşaklarının geçtiği kısımlarda termal su kaynaklarının yoğunlaştığının bilindiğini ifade etti.
Duran, deprem öncesi veya deprem sonrasında termal sularda azalma, artma veya tamamen kaybolmanın söz konusu olabildiğini kaydederek, dünya genelinde yapılan birçok çalışmada, bu tür termal sularda radon anomalilerinin olduğunun tespit edildiğini aktardı.

Deprem bölgesindeki kaplıcalardaki radon durumunu merak ettiğini dile getiren Duran, şöyle devam etti:
"Radon gazının ölçülmesi ve deprem sonraki değerlerin tespit edilmesi önemliydi. Bu bende merak uyandırdı. Acaba oradaki kaplıcalarda radon durumu neydi. TÜBİTAK 1002-C Doğal Afetler Odaklı Saha Çalışması kapsamında proje çağrısı açtı. Hazırladığımız proje önerisi ile TÜBİTAK-MAM'a başvurumuzu yaptık. Projemiz desteklenmeye uygun görüldü."

"Depremden sonraki radon değerlerini tespit adına güzel bir çalışmaydı"
Bu kapsamda afet bölgesinde 7 ildeki termal sularda radon gazı ölçümlerini yaptıklarına işaret eden Duran, "17 Şubat’ta gittim, 22 Şubat'ta geldim. Altı gün boyunca bölgedeydim. Sonuçlarımızı analiz ediyoruz. Bizim için depremden sonraki radon değerlerini tespit adına güzel bir çalışmaydı. Bu tip saha çalışmalarının periyodik olarak yapılması çalışmaları daha anlamlı kılacaktır." dedi.

Doktor Öğretim Üyesi Selcen Uzun Duran, henüz depremi önceden tahmin edecek bir teknoloji, bilimsel bir yöntem bulunmadığını belirterek, "Ancak bazı belirtilerin olduğu tespit edilmiştir. Özellikle kaplıca sularının ısınması, radon seviyesinin artması belirtiler arasında olabilmektedir. Bu bakımdan özellikle deprem riski yüksek olan bölgelerimizdeki ılıca ve kaplıca sularının devamlı kontrol edilmesi önerilmektedir." diye konuştu.

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler