KTÜ'lü profesörden Ayı terörü uyarısı
KTÜ'lü Profesör bir çok bölgede ayı sayısının arttığını belirtti.
Yayınlanma:
Prof. Dr. Şağdan Başkaya bölgelerde ayı sayısının çok arttığını ve ayıların planlı ve yasal bir şekilde avlattırılması gerektiğini söyledi.
Son dönemde Kars ve Erzincan illerinde yaşanan ölümlü ve yaralamalı ayı saldırıları yeniden sorunun çözümü için yapılması gerekenleri gündeme getirdi.
Saldırıları “Ayı terörü” olarak nitelendiren Karadeniz Teknik Üniversitesi Yaban Hayatı Ekolojisi ve Yönetimi Bölümü Bölüm Başkanı Prof. Dr. Şağdan Başkaya, Türkiye’nin bir çok bölgesinde ayı sayısının çok arttığını ve taşıma kapasitesinin üzerindeki ayıların planlı ve kontrollü olarak yani yasal bir biçimde avlattırılması gerektiğine dikkat çekti.
"ROMANTİK HAYVANSEVERLİK NEREYE KADAR..."
Ayı saldırıları ile ilgili açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Şağdan Başkaya, “Ayı ile karşılaşma olayı sonrasında geçtiğimiz günlerde Kars’ta iki ölüm, iki yaralanma olayı yaşanırken, dün de Erzincan Tercan’da bir ölüm olayı yaşanmıştır. Ülkemizde sırasıyla Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu, Batı Karadeniz, Orta Karadeniz ve Marmara bölgelerinde ayı saldırıları veya insan-ayı karşılaşmaları ölüm dahil olmak üzere, çok ciddi sorunlara yol açmaktadır. Sadece ayı saldırısı sonrasında yaşanan ölüm ve ciddi yaralanmalar olduğunda gündeme gelen ‘Ayı Terörü’ne acil çözümler üretilmelidir. Her olaydan sonra başımızı kuma gömüp olayın unutulmasını bekleyerek, bu sorunu daha da büyütmüş oluruz. Bilimsel ve gerçekçi olmak zorundayız. Kamuoyunu doğru bilgilendirmek zorundayız. Romantik çevrecilikle veya romantik hayvanseverlikle kırsalda yaşayanların veya kırsala gidenlerin bu derdine derman üretilemez. Ayıların, insanlar ile karşılaşma ihtimalleri ne kadar çok ise, ayıların insanlara saldırma ihtimalleri de o kadar artmaktadır. Yaptığımız bilimsel çalışmalara göre; ayı popülasyonları, saldırı ve karşılaşmaların yaşandığı bölgelerde ciddi düzeyde artmış durumdadır” dedi.
“KAÇAK AVDA YAPILMASA AYI SALDIRILARINDA ÖLÜM, YARALANMA VEYA MADDİ ZARARLAR ÇOK DAHA FAZLA OLUR”
Başkaya, kırsalda yaşayan vatandaşların yasal olmamasına rağmen kaçak ayı avı yaptığını vurgulayarak “Eğer kaçak ayı avı yapılmıyor olsa, ölüm, yaralanma veya maddi zararlar çok daha fazla olacaktır. Bugün her yerde muazzam derecede bir kaçak ayı avı yapılmaktadır. Bu kaçak av şekli adeta sorunu gizli bir şekilde çözme yöntemi olarak uygulanmaktadır. Ayıları kaçak olarak avlayacak avcıların az bulunduğu veya olmadığı yerlerde ise köylüler ayılardan usanmış durumdadırlar. Ayı, kırsalda yaşayan insanların en çok korktukları yaban hayvanlarının başında gelmektedir. Bunun başlıca nedenleri ise, ülkemizde her yıl ortalama iki kişinin ölümüne neden olması, hafif yaralanmaların haricinde kalıcı engellere neden olan 2-3 kişinin ciddi yaralanmasına neden olması, ruhsal sorunlara yol açması ve değişik şekillerde insanları maddi zararlara uğratmasıdır” diye konuştu.
“AYI KORKUSUNA RAĞMEN DOĞA TURİZMİ ÇABASI BOŞA GİDER”
Yörede doğa turizmi çalışmalarına dikkat çeken Başkaya “Bir yandan doğa turizmini geliştirmeye çalışıyoruz, birçok planlamalar ve maddi yatırımlar yapıyoruz, bir yandan da bırakınız şehirden gelen ziyaretçileri, kırsalda yaşayan insanlarımız bile ayı korkusundan dışarıya çıkamıyor. Kaçkar Dağı’nda, yirmi yıl önce, sonbahara doğru dağların iyice ıssızlaştığı günlerde kamp yapmaya gelen Belçikalı iki genç, minibüste anlatılan korku dolu ayı hikayelerinden etkilenmiş, dağda da Ayı görünce kamp yapmaktan vazgeçmişlerdi. Durum hala bundan pek farklı değil” şeklinde konuştu.
AYI TERÖRÜNE KARŞI NELER YAPILMALI?
Prof. Dr. Şağdan Başkaya, ayı saldırılarının yaşandığı bölgeye göre, çok özel çözüm yollarının geliştirilebileceğini belirterek öncelikle insan-ayı çatışmasının yoğun olarak yaşandığı bölgelerde yapılması gerekenleri şu şekilde özetledi:
“Eğitim ve bilinçlendirme çalışmalarına ağırlık verilmeli; Kırsal alanlarda yaşayan insanlarımızın bile ihtiyacı olan bu eğitim ve bilinçlendirme çalışmalarının yazın artan ve kırsal alanları, köyleri, yaylaları kullanan yazlıkçı insanlarımıza ve gelen turistlere çok acil bir şekilde verilmeye başlanılması gerekmektedir; Uyulması gereken kurallar belirlenmeli ve insanların bunlara uymasına çalışılmalı; Ayılara karşı fiziksel vd. engeller kullanılmalı; Ayıların yaşam alanlarındaki azalan ve hatta çoğu yerde yok olmuş olan, ayıların en sevdiği doğal bitkilerin ekim ve dikimi yapılmalı; İnsan-ayı çatışmasında alınması gereken bütün tedbirleri alırken, yasal çerçevesi düzenlenmiş olan tazminat uygulamalarına da yer verilmeli, ayı zararına karşı önlem alan ve çatışmayı azaltıcı çalışmalara destek olan insanlar ödüllendirilmeli; Ayı popülasyonlarında, taşıma kapasitesinin üzerindeki ayılar, planlı ve kontrollü yani yasal bir biçimde avlattırılmalıdır. Bunun uygulanabilmesi için ayıların popülasyon durumlarının bilimsel yöntemlerle, sayım (envanter) çalışmaları ile tespit edilmesi gereklidir; Sürekli bir izleme programı yürütülmelidir; Ayıların biyoloji ve ekolojileri ile zarara uğrayan insanların yaşam ve davranış biçimlerine yönelik bilimsel araştırmalara destek olunmalı ve bu konularda araştırma yapılması için çaba sarf edilmelidir; Ayı Sayımları ve ayı yönetim planları yapılmalı; Bu konularda Üniversitelerin Yaban Hayatı Ekolojisi ve Yönetimi Bölümleri, Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü ve konu ile ilgilenen sivil toplum örgütleri işbirliği içerisinde kesintisiz bilimsel çalışmalar yapmalı. Her yöre için özel ayı yönetim planları yapılmalıdır.”
Son dönemde Kars ve Erzincan illerinde yaşanan ölümlü ve yaralamalı ayı saldırıları yeniden sorunun çözümü için yapılması gerekenleri gündeme getirdi.
Saldırıları “Ayı terörü” olarak nitelendiren Karadeniz Teknik Üniversitesi Yaban Hayatı Ekolojisi ve Yönetimi Bölümü Bölüm Başkanı Prof. Dr. Şağdan Başkaya, Türkiye’nin bir çok bölgesinde ayı sayısının çok arttığını ve taşıma kapasitesinin üzerindeki ayıların planlı ve kontrollü olarak yani yasal bir biçimde avlattırılması gerektiğine dikkat çekti.
"ROMANTİK HAYVANSEVERLİK NEREYE KADAR..."
Ayı saldırıları ile ilgili açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Şağdan Başkaya, “Ayı ile karşılaşma olayı sonrasında geçtiğimiz günlerde Kars’ta iki ölüm, iki yaralanma olayı yaşanırken, dün de Erzincan Tercan’da bir ölüm olayı yaşanmıştır. Ülkemizde sırasıyla Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu, Batı Karadeniz, Orta Karadeniz ve Marmara bölgelerinde ayı saldırıları veya insan-ayı karşılaşmaları ölüm dahil olmak üzere, çok ciddi sorunlara yol açmaktadır. Sadece ayı saldırısı sonrasında yaşanan ölüm ve ciddi yaralanmalar olduğunda gündeme gelen ‘Ayı Terörü’ne acil çözümler üretilmelidir. Her olaydan sonra başımızı kuma gömüp olayın unutulmasını bekleyerek, bu sorunu daha da büyütmüş oluruz. Bilimsel ve gerçekçi olmak zorundayız. Kamuoyunu doğru bilgilendirmek zorundayız. Romantik çevrecilikle veya romantik hayvanseverlikle kırsalda yaşayanların veya kırsala gidenlerin bu derdine derman üretilemez. Ayıların, insanlar ile karşılaşma ihtimalleri ne kadar çok ise, ayıların insanlara saldırma ihtimalleri de o kadar artmaktadır. Yaptığımız bilimsel çalışmalara göre; ayı popülasyonları, saldırı ve karşılaşmaların yaşandığı bölgelerde ciddi düzeyde artmış durumdadır” dedi.
“KAÇAK AVDA YAPILMASA AYI SALDIRILARINDA ÖLÜM, YARALANMA VEYA MADDİ ZARARLAR ÇOK DAHA FAZLA OLUR”
Başkaya, kırsalda yaşayan vatandaşların yasal olmamasına rağmen kaçak ayı avı yaptığını vurgulayarak “Eğer kaçak ayı avı yapılmıyor olsa, ölüm, yaralanma veya maddi zararlar çok daha fazla olacaktır. Bugün her yerde muazzam derecede bir kaçak ayı avı yapılmaktadır. Bu kaçak av şekli adeta sorunu gizli bir şekilde çözme yöntemi olarak uygulanmaktadır. Ayıları kaçak olarak avlayacak avcıların az bulunduğu veya olmadığı yerlerde ise köylüler ayılardan usanmış durumdadırlar. Ayı, kırsalda yaşayan insanların en çok korktukları yaban hayvanlarının başında gelmektedir. Bunun başlıca nedenleri ise, ülkemizde her yıl ortalama iki kişinin ölümüne neden olması, hafif yaralanmaların haricinde kalıcı engellere neden olan 2-3 kişinin ciddi yaralanmasına neden olması, ruhsal sorunlara yol açması ve değişik şekillerde insanları maddi zararlara uğratmasıdır” diye konuştu.
“AYI KORKUSUNA RAĞMEN DOĞA TURİZMİ ÇABASI BOŞA GİDER”
Yörede doğa turizmi çalışmalarına dikkat çeken Başkaya “Bir yandan doğa turizmini geliştirmeye çalışıyoruz, birçok planlamalar ve maddi yatırımlar yapıyoruz, bir yandan da bırakınız şehirden gelen ziyaretçileri, kırsalda yaşayan insanlarımız bile ayı korkusundan dışarıya çıkamıyor. Kaçkar Dağı’nda, yirmi yıl önce, sonbahara doğru dağların iyice ıssızlaştığı günlerde kamp yapmaya gelen Belçikalı iki genç, minibüste anlatılan korku dolu ayı hikayelerinden etkilenmiş, dağda da Ayı görünce kamp yapmaktan vazgeçmişlerdi. Durum hala bundan pek farklı değil” şeklinde konuştu.
AYI TERÖRÜNE KARŞI NELER YAPILMALI?
Prof. Dr. Şağdan Başkaya, ayı saldırılarının yaşandığı bölgeye göre, çok özel çözüm yollarının geliştirilebileceğini belirterek öncelikle insan-ayı çatışmasının yoğun olarak yaşandığı bölgelerde yapılması gerekenleri şu şekilde özetledi:
“Eğitim ve bilinçlendirme çalışmalarına ağırlık verilmeli; Kırsal alanlarda yaşayan insanlarımızın bile ihtiyacı olan bu eğitim ve bilinçlendirme çalışmalarının yazın artan ve kırsal alanları, köyleri, yaylaları kullanan yazlıkçı insanlarımıza ve gelen turistlere çok acil bir şekilde verilmeye başlanılması gerekmektedir; Uyulması gereken kurallar belirlenmeli ve insanların bunlara uymasına çalışılmalı; Ayılara karşı fiziksel vd. engeller kullanılmalı; Ayıların yaşam alanlarındaki azalan ve hatta çoğu yerde yok olmuş olan, ayıların en sevdiği doğal bitkilerin ekim ve dikimi yapılmalı; İnsan-ayı çatışmasında alınması gereken bütün tedbirleri alırken, yasal çerçevesi düzenlenmiş olan tazminat uygulamalarına da yer verilmeli, ayı zararına karşı önlem alan ve çatışmayı azaltıcı çalışmalara destek olan insanlar ödüllendirilmeli; Ayı popülasyonlarında, taşıma kapasitesinin üzerindeki ayılar, planlı ve kontrollü yani yasal bir biçimde avlattırılmalıdır. Bunun uygulanabilmesi için ayıların popülasyon durumlarının bilimsel yöntemlerle, sayım (envanter) çalışmaları ile tespit edilmesi gereklidir; Sürekli bir izleme programı yürütülmelidir; Ayıların biyoloji ve ekolojileri ile zarara uğrayan insanların yaşam ve davranış biçimlerine yönelik bilimsel araştırmalara destek olunmalı ve bu konularda araştırma yapılması için çaba sarf edilmelidir; Ayı Sayımları ve ayı yönetim planları yapılmalı; Bu konularda Üniversitelerin Yaban Hayatı Ekolojisi ve Yönetimi Bölümleri, Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü ve konu ile ilgilenen sivil toplum örgütleri işbirliği içerisinde kesintisiz bilimsel çalışmalar yapmalı. Her yöre için özel ayı yönetim planları yapılmalıdır.”
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.