Kuyumcu ve rehineler dehşet anlarını anlattı
Ordu'nun Fatsa ilçesinde bir kuyumcuda 9 saat süren rehine krizinin ardından iş yeri sahibi ve rehineler o anları anlattı. Kuyumcuya gelen vatandaşlar iş yeri sahiplerine "geçmiş olsun" dileklerini iletirken, iş yeri sahibi Hasan Gül, "Bu bir soygun olayı
Ordu'nun Fatsa ilçesinde bir kuyumcuda 9 saat süren rehine krizinin ardından iş yeri sahibi ve rehineler o anları anlattı.
Kuyumcuya gelen vatandaşlar iş yeri sahiplerine "geçmiş olsun" dileklerini iletirken, iş yeri sahibi Hasan Gül, "Bu bir soygun olayıdır. Her zaman olabilme ihtimali olan bir durumdur. Define ile ilgili bir durum söz konusu değildir" dedi.
Kuyumcu Hasan Gül yaptığı açıklamada, "İlimiz valisi başta olmak üzere, emniyet müdürü ve emeği geçen herkesten Allah razı olsun. Gayretli çalışmaları neticesinde kan akmadan bu durum sonlanmış oldu. Olayın yaşandığı cumartesi günü daha netice sonuçlanmadan kamuoyunda farklı konuşmalar ortaya çıktı. "Soyguncular define bulmuşlar, sonra bizlere satmışlar, daha sonra biz onların paralarını vermediğimiz için bu durumu yaptılar" gibi söylentiler duyduk. Halen duymaya devam ediyoruz. Öyle bir durum olsa soyguncuları iş yerimize kar maskeli bir şekilde mi gelirler? Bazı yayın organları da buna bağlantılı haberler yapmış ve gerçekten çok üzüldük. Bunlar aslı olmayan haberler. Bu bir soygun olayıdır. Her zaman olabilme ihtimali olan bir durumdur. Define ile ilgili bir durum söz konusu değildir. Kamuoyunda böyle bir durumun oluşması bizim açımızdan acı bir durumdur. Gelen soyguncuları tanımıyoruz. Kendilerinden şikayetçiyiz. Olayı yapanların yurt dışı kaynaklı olduğunu zannediyordum fakat kendi bölgemizdeki ilçelerimizden Çatalpınarlı çıktılar. Genç çocuklar ve kendi hayatlarını istikballerini öldürmüş oldular. Rehine almaları, olayın bu kadar uzun sürmesi bölgemiz açısından iyi olmadı. Bu durumun yaşanmasını arzu etmezdik. Keşke hiç yaşanmasıydı" diye konuştu.
DEHŞET ANLARINI ANLATTI
Olay anında içerideki rehinelerden iş yeri sahibinin oğlu Beytullah Gül, yaşadıkları dehşet anlarını anlattı. İlk defa konuşan Gül, "09.30 sıralarında içeri girdiler. "Bu bir soygundur. Kimse kıpırdamasın" diyerek bizleri standın arka tarafına gönderdiler. Daha sonda vitrine bileziklerin olduğa tarafa doğru yöneldiler. Bilezikleri aldılar ve tam alamayınca da panik yaptılar. O anda bizlerin ellerini arkadan kelepçelediler. Daha sonra amcamın oğlu Murat Gül'ü kapıya doğru yanaştırdılar ve kapıyı açmasını istediler. "Eğer dışarı çıkarsan seni vururuz" dediler. O ara yaşanan bir durum oldu ve amcamın oğluna soyguncular ateş ettiler. O anda donup kaldım. Sonrasında içerideki rehine arkadaşlarımızla birlikte bizim enselerimize silah dayadılar. Sonrasında uzun süren bir bekleme olayı gerçekleşti. Saat 16.30'u gösterince ilk Durmuş Güngör hocamızı dışarı çıkardılar. 1 saat sonra da beni dışarı çıkardılar. Bizimle bekleme zamanında hiçbir şey talep etmediler. Müzakereci polisle konuştular hep. Bize, "size hiçbir zaman zarar vermeyeceğiz. Bizim sizinle hiçbir şekilde şahsi bir husumetimiz yoktur. Ailelerinize kavuşacaksınız" dediler" şeklinde konuştu.
"DEFİNE OLAYI ASILSIZDIR"
Define haberlerinin kesinlikle gerçeği yansıtmadığını belirten Beytullah Gül, "Bu tür durumla bizim hiçbir alakamız ilgimiz yoktur. Onların bizlerden böyle bir talebi olmadı. Eğer öyle bir durum olsaydı içeri silahlı ve kar maskeli bir şekilde içeri girmezlerdi" açıklamasını yaptı.
Rehinelerden Arif Güneş ise şunları söyledi: "Bizlere konuşmalarında "ailenize kavuşacaksınız. Size herhangi bir zarar gelmeyecek. Dışarı kaçmayın, polisler yanlışlıkla sizi vurabilir. Biz sizi hiçbir şekilde vurmayız" dediler. Rehin süresinde bizlere kötü davranmadılar. Kendi aralarında konuşma yapıyorlardı. "Saat 21.00 gibi buradan çıkarız. Ortalık boşalsın. Okullardaki öğrenciler dağılsın ve çocuklara zarar gelmesin" dediler. "Okul dağılmasından sonra sizinle birlikte bizler de dışarı çıkıp sorunsuz bir şekilde buradan sizlerin birini rehin alarak güvenli bir yere gelince sizi bırakacağız" dediler. Fakat planları tutmadı."