Mehmet Atalay yazdı: Trabzon-Rize’nin kaderi ve Arda’nın öfkesi
Basın İlan Kurumu ve Gençlik Spor eski Genel Müdürü Mehmet Atalay, Trabzonspor-Bursaspor-Rizespor üçgeninde yaşanan tartışmalar için sağduyu çağrısında bulundu.
Habertürk Gazetesi'nde köşe yazarlığı yapan Mehmet Atalay, Rizespor'un küme düşmesiyle başlayan tartışmalar ile gazeteciye saldırdıktan sonra milli takımdan ayrılan futbolcu Arda Turan olayını "Trabzon-Rize’nin kaderi ve Arda’nın öfkesi" başlıklı yazısıyla kaleme aldı.
Atalay yazısında, 2016-2017 sezonunda kötü bir grafik sergileyerek küme düşen ancak bunun sorumluluğunu Trabzonspor'a yüklemeye ve kendilerini aklamaya çalışan Rize kanadıyla, Trabzon kanadı arasında yaşanan gerginliğin 2011 şike süreci kadar tehlikeli olduğunu vurguladı.
İşte Mehmet Atalay'ın yazısı;
"Trabzon-Rize’nin kaderi ve Arda’nın öfkesi
Bir futbol sezonunu daha geride bırakırken, nasıl bir son beklerdiniz? Arkanıza yaslanarak, çayınızı yudumlayarak, tiyatro seyreder gibi yaparak, şölen havasında, bayram gibi, ‘fair-play’i tam içine sindirerek, spordan zevk alarak, keyifle ve ağzında kalan tatla yeni sezonu iple çekersiniz... Oysa biz ne yaptık? Adaletsizlikleri, haksızlıkları, yanlışlıkları artırarak, kavgayı alabildiğine azdırarak, bol bol suç işleyip taraflara da işleterek, her günü tartışmalı geçirerek, kâbus gibi bir sezonu geride bıraktık...
Yetmedi, Fransa 2016’dan kalma defterlerimizi açtık, hesabı; Rusya 2018’e taşıdık... Çünkü biz hastalığı tedavi etmedik, ‘‘habis ur’’u kesip atmadık, sümen altı ettik, kanseri sakladık; vücudun bütün organlarına, futbolun her tarafına sıçrattık... Rüzgâr ektik, fırtına biçtik, kavgaya zemin hazırladık, şiddete başvuranları cezalandırmadık, affettik, milli formayla ödüllendirdik... Ve ne yazık ki bugünlere geldik...
★★★
Trabzonspor-Bursaspor-Rizespor üçgenindeki fırtınalar, 2011 şike süreci kadar tehlikeli bir bombayı Karadeniz’e düşürdü... Daha önce birkaç defa benzeri sıkıntılar yaşayan Trabzon ve Rize, eski defterleri kapatıp yeniden dostluğu sağlamışken, bugün, yaranın kanamasına sahne oldu.
Futbol ve spor dahil, muhteşem coğrafyası, inanılmaz tarihi, yemekleri, dağları yaylaları, denizi, sahilleri, turizm beklentileri, dinamik insan yapısı ve teröre karşı duruşuyla kaderleri bir olan ve güç birliği yapması gereken iki şehir yeniden darıldı... Her geçen gün de nifak tohumları ekiliyor.
Sorunları derinleştirmeden, orta yolu keşfederek ve güven kaybını yeniden tesis ederek barışın gecikmeden sağlanması gerekiyor. Başta bakanlarımız ve siyasilerimiz, akil adamlarımız ve sporumuzun duayenleri, özellikle de iki şehrin ortak değerleri hemen, gecikmeden devreye girmeli ve işi yeniden tatlıya bağlamalı. Karşılıklı çok yanlış yönetilen süreçten sonra, her iki kulübün başkan ve yöneticileri hemen kolları sıvamalı ve barış için önayak olmalıdır... Rizespor ilk defa düşmedi, inşallah bundan sonra daha sağlam ve kalıcı bir şekilde yeniden ama boş tribünlere değil, eski coşkulu taraftarıyla lige döner nasıl olsa... Trabzon ve Rize’nin kaderi aynı ve daha yapacak çok işleri var. Sağduyu lütfen...
★★★
Arda Turan’ı, Genel Müdür olarak kafile başkanlığını yaptığım 2005’te, İspanya’nın Almeria şehrindeki Akdeniz Oyunları sırasında ilk defa tanıdım. En çok madalya aldığımız bu turnuvada, futbol takımımızın İspanya’yla final yapmasına kadar Arda, tam bir yıldız gibi parladı. Sempatik, şakacı, pırıl pırıl bir gençti. Arda, o kadar çok büyüdü ki, Barcelona’yla özdeşleşmesinden milletçe gurur duyduk. Milli Takım’daki prim tartışmalarından lüzumsuz yıpratıldığı ve mağdur edildiği, bizim de kanaatimiz... Koca koca adamların sümen altı edip çözmediği bu problem bugünü, dönüşü olmayan bir yere getirdi.
Sporcularımızın idolü, muhtemelen, geleceğin G.Saray ve Milli Takım hocası, kulüp ve federasyon başkan namzedi Arda, ileride kolay kolay silemeyeceği bir lekeye nasıl mahkûm olur, Allah aşkına?
★★★
Federasyonun uçağında, Fatih Terim’in kampında, Demirören’in gazetesinin deneyimli, kıdemli yazarına karşı bu tavır, neyin nesi! Birikti, birikti patladı. Mesaj, sanki gazeteciden çok, başkan ve hocaya... Sporumuz ve özellikle de futbolumuz çok kötü yönetiliyor, düzen bozuk, sistem kirli... Suç ve suçlu üretmeye devam ediyor... Eskişehir’deki Konya-Başakşehir kupa finalinde Bakan’ın önünde yasalar ihlal ediliyor, başkan ve hocanın da saygınlığı yara alıyor... Televizyoncu döven ceza almamış ise ve hala Milli Takım kalesinde ise, Milli Takım Kaptanı da gazeteciye patlıyor...
Ancak, Arda’dan bu öfke patlamasını beklemiyorduk... Hala toparlama fırsatı varken, kan davasına dönüşmeden bu sorunları çözün lütfen. Adaletle, vicdanla ve herkese eşit muameleyle... Kaçmayın, saklanmayın, elinizi taşın altına koyun ve çözün artık."