Trabzon İl Sağlık Müdürü Hakan Usta, Haber61'in sorularını yanıtladı.

Trabzon'daki koronavirüs tablosunu değerlendiren Usta, vatandaşların pandemi dönemindeki tutumunu ve aşıya karşı düşüncelerini ele aldı. Trabzon'da şu anda yukarı meyilli bir koronavirüs tablosu olduğunu belirten Usta " Bizim şu anki tablomuz yukarıya doğru meyilli. O görüntüyü veriyor bize rakamların istatistiği. Bu demek oluyor ki bizim şu dönemde daha bir sıkı şekilde maske mesafe kurallarına riayet etmemiz gerekiyor." ifadelerini kullandı.

Sözlerine 15 Temmuz darbe girişimine değinerek başlayan Hakan Usta, "Öncelikle 15 Temmuz yaklaşıyor. Gerçekten ülkemizin var oluş mücadelesiydi o, bir noktaydı bir milattı. Onu da başarmış olan ülkenin bir ferdi olarak, ülkemle ne kadar mutlu ve gururlu olsam azdır. " şeklinde konuştu.

SAĞLIK ÇALIŞANLARINA ŞİDDET EN AĞIR ŞEKİLDE CEZALANDIRILMALI

Sağlık çalışanlarına karşı gerçekleşen şiddet olaylarını ve Of ilçesinde gerçekleşen saldırıya değinen Usta "Bizim geldiğimiz noktada şiddetle ilgili şunu söyleyebilirim ki, öncelikle ben şahsım olarak buna farkındalık oluşturmak, 112’de olan arkadaşlarımızla birlikte farkındalık oluşturmak için kendim de 112 yeleği giyerek arkadaşlarıma farkındalık oluşturmaya gayret ettim. Onun dışında biz hukuki mücadelemizi en katı şekilde, en yoğun bir şekilde takip ederek vermekteyiz. O anlamda bu olayların olmamasını yeğliyoruz. Var olan olay istemediğimiz bir olay, orada 4 tane mesai arkadaşımıza yapılan fiili ve sözlü hakaretler var müdahaleler var, aracımıza yapılan müdahaleler var. Bunların en ağır şekilde cezalandırılmasını arzu ediyoruz ve bunun beklentisi içerisindeyiz, bunu da talep ediyoruz hukuk sistemimizden. Bununla ilgili gerekli doneleri, belgeleri vermiş durumdayız. Şehrimiz bu anlamda çok yoğun bir şehir değil Allah’tan, şiddet olayı çok olan bir şehir değil. Ama bir tane bile olsa bizi gerçekten derinden yaralıyor. Sanki binlerce olmuşçasına içimizde fırtınalar koparıyor, personel motivasyonunu, şevkini, aşkını tamamen kırıyor. Bunların olmaması gerekiyor. Bununla ilgili olmaması için de biz kaynaklı bir şey varsa onları gidermeye çalışıyoruz, halkı bilgilendirmeye çalışıyoruz. Ağır cezaların olması için devlet büyüklerimize taleplerimizi iletiyoruz. İnşallah bundan sonraki süreçte bu şiddet olaylarının olmamasını sağlayabiliriz diye düşünüyoruz." dedi.

ŞU ANKİ TABLOMUZ YUKARIYA DOĞRU MEYİLLİ

Vaka sayılarındaki artışın toplu etkinlikler nedeniyle olduğunu kaydeden Usta, "Şehrimiz ortalarda giden bir şehir durumunda oldu hep. Bir ara pik yaptı gibi göründü, şehirlerin önüne geçti gibi bir görüntü verdi ama o zamanda 200 rakamlarıydı, çok öyle abartılı bir rakam değildi. Önceki yaşadığımız rakamlara göre. Şimdi bu ortalardaki tablomuzda yaklaşık 50 ile 70 arasında bir vakamız oluyor her gün. Bizim vakalarımızdaki en büyük kaynak etkinlikler. Mesela yurt dışına gidecek olan kafileler tahlil veriyor, burada bakıyorsun 8-9 tane o kafilede çıkıyor. Gürcistan’a gidecek kafile, yurt dışına uçakla gidecek kafile veya otobüsle gelmiş burada tahlilini vermiş İstanbul’dan Edirne’den yurt dışına çıkacak olan kafileler. Bu bizim rakamlarımız üzerinde bizi yukarıya çeken bir grup. Onun dışında cenazeler, taziyeler, düğünler, toplu yemekler, toplu organizasyonlar, topluca vakalar oluyor. Yurtlar gibi buralarda topluca vakalar çıkıyor. Bizim bir ilçemizde bundan birkaç hafta önce, bir gün vaka sayımız 55’di, bunun 40’ı bir yurttan çıktı. Veya bir gün yine vakalarımızın 45’i cenazeden çıktı. Halkı içerisinde yaygınlık olmamakla birlikte belli öbek yerlerimiz olmuş oluyor, bu da bizim vaka sayılarımızı belirliyor. Ama bundan da şuna gelmemek gerekiyor, şimdi biz bunlar olduğu için organizasyonların dışında olalım, onun dışında olan yerlerde de maskesiz dolaşalım gibi bir sonuca da gelmemek gerekiyor. Bizim şu anki tablomuz yukarıya doğru meyilli. O görüntüyü veriyor bize rakamların istatistiği. Bu demek oluyor ki bizim şu dönemde daha bir sıkı şekilde maske mesafe kurallarına riayet etmemiz gerekiyor.

Biz şimdi sokaklarda şunu gözlemliyoruz, cenazelerde, düğünlerde. İnsanlar artık kucaklaşmaya başlamışlar maalesef, tokalaşmaya başlamışlar veya maskesiz çok yakın bir şekilde temaslar ortaya çıkmaya başlamış. Bunlar bizim mücadelemizi olumsuz anlamda etkileyebilecek durumlar. Bunlar bizi istemesek de, hastanelerimizin bir şekilde dolmasına yol açacak bir gidişat. Bir an önce tüm halk maskesini mesafesini korumak durumunda. Bunlara dikkat edilirse vakalarımızı dizginlemiş olabiliriz. Ama şu anki gidişatımızın yukarıya doğru meyilli olduğunu herkese bildirmek gerekiyor." ifadelerini kullandı.

TOPLUMUN DUYARLILIĞINA İHTİYACIMIZ VAR

Trabzon'daki aşılama durumunu da değerlendiren Hakan Usta, "Hadiselerimiz aslında çok fazla. Yakın bir zamanda bir yurtta, bir spor tesisinde aldığımız vakalar aslında bu da olmamalı dediğimiz cinsten vakalar. Çünkü vaka çıkıyor, 1,2,3 vaka çıkıyor, diyorsunuz ki şu kuralları uygulamalısınız. Buna göre o kuralları uygulaması gereken oradaki yetkili kişiler, kararları kararlılıkla yerine getirmesi gereken kişiler onlar. Onlara güveniyorsunuz, onlara bildiriyorsunuz, yapmasını bekliyorsunuz, aradan 3-5 gün geçiyor ve bakıyorsunuz vakalar 25’e, 35’e çıkmış. Süreç bu şekilde cereyan ediyor. Böyle de olunca diyorsunuz ki bu da olur mu, bu da olmalı mı? Bu tür toplu yerlerde, organizasyonlarda toplumun duyarlılığına, desteğine ve dikkatine ihtiyacımız var.

Biontech aşısında biliyoruz ki çift doz yapılan en az bir yıl sonra tekrar aşı yapılacak. O da olup olmayacağını o zamanki durum gösterecek. Biontech’de durum böyle. Sinocav’ta durum biraz daha farklı. Sinovac’da iki doz yaptıranlar, biliyorsunuz ki sağlıkçılar bu işin önderleriydi, ilk yapılanlarıydı, biz de dahil. Bununla birlikte son yapılan çalışmalarla birlikte, Delta varyantı ve bağışıklıkla alakalı eksikler olabileceği görüldü. Böyle bir kanaat oluştu. Bu kanaatten sonra dendi ki üçüncü dozu yapmalıyız. Mümkün olursa da bunu Biontech olarak yapmalıyız diye bilim çevreleri bize bunu telkinde bulundu. Ben ve birçok sağlıkçı üçüncü doz olarak Biontech’i yaptırdık. Biontech biliyorsunuz ki hatırlatma dozu olarak geçiyor ve var olan antikorların daha da yoğunlaşmasını sağlıyor. Delta varyantında da daha etkili olduğu biliniyor yapılan çalışmalarda. Dolayısıyla onu söyledi bilim kurulları onu yaptırdık. Halka hiçbir zaman şu olsun diye dayatmadık. Var olan aşılar arasından birini tercih edebilir, yeter ki bir aşıyı tercih etsin durumu var. Ama beklemeden. Bizim üçüncü aşımız inşallah devreye girecek. Eylül Ekim gibi söyleniyor, ne kadar zaman alacağını tam olarak bilemiyoruz ama. O zamana kadar bizim bu işi yüzde 80’e kadar halletmiş olmamız gerekiyor. Aşı sırası gelenlerin aşısını olması, ikinci doz sırası gelenlerin ikinci doz aşılarını bir an önce olmaları gerekiyor. Bizim eksikliğimiz burada bu maalesef."

BİZİM ŞEHRİMİZE MAVİ YAKIŞIR, BİZİM ŞEHRİMİZE LİDERLİK YAKIŞIR

"Şimdi biz önceki periyod gibi değiliz, aşılama oranımız belli bir seviyeye geldi, bir kısım insanlarımız da hastalığı geçirdi ve antikor sahibi oldu. Bizim 60 yaş ve üzeri insanlarda hastaneye düşüş ve bu hastalığa bağlı ölüm oranı oldukça düştü. Bu bizim sevindirici tarafımız. Ama yüzde yüz olmayacak diye bir şey de yok, antikor bir yerde bitebiliyor. O yüzden diğer vatandaşların da aşılarını yaparak o insanlara virüsü taşımaması bizim için çok önemli. Toplum sağlığı, toplum bağışıklığı için herkesin aşılanması gerekiyor.

Trabzon’da 620 binin üzerinde aşı dozu yapıldı, 200 bin civarında ikinci dozunu yapılan kişilerimiz var. Bu rakam Türkiye ortalamasında olan bir rakam. Aşağı yukarı yüzde 59, yüzde 60’ta Türkiye ortalaması. Biz de yüzde 62’ye yaklaştık, bunun daha ileriye gelmesi gerekiyor. Bizim eşdeğer illerimiz yüzde 65 yüzde 67, Ege’de birkaç il yüzde 75’in üzerine çıkmış durumdayken bizim burada onların seviyelerine gelir tarzda bir görüntü ortaya koymamız gerekiyor. Bu da bizde maalesef eksik gidiyor.

Her şeyin önünde giden Trabzon insanı bu konuda kendini geri çekmiş durumda. Oysa bizim şehrimize mavi yakışır, bizim şehrimize liderlik yakışır. Bu insanlar da lider ruhlu insanlar, bundan bizi, kendini, toplumu mahrum etmemesi gerekiyor.

Karantinada apartman ve daireler var ama mahalleler şu an için yok. Çünkü öyle yekün teşkil eden yoğun vakanın olduğu yerlerimiz yok. Az önce de bahsettiğim gibi bir tur otobüsünde bulduğunuz zaman 8-10 kişiyi onu komple yurda getiriyorsunuz. Bu da bir karantina, izole çalışması. O anlamda faaliyetlerimiz devam ediyor, öyle bir sınırlandırdığımız insanlarımız var maalesef.

Öncelikle olmazsa olmazımızın maske, mesafe ve temizlik olduğunu herkesin bilmesi gerekiyor. Bundan korunabilmek için bu kuralları yerine getirmek zorundayız. Aşı olsak da olmasak da onlara uyacağız. Onun dışında aşıyla ilgili farklı düşünceler ortaya konabiliyor. Bunların da artık bu bilim çağında geri bırakılması gerekiyor. İnsanlar aşı şöyle yapıyormuş böyle yapıyormuş diyerek, farklı farklı yerlerden, uygun olmayan yerlerden almış oldukları bilgileri kendilerine mal ediyor, hatta kendilerine mal ettikleri gibi topluma da mal etmeye çalışıyor.

Aşı sonrası ciddi semptomla karşılaşılan vakamız hiç olmadı. Bir kere aşı ölüme çare değil onun unutulmaması gerekiyor. Tabi ki ölümler olacak ama bunların aşıyla ilgili olup olmadığını biz zaten inceliyoruz. O tür bir kaygımız olduğu zaman otopsiye kadar gittiğimiz vakalar var. Hiçbirinde aşıyla ilgili bir şey yok. Ama aşı yapılmış bir saat sonra ölebilir, beş saat sonra, beş gün sonra, bir ay sonra ölebilir. Onun ölüm nedenlerine biz bakıyoruz. Sadece aşı yapıldı ölecek diye bir kaide yok insanlarda. Her ilaçta olduğu gibi bu aşıda da milyonda bir de olsa yan etki olan şeyler insanların önünde konuluyor. Kalple ilgili sıkıntılar deniyor mesela, her ilacın içini okuduğunuz zaman aynı etken durumlar vardır o prospektüs dediğimiz kağıtlarda. Bunu insanların önüne koyup aşı bunu yapıyormuş deyip herkese bunu yapıyormuş gibi bir algı yaratmanın karı yok topluma. Mesela kola için çok daha büyük konular söyleniyor, sigara için aynı şekilde, deterjanlar için aynı şekilde. Hiç kimse kola içmeyi, sigara içmeyi, deterjan kullanmayı bırakıyor mu? Ama aşıya sıra geldiğinde, bu aşı karşıtı insanlara ben soruyorum. Sen kola içiyor musun? Evet. Niye içiyorsun? Onun içinde ne olduğunu biliyor musun? Daha kötüsü belki de vardır. Ama sen aşıda, hiç bilmediğin bir konuyla alakalı ahkam kesiyorsun. Bu doğru bir yaklaşım değil, doğru bir tavır değil diye söylüyoruz kendilerine. Toplumda bu aşı karşıtlığının bir an önce son bulması gerekiyor ve aşıdaki oranımızı yükseltmemiz gerekiyor. Tüm toplumun buna ihtiyacı var. Aynı zamanda bununla birlikte maskeyi, mesafeyi ve temizliği de bir seviyede tutabilirsek toplumu bu sıkıntıdan kurtaracaktır emin olun." dedi.