Trabzon'da Ayasofya tartışması: Cami mi olacak müze mi?
Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem, müzeden camiye dönüştürülen Ayasofya ile ilgili net tavrını ortaya koydu.
Yayınlanma:
Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem, Trabzon'da 2013 yılında müzeden camiye dönüştürülerek ibadete açılan Ayasofya Camisi'nin tekrar müzeye dönüştürülmesinin mümkün olmadığını belirterek "Buranın müze olmasına yönelik taleplere asla ve asla saygı duymuyorum" dedi.
Bugün Trabzon'a gelerek Ayasofya Camisi'nde ikindi namazı kılan ve namaz sonrası incelemelerde bulunan Ertem, geçtiğimiz hafta Trabzon Mimarlar ve Mühendisler Odası'nın açmış olduğu dava ile ilgili İstinaf Mahkemesi'nin verdiği kararı değerlendirdi.
Ertem, söz konusu mahkemenin Mimar ve Mühendisler Odası'nın istediği doğrultusunda Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün rölöve projelerine uygun gören Trabzon İdare Mahkemesi'nin kararını iptal ettiğini kaydederek bu kararla Ayasofya'nın tekrar müzeye dönüştürülmesi tartışmalarının çıkartılmaya çalışıldığını hatırlattı.
Ertem, mahkeme kararına değinerek "Bu şu anlama geliyor. Mühendisler Odası'nın ifadesiyle söyleyelim; onlara göre buranın tekrar cami olmaktan çıkarak tekrar müzeye dönüştürüleceğine ilişkin bir geçtiğimiz hafta kamuoyuna bir basın açıklaması yaptılar. Trabzon’da hatta yurt dışında bu karşılık buldu. Olayın aslı böyle değil. Burada oluşan algıyı ve psikolojiyi aslında gidermek için ve bundan sonrada neler yapacağımız noktasında bilgi vermek için buraya geldim. Bir kere Samsun İstinaf Mahkemesi'nin vermiş olduğu karar Trabzon İdari Mahkemesi'nin almış olduğu röleve projelerinin uygun olmadığına dair açılan davaya ilişkin bir karar" diye konuştu.
DOĞRU BİR TAVIR DEĞİL
"Rölöve projeleri bir tarihi eserin hali hazır durumunu ortaya koyan projelerdir" diyen Ertem "Bununla ilişkin eksiklikler olabilir, projelerde hatalar olabilir. Görülemeyen, girilemeyen yerler olabilir. Önemli olan restorasyon esnasında bu eksiklikleri gidermek ve girilemeyen, görülemeyen yerleri görüp güncel rölevelerini hazırlayarak kurula tekrar götürmektir. Biz bütün çalışmalarımızda bu tür işler yapıyoruz. Örneğin biz dünyaca meşhur Dünya Kültür Mirası içerisinde Divriği Ulu Camii'nin restorasyonunu gerçekleştiriyoruz. Biz orada çatı içerisine giremedik orayı göremedik. Çatıyı açamadık. Bunun rölövesi eksik mi değil. Çünkü biz restorasyon esnasında çatıyı açacağız orada gördüğümüz hali hazır durumun fotoğrafı çekerek projelerini hazırlayacağız ve kurula sunacağız. Ondan sonra restorasyonunu hazırlayacağız. Rölövede eksiklik olması bir kere işin ortadan kalkması için bir gerekçe değil. Öncelikle Mimarlar ve Mühendis Odası hem mimardan oluşacak ondan sonra da mahkemenin almış olduğu kararı bu şekilde yanlış bir şekilde yansıtacak. Bu doğru bir tavır değil. Mahkemenin kararında gerek cami fonksiyonundan çıkarılmasına yönelik veya onların ifade ettiği gibi müze olacağına yönelik en ufak bir ifade yok. Durup durduk yerde insanların burada yapmış olduğu çabaları, gayretleri ortadan kaldıracak onların moralini bozacak bir tavır sergilemek doğru değil" ifadelerini kullandı.
RESTORASYON İHALESİ YAPILACAK
Mahkeme kararı ile ilgili değerlendirmelerini sürdüren Ertem "Biz bundan sonra mahkeme kararı ortada. Mahkeme kararı rölöve projeleri uygun değil diyor. Rölöve projelerinde bizim evet gerçekten girilemeyen, görülemeyen yerler var. Bunları not edersiniz restorasyon esnasında onları görürsünüz. Önemli olan restorasyon esnasında güncel rölöveleri hazırlayarak kurula sunmaktır. Eğer kurul karar verirse işinize devam edersiniz. Bizden aynı şeyi yapacağız. Biz burada restorasyon ihalemizi gerçekleştireceğiz. Burada cami fonksiyonlu olmak üzere restorasyon ihalemizi önümüzdeki günlerde gerçekleştireceğiz. Bu idari kararımızı güçlendirecek şekilde yeni bir gelişme var. Aynı Mimarlar Odası restorasyon projelerinin iptali ile ilgili Trabzon İdari Mahkemesi'ne müracaat etti. Bununla ilişkili Trabzon İdari Mahkemesi Şubat ayında kararını verdi. Bu talebi reddetti. Buranın restorasyonun yapılmasının önünde herhangi bir engel yok. Restorasyon projelerinin uygun görülmesi demek buranın restorasyon ihalesine açık olduğu anlamına gelir. Buranın bundan sonra cami olarak ihalesinin yapılacağı ve restorasyonun ona göre yapılacağı anlamına geliyor. Biz bütün gayretimizi çabamızı bunun üzerine kurduk" diye konuştu.
YOL HARİTASI BELİRLEDİK
Trabzon'da yaptıkları toplantıda yol haritasını belirlediklerini ve kararlar aldıklarını belirten Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem, açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Önümüzdeki günlerde büyük bir ihtimalle mutlaka buranın restorasyon ihalesini gerçekleştireceğiz, yolumuza devam edeceğiz. Alınan karar rölöve projelerinde eksikliklerin giderilmesine yönelik bir karardır. Rölöve projelerini ortadan kaldırılması mümkün değildir. Sadece orada var olan eksiklikleri neden görmezden geldiniz maiyetinde bir karardır. Bizde o eksikliklerimizi bundan sonraki süreçte restorasyon esnasında mahkemece belirtilen ve mahkemenin bilirkişi raporunda belirtilen eksiklikleri de gidermek için arkadaşlara talimatlar verdik. Onlarda bu konuda çalışmalarını yapacaklar. Bunun toplantıda projedeki arkadaşları da çağırdık. 2013 Ramazan’ın da biz buranın ilk defa Cuma namazında ibadete açılarak cami olarak hizmet vermesine tanıklık etmiştik. Üzerinden 5 yıla yakın bir zaman geçti. Bu süreç içerisinde Mimarlar Odası sürekli olarak buranın cami fonksiyonu verilmemesine yönelik bir tavır ortaya koydu. Ne yazık ki Trabzon’dan da buna destek veren bazı kesimler, kişiler oldu. Özellikle daha önceden de söyledim burası bir ibadethane. Biz gündelik düşüncelerimizi buranın ibadethane olma vasfını engelleyecek maiyette bir tavır ortaya koymamalıyız. İbadethane ise ibadethane olarak devam etmelidir. Bura fethin sonrasında camiye dönüştürülmüş ve vakfiyesi cami olan bir yerdir. Buranın müze olmasına yönelik taleplere asla ve asla saygı duymuyorum. Bunun saygı duyulacak bir tarafı yoktur. Burası cami olarak vakfedilmişse cami olarak ta devam etmesi gerekiyor. Müze talebi tamamen ideolojik bir yaklaşımdır. Bu ideolojik yaklaşım ne yazık ki bizim burada zaman noktasında bizi sekteye uğratsa da bizim irademizi ortadan kaldıracak maiyette değildir. Biz yolumuza vakıf doğrultusunda devam ettireceğiz. İnşallah buranın cami olarak restorasyonunu tamamlayacağız."
FRESKLERİN KAPATILMASI SÖZ KONUSU DEĞİL
Şuana kadar yapılan çalışmalar ile ilgili de bilgiler veren Ertem "Biz burada restorasyon yapmadık. Fresklerin kapatılması diye birşey söz konusu değil. Freskleri biz namaz esnasında perde ile kapattık. Freskler yukarıda duruyor. Restorasyon projelerimizde fresklerin uygun olarak bir çözüm üretiyoruz. Onların kapatılmasına yönelik bir çözümümüz yok. Restorasyon projemiz tamamen farklı. Önüne hat levhaları koyarak, tablolar koyarak freskleri kapatmak gibi bir düşencemiz var. Freskler yönelik bir uygulamamız söz konusu değil. Vakıflar Fenel Müdürülğü restorasyon konusunda Türkiye’deki en tecrübeli kurumlardan birisidir. En az müdahale mantığıyla belki de işini en iyi yapan kurumlardan birisi. Bizim burada tarihi yönüne yönelik olmak üzere en ufak bir müdahalemiz olmayacağını buradan ifade edebilirim" ifadelerini kullandı.
AYASOFYA CAMİ
Ayasofya, yüzyıllar boyunca şehri ziyarete gelen seyyah ve araştırmacıların ilgisini çekmiştir. 1868 yılında harap durumda olan caminin Bursalı Rıza Efendi’nin teşvikleriyle yeni baştan onarıldığı bilinmektedir. Bina, 1'inci Dünya Savaşı yıllarında sırasıyla depo, hastane ve son olarak yine cami olarak kullanılmıştır. 1958-1962 yılları arasında Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Edinburg Üniversitesi’nin işbirliği ile restore edilerek 1964 yılından sonra müze olarak ziyarete açılmıştır. Geç Bizans kiliselerinin güzel bir örneği olan yapı, kare-haç planlıdır ve yüksek bir merkezi kubbeye sahiptir. Yapı ana kubbenin etrafında değişik tonozlarla örtülmüş, çatı farklı yükseklikler verilerek kiremitle kaplanmıştır. Üstün bir işçiliğin görüldüğü taş plastiklerde Hristiyan sanatının yanı sıra Selçuklu Dönemi İslam sanatının da etkileri görülmektedir. 2012 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne devredilen, freskleri asma tavan ve özel perdelerle kapatılan Ayasofya, 2013 yılında kılınan cuma namazıyla resmen ibadete açılmıştı.
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.