Trabzon'da Dünya Kanser Günü'ne özel program

4 Şubat Dünya Kanser Günü dolayısıyla Trabzon Devlet Tiyatrosu’nda özel program

Trabzon'da Dünya Kanser Günü'ne özel program

4 Şubat Dünya Kanser Günü dolayısıyla Trabzon Devlet Tiyatrosu’nda özel bir program gerçekleştirildi. Programa çok sayıda doktor hemşire ve kanser hastalığını yenen kişiler katıldı.

4 Şubat Kanser gününde Trabzon Devlet Tiyatrosunda yapılan programda Trabzon Devlet Tiyatrosu Müdürü Elvan Saliha Karahasan, Avrasya Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Doktor Yavuz Özoran, Doç. Dr. Eda Küçüktülü ve eski kanser hastası Arzu Kayalar katıldı. 

Trabzon'da Dünya Kanser Günü'ne özel program

Trabzon Devlet Tiyatrosu Müdürü Elvan Saliha Karahasan yaptığı açıklamada “Bundan aylar önce bir günde tüm dünyam değişirken başımıza gelen bir musibet, geleceğimizi ise karanlık görüyordum. Anneme kanser teşhisi koyulmuş ve karşılaştığım hiçbir zorluğa benzemeyen bir güçlükle baş etmek zorunda kalacağımı anladım. Çünkü süreç tamamen kontrolümüz ve bilgimiz dışında ilerliyordu. Fakat bu akşam burada buluşmamızda en büyük rolü oynayan sevgili Doç. Dr. Eda Küçüktülü ile yollarımız kesiştiğinde, bilimin ve doğru yönlendirilmenin ışığında işini sevgiyle ve hassasiyetle yapan bir doktorun öncülüğünde, her şey biraz daha kolay biraz daha anlaşılır hale gelmişti. Çok uzun süreci arkamda bırakmış ve hasta yakını olarak bu gün şunu söylemek isterim ki defalarca sahneye çıkıp rolümü oynasam da biz bugün başka bir oyundayız. Bizler kanserden ölümlerin azaldığı bir dünya için üzerimize düşen rolü oynuyoruz. Bir serüvenin içinde olduğumuzu ve süreci de unutulmaz kılmak için ihtiyacımız olanı erken teşhis inanç Umut ve dirayet olduğunu belirtmek isterim. Kanserin açtığı bir cephe varsa bizimde bir hikayemiz var. Ve bu hikayeye verilebilecek en güzel isim ‘ben hayatta kaldım’dır.” dedi.

Avrasya Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yavuz Özoran, “Biz kanserden korkmuyoruz. Biz kanseri öğrendik, öğrenmeye devam ediyoruz ve toplumla da bilgilerimizi paylaşacağız ve üstün geleceğiz. Onun için burada bir aradayız. Ben özellikle Türkiye Meme Hastalıkları Dernekleri Federasyonu ve onun Trabzon kolunu kuran sayın Doç. Dr. Eda Küçüktülü'ye ve her zaman için tüm etkinliklerde bizi yalnız bırakmayan Trabzon Devlet Tiyatrosu yetkililerine şükranlarımı arzediyorum. Temsil etmiş olduğum Avrasya Üniversitesi’nde de deneysel çalışmalarımızı toplumumuza yönelik olarak ve öğrencilerimize yönelik olarak sürdürmekteyiz. Dünya Kanser Günü’nün ilk kez Dünya Sağlık Örgütü bir problem olarak, bir halk sağlığı problemi olarak, bir ekonomik problem olarak, bir sosyal problem olarak gündeme getirdi. Kanser yalnızca bir insan Sağlığı sorunu değil ekonomiyi de ilgilendiren, sosyal yapıyı da ilgilendiren çok boyutlu bir sorun. Bu büyük boyutlu sorunla da sadece hekimler, sadece hastalar sadece hasta yakınları başa çıkamaz.

Hepimiz birlikte olacağız. Toplum olarak ele alacağız. Bunun için 4 Şubat Dünya Kanser Günü etkinlikleri var. Çünkü Dünya Kanser Günü’nde Dünya Sağlık Örgütü diyor ki; kanserle savaşmanın 3 önemli aşaması var. Bunlardan birincisi kanser olmamak için ne yapmamız gerekiyor bunu öğrenelim ve öğretelim. Sigara ve alkol içme alışkanlığı yaşam boyu diyet ve yaşam boyu egzersiz yapma alışkanlığı gibi örnekleri anlatan çünkü kanserin %70’e varan bir kısmı sonradan doğuştan gelmiyor, sonradan kazanılıyor. Tütün ve tütün ürünleri sadece solunum yolu kanseri yapmıyor, 40 ayrı çeşit kanser yapıyor. Gelelim ikinci aşamaya kanserle savaşta topluma öğretelim kanserin bulguları nelerdir, onları kendilerinde buluyorlarsa hemen doktora gitsin. Hep söyleriz ya açıklanamayan o ses kısıklığı, benin büyümesi, küçülmesi, kanaması, renk değiştirmesi, dışarıya çıkma alışkanlıklarındaki değişiklikler, ele gelen açıklanamayan kitleler olması, hele o kitleler sert ve tahta sertliğindeyse ve yerinden oynamıyorsa ve bütün bunlar varsa bir heyecan olup herkes doktora mı gitsin. Hayır unutmayın ki bütün bu bulgular başka hastalıklarda da olabiliyor. Biz dikkatli olalım zaman aralıklı sağlık kontrollerimizi unutmayalım. Gelelim kanserle mücadele üçüncü aşamaya o da erken tanıyı aldıktan sonra herkese eşit fırsat tanıyalım ve tedavi olsun, radyoterapi, kemoterapi cerrahi yaklaşımlar, say sayabildiğin kadar. Bütün bunlar ülkemizde yok mu var. Demek ki Trabzon bu konuda şanslı Karadeniz Teknik Üniversitesi var. Özel sektörün hastaneleri var. Trabzon Türk tarihinde olduğu gibi eğitim açısından sağlık açısından sanat açısından ve siyaset açısından her nerede ‘s’ harfi varsa Trabzon oralarda çok iyi olacaktır” şeklinde konuştu.

Trabzon'da Dünya Kanser Günü'ne özel program

Doç. Dr. Eda Küçüktülü ise açıklamasında “yine Türkiye’de onkoloji konusunda çok şeye öncülük eden bir hocamız bize şöyle öğüt verirdi; “her gün hastaneye geldiğimizde sizin sosyal durumunuz ne olursa olsun çok kötü şeyler yaşıyor olsanız da hastalarımıza karşı mutlaka, onlara karşı daima tiyatro oynayın ve daima gülümseyin. Onlar da gülümsesinler ki yaraları daha az olsun” derdi. Gerçekten bir bilimsel açıklaması olmasa da bunu yapan hastalarımızda yan etkileri daha az görüyoruz. Bu sene 4 Şubat Dünya Kanser Gününde herkese eşit şartlarda kanser tedavisi sağlansın, her insana erken tanı, eşit şartlarda duyurulsun diye her renkten, her dilden, her kültürden insana eşit ulaşalım diye bir yaklaşım vardı. Bende bugün sosyal medyamda kanseri herkese anlatabilmek için vücudumuzdaki sağlıklı hücreleri iyi insanlara kanser hücrelerini de kötü insanlara benzetmek istedim ve iyiliği ne kadar çoğaltırsak, kötülükle baş etmenin daha kolay olacağını ve kötü insanlar derken kansere benzettiğimiz de denetimsiz çoğalan hücreleri kastediyorum. Bunlarla baş edebilmek kesinlikle iyiliğe yani sağlıklı hücrelerimize desteklememiz ve onları çoğaltmamız gerekir” dedi. 

Kanseri yenmiş Arzu Kayalar açıklamasında “Hastanelerde kemoterapi verilen alanlar, nasıl söyleyeyim, kötü yerde veriliyor. Güneş görmeyen hastanenin en dip noktasında, yani ölmeden diri diri kemoterapi alan hastaları oralara sokuyorlar. Bu çok çok yanlış. Hastalara moral verme açısından daha yanlış daha güzel yerlerde olması gerekiyor kanser hastalarının. Bu hastalıkta moral çok çok önemli. Spor yaptım, sağlıklı beslendim ama bu el bombasını getirip benim kucağıma koydular. Bu süreçten sonra ben hayata zaten dolu dolu tutunuyordum ama bu süreçten sonra hayattan zevk almaya, daha da tutunmaya başladım. İlk aklıma gelen oğlumdu. O yüzden oğlum için güçlü olmam gerekiyordu. Zaten güçlüydüm ama çok çok daha güçlü oldum. Kanser sürecinde tedavilerden sonra yeni ilgi alanları edindim kendime. 2 yıllık tedavi sürecimde okula gitmedim, öğretmendim. Halk eğitim merkezlerine gittim. Yeni arkadaşlar, yeni ilgi alanları edindim, hiçbir zaman hastalığımı sorgulamadım. Yeni arkadaşlarımın sayesinde ailemin, doktorlarımın sayesinde bu hastalığı yendim. Bu hafta 3 aylık kontrol sürecindeyim, kontrollerim yapılıyor. Ama ben çok iyi olduğumu düşünüyorum. Etrafımdaki insanlara da çok iyi rol model olduğumu düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

HABERE YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler