Programa Saadet Partisi Trabzon İl başkanı Cevat Kurt, Ortahisar ilçe başkanı Murat Özcan, il ve Ortahisar ilçe yönetim kurulu üyeleri, teşkilat mensuplarının eşleri, çocukları ve akrabaları iştirak etti.

Katılımcılara, il başkanlığı tarafından hazırlanmış, savaştan maddi manevi zara gören çocukların dramını anlatan kısa bir tanıtım videosu izletildikten sonra, söz alan İl Başkanı Cevat Kurt, 11 şehidimizin olduğu son terör saldırısını kınayarak “milletimizin ve şehit yakınlarının başı sağ olsun” dedi. Kurt sözlerini şöyle sürdürdü:

“Programımıza göstermiş olduğunuz ilgi ve katılımdan dolayı hepinize teşekkür ederim. Öncelikle, şanlı ordumuzun Afrin’de vermiş olduğu adalet mücadelesi esnasında bir terör saldırısı sonucu şehit olan helikopterde ki 11 şehidimize Allahtan rahmet diliyorum. Milletimizin ve şehit yakınlarının başı sağ olsun.

Bugün burada bir araya gelmemizdeki asıl amaç siyasi bir çalışma yapmak değildir. Maksadımız, bu siyasi mücadeleyi neden ve niçin verdiğimizi, mücadelemizi verirken ailelerimizi ve akrabalarımızı neden ihmal ettiğimizi anlatmaktır.

Az önce hep birlikte seyrettik; gözü dönmüş ırkçı emperyalizmin ve onun işbirlikçilerinin, yakın coğrafyamızda ve özellikle Müslüman ülkelerde, menfaatlerine ulaşmak için her türlü insanlık dışı uygulamayı hiçbir vicdanı rahatsızlık duymadan uygulamaktadırlar. Bu zulümden en çok etkilenen, hiç şüphesiz kadınlar ve çocuklar olmaktadır. Çocuklar, ya öksüz ve yetim kalmakta ya da cansız bedenleri sahillere vurmaktadır. Parçalanmış minicik bedenleri moloz yığınlarının altında kalmaktadır.

İşte bizler, Saadet Partililer olarak, bu alçakların insanlığa reva gördüğü zulüm dünyasını sona erdirmek, yeniden Hakkın hâkim olduğu bir dünyayı kurmak için, gecemizi gündüzümüze katarak bir mücadele vermekteyiz. Bizim amacımız birilerini vekil ya da Belediye Başkanı yapmak değildir. Bizim amacımız, insanımızın ve bütün insanlığın kurtuluşuna vesile olacak çalışmaları yapmaktır. Bu bakımdan Saadet Partisinin verdiği siyasi mücadeleyi, diğer siyasi partiler gibi sadece bir iktidar mücadelesi olarak görmemek gerekir.

Bu bakımdandır ki, yapmış olduğumuz çalışmalar belli bir zaman ve mesai ile sınırlı değildir. Hal böyle olunca da aile ve akrabalarımıza yeterince zaman ayıramamaktayız. Bu programda istedik ki ailelerimiz bizim yapmış olduğumuz çalışmaların amacını anlasınlar, öpüp kokladıkları çocukları, torunları, evlatları yarın Suriyeli, Filistinli, Iraklı çocukların akıbetine uğramasın. Kaldı ki, inancımız gereği, Akdeniz sahillerine cansız bedeni vuran Suriyeli çocuğu, kendi çocuğumuz gibi görmek zorundayız. Bu programın ismini o bakımdan “Çocuklarımızın geleceği için hep birlikte” olarak seçtik.” Dedi.