Trabzon'dan dikkat çeken çıkış; Sokakta köpek olmaz, bunlar başıboş köpek
Köpek saldırılarının Türkiye’de son dönemde ölümle ve yaralanmalar ile sonuçlanması ile tekrar gündeme geldiği ancak sorunun çözümü konusunda bir adım atılamadığı belirtildi.
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Yaban Hayatı Ekolojisi ve Yönetimi Bölümü Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr. Şağdan Başkaya, köpeklerin yerinin sokaklar olmadığını söyledi. Başkaya “Birileri ısrarla sokak köpeği tanımını kullanmaktadır. Sokak köpeği olmaz, bunlar birer başıboş köpektir. Yasalarımızda bile evcil hayvan, yabani hayvan ve sahipsiz hayvan gibi tanımlamalar bulunurken, sokak hayvanı, sokak köpeği veya sokak kedisi tanımları yer almamaktadır. Oysa birileri ısrarla bu tanımı kafalara sokmaya çalışmaktadırlar. Gelişmiş ülkelerde sokaklarda köpek ve kedi bulunmasına yasal olarak izin verilmemektedir” dedi.
Yıllardır “Başıboş köpek sorunu gittikçe içinden çıkılmaz bir hal alıyor” diye feryat ettiğini belirten Başkaya “Sonuç olarak hiçbir şey değişmedi. Yani kötüye gidiş devam ediyor. Devlet eliyle sokaklarda köpekler ve kediler bakılmaya devam ediliyor. Bu arada insanlarımızdan ölenler ölüyor, kalanlar ise bu sorunla cebelleşmeye devam ediyorlar. Yaralananlar yaralanıyor, komşusu ile kavga edenler kavgaya devam ediyor, insanlar hastalanıyor ve haliyle yaban hayvanları da parçalanıyorlar. Devletimiz ise sokaklarda, kırsalda kedi ve köpekler için kulübeler koyuyor, besliyor, teşvik ediyor, bakımevlerine de milyonlarca lira para harcıyor” diye konuştu.
Yeniden Sahiplendirme ve ötanazi
Gelişmiş ülkelerde, ABD ve Avrupa’da sokaklarda kedi ve köpeklerin başıboş dolaşmasının yasak olduğunu kaydeden Başkaya “Bakımevlerine götürülen kedi ve köpeklerin bakımını çoğunlukla sivil toplum örgütleri yaparlar. Bu hayvanların bir kısmı yeniden sahiplendirilirken, yeniden sahiplendirilemeyen yüzbinlercesine ise ötanazi yapılmaktadır. Konuyu bütün yönleriyle bilelim, tartışalım ve çözüm üretelim. Biz başıboş kedi ve köpek sorununa değindikçe, bu sorunun herkesin fikrini ortaya koyarak tartışılması gerektiğini vurguladıkça, hayvanseverliğin kendi tekellerinde olduğunu zanneden küçük bir kesimin ağza alınmayacak küfür ve hakaretlerine maruz kalıyoruz. Sadece küfür etmek için mevzilenmiş bu insanlar başıboş köpek sorunundan da ciddi bir sorun olup, öncelikle bilimsel araştırmalara konu edilmelidirler. Bu kesimin, küfür edebiyatlarının akıla ziyan zenginliğine karşın, çözüme dair tek bir önerilerinin olmadığı görülmektedir. ‘Köpek ve kediler sokaklarda bakılmaya devam edilsin’ diyorlar, başka da bir şey demiyorlar” şeklinde konuştu.
Biz ve gelişmiş ülkeler
“Maalesef birilerinin hoşuna gitmese de bilimsel gerçekler ve gelişmiş ülkelerdeki uygulamalar ülkemizdekilerin tam tersinedir” diyen Prof. Dr. Şağdan Başkaya, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Ülkemizde başıboş köpeklerin sokaklarda barınması ve beslenmesi için Bakanlık eliyle kulübeler yerleştirilmekte ve yiyecekler bırakılmaktadır. Vatandaşların sokaklarda köpek ve kedileri beslemeleri teşvik edilmektedir. Yasamızda da yine, devlet tarafından müdahale edilen hayvanların kaydedildikten sonra öncelikle maalesef alındıkları ortama bırakılmaları esastır denilmektedir. Gelişmiş ülkelerde sokakta köpek ve kedilerin başıboş bulunmasına izin verilmez. Sokaklardan toplanan köpek veya kediler bakımevlerine götürülürler. Bu bakımevlerinin çoğunluğunun masrafları sivil toplum örgütleri tarafından karşılanmaktadır. Bazı ülkelerde ise kısmen devlet tarafından karşılanmaktadır. Bakımevlerine gelen kedi ve köpekler ise yeniden sahiplendirilirler, eyalet veya ülkeden ülkeye değişen sürelerde sahiplendirilemeyen kedi ve köpeklere bir hafta, üç hafta, bir ay, üç ay gibi bir sürenin sonunda ötanazi uygulanır. ABD’de 1973 yılında 13,5 milyon başıboş kedi ve köpeğe ötanazi yapıldı. Bugün bu sorun çok daha fazla kontrol atına alınmış olmakla birlikte, halen ABD’de milyonlarca, Avrupa’da yüzbinlerce başıboş kedi ve köpeğe devlet tarafından yasal boyutu tanımlanmış bir yöntemle ötanazi uygulanmaktadır.”
"Basındaki haberler eksik ve yanlış"
Başıboş köpeklerin ölüm ve yaralanmalarla gündeme gelmeden önce basında Avrupa’da başıboş köpeklere kötü davrananlara ülkeden ülkeye kaç bin avro para cezası ve kaç yıl hapis cezası verildiğinden ısrarla bahsedildiğine vurgu yapan Başkaya “Sorunumuzun çözümü buymuş gibi, hayvanlara kötü davrananlara 30 bin avro para, 2 yıl hapis cezası verilmesi gerektiği belirtilmektedir. Ancak burada esas sorunumuz başıboş gezen köpeklerdir. Bu başıboşluğun habere konu Avrupa ülkelerinde yasak olduğu geçiştirilmektedir. Yani sokaklarda kedi ve köpeklerin dolaşmadığı, bakımevlerine gidenlerin de bir kısmının yeniden sahiplendirildiği, yeniden sahiplendirilemeyen yüzbinlercesine ise ötanazi yapıldığından bizim basınımızda bahsedilmemektedir. Ülkemizde birçok köy, mahalle, ilçe ve hatta bazen iller kuduz karantinası altına alınmaktadır. Köpeklerden insanlara birçok hastalık bulaşabilmektedir. Yollar, parklar dışkıdan geçilmemektedir. Çocuklar okullarına şehir içlerinde bile refakatçiler eşliğinde zorlukla gidip gelebilmektedirler. Birçok yaralanma ve istenmeyen olay olmaktadır. Konu sadece saldırılar ölümle sonuçlandığında birazcık gündeme gelmekte ve çözüm tartışmaları yapılmadan kapatılması için sessizce beklenilmektedir” ifadelerini kullandı.
"Yaban hayatına da zarar veriyorlar"
Başıboş köpeklerin ve kedilerin yaban hayatını da olumsuz etkilediğini kaydeden Başkaya “Kedilerin kuşlara, küçük memeli ve sürüngenlere vs verdikleri inanılmaz boyutlardaki zarar bilim camiasında herkesin bildiği aşikar bir konudur. Ülkemizde başıboş köpekler İstanbul Belgrad ormanlarında kızıl geyik ve karaca avladıkları bazen gündeme gelmiştir. Ancak esasen başıboş köpekler bugün ülkemizin bütün dağlarında kurtlar gibi sürüler halinde gezmekte ve öncelikle yaban keçisi, karaca ve kızıl geyik gibi büyük memeli yaban hayvanlarımıza muazzam bir zarar vermektedirler. Hele hele de köy, yayla, mahallelerin civarında bu zarar daha da artmaktadır. Bu konuda elimizde ülkemizin her tarafına ait yüzlerce olumsuz örnek mevcuttur” dedi.