Ziraat Mühendisleri Odası Trabzon Şube Başkanı Cemil Pehlevan, Türkiye’de son dönemde gıda maddelerinde yapılan sahteciliklerde büyük bir artış görüldüğüne dikkat çekerek "Cezalar ne kadar artırılsa da caydırıcı olmayabiliyor, çünkü işletme yaptığı hile ile yediği cezadan çok fazlasında kar elde edebiliyor” dedi.
Tarım ve Orman Bakanlığı gıdalarda taklit ve tağşiş yapan çok sayıda firmayı açıkladığını kaydeden Pehlevan, gıdalarda yapılan insafsız ve akıl almaz sahteciliklere değinerek “Türkiye’de son dönemde gıda maddelerinde yapılan sahteciliklerde büyük bir artış görülmektedir. Bakanlık tarafından atılan olumlu adımlara, yeni yasal düzenlemelere, artırılan cezalara rağmen, gıda da taklit ve tağşişten vazgeçmedikleri ortada. Hileye başvuran firmalar, daha fazla kazanç sağlamak adına tüketiciyi kandırmaktan, halkın sağlığı ile oynamaktan, gelecek nesillerimizi tehlikeye atmaktan çekinmemektedirler. Yaşatılan bu tehlikenin önüne geçmek elbette kolay bir süreç değil. Gıdadaki sahteciliğin önüne geçmek için öncelikle sıkı denetim ve ardından caydırıcı cezaların verilmesidir. Tarım ve Orman Bakanlığı gıdalarda taklit ve tağşiş yapan çok sayıda firmayı açıklıyor. Tarım ve Orman Bakanlığı,136 üründe sahtecilik belirledi. Firmalar internet sitesinde ilan edildi” diye konuştu.
Gıdalarda yapılan sahtecilik örneklerinden bazılarını kamuoyu ile paylaşan Pehlevan, “Gıdalarda yapılan insafsız ve akıl almaz sahtecilik örneklerinden bazılarını kamuoyu ile paylaşmak isterim. Süzme çiçek balında; prolin, Fruktoz/Glikoz oranı, Frukktoz+Glukoz- Çikolatada; İlaç etken maddesi sildenofil-Dana sucuk, kanatlı eti-Dana köfte; at eti, eşek eti-Tavuk döner; at eti-Tereyağı; bitkisel yağ-Peynir; Bitkisel yağ, nişasta-Yoğurt; Jelatin,süt yağı harici yağ-Arı sütü bal polen karışımı;sindenafil-sızma zeytinyağında, tohum yağları ve trans yağ asitleri ve ayrıca çayda ve baharatlarda boya tespitinin yapıldığını kamu kamuoyu ile paylaştı. Teşhir edilen insan sağlığına zararlı bu gıdaları tüketicilerimizin takip etmesi mümkün değil. Taklit ve tağşiş yapan firmaların sanal ortamda açıklanmasından ziyade kesin kez kapatılmalı ve firma sahiplerinin gıda üretimi yapmalarının engellenmesi gerekmektedir. Sektör içeresindeki sıkıntıları bizatihi yaşamaktayız ve bu tecrübelerimizden yola çıkarak belirlediğimiz çözüm önerilerimizi sunduk ve sunmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
"Cezadan daha çok fazlasını kar ediyorlar"
Söz konusu firmalara para cezası kesilmesine rağmen faaliyetlerini sürdürerek daha çok kar ettiklerini kaydeden Pehlevan, önerilerini şu şekilde sıraladı:
“Cezalar ne kadar artırılsa da caydırıcı olmayabiliyor, çünkü işletme yaptığı hile ile yediği cezadan çok fazlasında kar elde edebiliyor. Bu nedenle taklit ve tağşişe ısrarla başvuran işletmelere faaliyetlerini durdurma gibi cezalar verilmelidir. Bakanlık tarafından yapılan resmi denetimlerin artırılması ve denetimlerin daha etkin hale getirilmesi gerekmektedir. Gıda işletmelerinde iç denetim görevini yerine getiren mühendisler, uygulamadaki eksiklikler nedeniyle bağımsız ve etkin bir denetim mekanizması kuramamaktadır, Çözüm olarak mühendislerin yetkileri artırılmalı ve maddi açıdan işverenden bağımsız bir yapıya kavuşturulmalı ve bu şekilde daha bağımsız ve daha etkin bir çalışma alanı sağlanmalıdır. Gıda sektörünün büyük çoğunluğunu oluşturan küçük işletmeler iç denetimi sağlayacak olan ve anlamsız bir biçimde kaldırılan mühendis (Sorumlu Müdür) bulundurma zorunluluğundan muaf durumdalar. Bu durum taklit ve tağşişe ve sonrasında gıda terörüne zemin hazırlamaktadır, küçük işletmeler uygulanan resmi denetimlerin yanında iç denetim mekanizmasına dâhil edilmeli, Sorumlu Müdür Yönetici adı ne olursa olsun kapasitesine göre bir ya da birkaç işletmenin bir mühendis kontrolünde olacağı bir sistem kurulmalıdır. Sektörde bunca sıkıntı yaşanırken, gıda alanında 4 yıllık uzmanlık eğitimi alan gıda mühendisleri ile Ziraat Mühendisliği Gıda Teknolojisi bölüm mezunları ciddi anlamda işsizlik problemi yaşamaktadırlar. Mühendislerin sürece daha fazla dâhil edilerek kamuda daha fazla görevlendirilmesi, resmi denetimlerin mühendisler eliyle gerçekleştirilmesi gerekmektedir.”
"Gıda güvenliği bilincine sahip değiller"
Gıda güvenliğinin ne olduğunu bilmeyen, gıda güvenliği bilincine sahip olmayan bir üreticinin daha fazla kazanç sağlamak maksadıyla türlü yöntemlere başvurmasını kabul edilemez olduğunu ifade eden Pehlevan, “Burada dikkat çekmek istediğimiz başka bir husus ise, yaşanan bu taklit ve tağşiş hadiselerinin temelinde üreticilerin gıda güvenliği bilincine sahip olmayışı. Gıda; üretiminden tüketimine her aşaması hassasiyet gerektiren, her aşamasında kontrol altında olması gereken, belli bir bilinçle hareket edilmesi gereken bir konudur. Dolayısıyla gıda güvenliğinin ne olduğunu bilmeyen, gıda güvenliği bilincine sahip olmayan bir üreticinin daha fazla kazanç sağlamak maksadıyla türlü yöntemlere başvurması, bilinçsiz üretici için gayet normal bir durum. Okullarda gıda güvenliği derslerine ilave olarak belirli dönemlerde konferans ve bilinç artırıcı faaliyetler düzenlenmeli. Bu tür toplumsal projelerle birlikte toplumun bütün kesimlerinde gıda güvenliği bilincinin oluşmasının, yaşanan bu sorunların minimize edilmesi adına önemli bir adım olacaktır. Maalesef Türkiye'de yeterli bir denetim uygulandığını söyleyebilmek mümkün değil. Türkiye'de Tarım ve Orman Bakanlığı kayıt sistemine kayıtlı yaklaşık 40 bin gıda üreten işletme bulunmaktadır. Bunu gıda ürünlerini üreten, dağıtan ve satan kayıtlı ve kayıt dışı olarak ele aldığımız zaman bu rakam yaklaşık 500 bin işyeri olmaktadır. Buna rağmen bugün itibariyle Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı bünyesinde yaklaşık 4 bin 600 gıda denetçisi, bin 100 gıda mühendisi çalışmaktadır. Toplam 5 bin 700 denetim unsuru ile 500 bin işyerinin sağlıklı bir biçimde denetlenemeyeceği ve bu sayının acil olarak artırılması gerektiği açıktır. Türeticilerin yapabileceği; sıhhi olmayan ortamlarda satılan ürünler satın alınmamak, paketlenmiş ürünlerde bilinen markalara ağırlık vermek, rastgele yerlerden değil, güvenilir satış noktalarından alışveriş yapmak, Satın alınan ürünlerin ambalajında Tarım ve Orman Bakanlığı’nın üretim izninin bulunup bulunmadığına dikkat etmek ve Ürünlerin son kullanım tarihlerine ve içeriğine özellikle dikkat etmek. Tüketicilerin alışveriş yaparken bu hususlara dikkat etmelerinin hem kendilerinin, hem de ailelerinin sağlığı açısından hayati önem taşımaktadır. Hileli gıdaların yaygın bir şekilde piyasada bulunması nedeniyle vatandaşın alışveriş yaparken bilinçli davranması büyük önem taşımaktadır. Fakat önemli olan bu insan sağlığı için tehlikeli ürünlerin market raflarına ulaşmasının devlet tarafından engellenmesidir. Taklit ve tağşiş yapan 69 firmaya ait 136 üründe sahtecilik belirledi. Firmalar internet sitesinde ilan edilmesi sorunu çözmüyor. Bu gıdaların market raflarından kaldırılması, para cezasının yanında insan hayatına tehlikeye attıklarından dolayı en ağır cezalar verilmelidir. Aynı zamanda bu firma sahiplerinin ve yakınlarının gıda üretimine izin verilmemelidir. Tüketiciler, şüphelendikleri konularda bilgi almak, şikâyet etmek ya da ihbarda bulunmak için Tarım ve Orman Bakanlığı’nın kurduğu ‘174 Alo Gıda’ hattını Türkiye’nin her yerinden telefonla arayabilirler. Ayrıca alo174@tarim.gov.tr adresine e-mail gönderebilirler” şeklinde konuştu.
Trabzon'dan gıdada sahtecilik uyarısı: Cezalar yeterli değil
Ziraat Mühendisleri Odası Trabzon Şube Başkanı Cemil Pehlevan: Ülkemizde son dönemde gıda maddelerinde yapılan sahteciliklerde büyük bir artış görülmektedir
Yayınlanma:
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Bunlar da İlginizi Çekebilir
Trabzon Haber