Türkiye'nin çocuk raporu açıklandı! Trabzon o alanda ilk 3'te

TÜİK-Türkiye nüfusunun yüzde 27.5'ini çocuklar oluşturdu.
Türkiye'nin çocuk raporu açıklandı! Trabzon o alanda ilk 3'te

TÜİK'in hazırladığı verilere göre Kız çocuk evlenmelerinin toplam evlenmeler içindeki oranının en düşük olduğu iller  yüzde 0.2 ile Tunceli, yüzde 0.7 ile Bayburt ve Rize, yüzde 0.8 ile Trabzon oldu.

Yapılan araştırmalara göre; Türkiye nüfusunun 2019 yılı sonunda, 83.15 milyon olan nüfusunun yüzde 27.5'ine karşılık gelen 22 milyon 876 bin 798 kişisini çocuklar oluşturdu.

Birleşmiş Milletler tanımına göre; 0-17 yaş grubunu içeren çocuk nüfus, 1970 yılında Türkiye'de toplam nüfusun yüzde 48.5'ini, 1990 yılında da yüzde 41.8'ini oluşturuyordu.

Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) sonuçlarına dayandırdığı verilerine göre, çocuk nüfus oranının 2023 yılında yüzde 27.0, 2030 yılında yüzde 25.6, 2040 yılında yüzde 23.3, 2060 yılında yüzde 20.4 ve 2080 yılında yüzde 19.0 olacağı öngörüldü.

Avrupa Birliği (AB) üye ülkelerinde 2019 yılında çocuk nüfusun toplam nüfus içindeki oranı incelendiğinde; AB-28 üye ülkelerinin çocuk nüfuslarının toplam nüfus içindeki oranı yüzde 18.6 oldu. 

AB-28 üye ülkeleri içerisinde en fazla çocuk nüfus oranına sahip olan ülkelerin sırasıyla; yüzde 24.5 ile İrlanda, yüzde 21.7 ile Fransa, yüzde 21.1 ile Birleşik Krallık ve İsveç olduğu görüldü. 

Çocuk nüfus oranının en düşük olduğu ülkeler ise sırasıyla; yüzde 16.0 ile İtalya, yüzde 16.2 ile Malta ve yüzde 16.4 ile Almanya oldu.

 ADNKS sonuçlarına göre; illerin toplam nüfusları içindeki çocuk nüfus oranı incelendiğinde; 2019 yılında en yüksek çocuk nüfus oranına sahip olan il, yüzde 45.8 ile Şanlıurfa oldu. 

Şanlıurfa ilini yüzde 43.5 ile Şırnak ve yüzde 41.9 ile Ağrı izledi. Çocuk nüfus oranının en düşük olduğu ilk üç il ise sırasıyla; yüzde 17.1 ile Tunceli, yüzde 17.9 ile Edirne ve yüzde 18.5 ile Kırklareli oldu.

Doğum istatistiklerine göre; 2018 yılında canlı doğan bebek sayısı, 1 milyon 248 bin 847 oldu. Canlı doğan bebeklerin yüzde 51.3'ü erkek, yüzde 48.7'si kız oldu.

Sağlık Bakanlığı verilerine göre; hastanede gerçekleşen doğumların oranı, 2010 yılında yüzde 91.6 iken 2018 yılında yüzde 98.0 oldu. Sezaryen doğumların canlı doğumlar içerisindeki oranı ise 2014 yılında yüzde 51.1 iken 2018 yılında yüzde 54.9 oldu.

İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflaması (İBBS) 1. Düzeye göre; 2018 yılında sezaryen doğumların en yüksek oranda görüldüğü bölge yüzde 66.0 ile TR6 Akdeniz (Antalya, Isparta, Burdur, Adana, Mersin, Hatay, Kahramanmaraş, Osmaniye), en düşük oranda görüldüğü bölge ise yüzde 37.9 ile TRA Kuzeydoğu Anadolu (Erzurum, Erzincan, Bayburt, Ağrı, Kars, Iğdır, Ardahan) oldu.

Hayat Tabloları, 2016-2018 sonuçlarına göre; doğuşta beklenen yaşam süresi, Türkiye geneli için 78.3 yıl, erkekler için 75.6 yıl ve kadınlar için 81.0 yıl oldu.

Türkiye'de 7 yaşına ulaşan bir çocuğun kalan yaşam süresinin ortalama 72.3 yıl, erkek çocuklar için 69.6 yıl ve kız çocukları için 75.0 yıl olduğu görüldü. Çalışma çağının başlangıcı olan 15 yaşındaki çocuklar için ise bu süre 64.4 yıl oldu. 

Erkekler için bu süre 61.7 yıl iken kadınlar için 67.1 yıl oldu. Bu yaş için kadın ve erkek arasındaki beklenen yaşam süresi farkı 5.4 yıldır.

Toplam yaş bağımlılık oranı, 15-64 yaş grubunda çalışma çağındaki her 100 kişi başına düşen, 0-14 ile 65 ve üzeri yaş grubundaki kişi sayısı olarak tanımlanır. ADNKS sonuçlarına göre; 2019 yılında toplam yaş bağımlılık oranı yüzde 47.5 oldu. Yaş grubu 15-64 olan her 100 kişi başına düşen, 0-14 yaş grubundaki çocuk sayısını ifade eden çocuk bağımlılık oranı ise yüzde 34.1 olarak gerçekleşti.

ADNKS sonuçlarına göre; 2019 yılında doğan bebeklere konulan en popüler erkek bebek isimleri, Yusuf, Eymen ve Miraç, en popüler kız bebek isimleri ise Zeynep, Elif ve Defne oldu. Bununla birlikte, 0-17 yaş grubundaki çocuklarda en çok kullanılan erkek isimlerinin Yusuf, Mustafa ve Mehmet; kız çocuk isimlerinin ise Zeynep, Elif ve Yağmur olduğu görüldü.

Milli eğitim istatistiklerine göre; beş yaş net okullaşma oranı, 2015/'16 öğretim yılında yüzde 67.2 iken 2018/'19 öğretim yılında yüzde 75.2 olarak gerçekleşti.

Erken çocukluk gelişimi endeksi, okur-yazarlık ve sayısal beceri açısından, fiziksel olarak, sosyal-duygusal açıdan ve öğrenme konusunda normal gelişim gösteren 36-59 aylık çocukların sayısının, nüfustaki aynı yaş grubundaki toplam çocuk sayısına oranını ifade etmektedir. 

Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması (TNSA), 2018 sonuçlarına göre; üç ve dört yaşlarındaki çocuklar için erken çocukluk gelişimi endeksi, 2018 yılında yüzde 73.7 olarak hesaplandı. Erkek çocuklar için yüzde 69.8 olan endeks değeri, kız çocuklar için yüzde 78.0 oldu.

Milli eğitim istatistiklerine göre; ortaokul seviyesinde net okullaşma oranı, 2018/'19 öğretim yılında yüzde 93.3 oldu. Net okullaşma oranı cinsiyet bazında karşılaştırıldığında, erkek çocuklar için ortaokul seviyesinde net okullaşma oranının yüzde 92.9. kız çocukları için ise yüzde 93.6 olduğu görüldü.

Yaşam memnuniyeti araştırması sonuçlarına göre; bireylerin eğitim hizmetlerinden memnuniyet oranı, 2018 yılında yüzde 56.7 iken 2019 yılında yüzde 54.8 oldu.

Hanehalkında yükseköğretim kurumları sınavına ve liseye geçiş sistemi dahilinde yapılan merkezi giriş sınavlarına hazırlık ya da derslere takviye amacıyla özel ders veya kurs alan çocuk bulunan hanelerin oranı, 2015 yılında yüzde 10.7 iken 2019 yılında yüzde 9.2 oldu. Çocuğunu kursa gönderen hanelerin yüzde 55.4'ü okuldaki eğitim yeterli olduğu halde sınavlara hazırlık amacıyla, yüzde 40.5'i ise okuldaki standart eğitim programının yetersiz kalması nedeniyle çocuklarını kursa gönderdiklerini ifade etti.

Yaşam memnuniyeti araştırması sonuçlarına göre; 2019 yılında eğitim hizmetleriyle ilgili yaşanan en büyük sorun eğitim masrafları konusunda oldu. Eğitim masraflarında sorun gören bireylerin oranı, devlet okulları için yüzde 45.0 olurken özel okullar için yüzde 58.9 oldu.

Eğitim hizmetleriyle ilgili 2019 yılında en az görülen sorun, devlet okullarında yüzde 9.2 ile okula kayıt işlemlerinde yaşanırken özel okullarda ise yüzde 2.2 ile okul ve çevresi güvenlik hizmetlerinde yaşandı.

Evlenme istatistiklerine göre; 16-17 yaş grubunda olan kız çocuklarının resmi evlenmelerinin toplam resmi evlenmeler içindeki oranı 2009 yılında yüzde 8.1 iken bu oran 2019 yılında yüzde 3.1'e düştü.

Bu oran, illere göre incelendiğinde; 2019 yılında Ağrı ilinin yüzde 13.2 ile kız çocuk evlenmelerinde en üst sırada yer aldığı görüldü. Bu ili, yüzde 13.0 ile Muş ve yüzde 10.6 ile Kars izledi. 

Kız çocuk evlenmelerinin toplam evlenmeler içindeki oranının en düşük olduğu iller ise yüzde 0.2 ile Tunceli, yüzde 0.7 ile Bayburt ve Rize, yüzde 0.8 ile Trabzon oldu.

Çocuk İşgücü Araştırması, 2019 sonuçlarına göre; 5-17 yaş grubunda çalışan çocuk sayısı 720 bin kişi olup çalışan çocuklar arasında 5 yaşında çocuk gözlenmedi. Ekonomik faaliyette çalışan 5-17 yaş grubundaki çocukların aynı yaş grubundaki çocuklar içinde payını gösteren istihdam oranı ise yüzde 4.4 oldu.

Çalışan çocukların yüzde 79.7'sini 15-17 yaş grubundakiler oluştururken yüzde 15.9'unu 12-14 yaş grubundakiler, yüzde 4.4'ünü ise 5-11 yaş grubundaki çocuklar oluşturdu. Çalışan çocukların oranı cinsiyete göre incelendiğinde, çalışan çocukların yüzde 70.6'sını erkek çocukların, yüzde 29.4'ünü ise kız çocukların oluşturduğu görüldü.

Çalışan çocukların yüzde 65.7'si eğitime devam ederken bu oran erkek çocuklarda yüzde 65.6. kız çocuklarda yüzde 66.0 oldu. Çalışan çocuklar yaş gruplarına göre incelendiğinde; 5-14 yaş grubundaki çalışan çocukların yüzde 71.9'u, 15-17 yaş grubunda çalışan çocukların ise yüzde 64.1'i aynı zamanda eğitime devam ettiği görüldü. Çalışan çocukların yüzde 34.3'ü eğitime devam etmedi.

Çalışan çocukların yüzde 30.8'i tarım, yüzde 23.7'si sanayi, yüzde 45.5'i ise hizmet sektöründe yer aldı. Yaş grubuna göre incelendiğinde; 5-14 yaş grubunda çalışan çocukların yüzde 64.1'inin tarım sektöründe, 15-17 yaş grubunda çalışan çocukların ise yüzde 51.0'ının hizmet sektöründe yer aldığı görüldü.

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının verilerine göre; 2019 yılında Türkiye genelinde mevcut koruyucu aile sayısı 5 bin 967 oldu. Koruyucu aile sayısı illere göre incelendiğinde; en fazla koruyucu ailenin 623 aile ile İstanbul'da olduğu görüldü. İstanbul'u 381 aile ile Ankara, 368 aile ile İzmir, 251 aile ile Kayseri ve 203 aile ile Kocaeli illeri takip etti. Koruyucu aile yanındaki çocuk sayısı ise 2019 yılında 7 bin 259 oldu.

Boşanma istatistiklerine göre; 2018 yılında boşanan çiftlerin sayısı 143 bin 573 iken 2019 yılında 155 bin 47 oldu. Kesinleşen boşanma davaları sonucunda 2018 yılında 125 bin 768 çocuk velayete verilirken 2019 yılında 139 bin 660 çocuk velayete verildi. Çocukların velayetinin yüzde 76.0'ının anneye, yüzde 24.0'ının ise babaya verildiği görüldü.

TNSA, 2018 sonuçlarına göre; 5 yaş altı çocuklarda kötü beslenme yaygınlığı erkek çocuklarında yüzde 11.0. kız çocuklarında ise yüzde 8.4 oldu. Aynı yaş grubunda kötü beslenmeye bağlı olarak obezite yaygınlığı erkek çocuklarında yüzde 9.3 olurken kız çocuklarında ise yüzde 6.8 oldu. Bu yaş grubundaki erkek çocukların yüzde 1.7'sinin, kız çocuklarının ise yüzde 1.6'sının aşırı zayıf olduğu gözlendi.

Ölüm istatistiklerine göre; 2014 yılında bebek ölüm hızı binde 11.1 iken 2018 yılında binde 9.3'e geriledi. Bebek ölüm hızı cinsiyete göre incelendiğinde, 2014-2018 yılları arasında bebek ölüm hızının erkek bebekler için binde 11.8'den binde 9.8'e, kız bebekler için binde 10.3'ten binde 8.7'ye düştüğü görüldü.

Doğumdan sonraki beş yıl içinde ölme olasılığını ifade eden beş yaş altı ölüm hızı, 2014 yılında binde 13.3 iken 2018 yılında binde 11.4'e düştü. Beş yaş altı ölüm hızı cinsiyete göre incelendiğinde; 2014-2018 yılları arasında beş yaş altı ölüm hızının erkek çocuklar için binde 14.2'den binde 12.1'e, kız çocuklar için binde 12.3'ten binde 10.7'ye düştüğü görüldü.

TÜİK, 2012 yılından itibaren özel günlerde günün önemine atfen haber bülteni yayımlamaya başladı. Dünyada çocuklara armağan edilen tek bayram olan "23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı" çerçevesinde çocuk nüfusa özel olarak çıkarılan bu haber bülteninde, çocuk nüfusun mevcut ve gelecekteki demografik yapısı, sağlık, eğitim ve işgücü gibi sosyo-ekonomik özelliklerine yer veriliyor. 

HABERE YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler
Bunlar da İlginizi Çekebilir