Temel: Sümela'nın Şifresi Yeniden sinema filminin çekimleri Trabzon'da devam ediyor. Ortahisar’daki Valilik Binası önünde yapılan çekimlerde, Haber 61 ve birçok basın kurumundan gazeteciler bu sahnede rol gereği kamera karşına geçti.

Çekimlerin ardından basın mensupları ile bir araya gelen film ekibinden Yılmaz Okumuş, Alper Kul, Salih Kalyon ve Bilal Kalyoncu Trabzon Tarihi Müzesi'nde soruları cevapladı.

İRAN HALISI DOKUR GİBİ İŞLEDİK

Film hakkında bilgi veren senarist Yılmaz Okumuş, "Bir hızlı tempoda bir film oldu. Yoksa ilk örneklerinden çok farklı film yapmadık. İlk filmde seyircilerimizin beğenmesine yol açan unsurların hepsi var ama şimdi çok hızlı tempolu bir film olmasına çalıştık. Yapımcımız ve yönetmenimiz Bilal Kalyoncu, Alper Kul, ben İran halısı dokur gibi ince ince işledik. O yüzden de beklentimiz çok yüksek. Şu an ikinci haftamızı bitirdik. Üç haftamız bir programın Batum ayağı bitti, Trabzon'da çalışıyoruz.

Her an setteki arkadaşlarımız yandan kenardan çekimleri seyreden insanlardan aldığımız tepkiler bizim de kendi o kadar strese rağmen içten içe güldüğümüz sahneleri hepsini bir arada düşündüğümüzde beklentimiz yüksek. Yaptığımız şey yansıyor. 31 Ocak'ta da herkese gönül rahatlığıyla sinemalara davet ediyoruz." dedi.

DEVAM FİLMİ DEĞİL

Başrol oyuncusu olarak Temel karakterini canlandıran Alper Kul, "Öncelikle bu bir devam filmi değil. Serimiz Temel filmi olarak devam ediyor. İlk iki filmde 2010-2011'de Sümela'nın Şifresi sonra Moskova'nın Şifresi olarak devam ettiğimizde, Yılmaz abi ile konuşurken amacımız Salih abi ile de Trabzon'un değerlerini ön plana çıkaracağımız; görsel anlamda müzikle, bizim kıymetimizi insanlara duyurabileceğimiz bir tanıtım filmi tadında naif bir şey çekmek idi. Yine aynı hedefimize devam ediyoruz. Yaylalarımızdan sahile kadar, sadece Trabzonlu değil tüm Karadeniz'i anlattığımız bir film. Hepimizin memleketi, hepimiz aslında buralıyız. Memleketimizi insanlara kendi öz değerleriyle daha iyi anlatabileceğimiz bir yola girdik.

KARAGÖZ, HACİVAT KADAR KIYMETLİ

Burada da çok önemsediğimiz şey şu, diğer filmlerden belki ufak bir farkı olur. Temel bizim sözlü edebiyat eserlerimizden biri, fıkra kahramanımız. Anadolu'nun en önemli fıkra kahramanlarından bir tanesi. Bana nasip oldu şükürler olsun. Çok mutluyum. Karagöz Hacivat'a kadar kıymetlidir gözümde. Günümüzde yaşayan Temel, Dursun ve Fadime motifinin biraz revize edilmiş günümüzde yaşayan fıkra kahramanları gibi kurguladık. O yüzden herkesin normal, hayatın tüm doğal akışında geçtiği bir yerde bu fıkra kahramanlarının kendi küçük dünyalarında yaptıkları yolculuk anlatılıyor.

SÜPER KAHRAMAN TEMEL

Ben Temeli oynuyorum, babamı oynuyor Salih abi. Benim en önemli motivasyonum kendimi öncelikle babama sonra sevdiğim kızın babasına ve Trabzon'a kabul ettirmek. Kabul görmemiş bir karakter biraz ezik bir karakter. Ama bu bir süper kahraman. Nedir bunun kahramanlık özelliği.. Uçmuyor, gözlerinden ışın atmıyor ama sebat gücü çok yüksek doğru bildiklerini söylüyor. Politikli Correct bir durumu yok. Bildiğini tüm gerçekliğiyle söyleyen doğru, net bir Anadolu insanı. Bunun en büyük kahramanlık özelliği bu. Gerçekten vazgeçmiyor. Herkes lanet olsun, git başımdan diyor ama o bir ayda geçse o yağmurun altında amacına ulaşmak için bekliyor. Böyle bir yolda ilerliyoruz." ifadelerini kullandı.

SONRAKİ KUŞAKLARA ÖRNEK OLACAĞIZ

Filmde Necati Hoca rolüyle izleyici karşısına çıkacak olan Salih Kalyon, "Türk mizah tarihine baktığımız zaman kel oğlan bizim Türk toplumunun önemli simgelerinden biri. Bölgesel olarak Karadeniz Bölgesi'nde Temel var. Temel Yunanistan'da da var. Çünkü buradan gitmiş. Ama Yunanistan'da Temel diye değil, Pontus Men diye anlatılıyor. Temel aslında. Ama Ege bölgesinde böyle bir tip yok.

Alperen'i de söylediği gibi biz tesadüfen değil yani bilerek bir geç kalınmış birliktelik. Yönetmeni, senaristleri, oyuncuları ile Karadenizliyiz. Keşke bu daha önceden başlatılmış olsaydı. Biz de örneklerinden hareketle farklı bir şeylere giderdik. Böyle bir işe bizim kuşak bu ekiple başladığı için sanıyorum daha ileride bizden sonraki kuşaklarada bir örnek bırakmış olacağız.

Ben Temel'in babasıyım imam bir hoca. Birlikte yaptığımız işi anlatmak kadar zor bir şey yok. Çünkü yönetmen burada senarist burada, oyuncular burada... Ama diyorum ki seyirciler filmi izlesinler ve hep birlikte sürprizleriyle devamlı gelsin diye düşünüyorum." şeklinde konuştu.

SERİNİN DEVAMI GEREKİYORDU

Yapımcı ve yönetmen Bilal Kalyoncu ise, "Trabzon'un değerlerini yaşatma kaygısıyla başlanılmış bir iş. Gerçekten Türkiye'de damga vurulmuş bir iş. Hiç kimsenin şans vermediği bir ortamda 2 milyondan fazla biletli seyirciye ulaşmış. Totalde 3 milyon seyircinin beğeni ile izlediği bir film olmuş. Devamının gelmesi gereken bir içerikti.

Seyirci Alper Kul'u çok özledi. Alper, daha önce devam filmlerinin de yoğun programın da dolayı katılamamıştı ama şimdi bizimle birlikte. Tekrar geri döndü. Salih Kalyon gibi bir usta yine bize eşlik ediyor bu filmde. Yılmaz Okumuş zaten Karadeniz filmlerinin mucidi. 12., 13. filmini yapıyor. Biz daha global, uluslararası işler, sağlık düzeyde işler yaparken bir anda kendimi bölgesel Trabzon filmlerinde buldum.

Burası benim memleketim buraya hizmet etmek durumundayım. Bunu sanatla yapabilirim. Trabzon'da spor, turizm gelişirken sanatın gelişmesine de en azından Trabzon'un sanatçıları aydınları olarak bizim öncülük etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Adem Kılıç aslında bu işlerin başlangıcını yapan abimiz, ondan bayrağı devraldık. Biz devam ediyoruz. İnşallah güzel bir film olacak, izleyenleri çok eğlendirecek, çok güldürecek. Zaten Temel deyince insanların suratına hemen bir tebessüm geliyor.

TRABZONSPORLA İLGİLİ BİR FİLM

İlk çekimimiz Batum'da başladı. Sonra Trabzon'a geldik. Temel Trabzon'un değerleri ile var olmaya çalışıyor. Trabzon'unda en büyük değeri Trabzonsporla ilgili bir film oldu. Bu film Trabzonspor'a bir futbolcu transferi üzerinden sevdiğine kavuşma hikayesini anlatmaya çalışıyor ama bir sürü trajikomik olaylar yaşanıyor.

Tam Temel'e yakışır düzeyde, insanların absürt komedi olarak adlandırdığı ama bizim Karadeniz'de her gün başımıza gelebilecek naiflikte güzel olaylar yaşıyor. Bir aile filmi yaptık içinde çok az argo olan gerçek bir aile filmi. 7 yaşındaki bir çocuğun da izleyebileceği 70 yaşında bir dedenin de keyif alabileceği aynı düzeyde esprileriyle güzel bir iş yaptık. Bundan sonra olay seyirciyle buluşmaya ve başarıyla taçlanmaya kaldı." açıklamalarında bulundu.