CHP Ortahisar İlçe Başkanı Oyman: Bu şehrin sorunu iş bilmez başkan ve yöneticileridir
CHP Ortahisar İlçe Başkanı Fatih Suat Oyman basın toplantısı düzenledi.
CHP Ortahisar İlçe Başkanlığı 6 ayda bir yaptığı değerlendirme basın toplantısını bugün yaptı.
Ortahisar İlçe Başkanlığı'nda yapılan basın toplantısında Esnaf Anket Çalışmasının sonuçları açıklandı ve Ortahisar ilçesi ile alakalı genel bir değerlendirme yapıldı.
Fatih Suat Oyman'ın basın toplantısından satır başları su şekilde:
Cumhuriyet Halk Partisi Ortahisar İlçe Başkanlığı olarak seçildiğimiz günden bu yana salgın koşullarına denk gelmiş olsak da kendimize ve çevremize dikkat ederek çalışmalarımızı yürütmeyi sürdürdük. Ortahisar ilçemizin büyük bir bölümünde gerek esnafımız gerek mahallelilerimizle temaslarımızı gerçekleştirdik. Saha sporlarında bir tabir vardır; “ayak basmadık yer bırakmadı” diye tüm bileşenlerimizle yüksek enerjimizle bunu başaracağımıza inanıyorum. Süreç içerisinde bir çok farklı mahallede, bazen milletvekillerimiz bazen parti meclisi üyelerimizin de katılımıyla esnafımızın sorunlarını dinledik, partimizin esnaflar için önermiş olduğu çözüm önerilerini paylaştık. Zor bir süreçti, 14-15 ay hiç bir çözüm üretilemeyen meslek gruplarımız vardı. Verilen desteklerin yetersizliği, ekonomik dar boğazlık, borçların artması, psikolojik sorunların da üst seviyeye çıkması esnafımızı ve vatandaşlarımızı sıkıntıya sokmuştur, gelecek adına hala umutlarını yeşerten bir gelişme yaşanmamıştır. Mahalle ziyaretlerimizi güçlendirmek amacıyla esnafımıza bir anket çalışması
gerçekleştirdik. Bu anket tarafsız bir yaklaşımla ilçemizin 8 farklı mahallesinde kimseyi ayırt etmeden gerçekleştirdiğimiz ankete farklı iş kollarında emek gösteren esnafımızın verdiği somut cevapları kamuoyuyla paylaşmak isteriz. Ulaştığımız esnafımızın %81’i kiracı, %50’si ana giderlerini karşılayamadığını dile getiriyor. Anketimize çalışan esnaflarımızın %35’i süreç içerisinde sahip olduğu bir varlığını (araba, ev vb.) satmışken %23’ünün ise satacak üzerine kayıtlı herhangi bir şey olmadığını ifade ediyor. Esnafımızın %55’i verilen desteklerden faydalanabilmiş ancak çıkan tabloda %85’i verilen desteğin yetersiz olduğunu belirtiyor. Kredisi olan esnafın %60’ı kredisini ödemeyecek duruma geldiğini söyledi. %100’den başlayarak %80-70’lik gelir kaybı yaşayan esnaf, hükümetin esnafa kaşıkla yaklaşımıyla üçüncü bir kısıtlama ortamını kaldıramayacağı aşikardır, dükkanı kapatmamak için direniyorum diye feryat eden kişiler görmezden gelinemez.
Yine anket ve alan çalışmalarımız sonucunda esnafımızdan görüşlerine göre karşılaştığımız talepleri de paylaşmak isteriz;
- Malzeme fiyatlarının sürekli artışından rahatsız
- Enflasyon oranına inanmıyor
- Faizsiz ve yeterli devlet desteği istiyor
- Zincir marketlerin çalışma saatlerinin düzenlenmesini talep ediyor
- Sigorta, sicil, vergi affı istiyor
- Adil yardımlaşma, adaletli destek istiyor.
Ne kadar acı ki, esnafımız ülkemizde adaletli bir paylaşımın olduğuna inanmıyor.
Böyle bir koşulda kime, nasıl güvenebilirsiniz? Makam odalarına mobilya almaktan, 40 yıl devletine vergi veren esnafa 40 gün rahat bakamayan bir mevcut anlayışla karşı karşıyayız. Günümüz şartlarında esnafımızın IBAN paylaşması gerekirken hükümetin hesap numarası paylaştığına hepimiz şahidiz. Her zor durumda milletine dönerek para talep eden hükümet yetkilisi, anadolu kültürünü yaşayan, evini, aşını paylaşan, vatan deyince kendini anında siper edecek bu millete karşı “Milletimiz cömerttir” diyebiliyorsa bir şeyi daha öğrenmiş olması gerekmektedir; aziz milletimiz saf değildir. Neyin ne olduğunu görmektedir. Bu koşullar altında güveni olmayan bu ortam için artık değişim zamanı gelmiştir. Esnafımızın taleplerini Genel Başkanımız Sn. Kemal Kılıçdaroğlu’nun önderliğindeki esnafımızın problemlerini 17 çözüm önerisi karşılamaktadır ancak bu önerileri kulak arkası eden yönetim anlayışının varlığı esnafımızı daha dibe inmiştir. Cumhuriyet Halk Partisi son dönemlerde esnaf masası, ekonomi masası, CHP gemisi,komisyonlar, çevrimiçi ve yüz yüze toplantılar, il/ilçe örgütlerimizin saha çalışmalarıyla birlikte her alanda varlığını göstermekte, problemleri dinlemekte, çözüm önerilerini sunmakta ve halkımızın mutluluğu, ülkemizin güvenli geleceği için çarenin Cumhuriyet Halk Partisi olduğunu net olarak ifade etmekteyiz.
ORTAHİSAR İLÇEMİZİN GENEL DEĞERLENDİRMESİ
2020 yılı şubat ayının başından beri̇ i̇lçe başkanlığımız, beledi̇ye mecli̇s üyeleri̇mi̇zle bi̇r fi̇i̇l alandayız ve değerli̇ basınımızın da büyük emekleriyle önemli̇ bi̇r nüfusa ses olmaya devam ediyoruz. Trabzon’u yakışan bi̇r görünüme kazandırmak, şehri̇n ekonomi̇si̇ne katkıda bulunmak için görüşleri̇mi̇zi̇ de paylaşıyor, teşekkür etmemi̇z gereken yerde teşekkürü eksi̇k etmi̇yoruz. İşte biz bu yaklaşımla i̇şleyen bi̇r yöneti̇m anlayışına sahi̇bi̇z. Hemen hemen her yerdeyi̇z, tüm şehre enerji̇ kazandırdığımıza inanıyoruz. İktidar yöneti̇mleri̇ni̇ bi̇le son aylarda “mahalle mahalle dolaşıyor” başlıklarında görüyorsak, 7 yıldır görevi̇ başında olan beledi̇ye başkanı bu yıl i̇lk defa si̇yasi̇ parti̇lerle i̇sti̇şare toplantısı yapıyorsa mütevazi̇ olamayacağım; bu durumdan kendi̇mi̇ze pay çıkartıyoruz, işte bu bizim verdiğimiz enerjinin ürünüdür. 6 Aylık periyotlar içerisinde bu basın toplantılarını gerçekleştiriyoruz.İlçemizin sorunlarını değerlendiriyor, yeri geldiği zaman önerilerimizi paylaşıyoruz. Bizlerin paylaşmaktan yana tavrımız bellidir, bizler paylaşmakla kalmıyor süreci takip ettiğimizi de özellikle beyan ediyoruz. İlçemiz üzerinden şehrimize farklı yaklaşımlarla değerlendirme yapacak olursak;
TURİZM KENTİ TRABZON
Çokça dile getirdiğimiz bu konu üzerinde bir kıpırdanma dahi göremedik. Şehrimizin bu konuda önemli bir potansiyele sahip olduğunu, son zamanlarda havalimanının kullanım artışını gözlemleyebiliyoruz. Harika bir doğal cazibesi olduğunu, kültürünün ve tarihinin önemli olduğunu bir kez daha ifade etmek gerekir. Ancak bir yaz sezonunu daha geride bırakırken; fıkra gibidir Boztepe’de bulunan “kızlar manastırı 2021’de hizmete açılmıştır” yazısı astılar, hala çeşitli sebeplerle açamadılar. Otopark yokmuş, Avrupa’daki müzelerden örnek al; arabaları isteyerek çıkarmadıkları noktaya ringlerle ziyaretçi taşıyorlar. Siz de meydandan ring kurup taşıyabilirsiniz. Zor mu? Trabzon müzesinin restorasyonu uzadıkça uzuyor, sorunun ne olduğu net olarak açıklanmıyor. Şehre alternatif bir turizm alanı kazandırmak için bir somut çaba yok. Ortahisar ismini ön plana çıkarılması gerekmektedir; Pazarkapı bölgesinde açık hava müzesi hepimizi heyecanlandırdı, yeni aramalar için arkeologlara bütçe ayrılmalı diye önerdik, bir atılım yok. Turizm envanterleri toplu değil, Ortahisar’ın bir turizm kitapçığı yok, turizm ofisi sanki bir resmi makam edasında, ilgi çekiciliği yok. En çok gelir getiren sektör, ne yazık ki üzerine kulak arkasına atılmış durumda. Eğer turizmi talep edilen noktalara çıkartabilirsek esnaf da kazanacak, şehir de kazanacak sanki bunu bilmiyorlar
Bütün kısıtlamaların kalktığı bu yaz mevsiminde piyasalar bir hareket kazandığı zamanda Trabzon’daki alt yapı çalışmalarının şehir merkezinde yapılması akıllarla durgunluk vermiştir. Uzun sokakta değişen taşların kırılması da cabası... Esnaf bir umut nefes alacağı yerde ayrı perişan olmuştur. Bu çalışmaları bu döneme denk getirenlerin organizasyon yeteneklerini karşı şaşkınlığımızı gizleyemiyoruz. Geçtiğimiz haftalarda Ortahisar Belediye Başkanı Sn. Genç’in organize ettiği Turizm paydaşlarıyla istişare toplantısını basınımız aracılığıyla takip ettik. Öncelikle bu toplantıların kıymetli olduğunun altını çizmek isteriz. Ancak turizm sektörü o kadar sıkıntıyla boğuşuyor ki, konuşulan konular Ortahisar Belediyesi’nin yetki alanında değil, burada aracı görevini görmektedir. Bu nedenle yetkili kim varsa kendilerini turizme sahip çıkması gerekmektedir, Trabzon turizmi ne yazık ki sahipsiz kalmıştır. Kurulan Turizm Konseyi’nin aylardır ne yaptığını merak etmekteyiz. Buna göre; Ortahisar ilçemiz içerisinde bulunan tarihi binalarımızın turizm açısından acilen değerlendirme kapsamına alınmalı, Turizm envanteri bir an önce çıkmalı ve standart hale gelmeli, Turizm Konseyi çalışmalarını paylaşmalı ve prosedürlere takılıp işlevini ağır ağır yürütmekten kurtulmaları gerektiğini söylemek isteriz.
DENİZ KENTİ TRABZON
Kıyı kesimine doğudan başlayarak baktığımız zaman Yalıncak’ta kumsalın üzerineki beton yapılar hakkında görüşümüzü belirttik, betonlaşmanın giderek arttığını görüyoruz. Ganita-Faroz sahil hattını inceledik, burada taş ve beton dolguların yoğunluğundan bahsettik. Gençliğini, çocukluğunu ganita bölgesinde geçiren mahalle sakinlerimizin direnişiyle, stk’lar ve siyasi partilerin desteğiyle küçük bir bölge doğal haliyle korunması adına bulunan girişim karşılık buldu ve projede değişikliğe sebep oldu. Eğer zamanında müdahale edilmeseydi o doğallık orada kalmayacaktı. Eleştiriler konusunda acele edilmemesi görüşünü paylaşanlar unutmasın ki erken teşhis hayat kurtarır. Biz de Trabzon’u kurtarmak istiyoruz. Arada insanların bir keyifle zaman geçirebildikleri yer Faroz barınakları, orada da balıkçılarımızın farklı sıkıntıları mevcut. Milletvekillerimiz ile birlikte bu sıkıntıları dinledik. 28 ili kapsayan bu ziyarete ait kapsamlı bir rapor da hazırlanmaktadır. Yalı mahallemizden Beşirli mahallesine kadar uzanan Gülcemal denilen dolgu alanı yapısıyla, doğasıyla kente zarar veren belirsiz bir proje olması sebebiyle ayrı bir facia… Sıcak havalarda halkımızın akın ettiği Ayasofya sahili bu dolgu alanıyla insanlar boğulmuş, kötü koku yayan bölgeden ise çok rahatsız. Bu bölgede bizleri sevindiren tek gelişme yapay bir sahilin oluşmasıdır, bu noktayı korumak zorundayız. Akyazı tarafında ise yapılan dolgu üzerinde stadyum ve Şehir hastanesi yanyana, çevre düzenlemesinden mahrum, animasyonlarla yaşayan bir sahil kıyısı konumundadır.
Bugün açık yüreklilikle üzülerek söylüyorum; deniz kenti olmasına rağmen belki de ülkemizin en kötü sahil kıyı hattına sahip olan yer şehrin merkezi, Ortahisar’dır ve bunu bu hale getirenler bu kenti yönetenlerdir, emeği geçen herekese en derin sitemlerimizi iletiyoruz. Uzaklara gitmeye ihtiyaç duymadan çevremizdeki illerimizde sahillerinin kenti bir adım öne çıkardığını rahatlıkla görebiliyoruz.
SPOR KENTİ TRABZON
Şehrimiz sadece Türkiye’de değil, Dünya’da çok önemli bir markaya sahip; Trabzonspor. Bu önemli markaya ulaşmak için hayalleri olan gençlerimizin koşturduğu amatör spor kulüplerimizin de sıkıntılar yaşadığını söylemiştik. Avni Aker ruhunu yaşatacağız diye yıktıkları alanda yapılan millet bahçesinde tribün koydular diye spor temalı bir park yaptıklarını zannettiler ancak buradaki spor ruhunu çoktan alıp götürdüler. Burada Belediye Başkanları bile birbirine ters düştü, biz verilen sözlere bakarız. Çocuklarımızın, gençlerimizin daha kolay ulaşımını sağlayacak, halkımızın da heyecanla takip edeceği sahaya ihtiyaçları var. Bu ihtiyacın daha iyi planlanması ve mevcut sahaların da bakımının yapılması gerekmektedir. 2021 yılında artık Olimpiyat şampiyonu bir kadın boksörümüz var, bir çok gence ışık tutacak bir değer. Bu şehrin daha geniş çaplı spor alanlarında faaliyet göstermesi gerekmektedir. Bu şehrin çocuklarının bir çok farklı branşta yetiştirilmesi bu şehre nice başarıların getireceğinin garantisi olacaktır. Spor salonlarını çürümeye yüz tutturmaktansa çeşitli spor dallarında şehrimizi ve bu şehrin evlatlarını daha nice müsabakalarda takip etme fırsatını yakalayabiliriz.
KÜLTÜR VE SANAT KENTİ TRABZON
Bu kentin yetiştirdiği, hemşehrimiz birçok yazar, ressam, müzisyen, sanatçılarımız var. Şehrimizin hiç bir noktasında onları anımsatacak, onların bir dokunuşuna sahip olan bir köşe göremiyoruz; bir AVM içerisinde yazan bir sözden başka… Meydan parkından büstlerin kaldırıldığına şahit olduk, bu şehirde Sanat Evi bile mevcudunu korumak için sanatevi yönetimleri tarafından mücadele verildiğini gördük. Hemen yanı başımızda Sanat Sokağı var, sanat ile alakası yok. Şehrimize bir tiyatro binasını sığdıramadık. Tiyatroyu mevcut yerinden taşıyacağız dediler, farklı bir yer buldular. Projesi bile çizildi ancak yerinin tartışması hale bitmedi. Bu gelişmeleri de hayretle takip ediyoruz. Son iki sene pandemi koşullarında olması gereken kısıtlamalar öncesine gidersek bu şehri tanıtabilecek etkinliklerimiz bile yetersiz. Trabzon’u Trabzon’da tanıtan geleneksel düşüncelere ihtiyacımız var. Üniversitede bile öğrencilerimizin şenliklerini elinden aldılar. Şenliklerin ne kadar kıymetli olduğunu, 2009 yılına kadar orada sahnede yer alan bir arkadaşınız olarak rahatlıkla dile getirebilirim. Bir önceki Rektör tarafından kaldırılan şenliklerin salgın sürecinden sonra yeniden geri dönmesini umut ediyoruz.
TARIM KENTİ TRABZON
Şehrimizde tarih içerisinde önemli üretim değerlerine ulaşan ürünlerimiz vardı; bunlardan bir kısmını kaybetmişiz. Ancak yerel üreticilerimizin varlığı ve ürettikleri ürünler devam etmektedir. Kireçhane mahallemizde pazar günleri olan pazar uygulamasının Yalıncak ve Kavala mahallelerimizde talebi var, değerlendirilmesini öneriyoruz. Yerel ürünlerin değer kazandırılması, pazarlamasının Belediye tarafından yapılması yönünde TARIM AŞ kurulmasını önermiştik, Dünya Fındık Haftasında bunun yapılacağı yönünde haber aldık.
Ülkemizin önemli ürünü olan bu değerli ürünü fındık, hak ettiği değere kavuşamamaktadır. Fındığın olması gereken fiyatını partimiz beyan etmiş, üretici bahçeye girmeden açıklanması gerektiğini vurgulamıştık ancak geçmişte yapılan hatalar ne yazık ki tekrarlanıyor. Üreticinin boğuştuğu ekonomik tablodan, üreticinin üretim için harcadığı kalemlerden kimsenin haberi yok. Verilen fiyata karşı üreticiye bekleyin şimdi satmayın diyenler hava koşulları sebebiyle fındığını yaş olarak ucuza satmak durumunda olanlara diyeceği bir söz var mıdır? Üreticiyi, tüccarı, fındığa emek verin herkesi korumak adına fındık üzerindeki endişeleri paylaşmak isteriz; - Fındık üzerine koruyucu, üreticinin memnun olduğu ulusal bir politika çalışması olacak mı? - Ortahisar ilçemize yayıldığı düşünülen zararlı böceklerle mücadelede halen net bir sonuç alınamamıştır. Böcek Çağlayan’a gelmiş söküm işlemleri başlamıştır. Daha fazla yayılmadan atılacak adımlar konusunda çalışmalar var mıdır ve ilimizde bir kriz masası kurmak konusunda girişim var mı? - İklim değişimi fındığımıza gelecek zamanda en büyük tehdittir, bu konuyla ilgi bir planlama var mıdır?
YATIRIM KENTİ TRABZON
Ortak akıl bi̇zi̇m net bi̇r şeki̇lde düşünce ve uygulama bi̇çi̇mi̇mi̇zdi̇r. Üstüne basa basa, altını çi̇ze çi̇ze her zaman di̇le geti̇receği̇z. Hiç ki̇mse mevcut beledi̇ye yöneti̇mleri̇ni̇n bu anlayışa dayandığını söyleyemez. Bi̇r ulaşım ana planı düşünün; Maraş caddesine karar veriyorlar, ana plan bu karara göre şekillendirilecek. Normal olan planlamada verilere göre hareket edilmesidir, ancak bu planda alınan karara göre planı uydurmaya çalışıyorlar. Kimse kusura bakmasın; bu şekilde hareket edenlerin yönetim becerilerini sorgular, akıllarına şaşarım. Bir şaşkınlığımız da; ülkemizde her bir ağızdan dere yataklarına müdahale etmenin gerekliliğini, dere yataklarında yapılaşmaya müsaade edilmemesi gerektiği ifade edilmesine rağmen Sanayi mahallemizde hemen derenin kenarına yapılan 100 milyonluk Terminal binasına Ak Parti tarafından ses çıkmamasının sebebini hala anlayamadık. Şehrimiz AFAD raporlarına göre sel ve su baskınları konusunda en çok felakete uğramış bir şehir. Lütfen dedik olmadı, vebaliniz büyük olur dedik anlamadılar; yarın da pişkin pişkin şantiye alanını kontrol etmeye gidecekler. Üzülüyorum ki bu uyarıları dikkate alacak yüzleri yok. Burada şehrin çıkarı olmadığı aşikar sizin çıkarınız nedir? açık açık ifade edin. Rapor diyoruz 1 senedir rapor yok. Buradan bir kez daha ifade etmek isteriz ki; terminal yerinden vazgeçin, ortak akılla birlikte STK’ları da dinleyerek, ulaşım ana planı ile yeni bir yere karar verin. Alt yapı çalışmalarından bahsetmeden önce, 2021 yılında şehir merkezine yakın Çilekli, Kavala, Beştaş gibi mahallelerimizde kanalizasyon eksikliğini konuştuğumuzu üzülerek ifade ediyoruz. Kavala mahallemizde yakın zamanda kısa bir hattın planlaması yapılmış bu hattın mahallemize yeterli uzunluğa kavuşmasını talep ediyoruz. Su hattı çalışmaları ise şehrimizin tüm dinamikleriyle destek verilen önemli bir projedir. Zahmetli bir projedir, disiplin isteyen bir projedir. Ancak başlangıçtaki o disiplini ne yazık ki şimdi göremiyoruz. Planlamadaki hatalar, özellikle Beşirli mahallemizde yeni yapılan su borularının patlaması ve üst yapının zamanında fazla gecikmesi, çarşı ve cumhuriyet mahallemizde yeni dizilen taşların bozulması gibi somut örnekler görüyoruz. Görünen o ki zahmetli 1 iş, bu düşünceyle 2 belki de 3 iş olarak karşımıza çıkacak, bu da ekstra maddi yük getirecek demektir. Hazır böylesine önemli bir karar almışken yapılan titiz bir iş şehri yıllarca rahatlatması gerekirken 50 yıllık yatırım dedikleri proje 50 gün bazı mahalleleri götüremediğini görüyoruz. Üst yapılar bile artık mahallelilerimizin sabır taşını çatlattı. İlerleyen zamanda Trabzon’un karşısına çıkacak bir durumu biraz anlatmak daha sonra Belediyeye sormak isteriz. Daha önce şebeke hattımızda su basıncı 4-7 bar arasında değişmekteydi. Bu basınçla birlikte suyun üst katlara rahat çıkması sağlanırdı. Eğer yüksek basınçlı suyun sayaca geldiği durumlarda ise farklı çözümlerle basınç düşürülüyordu. Şimdi yeni döşenen Avrupa Birliği fonu destekli bu projede biten hatlarda 10 atm basınçlı olduğunu ve apartmanlara su basıncının 2 atm basınca kadar düştüğünü görüyoruz. Bu basıncın yüksek katlara suyu taşıyamadığını görüyoruz. Bunun sonucunda da bir çok apartman su deposu yapmak ve hidrofor taktırmak zorunda kalacak yani halkımıza ek bir maliyet çıkaracaktır. Bu durumun gelişeceğini Trabzon kamuoyuna ne zaman anlatacaklarını yetkilere sormak isteriz.
Adaylığım sürecinde en çok sorulan soruların birisi şuydu; Trabzon’un en büyük problemi nedir? İşsizlik, trafik, şehir planlaması, betonlaşma vb. şekilde sıralayabiliriz. Bugün net ifadeyle Trabzon’un en büyük problemi; şehir dışından transfer edilen, şehri tanımayan, şehrin de halen tanıyamadığı, liyakatsız düzende iş bilmez başkan ve yöneticilerin varlığıdır. Bu problemi aştığımız gün bir çok engeli aşacağımızı düşünüyoruz. Gördüğünüz üzere elimizi hangi konuya el atsak farklı bir sıkıntıyla karşılaşıyoruz. Bu kadar düşünceyi dile getirirken tek derdimizin bu şehir olduğunu ifade etmek isteriz. Memleketin, toprağın, havanın partisi olmaz ama hizmetin, girişimciliğin, sosyalbelediyeciliğin kabiliyeti olur. Ne kadar önemli bir coğrafyada yaşadığımızın farkındayız.
Trabzon geçmiş yıllara dönüp bakıldığında bir çok konuda nasılgerilediğini üzülerek yaşıyoruz. Şehrimizi hak ettiği konuma ulaştırmak için elimizden gelen ne varsa yapacağız. Cumhuriyet Halk Partisi bileşenleri olarak gelecek zamanda ciddi bir çalışmanın sonucunu alacağımıza inanıyoruz. Mahallelerimizin, vatandaşlarımızın, esnafının sorunlarını yerinde tespit ettik, çözümleri için çalışıyor, şehre baktığımızda gelecek için hayaller kuruyoruz. Bizler gerek yerelde gerek genelde güçlü bir şekilde var olan bütün yönetimlere talip olduğumuzu beyan ediyoruz.
Havalimanındaki çökme tavrımız net. Burada bir malzemede kullanılan sıkıntı var. Burada bir çökme yaşanıyorsa 1 yılda bu çöküyorsa bir sıkıntı olduğunu söyledik. İhaleler alışılmış; madde 21 B’ye dayandır, ver birisine ihaleyi, yapsın 58 Milyon TL harcasın bir yıl içerisinde pistin bir tarafında çökme olsun. Çatlak dediler, çökme dediler. Ardından Hava Meydanları açıklama yaptı, ondülasyon var dendi. Yani beton üzerinde, asfalt üzerinde dalgalanma var. Bu kullanılan kalitesiz malzemeden kaynaklanır. Bunu inşaat mühendisleri de bilir, bu işle uğraşan herkes bilir. Burada kullanılan malzemede bir sıkıntı var. Bunun 1 yılda ortaya çıkması gelecek dönemde de yine ortaya çıkacağı anlamına gelir. Biz istiyoruz ki yapılan bir iş varsa bu doğru düzgün yapılsın, bizleri uzun soluklu götürsün. Burada bir altyapı çalışması lazımsa bir an önce planlansın. Eğer buraya yeni bir havalimanı gerekiyorsa bunun bir an önce değerlendirmeye alınması gerekir. Buradan Kıbrıs’a ve birçok ile direkt uçuşlar da vardı. Trabzon’un potansiyeli mevcut fakat havalimanının belli sıkıntıları var. Bunlar net olarak değerlendirilerek işleme alınmalı. Biz bunları dile getirdiğimizde bunu siyasi malzeme olarak kullandı denildi. Ne zaman sıkışsalar aynısını diyorlar. Biz orada kullanılan kötü malzemeye bakıyoruz. Dikkat edilmesi gerektiğini ifade ediyoruz.