En önemli tarımsal ihraç ürünümüz olan fındıkta büyük zararlara yol açabilecek kahverengi kokarca ile mücadelenin biyolojik ve ilaçlı olarak yapılması ile hasarın azaltılmaya çalışılacağı bildirildi.
Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Kenevir Araştırmaları Enstitüsü öğretim üyesi Doç. Dr. Kibar Ak, yaptığı açıklamada, başta fındık olmak üzere birçok tarım ürününde büyük zararlara yol açan kahverengi kokarcanın kış mevsimini kışlak denilen kapalı mekanlarda geçirip havaların ısınması ile bahçelere girmeye başladığına dikkat çekti.
Kahverengi Kokarca ile biyolojik mücadele için üretilen samuray arıcılığının çoğaltıldığı süreçte Karadeniz Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü’nün müdürlüğünü de yapan ve konunun uzmanı olan Doç. Dr. Ak, fındık üretim bölgesinde kışın ağır geçmediğini hatırlatarak, bunun da zararlının vücuduna depo ettiği besinleri tüketim noktasında avantaj teşkil ettiğini söyledi.
Doç. Dr. Kibar Ak şunları söyledi:
“Zararlı ile biyolojik mücadele için yurt dışından ithal edilip, enstitüdeki laboratuvarlarda 2 yıl önce çoğaltmaya başlayıp, geçen yılın Haziran ayında da Artvin yöresinde bahçelere saldığımız samuray arıcığı en geçerli yöntemdir. Biyolojik mücadele çevreyi koruyor. Bu mücadelenin sürekliliği var ve maliyeti de düşük. Zararlıyı doğal ortamında yok eden samuray arıcığı önümüzdeki Haziran ayından itibaren popülasyonun yoğun olduğu bahçelere tekrar salınacak. Bunun yanında mekanik ve ilaçlı mücadelede yapılabilecek. Zararlının yoğun olduğu yerlerde ruhsatlı ilaçlarla zirai mücadele de yapılması gerekiyor.”
Fındık üretim bölgesinde Tarım ve Orman Bakanlığı’nın ilgili birimleri, fındıkla ilgili sivil toplum kuruluşları ve Ziraat Odaları tarafından inceleme ve tespit çalışmalarının aralıksız sürdüğünü de vurgulayan Doç. Dr. Ak; “Gerçekten bölgemiz ve ülkemiz için son derece önemli bir zararlı. Tabi biz fındıkla ilgili sürekli gündeme getiriyoruz. Ama bunun yanında sebze ve meyvede de çok önemli zararlar yapabiliyor. Buna karşı sektörle ilgili tüm taraflar işbirliği yapmak durumundalar. Bunu yaparak zararlıyı tıpkı yalancı kelebekte olduğu gibi bertaraf edip, biyolojik ve ilaçlı mücadele ile hasarı azaltabiliriz” dedi.
Kaynak:
