Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Can Altunışık, "İsias Otel'in yıkıldıktan sonraki görüntüsü, sanki kum dolu kovayı çevirdikten sonra kumun yayılış şekli gibi olmuş." dedi.
Deprem ve Yapı Sağlığı Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü de olan Altunışık, gazetecilere yaptığı açıklamada, cumhuriyet başsavcılıklarınca, 6 Şubat 2023'te meydana gelen Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen depremin ardından yürütülen soruşturmalar kapsamında, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının görevlendirmesiyle ölümlerin yaşandığı 500'e yakın binada inceleme yaptıklarını söyledi.
Altunışık, görevlendirildiklerinden beri 25 kişilik ekiple yaklaşık 7 aydır uğraştıkları yüzlerce dava dosyasından bazılarına ilişkin raporları tamamladıklarını dile getirerek, şu değerlendirmede bulundu:
"1 ekip, 1 haftada ancak 1 dosyaya yapabiliyor çünkü yıkılan bir binada bazen onlarca, yüzlerce can kaybı meydana gelmiş olabiliyor. Çuvallarca veri, kağıt, dosya, video, tutanak ve kanıtlar bulunmakta. Geniş bir ekiple hassas şekilde çalışarak, suçlu varsa binanın yıkılmasına neden olan parametreleri belirli başlıklarla ortaya koyuyor, binanın ruhsat tarihi, yapı kullanma izni, yapı denetim belgeleri, zemin ve malzeme özellikleri, projesinin yapıldığı yılda yürürlükteki yönetmeliğe uygunluğuna kadar tüm detaylarıyla ele alıyoruz. Ayrıca bina yıkıldıktan sonra binanın başında inceleme yapıp bilirkişi raporu tutanların dosyalarını inceleyip, genel kanaat oluşturmaya çalışıyoruz."
Depremin birinci yılı dolmadan çalışmaların tamamlanması planlanıyor
Adıyaman'daki İsias Otel ve Kahramanmaraş'taki Ebrar Sitesi'ne ait bilirkişi dosyalarındaki raporların tamamlanarak bir süre önce cumhuriyet başsavcılığına iletildiğini anımsatan Altunışık, "Isias Otel önce konut olarak projelendirilip yapılıyor. Kaba inşaatı bittikten sonra bir süre binanın inşaatına ara veriliyor, sonra da otele çevriliyor. Fakat bu geçen sürede yönetmelik değişiyor. Binanın ilk ruhsat tarihinde tabi olduğu yönetmelik ile otele çevrilip, kullanım amacı değiştiği tarihte tabi olduğu yönetmelik farklı. Binanın projeleri, değişen yönetmeliğe göre kontrol edilmemiş. İsias Otel'de karot değerleri ilgili tarihteki yönetmeliği sağlamıyor. Otelin yıkıldıktan sonraki görüntüsü, sanki kum dolu kovayı çevirdikten sonra kumun yayılış şekli gibi olmuş. Binanın yıkılış şeklinin, kovayı kaldırdıktan sonra kumun yayılış şekli gibi olduğunu görebiliyorsunuz." diye konuştu.
Altunışık, Ebrar Sitesi için hazırladıkları rapora ilişkin de "Ebrar Sitesi'nde gözlemlenen hasarlar maalesef 20 blok için de aynı şekilde. İmalat aşamasında beton ve donatının mekanik özelliklerinde, ayrıca etriye sıklaştırması, çiroz ve kancalar ve benzeri donatı detaylandırmalarında önemli eksiklikler mevcut. Bu da binanın ana yıkılma nedenleri arasında." ifadelerini kullandı.
Hatay'daki Rönesans Rezidans'ın dosyasını da tamamlamak üzere olduklarını anlatan Altunışık, şunları kaydetti:
"Çok önemli bir bina olduğu için çok hassas davranmaya çalışıyoruz. 3 bloklu bir bina. Statik projesinde hem temel hem de üst yapısında derz var ve binaların 3'ü de belirgin bir kattan hasar alıp arkaya doğru düşmüş veya devrilmiş durumda. 3 blok da aynı hasar mekanizmasına sahip. Yaptığımız incelemelerde malzeme özelliği ile uygulanmasında bazı problemler olduğu belirtiliyor ama bilirkişi raporlarıyla bize gelen resimler arasında bir değerlendirme yapıp net kanaatimizi bildirmek istiyoruz. Umarım depremin birinci yılı dolmadan üzerimizdeki bütün dosyalarımızı cumhuriyet başsavcılığımıza teslim etmiş olacağız."
Belirli bir yaşa sahip binaların hızlı şekilde incelenmesi önerisi
Altunışık, Kahramanmaraş depreminde yıkılan bina verileri ile 2011'de Van depreminde yıkılan 154 ölümlü binanın verilerini karşılaştırdıklarını vurgulayarak, "Van depreminde yıkılan 154 binanın ortalama karot dayanımı 10,50 megapaskal (MPa) iken Kahramanmaraş'ta yıkılan ve incelediğimiz 500'e yakın binadan elde ettiğimiz karot dayanımları 10-14 MPa arasında değişiyor. Bu değerler yapı denetim geldikten sonra biraz artış göstermektedir ama maalesef şu an ortalama değerler maksimum 14 MPa ve bu düşük bir değer." dedi.
Van depreminde yıkılan binaların yalnızca yüzde 15'inde zemin etüt raporu olduğunun altını çizen Altunışık, şöyle devam etti:
"Aradan yaklaşık 15 yıl geçtikten sonra bu oranın artmasını beklerken maalesef Kahramanmaraş depremlerinde bu oran yüzde 19'larda. Van depreminde yıkılan 154 binanın ortalama yüzde 40'ının statik projesi varken, Kahramanmaraş depremlerinde incelediğimiz binalarda yüzde 50'lerde. Statik projesi olan binaların ilgili tarihte yapılan yönetmeliğe uygunluğu ise yine maalesef yüzde 50 civarında. En kritik problemlerden biri de ilgili binanın inşaat başarısı. Van depreminde binaların beton ve donatı gibi malzeme özellikleri ile donatı detaylandırmasındaki başarı oranı yüzde 3'tü. Kahramanmaraş depremlerinde çok daha yüksek bir oran bekliyorduk fakat şu anda yüzde 11 seviyelerindeyiz. Yıllar geçiyor, kendimizi geliştiriyor ve bir noktaya geliyoruz ama daha çok yol almamız gerek gibi görünüyor. Özellikle belirli bir yıldan önce inşa edilmiş yapılarda bu çok daha bariz durumda. Bu tablo, belirli yapılarımızı acil bir şekilde kentsel dönüşüme koymamızın habercisi."
Altunışık, bir daha böyle afetler yaşanmaması temennisinde bulunarak, "Ülkemiz önemli bir deprem kuşağı üzerinde yer alıyor, geçmişte olduğu gibi gelecekte de bu tür depremler ile karşılaşabiliriz. Bu nedenle özellikle belirli bir yaşa sahip binalarımızın hızlı bir şekilde incelenmesi, yeterli olmayanların ise güçlendirilmesi veya kentsel dönüşüme hazırlanması gerekiyor." diye konuştu.
Kaynak: