KTÜ’den deprem uyarısı! “Deprem öncesinde alınacak tedbirlere odaklanmalıyız”

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Jeofizik Mühendisliği Bölümü Sismoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Özgenç Akın, ülke olarak maalesef genellikle depremlerin olduktan sonraki kısmına daha çok odaklandıklarını söyledi.
KTÜ’den deprem uyarısı! “Deprem öncesinde alınacak tedbirlere odaklanmalıyız”

6 Şubat 2023'te Kahramanmaraş merkezli meydana gelen ve binlerce insanın hayatını kaybetmesine neden olan 7,8 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen Türkiye’de deprem bilincinin istenilen düzeyde olmadığı belirtiliyor. Ege Denizi'nde günlerdir süren deprem fırtınası ise endişeleri artırıyor.

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Jeofizik Mühendisliği Bölümü Sismoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Özgenç Akın, Türkiye’nin deprem gerçeğine yeterince hazırlıklı olmadığını belirterek, deprem öncesinde alınması gereken tedbirlerin hâlâ ihmal edildiğini vurguladı.

Deprem Öncesine Değil, Deprem Sonrasına Odaklanıyoruz

Türkiye’nin Alp-Himalaya deprem kuşağı içerisinde yer aldığını hatırlatan Dr. Akın, ülkenin büyük bir kısmının aktif fay hatlarıyla çevrili olduğunu söyledi. "6 Şubat'ta bu gerçeği acı bir şekilde yaşadık" diyen Akın, ülke olarak depremin ardından yürütülen arama-kurtarma ve lojistik destek çalışmalarına daha fazla odaklanıldığını belirtti.

"Aslında bizim deprem öncesine ve alınacak tedbirlere önem vermemiz gerekiyor. Maalesef bu konuda ülke olarak biraz gerideyiz. Öncelikle yapı stokumuzun yenilenmesi gerekiyor. Hatta yapıdan önce, yapı yapılacak zeminin özelliklerinin detaylı olarak belirlenmesi lazım."

Yapı denetiminde de ciddi eksiklikler olduğuna dikkat çeken Akın, Türkiye’de mevcut yapı stokunun yalnızca %2-3’ünün mevzuata tam olarak uygun olduğunu belirtti. "100 binadan sadece 2-3’ü projedeki gibi yapılıyor. Eğer tüm yapılar uygun bir şekilde inşa edilirse, depremlere karşı bu kadar büyük endişeler yaşamayız." dedi.

deprem1.webp

Deprem Bölgesi Kavramı Ortadan Kalktı

Türkiye’de 2018 yılında yapılan düzenlemeyle "deprem bölgesi" kavramının kaldırıldığını belirten Akın, şu ifadeleri kullandı:

"Önceden kullanılan deprem bölgeleri haritası yanıltıcıydı. Örneğin Konya-Karaman gibi illerimiz sanki hiç depremden etkilenmeyecekmiş gibi algılanıyordu. Ancak 6 Şubat depremlerinde Trabzon'da bile 600-700 kilometre mesafeden sallandık. Maraş, Adıyaman, Malatya gibi illerde büyük yıkımlar meydana geldi."

"Artık deprem bölgesi kavramı yerine, her parselin deprem tehlikesi baz alınarak hesaplama yapılıyor. AFAD’ın internet sitesi üzerinden herhangi bir bölgenin deprem riski görülebiliyor."

Trabzon’da Deprem Riski ve Yapılaşma

Trabzon’un deprem açısından nispeten daha güvenli bir şehir olduğunu söyleyen Akın, bölgedeki jeolojik yapıya dikkat çekti:

"Trabzon’da sahil kesiminde alüvyonal zemin bulunurken, iç kesimlerde dağlık ve masif kayalar yer alıyor. Şehir olarak şanslıyız çünkü sağlam kaya zeminimiz oldukça fazla. Ancak yapılaşmanın da buna uygun olması gerekiyor."

"Yerleşimlerin sağlam kaya zeminler üzerine yapılması önemli. Bazı bölgelerde dolgu üzerine inşaat yapılıyor, ancak bunun uygun prosedürlere göre gerçekleştirilmesi şart. Tarım toprağı kullanılarak dolgu yapılmaz, bunun bilimsel kuralları var." dedi.

Trabzon ve Karadeniz Bölgesi'nde heyelan riskine de dikkat çeken Akın, yapılaşma süreçlerinde detaylı zemin araştırmalarının yapılması gerektiğini vurguladı.

Ege Denizi’nde Deprem Fırtınası: Tehlike Devam Ediyor

Ege Denizi'nde günlerdir süren depremler hakkında da değerlendirmelerde bulunan Akın, sismik hareketliliğin arttığını belirtti:

"Genellikle büyük bir depremin ardından artçıların giderek küçülmesi beklenir. Ancak son günlerde Ege Denizi’nde büyüklüğü artan depremler gözlemliyoruz. Bu da dikkat çekici bir durum."

Bölgedeki tektonik yapıya değinen Akın, Helenik Yay olarak adlandırılan Yunanistan'a yakın bir tektonik sistemde Afrika Levhası’nın, Ege Levhası’nın altına dalmasıyla büyük depremlerin oluştuğunu ifade etti.

"Bu depremlerin artışı, ileride bir volkanizmaya neden olur mu sorusu şu an için belirsiz. Ancak mevcut hareketlilik tamamen tektonik kökenli. Yunan bilim insanları da bu durumu teyit ediyor."

Ege kıyılarının büyük bir deprem halinde tsunami riski altında olduğunu hatırlatan Akın, 1956 yılında Yunanistan'da meydana gelen 7,9 büyüklüğündeki depremin 25 metre yüksekliğinde tsunami dalgalarına yol açtığını belirtti:

"Benzer büyüklükte bir deprem Ege kıyılarımızı ciddi şekilde etkileyebilir. Bu nedenle kıyı bölgelerinde tsunamiye karşı önlemler alınmalı."

Uzmanlardan Öneriler: Deprem Bilincini Artırmalıyız

Son olarak, Türkiye’nin deprem gerçeğine hazırlıklı olması için atılması gereken adımları sıralayan Akın, şu önerilerde bulundu:

Yapı stokunun yenilenmesi ve inşaat süreçlerinin sıkı denetim altına alınması gerekiyor.

Zemin etüt çalışmalarının daha detaylı ve sağlıklı yapılması şart.

Binaların deprem yönetmeliklerine uygun inşa edilmesi sağlanmalı.

Kıyı bölgelerinde tsunami önlemleri alınmalı.

Deprem bilincinin artırılması için eğitim ve farkındalık kampanyaları düzenlenmeli.

 

 

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler
Bunlar da İlginizi Çekebilir