Trabzon'da gördüğü tedaviyle lösemiyi yenen Rizeli 11 yaşındaki Ahlem Karali, hastalığı sebebiyle 3 yıl evinde aldığı eğitimine, artık sınıfındaki akranlarıyla devam ediyor.
Ailesi tarafından gribal enfeksiyon nedeniyle 2019'da Rize'deki bir hastaneye götürülen Karali, kan değerlerindeki bazı anormallikler nedeniyle Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Farabi Hastanesi Çocuk Hematoloji Bölümüne sevk edildi.
Buradaki tetkik ve incelemelerin ardından 5,5 yaşındaki Karali'ye, akut lenfoblastik lösemi (ani başlayan halsizlik, yorulma, kanama, ateş, enfeksiyon, eklem ve kemik ağrıları, hıçkırık gibi farklı belirtilerle hızlı seyir gösteren bir lösemi şekli) tanısı konuldu.
KTÜ Farabi Hastanesinde 3 yıl süren tedavisinin ardından sağlığına kavuşan Karali, 2 senedir rutin kontroller için doktorunu ziyaret ediyor.
Enfeksiyon riskine karşı ilkokul üçüncü sınıf sonuna kadar evde eğitim gören Karali, 2023-2024 eğitim-öğretim yılında okula gitmeye başladı.
"Büyüyünce yazar veya ressam olmak istiyorum"
11 yaşındaki Ahlem Karali, hastanedeyken en çok okula gitmek istediğini söyledi.
Karali, hastalık sürecinde çok yalnızlık çektiğini anlatarak, "Hastanede bazı arkadaşlarım vardı odada yan yana yattığımız ama onlar da benim gibi olduğu için pek bir şey yapamıyorduk. Şimdi hastalığımı yendim. Okula gidiyor, arkadaşlarımla eğleniyorum. Kitap okumayı, resim çizmeyi ve müzik aletleri çalmayı çok seviyorum." dedi.
Hayatta en çok sevdiği şeylerin okumak ve resim yapmak olduğunu dile getiren Karali, büyüyünce yazar veya ressam olmak istediğini söyledi.
Karali, hastalık sürecinde çok dikkatli olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Hastalık sürecimdeyken annemin 'Yeme.' dediği şeyleri yemiyordum. Şimdi de annemin yaptığı şeyleri yiyorum çünkü bazı şeylerin içine zararlı şeyler koyabiliyorlar. O yüzden çok fazla yemiyorum. Benim hastalığıma yakalananlar dikkat etsinler kendilerine, mutlu olsunlar. Bu hastalığı yenebileceklerine inanıyorum."
"Çok şükür atlattık, inşallah daha olmaz"
Anne Sema Karali de kızına ilk tanı konulduğunda çok kötü bir süreç geçirdiklerini anlattı.
Yaklaşık 2-3 ay kendilerine gelemediklerini ifade eden Karali, "Onun için ayakta durmak zorundaydık. Bunu ona yansıtmamalıydık. Çünkü bu hastalıkta mutlu ve pozitif olması gerekiyor. O dönemde akrabalardan çok destek aldık. Doktorlarımız da çok yardımcı oldu. Zor bir dönemdi." diye konuştu.
Karali, tedavinin ilk başında Ahlem'in ağır ilaçlar aldığını belirterek, "2-3 yıl hastanede yatışlı tedavimiz oldu, idamede haplarla devam ettik. Tedavimiz biteli 2 yıl oldu. Rutin kontroller dahilinde gidip geliyoruz. Çok şükür atlattık, inşallah daha olmaz. Allah bütün hastalara şifa versin." dedi.
KTÜ Farabi Hastanesi Çocuk Hematoloji Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Gökçe Pınar Reis İskenderoğlu, Ahlem'e tanı koymak için kan tetkiklerinden sonra periferik yayma testi yaptıklarını aktardı.
Bu testte, kanda herhangi bir kötü huylu hücre olup olmadığını mikroskop altında incelediklerini kaydeden İskenderoğlu, "Şüpheli hücreler gördüğümüzde de kemik iliği aspirasyonu (kemik iliği biyopsisi) yapıyoruz. Tanıyı o şekilde koyuyoruz. Ahlem'e de akut lenfoblastik lösemi tanısı koyduk. Tabii bu tanı konulur konulmaz hemen kemoterapiye başlamak gerekiyor. Takriben 2 yıl kadar süren tedavi bu." dedi.
"Lösemilerde çocuklarımız yüzde 80 ila 90 şifa buluyor"
İskenderoğlu, sürecin enfeksiyon ve toksik etkiler nedeniyle uzayabildiğine işaret ederek, "Bunlarla tedavi bazen 3 yıla kadar uzayabiliyor. Ahlem'de de 3 yıl gibi oldu. Sonrasında hastalık tamamen iyileşti. Ahlem 2 yıldır hastalıksız takip ediliyor." diye konuştu.
Hastalık sürecinde beslenme ve hijyene dikkat edilmesinin önemine dikkati çeken İskenderoğlu, "Lösemilerde çocuklarımız yüzde 80 ila 90 şifa buluyor. Nitekim Ahlem'de de bunu gördük. Lösemiden, kanserden korkmayalım. Yakalanabiliriz, evet, böyle bir ihtimal olabilir ama artık mücadelemiz gelişti. Çok güzel sonuçlar elde edebiliyoruz. Hayatımızda kötü bir parantez ve kapanacak, hayat kaldığı yerden devam edecek. Mutsuz, umutsuz değil, Ahlem gibi umutlu olalım." diye konuştu.
Kaynak: