Trabzon Büro Emekçileri Sendikası'ndan tepki! "Ekonomik krizin mağdurlarıyız"
Büro Emekçileri Sendikası Trabzon Şube Başkanı Ayhan Kanber açıklanan tasarruf paketine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Büro Emekçileri Sendikası Trabzon Şube Başkanı Ayhan Kanber, yaptığı basın açıklamasında iktidarın ekonomik politikalarını eleştirdi.
Kanber, iktidarın uyguladığı ekonomik politikaların halkın kaynaklarını küçük bir azınlığa aktardığını ve bu süreçte ekonomik büyüme söylemlerinin işsizliği azaltmadığını, gelir eşitsizliğini derinleştirdiğini ve gerçek anlamda kalkınma sağlamadığını vurguladı.
"Ekonomik Krizin Mağdurlarıyız"
Kanber, ekonomik krizin sebebi değil, mağdurları olduklarını belirtti. İktidarın ekonomik kriz sürecinde sermaye sahiplerine "krizi fırsata çevireceklerine" dair yaptığı çağrıya tepki gösterdi.
Ayhan Kanber'in açıklamaları şu şekilde;
"İktidarları boyunca uyguladıkları ekonomik politikalarla halktan aldıklarını, küçük bir azınlığa servet olarak aktardılar. Yine bu süreçte, her üç ayda bir medya karşısına çıkıp övünerek anlattıkları ekonomik büyümenin, aslında ülkedeki işsizliği azaltmadığını, gelir eşitsizliğini derinleştirdiğini ve gerçek anlamda bir kalkınma ortaya çıkarmadığını görmezden geldiler.
Bizler bu ekonomik krizin sebebi değil, mağdurlarıyız. Ekonomik krizin derinleştiği bu süreçte iktidarın kriz varsa fırsat vardır, iş insanlarımız bu krizi fırsata çevireceklerine ve daha büyük karlar elde edeceklerine inanıyorum diyerek, ülkedeki sermaye sahiplerinin bu krizi nasıl değerlendirmeleri gerektiğini beyan etmiştir.
Seçim sürecinde krizi görmezden gelen ve kamu kaynaklarını har vurup harman savuran iktidar, 13 Mayıs'ta "kamuda tasarruf ve verimlilik paketi" açıkladı. Açıklanan sözde tasarruf paketinde, kazanılmış haklarımızı ortadan kaldıran düzenlemelerin yanında, kamuda istihdamı, emekli olanların yerine alınacak personelle sınırlandırarak genç istihdamının önünü kapatmış ve artık bir ağır angarya haline gelen kamudaki iş yoğunluğunu içinden çıkılmaz bir hale getirmiştir.
Biz bu açıklanan tasarruf paketinin de bizlerin kazanılmış haklarımızın ortadan kaldırılmasının dışında bir amacının olmadığını biliyoruz.
"Eğer gerçekten tasarruf paketi yapılacaksa"
Onun için diyoruz ki, eğer gerçekten tasarruf yapılacaksa; Fedakarlığı biz emekçiler değil, lüks ve şatafat içinde yaşamayı itibar sayanlar. Kamu kaynakları üzerinden olağan üstü gelir elde edenler, birden fazla yerden maaş alanlar huzur hakkı alanlar tasarruf yapılmalıdır.
Kamunun yarattığı istihdam olanaklarını söz verdikleri halde kaldırmadıkları mülaka hırsızlığı yoluyla liyakatten uzak, niteliksiz kadroları işe alanlar tasarruf yapmalıdırlar.
Ekonomik kaynaklarımıza el koyan faiz ve rant sahipleri yapmalıdır. Kamu-özel iş birliği ortaklığı adı altında kendilerine servet aktarılanlar yapmalıdır.
Kur korumalı mevduat sistemiyle Merkez Bankasının 833 milyar lira dolandıran fedakârlık yapmalıdır. Rant, faiz, kur korumalı mevduata ve kamu özel iş birliği yoluyla servet aktarılanlarda servet vergisi alınması için vakit kaybetmeden acil düzenleme yapılmalıdır.
Her ekonomik kriz döneminde biz kamu emekçilerini ve yoksulları aynı gemideyiz safsatası üzerinden fedakârlık yapmaya davet eden iktidar ve sermaye sahiplerine, yaratılan her krizden sizler daha fazla kar ve servet elde ederek çıktığınız halde, bizlerle nasıl ve hangi koşullarda aynı gemide olduğumuzu sormak istiyoruz. Ve diyoruz ki, hayır bizler sizlerle hiçbir zaman aynı gemide olmadık, Sizler krizlerden devasa karlar elde ederek geminizi yürütürken, bizler her krizden sonra daha fazla yoksullaştık.
Bunun için bizleri daha fazla mağdur etmeden; Başta mücadeleyle elde ettiğimiz servis hakkımıza dokunulmamalı ve servis hakkı olmayan bütün emekçiler için servis imkânı verilmeli, verilemeyen yerlerde emekçilere yol ücreti ödenmesini talep ediyoruz.
İnsan onuruna yaraşır bir ücret ve refah payı verilmesini talep ediyoruz. Bütün emekçilere 3600 ek gösterge verilmesini ve ek ödemelerin temel ücrete yansıtılması için acil yasal düzenleme yapılmasını istiyoruz.
Bütün Emekçilere ücretsiz, nitelikli öğlen yemeği ve kira yardımı yapılmasını talep ediyoruz. İş yerlerimizde ebeveyn hakkı olan kreş ve emzirme odalarının açılmasını talep ediyoruz.
Mülakat haksızlığına son verilmesi ve kurum sınavlarında liyakatin esas alınması için yasal düzenleme yapılmasını talep ediyoruz.
Buradan iktidarı ve yandaşı sermaye sahiplerini uyarıyoruz. Yarattığınız kriz sonucunda devasa karlar elde ettiğiniz halde, sanki aynı hayatı yaşıyormuşuz gibi bizleri her seferinde, "aynı gemideyiz safsatası altında yeniden ve yeniden fedakârlık yapmaya çağırmaktan vazgeçin.
Sizler bu kriz sofralarından daha fazla servetle ayrılırken, biz emekçilerin daha fazla yoksullaştığını biliyoruz. Bu yüzden biz Kazanımlarımızdan vazgeçmeyeceğiz,
Servis hakkımızdan vazgeçmeyeceğiz. Bunun için bu krizden kimler ceplerini doldurup, servetlerine servet kattıysa krizin bedelini de onların ödemesi için mücadeleyi büyüterek sürdüreceğimizi buradan ilan ediyoruz."
Kaynak: