Trabzon İklim Buluşmaları gerçekleşti! “Doğayla acımasız bir mücadele var”

‘Trabzon İklim Buluşmaları’ sempozyumunda konuşan Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Kaya, “İnsanoğlunun doğayla çok acımasız bir mücadelesi var. Bilinçsizce süregelen bu mücadeleyi eğer insanoğlu kazanırsa insanlık kaybedecek.” dedi.
Trabzon İklim Buluşmaları gerçekleşti! “Doğayla acımasız bir mücadele var”

Ortahisar Belediyesi, TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası ve Ülke Politikaları Vakfı ile birlikte “Trabzon İklim Buluşmaları” sempozyumu düzenledi. Ortahisar Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğü’nün “Su, Gıda ve Enerji Politikaları” ana başlığıyla organize ettiği sempozyuma Türkiye’de iklim değişikliği konusunda uzman birçok akademisyen katıldı.

Panelde iklim değişikliği ve küresel ısınmanın Karadeniz Bölgesi’ne etkileri ve alınması gereken önlemler konuşuldu.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından; Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Kaya, Meteorojiden Sorumlu Vali Yardımcısı Ercan Öter, Büyükşehir Belediye Başkanvekili Ahmet Yüksel Gülay, Ülke Politikaları Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Av. İsmail Doğan Subaşı, TMMOB EMO Enerji Daimi Komisyonu Yürütme Kurulu Üyesi Suat Yılmaz, sempozyumun açılış konuşmalarını gerçekleştirdi.

kongre2.webp

“ENİNE BOYUNA KONUŞACAĞIZ”

Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Kaya, Türkiye’nin sanılanın aksine su zengini bir ülke olmadığının altını çizdiği konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Bugün burada insan yaşamını etkileyen belki de en önemli 3 başlığı konuşacağız. Mesleğinin duayenleri hocalarımızın su, gıda ve enerji politikaları konularında anlatacaklarından faydalanacağız ve Trabzon’umuzda üzerimize düşeni yapma gayreti içerisinde olacağız.

Biz Karadeniz’i hep su zengini bir bölge hatta Türkiye’yi de su zengini bir ülke olarak tanımlarız, ama üzülerek söylemeliyim ki biz aslında su fakiri bir bölge ve ülkeyiz. Sorsanız sürekli yağış alan heyelanların sellerin olduğu, su bolluğu olan bir bölge gibi görülürüz dışarıdan ama; içilebilir, temiz, nitelikli suya ulaşma konusunda sıkıntılarımız var.

Tabi bunun altındaki sebepler nelerdir; yapılan bilimdışı uygulamalar ve mühendislikten nasibini almamış işlerin doğal sonuçları bunlar. Örneğin gıda konusu: büyüklerimiz iyi bilirler Karadeniz’imiz balık fışkıran bir denizdi ama bugün Karadeniz’de 3-5 çeşit balık avlayabiliyoruz.

Aynı denizin kıyıdaş ülkeleri Romanya’da Gürcistan’da, Bulgaristan’da, Ukrayna’da denizde bolluk var ama bizim kıyılarımızdan balık çıkmıyor maalesef. İşte bugün burada bunun sebeplerini irdeleyeceğiz. Nerede yanlış yaptığımızı enine boyuna konuşacağız.”

kongre3.webp

KIYILARIMIZ DOLGULARLA MAHVEDİLDİ”

Karadeniz’deki hidroelektrik santrallerinin de ciddi ölçüde doğa tahribatına neden olduğunu söyleyen Başkan Kaya, “Diğer taraftan bütün vadilerimizden derelerimiz akıyor ama vadi planlaması yapmadan bütün derelerimizi Hidroelektrik Enerji Santralleriyle (HES) doldurduk.

Vadilerdeki habitatı, canlı yaşamını yok eden ve bunun çevreye vereceği zararı hiç düşünmediğimiz santraller kurduk. Türkiye’ye nazaran daha az güneş alan Almanya’da 2030 yılın hesaplamalarına göre toplam elektrik enerjisinin yüzde 50’si güneş enerjisinden üretilecek.

Biz güneş enerjisi anlamında Almanya’dan çok çok daha öndeyiz ama biz hala derelerimizi tahrip etme yolunu seçiyoruz. Bütün kıyılarımızı dolgularla mahvediyoruz. 114 kilometre kıyı uzunluğu olan bir kentte, 90 kilometreden daha fazla kıyımız dolgularla mahvedilmiş durumda.

Bin yıllarda oluşan kıyılar, koylar, balıkların yaşam ve üreme alanlarını yok etmişiz. Ayrıca insanoğlunun doğayla çok acımasız bir mücadelesi var. Bilinçsizce süregelen bu mücadeleyi eğer insanoğlu kazanırsa insanlık kaybedecek.

İklim değişikliğine görev bilim ve akıl ışığında bilinçlenip gerekli önlemleri almalıyız. Bu anlamda bugünkü etkinliğimizi çok değerli buluyorum, burada birbirinden değerli bilim insanlarını ağırlamaktan onur duyuyorum.

Onları dikkatle dinleyip, notlar alacağımızı ve üzerimize düşen vazifeyi yerine getireceğimizi ifade ediyorum.” diyerek sözlerini tamamladı.

kongre4.webp

“CEVAPLAR ARIYORUZ”

Meteorojiden Sorumlu Trabzon Vali Yardımcısı Ercan Özer ise ‘Trabzon İklim Buluşmaları’ sempozyumunun farkındalık oluşturacağını belirterek, “En büyük tartışma alanlarından biri iklim değişikliği ve buna bağlı olarak yaşanacak olan iklim krizi.

Buna karşı nasıl önlem alabiliriz ve bunun getirmiş olduğu afetlerle hep beraber nasıl mücadele edebiliriz sorularına cevaplar aramalıyız. Devlet olarak, yerel yönetimler olarak ve bilimsel çalışmalar dışında ne yapabiliriz konusunu özellikle bugün burada tartışmanın çok önemli olduğunu düşünüyorum.

Bu tür sempozyum ve çalıştayların yapılması, farkındalığın oluşturulması açısından çok önemli. Bundan dolayı da bu sempozyumda emeği geçen başta başkanımız olmak üzere Ülke Politikaları Vakfı’na ve Elektrik Mühendisleri Odası’na teşekkür ediyorum.

Sempozyumumuzun Trabzon'umuza hayırlı olmasını diliyorum” dedi.

“TRABZON İÇİN EL BİRLİĞİYLE ÇALIŞACAĞIZ”

Trabzon Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Ahmet Yüksel Güney ise konuşmasında işbirliği vurgusu yaptı. Güney, “Trabzon, yeşil doğasıyla, masmavi denizi ve temiz havasıyla Karadeniz'in incisi bir şehrimiz. Ancak bu güzelliklerin sonsuza kadar bizim de olacağına garantisi yoktur. Özellikle son yıllarda meydana gelen şiddetli yağışlar, sel felaketleri, toprak kaymaları ve kuraklık gibi olaylar iklim krizinin kapımızda olduğunun açıkça göstergesidir.

Ülkemiz yerel yönetimleri özellikle çevre temalı çok önemli çalışmalar yapmaktadır. Geri dönüşüm ekonomisinde yerel yönetimlerin kullanacağı akıllı sistemler ve kurumlar arası işbirliğinin de çok önemli olduğunu belirtmek istiyorum. Trabzon'umuz da 824 bin 352 nüfusu ile önemli bir enerji ihtiyacına sahiptir.

Biz yerel yönetimler olarak çevreyi kirletmeyen, kaynağından ve kendini yenileyebilen enerji kaynaklarına yönelmemiz gerektiğinin farkındayız. Hep birlikte daha yaşanabilir bir Trabzon için, sürdürülebilir adımlar atmak üzere el birliğiyle çalışacağız” diye konuştu.

“KATKI SUNMAYI HEDEFLİYORUZ”

TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Enerji Daimi Komisyonu Yürüme Kurulu Üyesi Suat Yılmaz, Türkiye’nin enerjide dışa bağımlı hale geldiği ve bir an evvel fosil yakıt kullanımını azaltması gerektiğini ifade etti. Yılmaz, elektrik hizmetlerinde denetim eksikliği olduğu değerlendirmesinde bulunduğu konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Elektrik Mühendisleri Odası İklim Değişimleriyle alakalı olarak her yıl belediyelerde etkinlikler gerçekleştirmekte ve bu konuda farkındalık yaratarak iklim krizinin etkilerin azaltılmasına katkı sunmayı hedeflemektedir.

Daha önce İzmir, Eskişehir ve İstanbul’da yapılan buluşmamızı bu kez Trabzon’da gerçekleştiriyoruz. Farkındalık yaratmasını sağlayacağını düşündüğümüz bu etkinliği düzenleyen herkese çok teşekkür ediyoruz.”

“ENERJİDE DIŞA BAĞIMLIYIZ”

Türkiye’nin enerji üretiminde ağırlıklı olarak fosil yakıt kullandığı bilgisini paylaşan Yılmaz, ayrıca Mersin Akkuyu’daki nükleer enerji sağlığının canlılar için büyük bir tehdit oluşturduğunu belirterek, “Türkiye yıllardır sürdürülen yanlış politikalar sonucu ne yazık ki enerjide dışa bağımlı ve ağırlıklı olarak fosil yakıt tüketen bir ülke haline gelmiştir.

Türkiye’de elektrik üretimi büyük oranda fosil yakıtlara bağlıdır. Hem kurulu gücümüz hem de üretim kapasitemiz açısından 2023 yılı sonu itibarıyla doğalgazda yüzde 23.53, ithal kömürde yüzde 9.49, linyitte ise 9.32 oranında kurulu gücümüz fosil yakıtlardan karşılanıyor.

Bu sorunların yanı sıra radyasyon ve radyoaktif atıklarıyla büyük bir sorun olan tamamen dışa bağımlı nükleer enerji santrali inşaatı da hala bilindiği üzere Mersin Akkuyu’da devam etmektedir. Odamız ve TMMOB bu projenin iptali için hukuki girişimlerini sürdürmektedir.

Bu yapının yarattığı ağır maliyet hem can güvenliğimiz ve doğal varlıklarımızı tehdit eden boyutuyla önümüzde durmaktadır.” şeklinde konuştu.

“KADERİNE TERK EDİLDİ”

Türkiye’nin elektrik alanındaki özelleştirmeleri bir an önce kaldırması gerektiğinin altını çizen Yılmaz, “Özelleştirme sonrası elektrik hizmetlerinde denetim eksikliğinin etkisiyle de elektrik hizmetlerinin kadere terk edildiği ortadadır.

Geldiğimiz noktada daha büyük sorular yaşanmadan özelleştirilen tüm enerji kuruluşları kamulaştırılmalı, üretimden dağıtıma kadar tüm süreçleri yönetecek dikey entegre bir kamu tekeli yeniden kurulmalıdır.

Türkiye’nin Paris İklim Antlaşması’nda verdiği taahhütleri yerine getirmesini sağlayacak şekilde, yenilenebilir enerji tüketimi ve tasarrufu odak noktasına alan politikalar üretmesi gerekmektedir.” dedi.

“ÇEVRE ODAKLI HAREKET EDİLMELİ”

Yenilenebilir enerji kaynaklarının iklim krizini sınırlandırabileceği bilgisini paylaşan Yılmaz sözlerini şöyle tamamladı: “Hepimizin bildiği gibi iklim krizi bütün dünyayı tehdit ediyor. Aşırı iklim olayları insanlık için en büyük tehditlerden birisini oluşturuyor.

İklim değişikliği nedeniyle gıda ve su kıtlıkları yaşanırken aşırı yağmurlar, seller, artan sıcaklıklar, daha fazla hastalık ve ekonomik kayıplar görülüyor. Bu çerçevede yenilenebilir enerji kaynakları iklim değişikliğini sınırlandırmanın en etkili yolu olduğu gibi, enerji üretiminde dışa bağımlılığımızın azaltılması için de büyük önem taşıyor.

Tüm enerji politikalarında olduğu gibi, yenilenebilir enerji kaynakları konusunda da kamunun yararı, çevre ve insanların yaşadıkları ortamla uyumu dikkate alınmalıdır yani insan ve çevre odaklı bir yaklaşımla hareket edilmelidir.

Sürdürülebilirlik, temiz hava, su, gıda ve enerji döngüsünde özellikle sınırlı kaynakların kullanımında gelecek nesillerin de haklarının olduğunu hatırlatır, bu etkinliğin düzenlenmesi için emek veren başta Ortahisar Belediyemiz olmak üzere tüm bileşenlere teşekkür ederim.”

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler
Bunlar da İlginizi Çekebilir