Trabzon’da memurlar bordro yaktı
Trabzon’da meydan parkında toplanan memurlar bordro yakma eylemi yaptı.
Trabzon’da Meydan Parkı’nda toplanan Kamu-Sen’e bağlı memurlar maaş bordrolarını yakarak eylem yaptı.
Bordrolarını yakarak tepki gösteren sendika üyesi memurlar adına açıklama yapan Kamu-Sen Trabzon İl Başkanı Coşkun Dilber, 3 milyon kamu görevlisi ve 2 milyon emeklinin 2 yıl sürecek çileli geçim mücadelesi başlamıştır” dedi.
Dilber konuşmasında şu ifadelere yer verdi;
“Kamu görevlileri bugün, ağustos ayındaki toplu satış sözleşmesinden beri ifade ettiğimiz acı gerçekle yüz yüze kalmıştır. Buna göre, memurlar ortalama 160 TL, emekliler ise 100 TL zamla 6 ay boyunca idare etmek zorunda kalacaklardır. TÜİK'in resmi rakamlarına göre geçtiğimiz yıl gıda fiyatları ortalama %10,9, mutfak tüpü %17,6, doğalgaz %22, elektrik %18,3 zamlanmışken maaşlara %4 zam yapmak, adeta memur ve emeklilerle alay etmek demektir. Ekonomi iyi yolda, istikrar sürüyor, enflasyon düşüyor masalı, çarşı pazardaki gerçek fiyatlarla kabusa dönüşmüştür.
Yetkililer enflasyonu bilinçli olarak düşük gösterip memurlarımızı da şok ücret artışına mahkûm ederken, milletimizi zorunlu harcamalarında dahi enflasyon canavarına teslim etmektedirler. Bu nedenle memur maaşları enflasyonun gerisinden gelmektedir. Kaldı ki, bu enflasyon oranı TÜİK'in enflasyon sepetindeki, çoğunu halkın tüketmediği 418 madde 895 çeşit ürünün ortalama artışını göstermektedir.
Milletimizin tüketmek zorunda olduğu gıda, temizlik, sağlık, ulaşım, haberleşme, ısınma, kira gibi ürünlerdeki fiyat artışları ise 2019'da gerçekleştiği ilan edilen, resmi enflasyonun kat be kat üzerindedir. Eğitim, sağlık, ulaşım gibi harcamalar enflasyonun üzerinde zamlanmıştır. Bir zamanlar fakirin yemeği olan kuru fasulye, pilav lüks gıda maddesi haline gelmiştir. Kırmızı etin yalnızca adı kalmıştır. Sebze, meyve el yakmaktadır. İlaca %46, giyime %33, gazeteye %28, dergiye %51 zam gelmiş memurun, emeklinin beli iyiden iyiye bükülmüştür. Ekmeğimiz bile %13,5 zamlanmıştır. Buna rağmen memurlara 2020 yılı için %4+4, 2021 için ise %3+3 zam yapılması öngörülmüş, adeta ekonomi ile maaş zamlarının ilişkisi tamamen kesilmiştir. Emeklilerimiz ise neredeyse açlığa mahkum edilmiştir.
TÜİK'in bu rakamları aldığı yerleri doğrusu merak ediyoruz. Eğer TÜİK'in rakamları gerçekse TÜİK bir market açsın, hepimiz oradan alışveriş yapalım, bizim de enflasyonumuz TÜİK'in enflasyonu ile eşitlensin. Yeniden değerleme oranları %22,58 olarak belirlenirken memur maaşlarına %4+4 zam ile emeklilere yapılan uygulama hangi vicdanla, hangi adalet anlayışıyla bağdaşır? Gerçekler ortadayken çocuk parası, aile yardımı, doğum, olum yardımları, ek ödemeler, ek dersler, fazla mesai ücretleri ve tazminatlara da ayrıca bir artış yapılmamıştır. Duruma bakıldığında bu yıl da maaşların eriyeceği, alım gücünün düşeceği açıktır.
Toplu sözleşme tiyatrosuyla memurlarımız ve emeklilerimiz, 2021 yılı sonuna kadar devreden çıkarılmıştır. Memurlar ve emeklilerimiz ekonomik ateşin ortasına atıldığı şu günlerde dahi malum konfederasyon memurların haklarını korumayı akıl edememekte, başını kuma gömmektedir.
Bugün memurlarımız maaşlarını aldılar ve acı gerçekle yüzleştiler. Biz, Türkiye Kamu-Sen olarak sürekli gerçekleri dile getiriyor, maaş zamlarının yetersiz olduğunu, verilen sözlerin tutulmadığını ifade ediyor, acil çözüm bekleyen sorunlar için bir memur paketi hazırlanmasını istiyoruz. Malum konfederasyon ise durumdan hoşnut olacak ki, eriyen maaşlara, unutulan 3600 ek gösterge vaadine, yardımcı hizmetlilere, haksızlıkların kaynağı mülakata, sözleşmelilerin kadroya geçirilmesine, gelir vergisi mağduriyetine, bayram ikramiyesine ve emekli maaşlarına dair tek bir kelime etmiyor. Bugün, memurlar maaşlarını aldılar. Yani takke düştü, kel göründü. Türkiye Kamu-Sen dün de meydanlardaydı; bugün de meydanlarda... Dün ne dediyse, bugün de aynısını söylüyor.
Memurların haklarının budanmasına seyirci kalan hatta pasif tutumuyla Üstü örtülü şekilde destek olan malum konfederasyon ve yetkililer, bugün neredeler? Bugün, hormonlu sendikalar, gerçekler karşısında ne Memur maaşına yapılan %4 zam ortalama maaşlara 160,6 lira zam demek. Bir yılda ailenin zorunlu harcamaları ortalama 730 lira, oransal olarak da %12,3 artmışken, %4 zamma yani 160 liraya tek kelime edemeyenler memurun karşısına ne yüzle çıkacaklar? Sözde toplu sözleşme görüşmelerinde; Sözleşmeliyi, hizmetlileri yok sayanlar, vekil ebe, hemşire, imam ve aile sağlığı elemanlarına Üvey evlat muamelesi yapıp kadroya geçirmeyenler, öğretmeni, akademisyeni, sağlık çalışanını, maliyeciyi, adliye çalışanını unutanlar, Postacıya, ormancıya, belediye çalışanına, diyanet çalışanına kör bakanlar, Emeklileri, ek gösterge sorunlarını, ek ödeme sorunlarını, fazla mesaileri, döner sermayeleri bir kenara bırakıp, tek bir konuyu dahi müzakere etmeden 1 ayı heba edenler bugün memurun karşısına ne yüzle çıkacaklar?
Memurlardan aldıkları yetkiyi kötüye kullananlar, bugün memura ne söyleyecek acaba? Kış soğuğunun bastırdığı günlerde oduna, kömüre, doğalgaza gelen zamları bile karşılamayan maaş artışına seyirci kalan, tatlı su sendikacıları, doğalgaz faturaları karşısında soğuktan donan memurun karşısına nasıl çıkacaklar? Belli ki onlar dahi, Türkiye Kamu-Sen'in mücadele etmesini bekleyecek.
Gördük ki, memur ve emeklilerin bir 730 gün daha heba olmuştur. Çağrımız ve amacımız, Kamu çalışanları ve emekliler bu 2 yıl da bin bir güçlük içinde, biraz daha borç batağına saplanarak, kredi kartına yüklenerek, yediğinden, içtiğinden keserek, çocuğunun harçlığından kısarak, soğukta üşüyerek geçirmesin çağrısıdır.
Geçtiğimiz yıl, kamu çalışanlarını %4+5'e, emeklileri açlığa mahkûm edenler, bu yıl da %4+4'e ve yine açlığa mahkum ediyorlar. Ey hükümet: is birlikçi sendika görünümle yapı ile Memurları, emeklileri enflasyonun altında ezdiniz, biliniz ki, memurlar bir darbeyi daha kaldıramaz. Hak mücadelesi kutlu bir mücadeledir. Biz, yalnızca memurlarımız ve emeklilerimiz için değil, gelecek nesillerimiz, beşikteki bebeklerimiz, genç kuşaklarımız için de mücadele yürütüyoruz
Türlü menfaatler için bu kutsal hedeften uzaklaşan çakma sendikacılara, şu dizeleri hatırlatmak istiyorum: "Karacaoğlan der ki her sözüm haktır. Yiğit olmayanın yalanı çoktur. Cehennem yerinde hiç ateş yoktur, Herkes ateşini buradan götürür."
Bu dizelerde olduğu gibi, milyonlarca memurun, emeklinin, masumun hakkının yenmesine göz yumanlar da kendi ateşlerini, milyonlarca memurun bordrolarında göreceklerdir. Memurun bordrosunun ateşi tüm vicdanları yakacaktır. Hepinize saygılar sunuyorum.”