Trabzon'da mimar ve mühendislerden tepki! "Aldığımız ücretler bizleri açlığa mahkûm ediyor"
TMMOB Trabzon İl Koordinasyon Kurulu Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları Dayanışma günü dolayısıyla açıklama yaptı.
19 Eylül, Mimar ve Şehir Plancıları Dayanışma günü olarak kutlanıyor.
TMMOB Trabzon İl Koordinasyon Kurulu; Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları Dayanışma günü dolayısıyla Trabzon Gazeteciler Cemiyeti'nde basın açıklaması yaptı.
TMMOB İl Koordinasyon Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ebru Çolak tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi;
Toplumsal mücadele tarihimizin en önemli dönemeçlerinden olan 19 Eylül 1979 tarihinde gerçekleştirilen İş Bırakma Eyleminin bugün 45. yıldönümüdür. 19 Eylül'ün önemi için ilan ettiğimiz "Türk Mühendisler ve Mimarlar Odaları Birliği (TMMOB) Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları Dayanışma Günü"nü hep birlikte dayanışma içinde kutluyoruz.
19 Eylül 1979, mesleğimize, haklarımıza ve geleceğimize sahip çıkmanın en örgütlü, en anlamlı eylemlerinden biri olarak tarihe not edilmiştir. O gün gerçekleştirilen 1 günlük "iş bırakma eylemi" teknik elemanların kendi mücadelesi olduğu kadar, diğer emekçilerin, ezilenlerin de sesini yükselttiği bir dayanışma ve mücadele günü olmuştur.
Kırk beş yıl önce tüm ülkede etkisini gösteren ekonomik kriz karşısında mühendis, mimar ve şehir plancılarının yaşadığı hak kayıplarını ve ücret adaletsizliklerini protesto etmek için 55 il merkezinde toplam 740 işyerinde yüz bine yakın kişiyle gerçekleştirilen iş bırakma eylemi, teknik elemanların üretimden gelen gücünü en açık biçimiyle ortaya sermiş ve haklarımıza yönelik mücadelemizin sembolü olmuştur.
"45 YIL ÖNCEKİ SORUNLARIN AYNILARINI YAŞADIĞIMIZ GÜNLERDEN GEÇİYORUZ"
1979 yılının 19 Eylül'ünde meslektaşlarımızın zorlu yaşam koşullarına, mesleklerinin itibarsızlaştırılmasına karşı verdiği mücadeleyi, üzerinden geçen 45 yıla rağmen bizler de ne yazık ki gün geçtikçe kötüleşen koşullar altında vermeye devam ediyoruz.
Ülkemiz ciddi bir ekonomik krizin içerisinden geçerken, krizin tüm faturası meslektaşlarımıza, emeğiyle geçinen toplumsal kesimlere biçilmektedir. Bir avuç sermayedarın daha da zenginleşmesi uğruna halkın ihtiyaçları göz ardı ediliyor; kamusal yatırımlar ortadan kaldırılıyor, rant ve kar hırsı bilimsel bilginin önünde tutuluyor, Cumhuriyet'in tüm ilerici değerleri ve birikimi piyasacılıkla talan ediliyor. Yıllardır uygulanagelen rant eksenli politika ve uygulamalar, ülkemizi ve geleceğimizi adım adım yok ediyor ve biz mühendis, mimar ve şehir plancıları da zorlu bir yaşam mücadelesine sürüklüyor.
Bugün hâlâ, işsizlik, hayat pahalılığı, düşük ücretler, güvencesizlik, özlük hakları ve örgütlenme sorunları, ülkemizde çalışan mühendis, mimar ve şehir plancılarının öncelikli sorunları olmaya devam etmektedir.
Bir dönemin en gözde mesleklerinden olan mühendislik, mimarlık ve şehir plancılığı sistematik olarak değersizleştiriliyor. Emeğimiz göz göre hiçe sayılıyor. Dahası, meslektaşlarımızın ekonomik koşulları, üstlendikleri sorumluluklara ve almış oldukları eğitime uymayan bir düzeye geriletiliyor. Aldığımız ücretler bizleri açlığa mahkûm ediyor. Bu düzen, hem meslektaşlarımıza hem de halkımıza nefes almayı bile çok görür hale geldi.
Kamu kurumlarında çalışan meslektaşlarımız düşük ücret, kadro sorunu, özlük haklarının ihlal edilmesi, düşük ek göstergeler gibi birçok sorunla yüz yüze kalıyor. Güvencesiz-sözleşmeli istihdam modellerine yönelme, atamalarda liyakatin ortadan kalkması gibi nedenlerle kamudaki teknik personelin iş yükü artarken, iş riski de giderek büyüyor. Özel sektörde çalışan meslektaşlarımızın tamamına yakını, yatırımların durması, projelerin iptal edilmesi, reel sektörün tıkanması gibi sorunlardan doğrudan etkileniyor. Mühendis, mimar ve plancıların büyük çoğunluğu asgari ücrete çalışıyor. İş bulamayanlar, meslek dışı alanlarda garsonluk, tezgâhtarlık gibi işlerde çalışmaya mecbur kalıyor. Staj sorunu nedeniyle işe girişlerde ve tecrübe süreçlerinde daha yolun başında çalışma hayatı tıkanıyor. İşsizlik, esnek çalışma, güvencesizlik, sağlıksız çalışma koşulları ve reel ücret kaybı gibi sorunlar, özel sektörde çalışan tüm meslektaşlarımızı tehdit ediyor. Yurtdışına göç eden her meslektaşımız da gelecek umudumuzdan bir kayıp oluyor. Ülkesinin geleceği, bilim ve teknik için hiç çekinmeden elini taşın altına koymuş emekli meslektaşlarımız ise neredeyse açlığa terk edilmiş durumda.
"ALIN TERİMİZ İÇİN MÜCADELE EDECEĞİZ"
100 yıllık Cumhuriyet tarihimizde birbiri ardına yaşanan büyük felaketler, mühendislik, mimarlık ve şehir plancılığı hizmetlerinin ve bu alanda emek veren meslektaşlarımızın toplumsal önemini sayısız kere gösterdi. Çok açıktır ki, mühendis, mimar ve şehir plancılarının mesleki hak ve çıkarlarını korumak, aslında tüm toplumun geleceğini korumak demektir. Çünkü bizim meslek alanımız, toplumun ortak yaşamının üretimini ve devamlılığını sağlamaktadır. Bizler, bu anlayışla mesleğimize ve meslektaşlarımıza sahip çıkarken, ülkemizin ve toplumumuzun ortak geleceğine de sahip çıkıyoruz.
Kaynak: