Ahmet Külekçi
Uzungöl'de söz bitmiş artık
Her gidişimde üzülüyorum kızıyorum öfkeleniyorum
Ve her seferin de de aynı yazıları yazıyoruz
Ne olacak bu Uzungöl’ün hali?
Yaşanan doğa katliamına tepki koyunca da bizi turizmi baltalamakla suçluyorlar
Daha da ötesi “Uzungöl’e dokunmayın böyle yazılar yazmayın” şeklinde ise açıktan tehdit ediyorlar
Ne yapalım ne yazalım?
Uzungö’de ne ağaçlar kesiliyor nede kaçak yapılaşma var!
Uzungöl’de her şey çok güzel
Uzungöl’de dereler özgür akıyor tabiat muhteşem korunuyor
Esnaf parasını kazanıyor
Araplar akı-akın geliyor..
Bunları mı yazalım!
Ötesini yazmayalım susalım görmeyelim öyle mi?
Yani üç maymunun oynayalım
Peki böyle yapmanın kime ne faydası var
Uzungöl sadece insanları değil.
Uzungöl’de sadece insanlar yaşamıyor
Bitkiler, kuşlar, arılar, ballıklar, ağaçlar hepsinin yaşam hakkı var
Bizim bu hakkı gasp etme hakkımız yok!
Daha çok turist gelecek birileri daha çok kazanacak diye doğamızı bu kadar hor görürsek yarın yine biz pişmanlık duyacak bedelini ödeyeceğiz
Uzungöl’ün geçmiş dönem fotoğrafları ile şimdi ki haline bir bakın.
Üşenmeyim..
Google amcadan hemen bulun..
Kendi gözlerinizle görün..
Canınız yanacak
Ah-vah çekeceksiniz!
Vicdanlı olanlar ancak üzülür zaten..
Vicdanı merhameti olmayan için çok şey fark etmiyor
Anadan-babadan kalma ahşap evlerin betonlaşmasına izin verenlerin;
Güzelim ağaçları kesip her adım başı tesis yapanların,
Çöplerini derelere atanların;
Rant için Uzungöl’e kıyanların zaten vicdanı yok
Onlara sözümüz de yok!
Kimse suçlu da aramasın
Suçlu hepimiz..
Özellikle de o yörenin insanları..
Kendi hatıralarına topraklarına derelerine köylerine bile sahip çıkmayacak kadar acizler
Kimse demiyor ki ya arkadaş “biz bu Uzungöl’e ihanet ediyoruz yarın burası tamamen tükenirse bu kadar turist o zaman nereye gelecek?”
Biz burada ne yer ne içeriz?
O şimdilerde beğenmediğiniz yerli turist zaten yok?
Elimizdeki en kıymetli varlığımız doğamız. Onu korumak, kollamak zorundayız..
Bizim kültürümüzde yağma, bozma, betonlaştırma yoktu.
Hangi ara bu kadar kötü olduk.
Hangi ara bu kadar doğa ile savaşır hale geldik..
Önce insan olarak kendimizle barışık yaşamayı öğrenip sonra doğamıza karşı özür dileyip başa dönmek zorundayız..
Yoksa vay halimize
Benden uyarması!