Yaylalara atılan plastik atıklar Karadeniz'e böyle gidiyor
Yaylalara atılan plastik atıkların Karadeniz'e yolculuğu kısa film oldu
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Sürmene Deniz Bilimleri Fakültesi tarafından, 5 Haziran Dünya Çevre Günü dolayısıyla farkındalık oluşturmak amacıyla yayladaki plastik atıkların akarsular aracılığıyla Karadeniz'e nasıl ulaştığını gösteren "ATMA" temalı kısa film hazırlandı.
Fakültenin liderliğinde, Türkiye'nin yanı sıra Karadeniz'e kıyısı olan Gürcistan, Romanya ve Bulgaristan'ın da ortak olduğu Avrupa Birliği (AB) destekli "Karadeniz Ekosistemini Korumak İçin Toplumsal Farkındalığı Artırarak Deniz Çöplerini Azaltma (LitOUTer)" Araştırma ve Toplumsal Farkındalık Projesi hayata geçirildi.
Karadeniz'i tehdit eden deniz çöplerinin azaltılmasını amaçlayan proje kapsamında, uluslararası alanda farkındalık çalışmaları yürütülüyor.
Türkiye'deki çalışmalar kapsamında da yaylalardan akarsular vasıtasıyla Karadeniz'e taşınarak deniz çöpüne dönüşen katı atık ve özellikle plastik atıkların azaltılması, geri dönüştürülmesi, doğaya ve denize atılmaması için farkındalık oluşturulmaya çalışılıyor.
Proje ekibince 5 Haziran Dünya Çevre Günü dolayısıyla "ATMA" temalı film hazırlandı. Karadeniz'in yaylalarında çöpe atılmayan plastik atıkların akarsular aracılığıyla ulaştığı denizi nasıl kirlettiğini gösteren video, projenin internet sitesi ve sosyal medya hesaplarından yayımlandı.
- "Denizlerde biriken çöplerin yüzde 80'ine yakını plastik"
KTÜ Sürmene Deniz Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Coşkun Erüz, konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, tüm dağları, yaylaları, ormanları, akarsu ve gölleri dolduran, kirleten katı atıkların, karalardan nihai depolayıcı olan denizlere taşındığına dikkati çekti.
Deniz çöplerinin yarı kapalı, çok kırılgan bir iç deniz olan Karadeniz'i de hızla kirlettiğini, denizlerde biriken çöplerin yüzde 80'ine yakınının da plastiklerden oluştuğunu anlatan Erüz, şunları kaydetti:
"Deniz çöpü kirliliğinin azaltılmaması durumunda, özellikle 100-500 yıl bozulmadan kalan plastikler denizde büyük balık ve canlılar tarafından parçalanarak, küçülüp mikroplastik olduklarında küçük mikroorganizmalar ve hamsi gibi daha küçük balıklar tarafından besin zannedilerek tüketilmektedir. Kimyasal olduğu için kanserojen özellik taşıyan bu maddeler, balıkların bünyesinden, balıkları tüketen diğer canlılar ve insanlara doğru taşınmaktadır. Başta plastikler olmak üzere doğal olmayan katı atıkları doğaya ve denize atmak, boşaltmak insanlığın ve denizsel yaşamın geleceğini büyük riske atmaktadır."
Erüz, "Benim attığımdan bir şey olmaz" denilmemesi gerektiğini vurgulayarak, şu değerlendirmede bulundu:
"Unutmayın Türkiye 83 milyon, dünya nüfusu 7 milyar 700 milyon kişi. Herkes yılda bir çöpü doğaya attığında, bu çöpler denize ulaşmakta, denizlerin kıyısı, dipleri ve yüzeyini kaplamakta, canlıların yaşama alanlarını yok etmektedir. Okyanusların ortasında Kıbrıs adasından çok daha büyük çöp adaları oluşmuş durumda. Lütfen atmayın, bir tane dahi olsa çöpünüzü, plastik gibi katı atıkları doğaya atmayın. Karadeniz ya bizim sayemizde kurtulacak ya da bizim elimizde ölecek. Lütfen Karadeniz'i koruyalım. Her günümüz 5 Haziran Çevre Günü olmalı. Çünkü çocuklarımız ve gelecek nesiller de temiz bir dünyada 5 Haziran Çevre Günü'nü kutlama hakkına sahip olmalı."