Ahmet Celal Ataman: "Mesafeler başarısızlık getirir"

Trabzonspor Eski Başkanı Ahmet Celal Ataman Haber61’in sorularını yanıtladı. 

Ahmet Celal Ataman: "Mesafeler başarısızlık getirir"
Trabzonspor’da 6 kez seçilmesine rağmen kendi isteğiyle 3 dönem yöneticilik yapan eski başkanlardan Ahmet Celal Ataman, Trabzonspor’un içinde bulunduğu durum Haber61’e önemli açıklamalarda bulundu.

“Başkanlığa geldiğimde durum hiç iç acıcı değildi” diyen ataman açıklamalarını şu şekilde sürdürdü;

“Takım şampiyondu ama ne transfer ödemeleri yapılmıştı, ne primler ne de maaşlar ödenmişti. Kendi işim, kendi aşım ve kendi çoluğum çocuğum ikinci plana düştü ve bütün mesele Trabzonspor oldu ama bundan pişman olmadım. İşin içine ya girmeyeceksiniz ya da elinizden gelenin en iyisini yapacaksınız.  Kaytarmayacaksınız, ben bu kadar yaparım demeyeceksiniz. Çok zor da olsa ekonomik tabloların altından çok şükür çıktık. Gereken fedakârlıkları yaptık ve üstesinden geldik. O zamanlar banka kredisi mümkün değildi. Şimdiyse kurumsallaşma yaşandı, bütçeler genişledi, transfer ücretleri ve çalışan sayısı çoğaldı. İstediğiniz kadar cebimden hallederim deseniz de artık edemezsiniz. Trabzonspor’un mazisinde neyse bizler onu yaşadık. Cebimizden para vermemiz gerektiğinde verdik. Çünkü bizim büyüklerimiz, bizden öncekiler de bunu yapıyordu. O görgü içerisinde geldik. Uçakla gitmek, ödemeleri başka yere fatura etmek gibi şeyler aklımızın ucundan bile geçmezdi."

AÇIKLAMALARI İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN

TOPLUM DEĞİŞİNCE TARAFTARLIK DEĞİŞTİ


Geçmişte Trabzonluların Trabzonspor’a sımsıkı sarıldığını anlatan Ataman “Trabzon ile Trabzonspor yumruk gibiydi. Kadronun tamamına yakını Trabzonlu çocuklardı. Trabzonlu olmalarının dışında arkadaşlardı. Herhangi bir vesileyle birbiri için ölebilecek adamlardı. Onun için maçlarda adam kendi önündeki arkadaşının hatasını önleyebilmek için kendi ayağının kırılması pahasına topa riskli giriş yapardı. Hem şehir, hem takım bir yumruk gibiydi. Çocuklar şehrin içinde yaşıyordu. Tesisler çocukları şehirden ve taraftarlardan uzaklaştırdı. Onun için şimdiki taraftar portresi eskisi gibi değil. Coşku anında da üzüntü anında da kulüp uğruna ne kurbanlar verdik. O dönem çok farklıydı. Şimdiki dönemi eleştirmek için söylediğim zannedilmesin. Bütün dünyada değişim oluyor ama eskiyi hatırlamak açısından anlatıyorum. Bugünkü seyircinin şu tarafını açık açık eleştiriyorum. Bir seyirci saha geliri olarak kulübe 10 kuruş verip 15 kuruş cezaya neden oluyorsa hem yönetimlerin hem de taraftarları şekillendiren sivil toplum kuruluşlarının, taraftar gruplarının çok derin düşünmesi lazım. Böyle taraftarlık olmaz. Taraftar iyi günde de kötü günde de taraftardır. Hele kötü günde kulübün yanındaysa anlamlıdır.” İfadelerini kullandı.

MESAFELER BAŞARISIZLIK GETİRİR

Başkanlığı sonrasında yönetimlerde yaşanan değişimleri değerlendiren Ataman, “12 kişilik yönetim kuruluyla devam ediyorduk ve çekirdek kadro vardı. Çekirdek kadroda teknik bilgisi, yöneticilik kabiliyeti olan sporcularla ve taraftarla ilişkisi had safhada olan beceri sahibi insanlar da vardı. Sadece parası olanlar çekirdek kadroda olurdu diye bir şey yok. Uzun seneler bu iş böyle gitti. Özellikle Mehmet Ali Yılmaz beyin döneminden itibaren bu sayı arttı. Sayısı artan yapıların çok sağlıklı olduğuna hiçbir zaman inanmadım. Yine o kahrı çekirdek kadronun belli kesimi çekiyordu ve şişkinlikler oluyordu. Şişkinlikler ister istemez herkes kendisini farklı pozisyonda görüyordu. Küçük gruplar, klikler halinde ayrışmalar başlıyordu. Kerameti kendinden menkul zanneden insanlar da oluyordu. Yönetici kalitesi bana göre sayı artınca dejenerasyona uğradı. Bana göre en büyük olay, başlangıçta bütünüyle Trabzon’dan oluşan yönetim kurulu daha sonraları ekonomik nedenler ön plana çıkarılınca paralı başkan aramak keyfiyeti ortaya çıktı. Paralı başkan yanına kendi yapısına uygun birkaç tane daha finansör alıyordu. Gitgide Trabzon’dan artık yönetme olgusu dışa taştı. Bu çok yanlış. Ben kendi dönemimden biliyorum. Benim işimin ve evimin Of’ta oluşu, o 50 kilometrelik mesafe bile bana ve kulübe zaman zaman pahalıya mal oldu. Bir kulübü şehri içinde yöneteceksiniz. Mesafe nedeniyle hem kulüp bünyesindekilerle irtibatınız soğuyor hem de bazen size meselelerin intikal etmesi çok uzun sürüyor. İletişim araçları ne kadar değişirse değişsin insan insandır. Bana göre tepe noktalarında olan başkan, asbaşkan, ikinci başkanın Trabzon’da ikamet etmiş olmaları önemli. Bana göre bu zafiyet. Parası olanların peşine düşülmesi şehre değişik kolaylık getirdi. Eski sisteme yönelmek lazım.” şeklinde konuştu.

İSTANBUL DÜKALIĞI!

Ahmet Celal Ataman, Trabzonspor’un şampiyonluklarından sonra İstanbul’un bakış açısını şu sözlerle değerlendirdi: “İstanbul dükalığı Türkiye’nin neresinde olursa olsun taşra addettiği hiçbir yere kendileriyle aynı konumda bakmazlar. Kendilerini yüksek sınıftan görürler. Bakışları böyleydi ama bizim insanımızın farklı yapısı vardır. Biz ne zaman 1. Lige çıktık, ister istemez bakış açılarında yalan da olsa bir değişme oldu.”

SORUMLULUK DUYGUSU…

Trabzonspor’un şu anki durumuna değinen Ataman, “Trabzonspor’un bir önceki seçim döneminde büyük bir ekonomik darboğaz, felaket rakamlar vardı. Vaktiyle bu kulüpte başkan arayışlarına gidiliyor, zar zor başkan bulunuyordu. Bu kadar kötü bir tabloya rağmen 5 tane talip çıktı. Bu benim çok ilgimi çekti. Sorumluluk duyguları, hesap verebilirlik çok mu ucuzladı? Tablo kötü, daha iyi tablo dönemlerinde zorla başkan bulunuyordu, iş kötüye gidince başkanlığa talip sayısı arttı.” dedi.

YÖNETİME YARDIMCI OLMALIYIZ

Mevcut yönetimin transferlerinin isabetli olmadığını ifade eden Ataman, “Bizim en büyük sıkıntımız ileri uçtaki adamlarımızın yetersizliği ve 9 hafta içerisinde attığımız gol adeti düşük. Böyle bir sıkıntının içerisinde evvela müdafaa ağırlıklı bir pozisyona girilmesi lazım. Gol sıkıntımız var. Rize maçında gördük. 4 dakikada müdafaayı beceremedik. Düzelir mi derseniz, umut edeceğiz. Yönetime yönelik eleştirileri dozunda yapmak lazım. Seçime ister gitsin ister gitmesin. Bizim yönetime yardımcı olmamız lazım. Yardımcı olmak moral gücümüzü yükseltecek. Onların başarısızlığı hepimizi mutsuz ediyor. Sabahtan akşama kadar yönetimi yerden yere vuracak şeyler bulabilirsiniz ama bizim gidip sahada takımı alkışlamamız lazım. Bu bizim görevimiz. Transferde, borç konusunda doğru söyledikleri, haklı oldukları yerler de var. Bu onların suçu değil.  Bu hepimizin yönetime miras bıraktığı bir tortu. Muhalefet de dahil bizim daha temkinli, daha dikkatli, rencide etmeden yaklaşması lazım. Diğer başkan adaylarından Celil Hekimoğlu’nun kırıcı, rencide edici bir yapısı yok ve bunu çok olumlu buluyorum. Bu yönetime şu anda yardımcı olmaktan başka yapacağımız bir şey yok. İçime sinmeyen bazı şeyler olsa bile hepimizin yönetime destek olması gerekiyor.” İfadelerini kullandı.

TÜZÜĞE MALİ KISITLAMA GETİRİLMELİ

Türk futbolunun gelişmesini tüzük yapılarının değişmesine bağlayan Ataman şunları söyledi: “Kulüplerin tüzükleri harcamayı belirli ölçülerde yapmalı. Şimdiki federasyon başkanı kendi kulübünü batağa sürüklemiş. Böyle bir insanı Türk futbolunun başına getiriyorsunuz. Yöneticilerin kulüplere yüklü borç bırakıp gitmesini engellemek için tüzük değişikliği şart. Bizim senelerdir tüzük değişikliği problemimiz var. Geçen haftaki mali genel kurulda yarın itibariyle başlıyoruz dedi ama bu mümkün mü? Başkan harcamalarda tüzüğe uyacağım, belirli kıstaslara uyacağım diyebiliyor mu? Bunun dışındakiler yönetimin sorumluluğunu gerektirir. Mevcut divan başkanının tüzük değişikliği önerisinde bu kısıtlamalar muhakkak var. Bu kısıtlamalar yönetimin işine gelmiyor. Onun için de ipe un seriliyor. Bu dediğimiz şey ilaç. Olabildiğine harcama sorumsuzluğu olabilir mi? Ben bu yönetimin bu açıdan iyi niyetli çalıştığına inanıyorum. Bir taraftan düzeltmeye çalışıyorlar bir taraftan 1 sene içerisinde 110 milyon gibi fark geldiğini görüyoruz. Başkası olsa belki bu fark daha büyük olacaktı. Ben bu durumu düzeltebilecekleri kanaatindeyim. Akyazı’daki stadın sponsorluklarından bir rahatlama gelebilir ama o sorumsuz harcama temposu, o kafalar değişmedikçe bunlar tali gelirler olarak kalır. Bunun için çare disiplinli bir yönetim. Mali disiplin olmalı. Bu yasal uygulamayı tüzüğe koymak lazım. Bu bugünkü başkan için değil, sonra gelecek başkanları da frenlemek için olmalı. Bu kulübün kurtuluşu için yapılmalı. Bu girdaptan başka türlü çıkılamaz.”

AKYAZI YERİNE AVNİ AKER OLMALIYDI

Akyazı stadının isminin “keşke farklı olsaydı” diyerek beğenmediğini söyleyen Ataman gönlünde yatan ismi söyledi: “Biz vefa duygusundan anlarız. Kim sponsor olursa olsun. Avni Aker isminin silinip gitmesini içim el vermez. O stada Avni Aker stadının ismini verilmesi gerekiyordu bana göre.” 
 

HABERE YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler