Bizim Neslin Uşakları kimi destekleyecek?
Haber61/ Spor Servisi Trabzonspor kongresi yaklaşırken hangi gruplar nereye destek verecek tartışması başladı. Trabzon dışında üst düzey görevlere gelmiş, önemli başarılara imza atmış seçkin Trabzonlu üyelerden oluşan Bizim Neslin Uşakları’nın ne karar v
Haber61/ Spor Servisi
Trabzonspor kongresi yaklaşırken hangi gruplar nereye destek verecek tartışması başladı. Trabzon dışında üst düzey görevlere gelmiş, önemli başarılara imza atmış seçkin Trabzonlu üyelerden oluşan Bizim Neslin Uşakları’nın ne karar vereceği de merak konusu. BNU Genel Sekreteri İlham Süheyl Aygül, “Bizim bu konuda her adaya eşit yakınlıkta duruşumuz mevcuttur” dedi.
Süheyl Aygül şahsına ait fikirleri ise şu köşe yazısında belirtti;
Lidere güvenebilmek
Bir kurumun çapı liderinin çapı ile doğru orantılıdır.
Bu siyasi parti de olsa böyledir, spor kulübü de...
Liderlik yükseldikçe etkinlik artar.
Kişisel ve kurumsal etkinlik, liderlik gücü ile doğru orantılıdır.
Liderlik çoğaltıcı bir etkiye sahiptir.
Lider rolündeki kişinin puanı 4 ise etkinliğiniz 3'den daha yüksek olamaz demektir. Yani on puan potansiyeli olan bir kurumda 7 atıl pozisyon bırakırsınız.
Aynı zamanda altınız da çalışanlar puanı 8 ise onlar da size saygı gösterip sizinle çalışmaz.
Herkes önce liderin çapını satın alır. Vizyonunu ve projelerini daha sonra satın alır.
Projenin kabul edilmesini, desteklenmesini ve başarısını belirleyen şey projenin çapı değildir. Bunları belirleyen yine liderin çapıdır.
Liderin çapı, strateji kabiliyeti ve karakterinin güçlü bir bileşiminden oluşur. Karakterin olmaması durumunda aslında strateji de işe yaramaz.
Karakter güven doğurur. Ve güven de liderliği doğurur. Liderseniz takipçileriniz vardır ve sizinle yola çıkmaya hazırlar demektir. Size güvenmeyen biri sizinle uzun yola asla çıkmayacaktır. Güven hakkında konuşarak güven kazanamazsınız.
Bir liderin karakteri güçlü olduğunda insanlar o lidere ve daha da önemlisi o liderin potansiyeli gerçek kılma yeteneğine güvenir.
Lider güven kaybettiğinde yönlendirme yeteneğini de kaybeder.
Bir lider, başkalarının gördüğünden daha fazlasını; başkalarının gördüğünden daha uzağı; ve bunları başkalarından daha önce gören kişidir. Covey'in deyişiyle “Lider en yüksek ağaca tırmanıp durumu bütünüyle inceledikten sonra gerektiğinde “yanlış orman” diye bağırabilen kişidir.”
Liderler kendilerini okur, en büyük kaynak olarak gördüğü insanları insanları okur, durumları okur, eğilimleri okur ve rakipleri okuyarak en doğru stratejiyi set ederler.
Stratejiyi set ederken sezgilerini kullanırlar. Liderlik bilimden çok sanattır. Sezgileriniz olmadan dar görüşten kurtulamazsınız.
Liderler ağ değil bağ kurarlar. Mükemmel iletişimcidirler. İnsanların kalplerine dokunmasını bilirler. İnsanları harekete geçirebilmek için onların kalplerini yani duygularını harekete geçirirler. Kalbin akıldan önce geldiğini iyi bilirler.
Liderler önce hayal eder sonra insanları bulurlar. İnsanlarsa önce lideri bulur sonra o hayale (vizyona) ortak olurlar.
Lider anı yaratır. Takipçileri anı yakalar. An yani o muhteşem an zamanla kazanmakla kaybetmek arasında bir yerde lider tarafından yaratılır.
Liderler iç çemberini doğru insanları seçerek kurarlar. Eğer bu insanlar zayıf çıkarsa lider potansiyeline ulaşamaz.Her liderin potansiyeli, en yakınındaki insanlar tarafından belirlenir.
İç çemberini lideri doğru insanlardan kurduğunda onlara göçereceği yetki ile onları güçlendirir. Yetki vermenin özü insanlara inanmaktır. Başkalarını büyütmek lideri daha büyük yapar. Liderin çapını da büyütür. Bir lider yetişmesi için de bir başka lider gerekir.
Makedonya Kralı Philip, bir gün oğlu İskender'in hocası olan Aristoteles'e kızar ve onu aşağılamak için, “Ne olacak sanki? Senin yerine başka bir köle tutar, onun oğlumu bir lider gibi eğitmesini ve ilgilenmesini sağlarım.”
Bu sözler üzerine ünlü düşünür kendisinden emin bir şekilde krala “Evet majesteleri iyi fikir! O zaman çok geçmeden iki köleniz olur” diye karşılık verir.
Evet gerçekten hiç düşündünüz mü?
Evladınızı yetiştirmesi için kime teslim ederdiniz?
Kurumunuzu nasıl bir liderin yönetmesini isterdiniz?
Spor kulübünüzün başkanlığını veya teknik direktörlüğünü kime emanet ederdiniz?
En önemlisi vatanınızı, geleceğinizi kime güvenip teslim ederdiniz?
Kime güvenirdiniz?