Eski futbolcudan itiraf: Trabzonspor’dan ayrılmak içimde ukde kaldı
Eski Trabzonsporlu Emrah Eren'den açıklamalar geldi.
2003-2006 yılları arasında Trabzonspor formasını terleten Emrah Eren açıklamalarda bulundu.
Futbol hayatının en büyük ukdesinin Trabzonspor’dan ayrılmak olduğunu vurgulayan Emrah Eren, “Allaha şükürler olsun böyle bir meslekte uzun yıllar yer almak nasip oldu. Daha başarılı, daha iyi bir kariyere sahip olmak isterdim. Tabi içimizde ukde kalan şeyler var. Trabzonspor’dan ayrılmak içimde ukde kaldı. Orada daha uzun yıllar oynamak isterdim. Benim ve takımım adına her şey çok iyi giderken Vahid Halilhodzic’le yaşadığım sorunlar nedeniyle takımdan ayrılmak zorunda kaldım. Bu olay futbol hayatımın en büyük ukdesiydi” dedi.
‘’TÜRKİYE’DE İKİLİ İLİŞKİLER HAKİM’’
Türk futbolunda ikili ilişkilere dayalı bir sistem olduğunu kaydeden Eren, “Herkes için bunu söyleyemem ama %80 oranında bu durum böyle. Türkiye’de hayatında futbol topuna ayağı değmemiş, futboldan anlamayan ama ikili ilişkileri sayesinde çok üst düzey yerlerde takım çalıştıran teknik direktörler var. Yine aynı şekilde üst seviye takımlarda futbol oynamasına ve bu işte yetenekli olmasına rağmen kulüp bulamayan onlarca antrenör arkadaşım var. Türkiye’de ikili ilişkileriniz, kariyerinizin, yeteneklerinizin ve yapabileceklerinizin önüne geçiyor. O yüzden önümüzü kapalı olarak görüyorum. Ama bir işte nasibiniz varsa Allah’ın izniyle kimse o nasibin önüne geçemez. Biz elimizden geleni yapacağız. Nasibimiz yoksa da kaderimize razı olacağız. Türkiye’de herkes ikili ilişkilere ve bu ilişkiler sonucunda sahip olacağı şeylere bakıyor. Kimse kariyere, başarıya, yeteneğe bakmıyor” diye konuştu.
‘’KİEV VE BİLBOA’DAN DAHA İYİYDİK’’
Trabzonspor formasını terlettiği günlere de değinen Eren, Trabzonspor’daki günleri hakkında, “Hiçbirimiz kalite açısından, 6 defa şampiyon olan efsane Trabzonspor takımının yanından geçemeyiz. Gerçek efsane, gerçek büyük futbolcular onlardır. Onlardan sonra da 1996’daki takım çok kaliteliydi. 1996’dan sonraki kadrolar açısından da 2004-2005 sezonu kadrosunun en kaliteli kadro olduğunu düşünüyorum. Çok kısıtlı bir bütçeyle kurulmuş, Trabzonspor’un sıkıntılı günlerinde oluşturulmuş bir ekiptik. Az paralara oynayan ama büyük başarılar elde eden bir takımdık. Aramızda tecrübesiz isimler vardı. Daha önce Avrupa kupası maçı oynamamış arkadaşlarımız vardı. Biz bu iki takımdan da daha iyi bir takımdık. Kiev’i 5-1 yenebilirdik. Goller kaçırdık, şutlarımız direklerden döndü, müthiş oynadık. Çok farklı kazanabileceğimiz maçı tek farkla kazandık. Türkiye’ye döndüğümüz de tecrübesizlik yüzünden elendik. Başka bir yorum yapamıyorum “Nasıl olsa eleyeceğiz” şeklinde mi düşünüyorduk hatırlamıyorum. Bu maçlardan golleri çıkartsalar ve “Bu turu kim geçti” diye sorsalar maçı seyreden herkes “Bordo-Mavili takım kazanmıştır” der. Biz bu takımlara elendiğimiz günlerde takım olarak ısınma aşamasındaydık. Yeterli tecrübemiz yoktu. Birbirimize iyice alışmışken de kötü bir yönetim tarzıyla beraber takımımız dağıldı” ifadelerini kullandı.
‘’TRABZONSPOR’LA ŞAMPİYONLUK UEFA KUPASINI UNUTTURURDU’’
Trabzonspor’la yaşadığı Türkiye Kupası Şampiyonluğunu unutamadığını belirten Eren, “Karakter olarak bizi 10 defa ceplerinden çıkartacak arkadaşlarımız var ama yanlış da anlaşılmak istemem. Sosyal medyayı farklı şekilde kullanarak farklı bir yüz kullanmak isteyen futbolcu arkadaşlarımız var. Ben Galatasaray camiasından tepki göreceğimi bile bile bunu söylüyorum, zaten tepki de görüyorum. Trabzonspor’la kazandığım Türkiye Kupasında emeğim olduğu için o kupa, Galatasaray’la kazandığım UEFA Kupasından benim için daha değerli. Alınmasınlar, kızmasınlar. Bunun dışında, Trabzonspor’la lig şampiyonu olabilseydim UEFA Kupasını tamamen unuturdum. Diyorum ya o işin içinde emeğim var, bir şey katıyorum, hamuruna bir şey ekliyorum. İnsanlar bana “O sezon Galatasaray’ın kapısından içeri girmek için futbolcular kapıda yatıyordu, sen nasıl böyle düşünürsün?” diyorlar. Ne yapayım? Ben böyleyim” dedi.
“ŞAMPİYONLUĞA MAL OLDU’’
2005 yılında Kadıköy Şükrü Saraçoğlu Stadyumu’nda oynanan ve Fenerbahçe’nin 2-1 galibiyetiyle sona eren Cem Papila’nın yönettiği Fenerbahçe-Trabzonspor karşılaşması hakkında da konuşan Eren, “Ben hayatım boyunca hiçbir hakemi suçlamadım. Ancak maç içerisinde Cem Papila’ya her şeyi söyledik. Ağzımıza geleni saydık. Maç içerisinde verdiği kararlar yüzünden kendisine İtiraz etmeye gittik “Kötü yönetiyorsun, art niyetli yönetiyorsun!” dedik. Maç esnasında Cem Papila’nın art niyetli olduğunu düşündüm. Maç sona erdikten ve zaman geçtikten sonra bu düşünceden vazgeçtim. Bence Cem hoca oradaki baskıyı kaldıramadı, o baskıya yenildi. Fenerbahçe camiasının baskını kaldıramadı. Çok kötü bir maç yönetti bu da bizim şampiyonluğumuza mal oldu. Böyle düşünmek istiyorum” cümlelerine yer verdi.
“İZİN VERİLSEYDİ ŞAMPİYON OLACAKTIK”
Türk futbolundaki sistemin, o karşılaşmada Fenerbahçe’yi yenmelerini engellediğini ifade eden Eren, “Ben inançlarıyla yaşayan bir insanım. Zannedersem bir alim, ’Birbirinize hakkınızı helal etmemenin ahirette size getireceği yükü bilseydiniz, karşınızdaki insan size çok büyük kötülük yapmış olsa bile ona yine de hakkınızı helal ederdiniz’ demişti. Biliyorsunuz Allah, ‘Kul hakkıyla karşıma gelmeyin’ der. O nedenle ‘Cem hocaya hakkımı helal etmiyorum’ demeye vicdanım el vermez. Cem hoca, böyle bir hatayı kasten yaptıysa bunun karşılığını zaten alacak. Yapmadıysa da sıkıntı yok. Aradan zaman geçince daha sakin kafayla düşünebiliyorsun. O yüzden ‘Hakkımı helal etmiyorum’’ demeyeyim. İyi niyetle düşünelim. Cem hoca, inşallah o atmosfer ve o baskı yüzünden bu hataları yapmıştır. Çok kötü bir maç yönetti. O maçtan sonra Fenerbahçe’nin Galatasaray maçı vardı. Fenerbahçe’yi yenseydik Fenerbahçe, o psikolojiyi düzeltemezdi. Biz o gün kazansaydık, kazanmamıza izin verilseydi, o hakem hataları yapılmasaydı şampiyon olurduk” şeklinde konuştu.
“YAYINCI KURULUŞ PARA KAYBEDECEK”
özlerine devam eden Eren, “Futbolu bıraktıktan sonra, antrenörlüğe geçince bazı ilişkilerde öyle şeyler gördüm ki inanın bunları taraftarlara anlatsak maç izlemeyi bırakırlar, futboldan soğurlar. Futbolda kötü ilişkiler var ve bu kötü ilişkilerin dışında tehlikeli ilişkiler de var. Gözünle görmediğin için ispat edemiyorsun ama öyle şeyler duyuyoruz ki inanamazsınız. O yüzden her şey olabilir. Her şey mümkün. 2005 yılında ben ve takım arkadaşlarıma saha içerisinde de saha dışarısında da “Sizin şampiyon olmanız çok zor. Çünkü siz şampiyon olursanız yayıncı kuruluş para kaybedecek” denildi. Biz bunları en az 10 defa duyduk. Yattara’da, Gökdeniz’de, Fatih Tekke’de her oyuncu arkadaşımız bunları duymuştur. Puzzle parçalarını birleştirdiğin zaman aklına komplo teorisi geliyor. Yine söylüyorum, hakem çok kötü bir maç yönetti ve şampiyonluktan olduk. Daha ötesini söyleyemem” dedi.
‘’MİLLİ TAKIMDA NEGATİF AYRIMCILIK OLDUĞUNA İNANIYORUM’’
Eren ayrıca, Milli takımda Trabzonsporlu oyunlara karşı negatif ayrımcılık olduğunu iddia ederek, “Milli takımda negatif ayrımcılık olduğuna inanıyorum. Trabzonspor taraftarı yanlış anlamasın ama İstanbul takımlarının taraftar sayısı daha fazla. Bu bir realite. İstanbul’un büyüklerinin ön planda olması isteniyor. Ben o sezon iki defa davet aldım. Ancak sakatlıklarım yüzünden milli takım formasını giyemedim. Yanlış bir şey de söylemek de istemiyorum ancak kaderde bazı çizgiler var ve bu çizgilerin öteki tarafına atlayamıyorsunuz. Trabzonspor’da oynadığım günlerde hep yılın 11’indeydim ancak milli formayı giyemedim. Çizginin öte yanına atlayamadım. Kariyerinde bir eksik olarak kalıyor. Sonraki sezon Tolga Seyhan ve Hüseyin Cimşir milli takımdan davet aldı diye hatırlıyorum. Mesela Hami Mandıralı ağabey Türk futbol tarihinin en iyi üç forvetinden biridir. Türk milli takımının dışında Trabzonspor camiasının da Hami Mandıralı’nın değerini bilmediğini düşünüyorum. Hami ağabey, müthiş bir yetenekti. Trabzonspor’da önemli yerlerde görev alması gerekiyor. Ben çocukken Trabzonspor taraftarı değildim. Babamın tuttuğu takımı tutuyordum. Ancak Hami Mandıralı bana inanılmaz bir oyuncu gibi geliyordu” ifadelerini kullandı.
‘’2010-2011 ŞAMPİYONU TRABZONSPOR’DUR”
Açıklamalarında 2010-2011 sezonuna da yer veren Eren, o sezon hakkında şu ifadeleri kullandı: “O sezon benim için çok acı bir sezondu. Dizimden sakatlık yaşamıştım. Çok acı çekiyordum. Kulüp bulmakta zorlanıyordum. Futbol hayatım bitme noktasına gelmişti. Bunların dışında Fenerbahçeliler tepki gösterecek ama o sezonun şampiyonu kesinlikle Trabzonspor’dur. Trabzonspor, o sezon şampiyon olmuştur nokta”
“ŞENOL GÜNEŞ EĞİTİMCİ BİR İNSAN”
Şenol Güneş’in futbolcuları yalnız futbolculuk meziyetleri açısından değil, insani yön açısından da geliştirdiğini kaydeden Eren, ‘Şenol hoca, eğitimci bir insan. Futbolcuya hayatsal anlamda çok şey katan bir insan. Futbolcularına Kişilik, karakter ve yaşantı anlamında neler katabilirim?’ diye düşünen bir teknik direktör. Bu nedenle benim için çok özel. 2005 yılında sezon başı kampında bizi yurtdışında çok güzel bir yere götürmüştü. Dağların, nehirlerin arasında harika bir yerdi. Şenol hoca o günlerde bize ‘Çocuklar aranızda genç oyuncular var, yeni transferler var ve bunların bazıları belki de alt liglere gidecek ve buralara bir daha gelemeyecekler. Hayatlarında bir defa böyle bir yer görecekler. En güzel yerleri görmelerini istedim. Ufukları açılsın, hayal güçleri genişlesin istedim. O yüzden burayı seçtim’ dedi. İnanın bunu kimse düşünmez. Şenol hoca bize ’Sahaya tükürmeyin. Trabzonspor forması giyen oyuncuya tükürmek yakışmaz’ derdi. O dönem bakın, inceleyin hiçbirimiz sahaya tükürmemişizdir. Bunun futbolla bir alakası yok ama hoca, bu tarzıyla sizi eğitiyor. Şenol hoca, oyuncusunun kişiliğini, karakterini ve hayatını düşünüyordu. Şenol hoca bize Fair-Play’ın dışına çıkmamamız gerektiğinizi söylerdi. Hoca bize ’Sahtekarlık yapmayın, arkadaşınızın terini çalmayın. O da evine ekmek götürüyor, siz de evinize ekmek götürüyorsunuz. O da bir şehri kulübü temsil ediyor, siz de ediyorsunuz’ diyordu. İsmi lazım değil, bazı teknik direktörler de sürekli olarak faul yapmamızı istiyordu. ’Vur, ayağını kır, taktik faul yap’ diyen teknik direktörler var” diye konuştu.
TÜYLER DİKEN DİKEN OLUYOR
Hüseyin Avni Aker Stadyumunun Trabzonspor için tarihsel önemine de vurgu yapan Eren, Avni Aker stadyumunun yıkılmasının doğru bulmadığını ifade etti. Eren, “Avni Aker stadyumu bir tarihtir, Bir efsanedir. Avni Aker denilince insanın tüyleri diken diken oluyor. Yeni stadyum Avni Aker’in yanında çok bir şey ifade etmiyor. Avni Aker’in yerini tutamaz. Artık stadyumların ruhları yok oldu. İçlerindeki o hava eskisi gibi değil. Ne olursa olsun Avni Aker’in yeri doldurulamaz. Eski futbolcuların, Hami Mandıralı’nın, Orhan Çıkırıkçı’nın ve diğer isimlerin Avni Aker’e çıktığı duygularla bugünkü futbolcuların Akyazı Stadyumu’na çıktığı duyguların aynı olduğunu düşünmüyorum. Avni Aker’de farklı bir duygu var. O takımın temelleri orada atıldı. Bana göre yanlış bir tercihti. O takımın tarihi, ruhu, kökleri oradaydı. Avni Aker bir tarihti. Sen tarihi yok ettin. Trabzonspor’un tarihini yok ettin! Şenol Güneş, Necati Özçağlayan, Turgay Semercioğlu ve diğer isimler, şampiyon oldukları stadyum olarak nereyi gösterecekler? Şenol hoca Trabzon için büyük bir marka ve değer. Kariyer olarak Trabzon’un en büyük ismi. Milli takıma en büyük başarıyı yaşatan teknik direktör. Trabzon’da Cadde, sokaklar ve parklarda olabilir. Ama o stadyumun ismi Hüseyin Avni Aker olmalıydı. Şenol hocanın ismi güzel yerleri hak ediyor. Ama o stadyumda aynı isimle kalmayı hak ediyordu” ifadelerini kullandı.
‘’ÖZKAN SÜMER, TÜRK FUTBOLUNUN ORDİNARYÜSÜDÜR.’’
Açıklamalarında Trabzonspor’un efsane ismi Özkan Sümer’e de yer veren Eren, efsane ismin Türk futbolu için bir ordinaryüs olduğunu ifade etti. Sözlerine devam eden Eren, “Özkan Sümer’in başkan olduğu dönemde Trabzonspor borçlar içerisindeydi. Özkan hoca borçları sıfırladı hatta artıya geçirdi. Öyle bir takım kurdu ki onun kurduğu takım şaibeli şampiyonluklar kaçırdı. Takıma zirve transferleri yaptırdı. Maalesef Özkan hoca başkanlığı bıraktıktan sonra Trabzonspor düşüşe geçti. Özkan hoca Türk futbolunun ordinaryüsüdür. Onun için profesör desek bile az kalır” dedi.
(TAKA)