Kamil Ahmet Çörekçi: “Kötü oynayabilirim ama savaşmayı asla bırakmam”

Kamil Ahmet Çörekçi Trabzonspor dergisine açıklamalarda bulundu.

Trabzonsporlu oyuncu Kamil Ahmet Çörekçi, bordo mavili kulübün dergisine verdiği röportajda önemli açıklamalarda bulunarak “Ben kötü oynayabilirim, kötü oynadığım çok maç da var ama savaşırım, savaşmayı asla bırakmam” dedi.

Teknik Direktör Abdullah Avcı ile ilgilide konuşan Çörekçi, Abdullah Avcı kadar taktik anlamda iyi bir antrenör Türkiye’de görmediğini söyledi.

İşte Kamil Ahmet Çörekçi’nin o röportajı;

Öncelikle merhaba; seni biraz tanıyabilir miyiz? Futbola nasıl başladın, futbolcu olmaya karar verdiğin anı bize anlatır mısın?

Babam amatör olarak futbol oynuyordu. İngiltere’de yaşadığımız yerde Pazar günleri amatör bir lig oynanıyordu, babam da orada bir takımda futbol oynuyordu. Ben de küçükken babamı izliyordum. 5-6 yaşlarımdayken babamı izleyerek futbolla tanıştım. Ardından ben de çocuklarla futbol oynamaya başladım. Annem her cumartesi beni halı sahaya götürüyordu. Orada küçük bir ücret karşılığında futbol oynayabiliyorduk. O dönemde bir scout vardı, Fulham’dan. O her hafta gelip oradaki küçük futbolcuları izliyordu. Ben de 9 yaşındaydım, hatta biraz da kiloluydum. Ona rağmen diğer çocuklardan hızlı ve güçlüydüm. Orada beni izledi ve futbol hayatım böyle başladı.

Kamil Ahmet Çörekçi: “Kötü oynayabilirim ama savaşmayı asla bırakmam”

İngiltere’nin köklü kulüplerinden Fulham’ın altyapısında yetiştin. Oradaki altyapı eğitimi sana neler kattı? İngiliz futbol organizasyonu hakkında neler söylersin?

Fulham’ın bana çok büyük katkıları oldu. Futbolun tam olarak ne olduğunu Fulham’da öğrendim. Disiplin ve taktik olarak çok şey kattı bana. Antrenörleri de çok iyiydi, hala unutmadığım birkaç öğütleri vardır. Çok yetenekli oyuncularla birlikte oynadım. İngiltere Milli Takımının oyuncuları da vardı aramızda. Onlar kadar iyi değildim ama Fulham altyapısında çok geliştirdim kendimi. İngiltere’de futbol çok ciddiye alınıyor. Oldukça disiplinliler. Öncelikle karakterine bakıyorlar. Yeteneğin olabilir ancak karakterin de olmalı. Ben de yetenek olsa bile %80 karakterin seni futbolda ileriye taşıyacağına inanıyorum.

2017 yılında kulübümüze transfer oldun. O günden bugüne baktığında neler hissediyorsun. Trabzonspor’daki anıların, hatıraların ve tecrübelerinden bize biraz bahseder misin?

Trabzonspor’a ilk geldiğimde Ersun Yanal vardı. Bana açık açık söyledi. Ersun hocayı daha önce Milli Takımdan da tanıyordum. Bana, “Sen alternatif bir oyuncum olacaksın” dedi. Ben de tamam dedim. Sonuçta Trabzonspor’a transfer oluyordum. Çalışırım, kendimi gösteririm, şans gelir ve oynarım diye düşündüm. İlk sezonumda çok bekledim. Sezonun %70’inde hiç oynamadım. Daha sonra Rıza Çalımbay gelince şans buldum ve çok da iyi oynadım. Sürekli oynamaya başlayınca, performans ve özgüven olarak da çok şey kazandım. Gerçekten “Ben burada oynayabilirim” dedim. Daha sonra büyük bir şanssızlık yaşayarak maalesef dizimden sakatlandım.

Bizler seni her zaman istekli, disiplinli, takım oyunun bir parçası olarak görüyoruz. Kendi futbol tarzını özetlemek gerekirse Kamil Ahmet Çörekçi nasıl bir oyuncu?

Ben kendimi görev adamı olarak tanımlıyorum. Teknik direktörümüz nerede oynatırsa oynatsın her şartta elimden geleni yapmaya çalışırım. Görevimi yaparım. Benden ekstra bir şey beklemeseler bile aşağıda bir performans da göstermem. Her zaman elimden geleni yaparım.

Çok yönlü bir oyuncu olduğunu biliyoruz. Sağ bek, sol bek ve orta saha mevkilerinde, hangi pozisyonda görev verilirse elinden gelenin fazlasını yapmaya çalışan bir oyuncusun. Sen kendini en iyi hangi mevkide rahat hissediyorsun. Sence, senin en iyi olduğun mevki neresi?

Ben sağ bek oynarken kendimi daha iyi hissediyorum. Orada daha başarılı olduğumu düşünüyorum.

Takımımız hakkında neler düşünüyorsun? Geçen yıl ve bu yıla baktığında, gelecek hakkında neler düşünüyorsun. Bir sonraki sezonu gözünde nasıl canlandırıyorsun?

Şu an takımımızda çok iyi bir ortam var. Sezon başında biraz zor günler geçirdik. Çok fazla oyuncu gelmişti. Geçtiğimiz yıl başarılı bir sezon geçirdik, sonra birçok oyuncu gitti ve yenileri geldi. O uyumu yeniden sağlamak zor. Sezon başında bir süreç geçirdik. Abdullah Avcı geldikten sonra da bir felsefe görüyoruz artık takımımızda. Şu anda takımımızdaki ortam ve oynadığımız stil takıma çok yakışıyor. İnşallah bunun da devamı gelir.

Trabzonspor’da bir kariyer planlaması yaptın. Gelecek için düşüncelerin neler? İleride kendini nerelerde görmeyi hedefliyorsun?

Trabzonspor’a ilk geldiğimde burada kalıcı olmak istedim. Çünkü çok arkadaşım var Trabzonspor’a transfer olup 1-2 sene sonra giden. Başka oyuncular da var transfer olduktan sonra ayrılan. İçimden “Burada kalıcı olmalıyım” dedim. Yalan yok, Trabzonspor’u evim gibi görüyorum. Buradaki 4. sezonum. Artık kültürüne, yemeklerine, hayatın her alanına alıştım. Eve de gidemiyorum, Londra’ya da gidemiyorum artık pandemiden dolayı. Buraya alıştım ve burada kalıcı olmak istiyorum. Bunun için de elimden gelen her şeyi yapmaya hazırım.

Kamil Ahmet Çörekçi: “Kötü oynayabilirim ama savaşmayı asla bırakmam”

İstersen biraz da Teknik Direktörümüz Abdullah Avcı’dan bahsedelim. Yeni bir futbol anlayışı var. Abdullah Avcı sana neler düşündürüyor? Futbol anlayışı, çalışma biçimi ve diğer konularda neler söylemek istersin?

Abdullah Avcı geldiğinde ben sağ bek oynuyordum. Gerek antrenmanlarda gerekse maçlarda sağ bek pozisyonundayken hep açılıyordum, kanat oyuncusu gibi oynuyordum. Abdullah hoca o kadar disiplinli ki, Avrupa’daki antrenörler gibi. Bana “Sen neden açılıyorsun, içeriyi kapatmalısın” diyordu. Abdullah Avcı’nın çok disiplinli bir taktiği ve oyun felsefesi var. Ben bunu Avrupa’da gördüm ama ilk kez Türkiye’de gördüm. Türkiye’de çalıştığım diğer antrenörlerde böyle bir şey görmediğim için ben de kanat oyuncusu gibi açılıyordum. Abdullah Avcı geldikten sonra bana Avrupa’daki hocalar gibi bir oyun felsefesi kattı. Hocamızın her konuşması, her hareketi özgüven veriyor oyunculara. Zaten görüyorsunuz bunu takımda. Antrenmanlarda çalıştığımız sistemi, oyunu maçta uyguladığımızda ve bunu başardığımızda çok güçlü hissediyoruz. Bazen Vitor, Edgar veya Hosseini yanımda kim oynuyorsa onlara diyorum k, “Bugün gol yemek yok!” Neden, çünkü bizim felsefemiz gol yememek. Her türlü atarız biz ama gol yememeliyiz. Abdullah Avcı’nın istediği hep kademe, arkayı sağlam tutalım, golü atarız zaten. Abdullah Avcı geldikten sonra da görüyorsunuz, defans hattımız, savunmamız çok iyi. Gol yemedik, pek çok maç kazandık. İnşallah bunun üzerine koyarak devam edeceğiz.

Şu ana kadar çalıştığın hocalar arasında Abdullah Avcı'yı nereye koyarsın?

Taktik anlamda Abdullah Avcı’yı birinci sıraya koyabilirim. Gerçekten çok iyi antrenörlerle de çalıştım ama Abdullah Avcı kadar taktik anlamda iyi bir antrenör Türkiye’de görmedim.

Uzun bir süredir Trabzon’da yaşıyorsun. Şehrimiz hakkında Trabzon insanı hakkında neler söylersin?

Trabzon çok güzel bir şehir. Doğası olarak zaten inanılmaz güzel bir yer. Son bir yıldır pandemiden dolayı pek fazla sosyalleşemiyoruz ama Allah’a şükür işimize gelebiliyoruz. Taraftarımız, insanımız çok ateşli. Bu çok güzel bir duygu, bizi de motive ediyorlar. Bir beklentileri var bizden. Bu da bizi motive ediyor.

En çok neleri seviyorsun Trabzon’da, maç ve antrenman dışında nasıl vakit geçiriyorsun?

Bazen arkadaşlarımla buluşuyorum. Evde konsol oyunları oynuyoruz. Bu dönemde zaten çok fazla yapacak bir şey yok. Ailem en son altı ay önce Trabzon’a geldi. O günden beri gelemediler buraya. Onlar Trabzon’u çok seviyorlar. Her gün kalkınca denizi görüyorsunuz, fazla söze gerek yok zaten.

Taraftarlarımızla ilk günden beri samimi ve saygılı bir ilişkiniz var. Kamil Ahmet Çörekçi, taraftarın gözünde takımımız hep bir parçası olarak görülüyor. Neler söylersin taraftarlarımız hakkında?

Taraftarlarımızla iletişimimiz çok iyi. Güvenlerini kazandım sanırım. Ben bir görev adamıyım, elimden geleni her zaman yaparım. Ben kötü oynayabilirim, kötü oynadığım çok maç da var. Ama savaşırım, her zaman savaşırım. Savaşmayı asla bırakmam. Belki o yüzden beni seviyorlar. Belki bazıları da sevmiyor, normal. Ama benim taraftarımızla ilişkim iyidir.

Pandemi sürecinde seyircisiz maçlar oynanıyor. Futbolun seyircisiz tadına alışabildin mi? Sahaya çıktığınızda neler hissediyorsunuz?

Futbolcu olarak çok kötü bir his. Çünkü taraftarlarımızın gücü bize sahada bir adım daha fazla attırabilir. Enerjimizi yükseltir, motive ederler. Taraftarsız futbolun hiç tadı yok. İnşallah en yakın zamanda o da olacak.

Bizim soracaklarımız bu kadar, senin eklemek istediğin bir şey var mı?

Bu keyifli sohbet için çok teşekkür ediyorum.

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
10 Yorum
Önceki ve Sonraki Haberler